ben milli eğitim bakanı olsaydım özellikle ilköğretim okullarındaki ana sınıfları için öğrenci sayısını 15 ile sınırlı tutardım.öğrenci sayısının fazlalığı kaliteyi düşürüyor bence.ayrıca 6 saat 5-6 yaş çocuklar için çok uzun bir süre.bence okulda 4 saat geçirmeleri en iyisi olurdu.hem öğretmenin verimini hemde çocuğun ilgisini azaltıyor bu 6 saat.üstelik diğer öğretmenler gibi tenefüs imkanımızda yok.ben bir dakika bile ayrılamıyorum sınıftan çocuklara herhangi bir zarar gelmesin diye.

MELİKEM sana katılıyorum gerçekten çok soru yapan değil çocukların seviyesine inebilip onlarla anlaşabilen o şekilde eğitmeye çelışan öğretmen almaları lazım.millet 2 yıl çalışıyo kpss ye kazanıyo ama çocukla etkileşim kuramıyo eee ne anladım bu öğretmenden.bencede kpss dışında uygulama sınavlarıda olmalı.

Ben Milli Eğitim Bakanı olsam eğitim konusunda tam olarak deneyim kazanmış kişileri sınavla değil ama 1 ve 2 yıl denedikten sonra kadroya alırım.Aslında tam olarak sınava karşı çıkıyoruz ama eğitim ile uzaktan yakından haberi olmayan insanları çocuklarımızın başına öğretmen diye veriyolar yaptıkları tek şey kitap okumaktan ileri gitmiyor.Benim öğretmenim şöyle derdi:''Ben dersimi anlatır giderim siz ne yaparsanız yapın ister dinleyin ister dinlemeyin.''Eğitim bu mudur sizce? Eğitim kitapta yazanları çocuğa aktarmak mıdır sadece.Hani yaratıcılık hani etkili iletişim hani nerde?Çocuklarımız kendilerini rahat ifade edemiyorsa çocuklarımız düşünce becerilerini geliştiremiyorsa çocuklarımız en önemlisi kendini gerçekleştiremiyorsa eğitimin neye yaradı.Ben eğitim konusunda beceri sahibi öğretmenleri görevlendirir hak ettikleri içinde maaşlarını arttırırdım.Devletin görevi olarak bilinen aslında bu konuda öğretmenleri yapayanlız bıraktıkları eğitim ortamlarını düzenlerdim.Sınıflara öğrenci doldurmak yerine rahatça oynayıp hayal güçlerini geliştirecek büyüklükte ki sınıfa 10 u geçmeyecek çocuk grupları ile sınıf ablası verirdim herkese saygılar )

ben olsam öğretmeni her fırsatta motive eder yaptığı işe değer verdiğimi emeklerine saygı duyduğumu gösterirdim ayrıca anasınıfı öğretmenlerine yıpranma payı verirdim ha bide maaşlara zaaammmm

Milli eğitim Bakanı olsaydım önce kendime şöyle derdim:
"Bak Dilek, bu çocukların erken eğitimi senin Avrupa Birliğine uyum sürecinden çok daha önemli ve değerli. Ona kimbilir ne zaman alınırsın veya alınmazsın bilmem. Ha alınsan fena mı olur? Hayır ama yapacağın şeyi ülken ve çocukların için yap, elin yabancıları öyle diyor diye değil.Atacağın adımları buna göre at yoksa sorumluluğun altında olan kişilerin hakkını ödeyemezsin ve yükünün altında ezilir kalırsın."

sınav denen illeti kaldırırdım arkadaşın dediği gibi belli süre çalışan öğretmenleri çalışmalarını değerlendirip sonuca göre kadroya alırdım öğretmenlerin yorgunluğunu atıcak tatmin edici türkiye şartlarına uygun maaşlar düzenlerdim bide sayın bakan gibi banamı sordun öğretmen oldun demezdim vatanımın eğitimcilerine laf aramızda adama sinir olmuştum ozaman meslek seçerken devlet büyüklerine sormak lazımmış yeni meslek seçenlere duyurulur arakadaşlar.

ben milli eğit,m bakanı olsaydım kpss yi kaldırırdım

meslek lısesı mezunları kızacak belkı ama meslek lısesı mezunlarının calısmasını engellerdım.yada koylerde ogretmenlık apmalarına ızın vermezdım.unıversıteyı zorunlu kılardım okuloncesıogretmenlıgı ıcın.

Kalİtelİ EĞİtİm İÇİn Siniflarin 15 KİŞİ İle Sinirlandirirdim.Çok BaŞarili Olan SÖzleŞmelİ ÖĞretmenlereİde Kadroya Dİrek Atardim.kpss Ye Hayir Slogani Uyguluyorum.kadroluyum Dİyerek DoĞru DÜrÜst EĞİtİm Vermeyen ÖĞretmenler Çok Maalesef. ÇaliŞan ÖĞretmen ArkadaŞlarima SÖzÜm Yok Tabİkİ

Milli eğitim bakanı olsaydım bize hiçbir faydası olmayan, hayatlarımızı (bitmeyen ve bitmeyecek olan) sınavlara endeksleyen, bizi ezberciliğe, zoraki çalışmaya ve çaresizliğe iten bu bozuk sisteme son verirdim......

sadece sınav sonucu ile öğretmen atamazdım,bu mesleği inanan ve seven insanların yapması için elimden geleni yapardım çok zor ama...

bir an önce istifa ederdim..

Şu atasözunu kım söylemişse o kadar guzel söylemışkı BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR,farkındamıyız arkadaşlar bılmıyorum ama yazılanları baştan sona okuduğumda pek farkımız yok şuan bakan olanlardan,yuzdeye vursak eğitimle ilgili istek %20 yı geçmez buda çok uzucu

okul öncesi eğitimle ilgili olarak daha çok oyuncak kütüphaneleri açılması için kapsamlı bir çalışma başlatırdım..ve bu kütüphanelerde sadece oyuncaklar deil,kağıt işleri,dramalar ve oyunlarla okul öncesi eğitime daha sıcak bakılmasını sağlardım. .

ben olsaydım ilköğretimde ki kitaplar nasıl devlet tarafından veriliyorsa okul öncesinde ki dergileri de bedava dağıtırdım. çünkü görev yerim de ki ailelerin durumu çok kötü olduğu içindergi parası toplayamıyorm.
usta öğretici çalıştırmaz, okul öncesi üniversite eğitimi görmüş olmayı zorunlu kılardım.
ihtiyacım olan öğretmen açığını ücretli veye sözleşmeli ile karşılamaz kadrolu öğretmen atardım.

istfa ederdim hemen

keşke öyle bi imkanım olsa neler yapardım ;bütün eğitim sistemi çökmüş durumda kendimizi kandırmayalım sil baştan mili eğitimi adına yaraşır mili yapardım öğretmene kaybedilen değerini geri kazandırır,kenar köşe üniversitelerde öğretmenlikleri kaldırır ,en iyi üniversetelerde yetiştirirdim öğretmenleri ,ama nasıl olsa biz ihtiyaç kaç tane hemen yetiştiriyoz.en büyük sorun başımızda bizi yönlendirmesi gereken kişilerin asıl mesleklerini unutup öğretmenin kılık kıyafeti ayağını nasıl kaydırırtımın derdindeler 8 yıldır çalışıyorum bulaşık yıkadım anasınıfında temizlik yqaptım kendimi parçaladım ne oldu aldığım 1 teşekkür çalışanın durumu ortada ama doğru bildiğim yolda tek kalsamda savaşmaya devam güneşe zıplayarak gidemesekte her zıpladığımızda ayaklarımızı yerden kesmiş oluruz.

bırak yasar hocam bu ayaklarıkim d4edi sana bulasık yıka diye...........................

ben de tüm ana sınıfı öğretmenlerine yardımcı eleman tayin eder, onlara tenefüs hakkı tanırdım. (Çok da güzel olurdu hani)