- Katılım
- 25 Nis 2006
- Mesajlar
- 5,063
- Tepki Skoru
- 25
- Puanları
- 38
Uzmanlara göre, otistiklerin zekası tıp ve kamuoyu tarafından sanılanın üstünde.
Kanada’daki Montreal Üniversitesi doktorlarından Laurent Mottron, zor iletişim kuran ve sosyalleşme zorluğu yaşayan bu hastaların zeka kapasiteleri hakkında büyük ölçüde bir önyargının bulunduğunu belirttiği açıklamasında, “otistiklerin sadece yüzde 25’inin normal bir zekaya sahip olduğu” yönündeki bilginin de gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Aralarında otizm hastası Michelle Dawson’un da bulunduğu araştırmacılar grubunun çalışmalarını St Louis’te 16-20 Şubat arasında yapılan Amerikan Bilimsel İlerleme Derneği’nin (AAAS) yıllık konferansına sunan Mottron, birçok otistik çocuğun, günlük zekayı ölçmekte yaygın olarak kullanılan ve sözlü dilin iyi kullanılmasını gerektiren Wechsler testine tabi tutulduğunu ve hasta çocukların genellikle bu testte zayıf kaldığını söyledi.
Mottron, otistik çocukların, soyut akıl yürütme kapasitelerini ölçen Raven testine tabi tutulduklarında ise ortalamanın üzerinde 30 puan aldığını, bu sonucun da Wechsler testinde zihinsel olarak geri çıkan otistik çocuğun normal kabul edilmesi ya da üstün yetenekliler kategorisinde ortalama zekaya sahip bir çocuk olarak değerlendirilmesi için yeterli olduğunu kaydetti.
Otizmin kökeni hala bilinmiyor, bununla birlikte, son yıllarda genetik alanında yapılan araştırmalar, bu hastalığın genlere bağlı olabileceğini ortaya koyuyor. Aynı konferansta konuşan ABD’li doktor Judith Grether da Californialı araştırmacıların hamile kadınlardan kan örneği alarak, doğacak çocuklarında olası otizm belirtileri aradıklarını açıkladı.
Grether, bilimadamlarının özellikle bağışıklık sistemi ve hormonalprofili incelediğini ve kanda cıva benzeri ağır metaller gibi kirletici maddeler bulunup bulunmadığını araştırdığını kaydetti.
Doktor Grether, otizmin artış gösterdiği yargısında bulunulamayacağını, çünkü yakın bir geçmişte bile bu hastalığın tanısının konmamış olduğuna dikkat çekti.
Kanada’daki Montreal Üniversitesi doktorlarından Laurent Mottron, zor iletişim kuran ve sosyalleşme zorluğu yaşayan bu hastaların zeka kapasiteleri hakkında büyük ölçüde bir önyargının bulunduğunu belirttiği açıklamasında, “otistiklerin sadece yüzde 25’inin normal bir zekaya sahip olduğu” yönündeki bilginin de gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Aralarında otizm hastası Michelle Dawson’un da bulunduğu araştırmacılar grubunun çalışmalarını St Louis’te 16-20 Şubat arasında yapılan Amerikan Bilimsel İlerleme Derneği’nin (AAAS) yıllık konferansına sunan Mottron, birçok otistik çocuğun, günlük zekayı ölçmekte yaygın olarak kullanılan ve sözlü dilin iyi kullanılmasını gerektiren Wechsler testine tabi tutulduğunu ve hasta çocukların genellikle bu testte zayıf kaldığını söyledi.
Mottron, otistik çocukların, soyut akıl yürütme kapasitelerini ölçen Raven testine tabi tutulduklarında ise ortalamanın üzerinde 30 puan aldığını, bu sonucun da Wechsler testinde zihinsel olarak geri çıkan otistik çocuğun normal kabul edilmesi ya da üstün yetenekliler kategorisinde ortalama zekaya sahip bir çocuk olarak değerlendirilmesi için yeterli olduğunu kaydetti.
Otizmin kökeni hala bilinmiyor, bununla birlikte, son yıllarda genetik alanında yapılan araştırmalar, bu hastalığın genlere bağlı olabileceğini ortaya koyuyor. Aynı konferansta konuşan ABD’li doktor Judith Grether da Californialı araştırmacıların hamile kadınlardan kan örneği alarak, doğacak çocuklarında olası otizm belirtileri aradıklarını açıkladı.
Grether, bilimadamlarının özellikle bağışıklık sistemi ve hormonalprofili incelediğini ve kanda cıva benzeri ağır metaller gibi kirletici maddeler bulunup bulunmadığını araştırdığını kaydetti.
Doktor Grether, otizmin artış gösterdiği yargısında bulunulamayacağını, çünkü yakın bir geçmişte bile bu hastalığın tanısının konmamış olduğuna dikkat çekti.