bişey daha staj zamanlarımda stajdaki öğretmenlere her dönem sonun da -hocam sölemek istediğiniz bişey var mı bi öğüdünüz var mı diye sordum. aynı şekilde üniversite de hocalarımız veda konuşmalarını yapıp son öğütlerini verirken sanki anlaşmış gibi --aman çocuklar velilere dikkat edin.sizi yoracaklar..şeklinde altın değerin de öğütlerde bulunmuşlardı..o zaman ne yalan söyleyim. fazla abartıyolar, demiştim..
meğer az bile sölemişler... daha neler göreceksin. ve küçük bi hikayeyle bitireyim...çok öncelerden kalmış aklımda umarm yanlış yazmam...
zamanın birinde bir yılan köy halkını çok rahatsız etmeye başlamış. geleni geçeni ısırıyor herkesi rahatsız ediyomuş..köy halkı çok musdaripmiş..köyün bilgesine gitmişler. --bize yardım et çok zor durumdayız. korkudan dışarı çıkamıyoruz demişler...aradan bi süre geçmiş bilge gezerken yılanın üzerine basmış ve yılanı onu başından tutuvermiş--yılan demiş ki beni öldürme her istediğini yaparım..bilge demiş ki sen insanları çok rahatsız ediyorsun.geleni geçeni ısırıyosun..kimseyi ısırmayacaksın.
yılan -olur,demiş.kimseyi rahatsız etmem artık.söz.
vee gel zaman git zaman yılan sözünü tutmuş.gerçekten kimseye saldırmamış. hatta o kadar uysallaşmış ki çoluk çocuk nerde görse eline alıp oyunuyor yerden yere vuruyormuş. artık rahat gezemiyormuş yılan. sonunda dayanamamış ve bilegeye gitmiş.
--evet ben sana söz verdim ama artık dayanamıyorum, demiş
-ne oldu, demiş bilge
--çoluğun çocuğun maskarası oldum herkes benimle dalga geçiyor. yerden yere vuruyolar beni..artık dayanamıyorum bu duruma bana bi yol göster kurtar beni ya da beni öldür,,demiş
bilge--BEN SANA ''KİMSEYİ ISIRMA'' DEDİM ,DİŞİNİ GÖSTERME DEMEDİM Kİ,,,demiş.