Apartmanin ust katina yeni bir kiraci tasinir. 1 ay sonra alt kattaki komsunun kapisi calinir. Kapiyi calan ust kata yeni tasinan kadindir. Oglunun dogum gunu oldugunu, okuldan arkadaslarinin gelecegini, yeni tasindiklari icin oglunun cok arkadasi olmadigini soyleyip, sizin oglunuzda bugun dogum gunune gelsin diyor israrla. Kadin da dogal olarak peki diyor ve oglunu ust kata dogum gunu partisine gonderiyor. Aradan epeyce vakit geciyor, oglu gelmeyince yukari cikiyor, icerden muzik sesi geliyor bangir bangir ama kapiyi acan yok. Derken diger komsularda kapiyi caliyor ama acan yok. Ardindan kadin kocasini ariyor derken polise haber veriliyor.Kapi kirilip iceri girildiginde, evde sadece bir muzik seti oldugu ve sadece camlara tul perde takildigi goruluyor. Icerde ise hic kimse yok. Evi dolastiklarinda bir de bakiyorlarki kadinin oglu banyoda kuvette, tüm organlari calinmis ve oglu ölmüs.
Bir genç cumartesi gecesi bir partiye gidiyor. Çok eğleniyor, birkaç bira içiyor. Partiden tanıştığı bir kız ondan çok etkilenmiş görünüyor ve onu başka bir partiye davet ediyor. Hemen kabul ediyor ve diğer partinin gerçekleştiği yerde birkaç bira daha içiyor ve daha sonra anlaşıldığı üzere birileri buna uyuşturucu veriyor (hangi uyuşturucu olduğu bilinmiyor). Daha sonra bu genç uyandığında içi buzla doldurulmuş bir küvette çırılçıplak olduğunu anlıyor.Hala içkinin ve uyuşturucunun etkisinde olduğunu hissediyor ve etrafına baktığında yalnız olduğunu anlıyor,etrafına bakıyor göğsünde rujla yazılmış bir kağıt olduğunu fark ediyor. Kağıtta söyle yazıyor: "112'yi ara yoksa öleceksin!". Küvetin yakınında bir telefon görüyor ve hemen 112'yi arıyor ama nerede olduğunu, ne içtiğini, kimlerle olduğunu bilmediğini söylüyor. Operatör hemen ona küvetten çıkmasını ve bir aynanın karsısına geçmesini söylüyor. Genç, göğsünde hiçbir>anormallik görmüyor ama operatör sırtına bakmasını söyleyince, sırtında 2 tane büyük yarık olduğunu fark ediyor. Bunun üzerine operatör, onun tekrar buz dolu küvete dönmesini ve orada ambulansı beklemesini söylüyor. Hastanede yapılan incelemeden sonra, onun 2 böbreğinin calinmiş olduğu anlaşılıyor. Her bir böbrek karaborsada 10.000 Dolar ediyor (gencin bundan haberi yok tabii). Daha sonra anlaşıldığına göre: 2. parti tamamen sahte, bu işe karışan insanların çok iyi tıbbi bilgileri var ve verilen uyuşturucu eğlence amacını içermiyor. Su anda bu genç hastanede, onu yasamda tutan bir alete bağlanmış durumda ve hala dokularına uygun bir böbrek bekliyor. Profesyonellerle çalışıyor. Büyük şehirlerde aktif durumda çok böyle grup olduğu biliniyor New Orleans, New York ve bir söylentiye göre İstanbul ve Ankara'da da faaliyet gösteriyor. Bu mafya çok iyi örgütlenmiş ve finanse edilmiş 112 bu sucu artık tanıdığından dolayı, kişileri hemen aynaya yönlendirerek, olayın boyutunu anlamaya çalışıyor. .
Hukuk Fakültesinde okuyan bir arkadaşımdan dun bir cay muhabbeti esnasında bunu dinledim: Arkadaşı Sultanahmet civarında bir cay bahçesinde oturuyormuş.Bir cay söylemiş. Yan masaya iki adam oturmuş ve onlar da cay söylemişler. Çaylar gelmiş, çayı 2 adama uzatan garsona, adamlar "yok" demişler,"delikanlıya ver, daha önce geldi kendisi". Delikanlıyla"yok, siz için"vs. gibisinden ufak sakalaşmalar olmuş. Çaylar yudumlanırken 2 adam yemekte oldukları bisküvilerden delikanlıya uzatıp "buyurun,alin" demişler. Delikanlı da kıramamış ve bir kaç tane alıp yemiş. Daha sonra otobüsüne binmek için oradan kalkmış. Otobüse bineceği sırada uykusu gelmeye başlamış, etrafına baktığında cay bahçesindeki adamların kendisini izlediğini farketmiş ve telaşa kapılmış. Çoğu kimsenin bildiği, Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden birinin de anlattığı bir 911 vakası aklına gelmiş:Böbrekleri çalınan birsiz. Her neyse... Hemen kendisini alması için arkadaşına telefon etmiş. Arkadaşı gelmiş ve hastaneye gitmişler. Doktorun sözleri: "Eğer eve gitmiş olsaydın bir daha uyanamazdın. Çünkü sana verilen uyku ilacı dozajı oldurucu düzeyde!"
Bunu yapanlar için tek bişey söylenebilir , iyiki CEHENNEM var...
alıntıdır...
Bir genç cumartesi gecesi bir partiye gidiyor. Çok eğleniyor, birkaç bira içiyor. Partiden tanıştığı bir kız ondan çok etkilenmiş görünüyor ve onu başka bir partiye davet ediyor. Hemen kabul ediyor ve diğer partinin gerçekleştiği yerde birkaç bira daha içiyor ve daha sonra anlaşıldığı üzere birileri buna uyuşturucu veriyor (hangi uyuşturucu olduğu bilinmiyor). Daha sonra bu genç uyandığında içi buzla doldurulmuş bir küvette çırılçıplak olduğunu anlıyor.Hala içkinin ve uyuşturucunun etkisinde olduğunu hissediyor ve etrafına baktığında yalnız olduğunu anlıyor,etrafına bakıyor göğsünde rujla yazılmış bir kağıt olduğunu fark ediyor. Kağıtta söyle yazıyor: "112'yi ara yoksa öleceksin!". Küvetin yakınında bir telefon görüyor ve hemen 112'yi arıyor ama nerede olduğunu, ne içtiğini, kimlerle olduğunu bilmediğini söylüyor. Operatör hemen ona küvetten çıkmasını ve bir aynanın karsısına geçmesini söylüyor. Genç, göğsünde hiçbir>anormallik görmüyor ama operatör sırtına bakmasını söyleyince, sırtında 2 tane büyük yarık olduğunu fark ediyor. Bunun üzerine operatör, onun tekrar buz dolu küvete dönmesini ve orada ambulansı beklemesini söylüyor. Hastanede yapılan incelemeden sonra, onun 2 böbreğinin calinmiş olduğu anlaşılıyor. Her bir böbrek karaborsada 10.000 Dolar ediyor (gencin bundan haberi yok tabii). Daha sonra anlaşıldığına göre: 2. parti tamamen sahte, bu işe karışan insanların çok iyi tıbbi bilgileri var ve verilen uyuşturucu eğlence amacını içermiyor. Su anda bu genç hastanede, onu yasamda tutan bir alete bağlanmış durumda ve hala dokularına uygun bir böbrek bekliyor. Profesyonellerle çalışıyor. Büyük şehirlerde aktif durumda çok böyle grup olduğu biliniyor New Orleans, New York ve bir söylentiye göre İstanbul ve Ankara'da da faaliyet gösteriyor. Bu mafya çok iyi örgütlenmiş ve finanse edilmiş 112 bu sucu artık tanıdığından dolayı, kişileri hemen aynaya yönlendirerek, olayın boyutunu anlamaya çalışıyor. .
Hukuk Fakültesinde okuyan bir arkadaşımdan dun bir cay muhabbeti esnasında bunu dinledim: Arkadaşı Sultanahmet civarında bir cay bahçesinde oturuyormuş.Bir cay söylemiş. Yan masaya iki adam oturmuş ve onlar da cay söylemişler. Çaylar gelmiş, çayı 2 adama uzatan garsona, adamlar "yok" demişler,"delikanlıya ver, daha önce geldi kendisi". Delikanlıyla"yok, siz için"vs. gibisinden ufak sakalaşmalar olmuş. Çaylar yudumlanırken 2 adam yemekte oldukları bisküvilerden delikanlıya uzatıp "buyurun,alin" demişler. Delikanlı da kıramamış ve bir kaç tane alıp yemiş. Daha sonra otobüsüne binmek için oradan kalkmış. Otobüse bineceği sırada uykusu gelmeye başlamış, etrafına baktığında cay bahçesindeki adamların kendisini izlediğini farketmiş ve telaşa kapılmış. Çoğu kimsenin bildiği, Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden birinin de anlattığı bir 911 vakası aklına gelmiş:Böbrekleri çalınan birsiz. Her neyse... Hemen kendisini alması için arkadaşına telefon etmiş. Arkadaşı gelmiş ve hastaneye gitmişler. Doktorun sözleri: "Eğer eve gitmiş olsaydın bir daha uyanamazdın. Çünkü sana verilen uyku ilacı dozajı oldurucu düzeyde!"
Bunu yapanlar için tek bişey söylenebilir , iyiki CEHENNEM var...
alıntıdır...