[size=x-large]Kendimi ne zaman işe yaramaz ve aciz hissetsem,aynı hisleri hissettigim bir
anda,eski bir dostun uzun zaman önce söyledikleri gelir aklıma...
Yüzümü kocaman bir gülümseme sarar..
Bana:"kendini her aciz ve işe yaramaz hissetiginde parmagının ucuna bak..."Demişti...
O sıra o kadar üzgün ve duygularımın içinde o denli kaybolmustum ki, kendi sesimi bile tanıyamaz bir halde, çok kısık bir ses tonu ile.
neden? Demiştim...çünkü o parmak izlerinden bu yeryüzünde başka hiç kimse de yok...
Demiş ve eklemişti.Sen özelsin!!! inanmazsanız parmaklarının ucuna bak!
Birden sanki dirilmiştim... evet ben özeldim...
Herkes aslinda özelldir.Ama beni o günden sonra digerlerinden ayıran tek ayırt edici özelligim KENDiMiN ÖZEL oldugunun farkında olmamdı...
Hala karamsarliga düştügümde, bazen umutsuzluklarla boguştugumda dostumu
hatırlar ve parmagımın ucuna, yüzümde büyük bir gülümseme ile bakar ve kendi kendime:
Sen Özelsin! Bunların Hepsini Atlatırsın! derim... Yine aynı dostum
bir karar aşamasında oldugum bir gün bana söyle demişti..Önce ne istedigini iyi belirle... Ve eklemişti..
Sonra o istedigine ulaşmak için ne gerekiyorsa yap!Sonrada elini tam üç kez gözlerimin önünde çırpmış ve bana,ne oldu şimdi? diye sormustu...
Bende anlamsız bakışlar ile cevap vermiştim.
Ne oldu?Üç saniye hayatından uçtu gitti ve hiç birşey o üç saniyeyi geri getiremez demişti...
Ve eklemişti:Hayatı istediklerine ulaşmak için harca,bir gün arkana dönüp baktıgında uçup giden o saniyelerin bomboş bir ömür haline geldigini görmek istemiyorsan tabii! Farkındasınız degil mi? Hayatlarımız saniye, dakika, saat dilimlerine bölünmüş, akıp gidiyor. Ve biz akan bir saniseyi bile geri dönüp tekrar yaşayamıyoruz... Onları geri getiremiyoruz. Aynaya baktıgımız da hergün yeni bir beyaz saç telini ve yüzümüzde acımasızca akıp giden dakikaların izini, birer kırısıklık olarak aynada seyrediyoruz.
Peki biz hayattan ne bekliyoruz? Beklentilerimiz için varımız yogumuz ile için savasıyor muyuz, zaman denen acımasız düsmanla?Oysa parmaklarınızın ucuna bakın bir kez... Sonrada parmaklarınızı üç kez şıklatın..Orada gördügünüz parmak izleri sizden başka kimsede yok... Ve parmaklarınızın ucundan çıkan o ses hayatınızın bombos geçmis üç saniyesi
oldu, geçti gitti işte...Siz özelsiniz, siz yeryüzünde teksiniz...O zaman hayattan beklediklerimizde bize layık olmalı,özel olmalı,ulaşılması için savaşa deger olmalı... Zaman denen canavar galip
gelmeden,biz hayatan beklentilerimize ulasmalıyız ki,geçip giden zamana ragmen,geriye dönüp baktıgımız da kucak dolusu mutluluk ve beklentilere ulaşmanın hazzı ile zaman zaman yüzümüzde kocaman bir gülümse ile nanik
yapabilelim... Ellerinizi üç kez çırpın, hayattan üç saniyeniz silinip gitti işte...Bugün özel bir insan olan kendiniz için ne yaptınız?Beklentileriz için bir ugraş, savaş verdiniz mi?Yoksa zamanın sizi yenmesine seyirci mi kaldınız?Mesela özel eski bir dostu aradınız mı bugün?Tüm bu kısa ama cok anlamlı hayat derslerini veren dostumu kaç zamandır aramadıgımı düşündüm tüm bunları yazarken... Yerimden kalktım,internetten çıktım ve telefon ile o dostumu aradım cok mutlu oldu... ne zamandır sesini duymamıştım hangi dagda kurt oldu? Dedi..Ben de Özel birini aramak istedim aklıma sen geldin dedim ve sonra ekledim:Ve ellerimi üç kez çırptım gecen zamanı geri getiremedigimi görünce belki de seni arayacak baska bir üç saniyem olmayacak şu anda aramazsam deyip yazdıgım yazıyı yarıda bırakıp seni aradım dedim... Çok mutlu oldu... Bir dostun mutlulugu ile bende mutlu oldum... Dostumla telefon konuşmami bitirip klavyenin önüne oturdugumda yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Özel birini arayıp,dakikaları geri getiremeyecegim bir hayat içinde istedigim bir şeyi yapmanın huzuru ile yani mutlu bir yürekle tekrar yazmaya başladım... Ve zaman denen sinsi düşman yaptım.Acımasızca akıp gidiyorsun,ama ben seni hissediyorum ve istedigim hiç birşeyi ertelemiyorum ve istediklerimi elde etmek için hayatla savaşıyorum der gibi mutlu idim... Siz hala ne duruyorsunuz? Koşun telefona, bir dostu arayın.Birine e-mail atın... Onu sevdiginizi hissettirin..Onun mutlulugu ile mutlu olun... Ellerinizi üç kez çırpın ve düşünün hayatınızdan üç saniye bos bir sayfa girdi koptu gitti işte.
Oysa siz özelsiniz ve size layık bir hayatı hak ediyorsunuz..Size layık mutlulukları hak ettiginiz gibi...Bana inanmazsanız, parmaklarınızın ucuna bakın...[/size]
anda,eski bir dostun uzun zaman önce söyledikleri gelir aklıma...
Yüzümü kocaman bir gülümseme sarar..
Bana:"kendini her aciz ve işe yaramaz hissetiginde parmagının ucuna bak..."Demişti...
O sıra o kadar üzgün ve duygularımın içinde o denli kaybolmustum ki, kendi sesimi bile tanıyamaz bir halde, çok kısık bir ses tonu ile.
neden? Demiştim...çünkü o parmak izlerinden bu yeryüzünde başka hiç kimse de yok...
Demiş ve eklemişti.Sen özelsin!!! inanmazsanız parmaklarının ucuna bak!
Birden sanki dirilmiştim... evet ben özeldim...
Herkes aslinda özelldir.Ama beni o günden sonra digerlerinden ayıran tek ayırt edici özelligim KENDiMiN ÖZEL oldugunun farkında olmamdı...
Hala karamsarliga düştügümde, bazen umutsuzluklarla boguştugumda dostumu
hatırlar ve parmagımın ucuna, yüzümde büyük bir gülümseme ile bakar ve kendi kendime:
Sen Özelsin! Bunların Hepsini Atlatırsın! derim... Yine aynı dostum
bir karar aşamasında oldugum bir gün bana söyle demişti..Önce ne istedigini iyi belirle... Ve eklemişti..
Sonra o istedigine ulaşmak için ne gerekiyorsa yap!Sonrada elini tam üç kez gözlerimin önünde çırpmış ve bana,ne oldu şimdi? diye sormustu...
Bende anlamsız bakışlar ile cevap vermiştim.
Ne oldu?Üç saniye hayatından uçtu gitti ve hiç birşey o üç saniyeyi geri getiremez demişti...
Ve eklemişti:Hayatı istediklerine ulaşmak için harca,bir gün arkana dönüp baktıgında uçup giden o saniyelerin bomboş bir ömür haline geldigini görmek istemiyorsan tabii! Farkındasınız degil mi? Hayatlarımız saniye, dakika, saat dilimlerine bölünmüş, akıp gidiyor. Ve biz akan bir saniseyi bile geri dönüp tekrar yaşayamıyoruz... Onları geri getiremiyoruz. Aynaya baktıgımız da hergün yeni bir beyaz saç telini ve yüzümüzde acımasızca akıp giden dakikaların izini, birer kırısıklık olarak aynada seyrediyoruz.
Peki biz hayattan ne bekliyoruz? Beklentilerimiz için varımız yogumuz ile için savasıyor muyuz, zaman denen acımasız düsmanla?Oysa parmaklarınızın ucuna bakın bir kez... Sonrada parmaklarınızı üç kez şıklatın..Orada gördügünüz parmak izleri sizden başka kimsede yok... Ve parmaklarınızın ucundan çıkan o ses hayatınızın bombos geçmis üç saniyesi
oldu, geçti gitti işte...Siz özelsiniz, siz yeryüzünde teksiniz...O zaman hayattan beklediklerimizde bize layık olmalı,özel olmalı,ulaşılması için savaşa deger olmalı... Zaman denen canavar galip
gelmeden,biz hayatan beklentilerimize ulasmalıyız ki,geçip giden zamana ragmen,geriye dönüp baktıgımız da kucak dolusu mutluluk ve beklentilere ulaşmanın hazzı ile zaman zaman yüzümüzde kocaman bir gülümse ile nanik
yapabilelim... Ellerinizi üç kez çırpın, hayattan üç saniyeniz silinip gitti işte...Bugün özel bir insan olan kendiniz için ne yaptınız?Beklentileriz için bir ugraş, savaş verdiniz mi?Yoksa zamanın sizi yenmesine seyirci mi kaldınız?Mesela özel eski bir dostu aradınız mı bugün?Tüm bu kısa ama cok anlamlı hayat derslerini veren dostumu kaç zamandır aramadıgımı düşündüm tüm bunları yazarken... Yerimden kalktım,internetten çıktım ve telefon ile o dostumu aradım cok mutlu oldu... ne zamandır sesini duymamıştım hangi dagda kurt oldu? Dedi..Ben de Özel birini aramak istedim aklıma sen geldin dedim ve sonra ekledim:Ve ellerimi üç kez çırptım gecen zamanı geri getiremedigimi görünce belki de seni arayacak baska bir üç saniyem olmayacak şu anda aramazsam deyip yazdıgım yazıyı yarıda bırakıp seni aradım dedim... Çok mutlu oldu... Bir dostun mutlulugu ile bende mutlu oldum... Dostumla telefon konuşmami bitirip klavyenin önüne oturdugumda yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Özel birini arayıp,dakikaları geri getiremeyecegim bir hayat içinde istedigim bir şeyi yapmanın huzuru ile yani mutlu bir yürekle tekrar yazmaya başladım... Ve zaman denen sinsi düşman yaptım.Acımasızca akıp gidiyorsun,ama ben seni hissediyorum ve istedigim hiç birşeyi ertelemiyorum ve istediklerimi elde etmek için hayatla savaşıyorum der gibi mutlu idim... Siz hala ne duruyorsunuz? Koşun telefona, bir dostu arayın.Birine e-mail atın... Onu sevdiginizi hissettirin..Onun mutlulugu ile mutlu olun... Ellerinizi üç kez çırpın ve düşünün hayatınızdan üç saniye bos bir sayfa girdi koptu gitti işte.
Oysa siz özelsiniz ve size layık bir hayatı hak ediyorsunuz..Size layık mutlulukları hak ettiginiz gibi...Bana inanmazsanız, parmaklarınızın ucuna bakın...[/size]