80'li yıllarda çocuk
olmak...
1980li yıllarda hayatının ilk tecrübelerini yaşamış,
ilkokula gitmiş,
Kenan Evren´i, Erdal İnönü´yü, Özal'ı tanımış olmak,
Ajda Pekkan´ın Alo, Michael Jackson´ın Pepsi reklamlarını
hatırlayacak
kadar
şanslı
olmak demek.
Big in Japan, The Final Countdown, Eye of The Tiger demek.
İcraatın içinden demek, "Semra koy bir kaset de neşemizi
bulalım" demek.
Köprü demek, ödediğiniz her kuruş verginin yol, su,
elektrik olarak
size
geri dönmesi demek
Voltran Voltran Voltran demek , depozito toplamak
adına kola
şişesi
biriktirmek demek , Adile Naşit`ten masal dinlemek demek.
Debbie Gibson, tiffany, Jason Danovan, Sandra, Modern
Talking. vb. dinliyor
olmak...
Comanchero´nun ve life is life'ın sözlerini ezberlemeye
çalışmak demek...
Michael Jackson, Madonna, Samantha Fox demek
Korhan Abay, Cenk Koray, Metin Milli, Ersen ve Dadaşlar
demek. Clementine, He-man, She ra, Transformers demek.
Okula siyah önlükle gitmek demek. Kayahan, Nilüfer, Sezen
Aksu, Barış
Manço
ile büyümek demek.
İhtilal çocuğu demek, Köle İzaura demek, Ziyaretçiler
demek!!!! Acidçi misin metalci mi
demek...
Moruk demek,
Herild yani demek,
Hey corc versene borc demek,
olmaz maykil bende de yok cevabını işitmek demek,
geriye dönüp baktıkça iç geçirmek demek...
Yüzyıl içindeki en iyi, en kıyak kuşak. Hem eski hem yeni
olmak demek.
Biraz gözü açık bir 80'li, yüz yıllık nesil kültürünü bir
porsiyonda
almış
demektir.
edi mörfiiiiiii huuuuuuuuuuuuuu şörli makleeyynn
yeeeeeee diye bağırıp
en az bir technotronic kasetine sahip olmak demek.
Mahalle çeşmelerinden su içmek, bayramları iple çekmek,
cumhurbaşkanı
denince Kenan Evren'i hatırlamak demek
Koltuk
altında topla okul bahçesine yalnız giderken "nasılsa
oynıycak
birileri vardır" diyebilmek demek
Eti kemik geçiyor demek;
Evden çıkmayan bilgisayar bebeleri haline gelmeden çocukluğunu yaşayabilmiş,son dönemin bir üyesi olmak,
Ne sorusuna zonk cevabı vermekten zevk duymak, büyüteç
ile kağıt yakmak
ve
siyah kağıtların beyaza oranla daha kolay yandığını
keşfetmek, 9 voltluk
pile dilinle dokunup o ekşi anı yaşamak,
Televizyon konserlerini teybe çekerken odaya giren anneyi
hemen susturmak,
23 nisan çocuk şenliğinde gelen yabancı çocuklara 5
dakikada aşık
olmak
demek
Son dersin son 5 dakikasında parkeleri giyip zilin
çalmasını beklemek,
hurraa kapıya doluşmak, dışarıya pestil olarak çıkmak
demek, sinek ilacı
arabalarının arkasında bıraktığı bulutta deli gibi
dolaşmak demek.
Kutu kolayı açtıktan sonra kapağını çekip çıkarıp atmak
demek
Tipe bak demek,
Fon müziği Laura Brannigan'dan Self Control olan günler.
Bakkala gitmenin, sokakta oynamanın, harçlık toplamanın
geçerli sayıldığı,
Havuç´un olmadığı yıllar demek... her şeye rağmen temiz
ve el değmemiş
bir
hayat demek...
Sonrasında biz büyüdük ve kirlendi
dünya demek.
Pazar akşamları mecburen yıkanmak ve erken yatmak demek
Sesi açıp kısmak için televizyonun dibine kadar gidip
üstündeki düğmelere
basmak zorunda olmak demek
Şehirlerarası yolculuklara çıkarken otobüsün 302s olması
için dua etmek.
Bilet alırken arka kapının önü ve tekerlek üstü olmasın
demek.
Resimli futbolcu kartları demek, süper babaanne demek,
fantayla kolayı
karıştırmak demek, mahalle kavramı demek.
Çavuşevsku ve karısının kurşuna dizilişini TV'den
seyretmek demek,o görüntülerin yıllar sonra bile kafadan hala çıkmamış olması demek.
Anket ve hatıra defterlerinin
olması bunlara seviyorum ama kimi diye
başlayan maniler yazmak,önünde tek arkasında 2 çizgi olan
külotlu çorapların
havada sallanarak giydirilmesi, içinde biri sabunlu iki
ıslak bez olan
mustili beslenme çantası, dantel yaka, yenen kokulu
silgi, leblebi tozu
çekerken atlatılan ölüm tehlikeleri, hulohop, ayak bileğine
takılarak
çevrilen top, sek sek oynamak, bayramda mahalleye dağılıp
şeker toplamak,
müsaitseniz annemler size gelecek demek.
TRT´nin yayın akışının bitmesiyle çalan İstiklal Marşı
için ayağa kalkıp,
marşı hazır olda bangır bangır söylemek ve marşın
bitiminden sonra çıkan tiz
biiiiiiiiiiiiip"sesine rağmen televizyonu
kapatmamak demek.
Zerrin Özer demek. Nasıl da geçmişti bütün bir yaz demek.
Bu şarkıya kafanda klip çekmek demek.
Annelerin Çernobil yüzünden çay içirmemesi, gofret
yedirmemesi demek..
Challenger'ın olduğu günkü haberleri hatırlamak demek..
PKK saldırılarında her gün mutlaka birilerinin öldüğünü
duymak ama anlamamak
demek.
Veronica Castro'yu güzel zannetmek demek.
Kenan Evreni Atatürk zannetmek demek.
Yazlık diskolarda içeri alınmamak demek, bunun için
ağlamak ve içeride
her nedense- You are in the army now- şarkısında
sarmaş dolaş dans
eden
abi ve ablalara bakıp
özenmek demek
Gorbaçov´un kafasındaki kırmızılığın ne olduğunu merak
etmek anneye "Zeki
Müren´e teyze mi diyim amca mı diyim" diye sormak,
Kenan evren´in cumhurbaşkanlığı görevinden ayrılırken
Çankaya köşkü basamaklarından yavaş yavaş inip sekreteriyle
vedalaşmasını hatırlamak.
Hayat Bilgisi" kitabında Kenan Evren´in resmi olması,
her yere modern
cami
inşa etme furyasına anlam verememek, batman ve Şirnak´ın
henüz il olmadığı
günleri hatırlamak, Özal'ın çenesinin enteresan yapısına
anlam veremeyip,
acaba benim çenem de ilerde böyle olur mu" kaygısıyla
aynaya
bakmak
demek...
breyk breyk arkadaş arıyorum demek
Eve lazım olur diye fazlaca pul almak demek
ho ho ho hoover demek
Zeki Müren'in size alo diyoruuuum demesi demek
İlkokulda Halley, Petrol ve Komancero şarkılarını
uydurma sözlerle söyleyerek dans eden Tolga Han özentisi sefil dans grupları kurmak okul
sonrasında ise her gün koşturarak eve gidip; bu toprağın
sesi programında
kımıl zararlısı ile mücadele yöntemleri, orman köylüsünün
sorunları ve
yüksek randımanlı durum bugdayı türleri ile ilgili
verilen faydalı bilgilerin ardından Kamber ağa ile uyanık skeçlerini büyük bir ilgi ile
izlemek
demek küçük yaşta bilinçli bir çiftçi kadar ziraat
bilgisine
sahip
olmak demek sinemalarda the Lord of the rings, Harry
Potter vs. izlemek
yerine Jules Verne romanları okumakla geçirilen bir
çocukluk demek
Aldım çantamı kolumaaa,
çıktım Dallas yoluna,
ben Babi´yi beklerken
Ceyar girdi koluma
şarkısını dansıyla birlikte bilmek demek.
Kimler geliyo kimler?
sana ne, sana ne?
Ama bunu söylemenize gerek yok ki,
ben yapınca alışverişi, zaten alıyorum satış fişi
replikleri barındıran
Ali-Ayşegül Atik reklamı ve bakkal amca, bir pergel, bir
kalem, bir de
çikolata
>>>alacağım.
Erooooolll, Eroooolll (mahallede çocuklardan biri)
buraya gelin dedim
size
buraya !
fişini de al oğlum´daki Meşhur Erol,
hadi hep birlikte, hep birlikte,
biz biz olalım
yemeklerden önceeee,
lavaboya koşalım,
hafta da bir kere tırnakları keselim,
fırçalayıp onları tertemiz olalım diye şarkılar
ezberleyen bir nesil
olmak
İcraatın içinden izleyip Özal´ın kalemine bakıp
hipnotize olmaya çalışmak
Videocudan American Ninja, Kartal, Kan Sporu ve Evil
Dead gibi filmleri
kiralamak demek
Analogtan dijitale geçiş devrini yaşamış birey olduğunu
anlamak
ve
ikisinden
de farklı zevkler aldığının farkına varmak demek
Çok güzel bir ülkenin son yıllarını hayal meyal
hatırlamak, sonra da
çivisinin çıkışını görerek büyümek demek
Hava durumlarının eksi değil de "sıfırın altında bilmem
kaç" denildiğini
bilmek demek
Apartmanın çatısına 5 metrelik anten takıp üstüne de
tencere kapağı
bağlayan
bir abinin sizi TV önüne oturtması ve çatıdan oldu mu
diye bağırıp anteni
ayarlamaya çalışması . Yunanistan kanallarını
görüntülemek adına ..
oldu
oldu diye camdan kafayı çıkarıp bağırmak ve kimsenin buna
şaşırmaması
demek.
Siyah beyaz ve karlı bir görüntü de olsa ..
Üstelik Yunanca tek kelime anlamasanız da gündüz vakti
çizgi film izlemek
için az debelenmemiş olmak demek...
Muhtemelen hayatımız boyunca yaşadığımız en güzel 10 yıl
demek...
TRT 1´de oluşan sorunlar sonucu yayına bir süre ara
verildiğinde ekrana
getirilen donuk ağaç, dağ bayır resmine 10 dakika
hareketsiz bakabilmek
demek,
Türkiye'de yaşamış son mutlu kuşak olduğunu hüzünle
hissetmek demek.......