Merhabalar Okul Öncesi Forum Resmi Web Sitesi 'Biz BÜYÜK Bir Aileyiz'

Foruma ücretsiz kayıt olarak mesaj gönderebilir, yeni konular oluşturabilir ve diğer üyeler ile etkileşim içine olabilirsiniz.

Kadın ne kadar gençse tüp bebek o kadar başarılı oluyor

Nihal EROĞLU

YÖNETİM EKİBİ
Yönetici
Katılım
25 Nis 2006
Mesajlar
5,063
Tepki Skoru
25
Puanları
38
27 Temmuz Tıpta en hızlı gelişmelerin yaşandığı alanlardan biri de kısırlık tedavisi. Bir yandan kısırlığın nedenlerinin saptanmasında önemli ilerlemeler sağlanırken bir yandan da bu nedenlere yönelik tedavi yöntemleri geliştiriliyor. NTV Sağlık Raporuna konuk olan, Doç. Dr. Bülent Urman tüp bebek tedavisinin bugünü ve geleceğini değerlendirdi.

Doç. Dr. Bülent Urman, “Topluma baktığınız zaman gebe kalamayan çiftlerin yaklaşık yüzde 40ında kadınlar sorumlu. Yaklaşık yüzde 40ında erkekler sorumlu, yüzde 20sinde ise her ikisinde de bazı nedenler bulunuyor. Kadınlarda en sık görülen kısırlık nedeni yumurtlama bozuklukları, erkekte en sık görülen kısırlık nedeni ise; nedeni açıklanamamış, sperm sayı, hareket ve morfoloji denilen yapısal bozukluklar” dedi.

NTV Sağlık Editörü Sibel Güneşin sorularını ve izleyicilerden gelen telefon ve e-mailleri yanıtlayan

Doç Dr. Urman, tüp bebek yöntemini ve bu yöntemle çocuk sahibi olma şansını anlattı:
“Tüp bebek çok genel bir deyim. Yani, döllenmenin laboratuvar ortamında olması. Ve tüp bebekle bağlantılı olan diğer tüm yöntemlerde de ortak nokta, döllenmenin insan vücudu dışında olmasıdır. Bunun için de bildiğiniz yumurta ve sperme ihtiyacımız var. Erkekten spermi çok kolaylıkla alabiliyoruz. Ama kadından yumurtayı alabilmek için bazı ilaçlar vererek, yumurtalıkları uyarıp, daha sonra bu yumurtaların toplanması gerekiyor” diyen Dr. Urman, bugün için yaygın olarak kullanılan iki yöntem olduğunu, tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemi olduğunu kaydetti.

DÖLLENME ŞEKLİ FARKLI
Tüp bebek yönteminde ve mikroenjeksiyon yönteminde çiftler üzerinde uygulananlar tamamiyle birbirinin aynı. Ayrıştıkları tek nokta var. Bu da döllenmenin şekli konusunda. Tüp bebekte toplanan yumurtaların çevresine bir miktar sperm bırakılıyor ve sperm yumurtanın içine kendiliğinden girerek yumurtayı döllüyor. Mikroenjeksiyonda ise spermler tek tek tutularak yumurtaların iç ine zerkediliyor.
“Tüp bebek yöntemleri, kadın kısırlığında daha çok kullanılır. Mikroenjeksiyon yöntemleri ise erkek kısırlığında kullanılır. Ama çiftin geçtiği aşamalar, birbiriyle tamamen aynıdır. Bir tek döllenmenin şekli, ki o da laboratuvarda yapılan bir şey, bir tek bu farklıdır” diyen Dr. Urman, gebelik şansını şu sözlerle değerlendirdi:
“Kişi için bir yüzdeden bahsetmeye imkan yok. Ancak, o yaş grubundaki insanların istatistiki ortalamasından bahsedebilirsiniz. Gebelik şansı, sonuçta bir orandır. Ve her oran bir pay ve payda söz konusudur. Dolayısıyla pay ve paydada oynayarak siz bu oranı düşük ya da çok yüksek gösterebilirsiniz. Burada benim özellikle bu konuda danışmanlık alan çiftlere önerim, böyle bir tüp bebek merkezinde ya da kısırlık tedavi eden bir yerde, bu şansı sordukları zaman bekledikleri cevabın, ben bu kapıdan içeri şimdi girdim, dokuz ay sonra kucağımda çocuğumla çıkma şansım nedir. Buna yabancılar ‘eve bebek götürme oranı diyorlar. Bu çok önemli. Çünkü siz sadece çifte gebelik testinin pozitif çıkma oranını verebilirsiniz. Ama gebelik testi pozitif çıktıktan sonra kadınların yüzde 20-25i düşük yapacaktır. Dolayısıyla o gebeliklerin dörtte biri, esasında olumsuz olarak sonuçlanacaktır. En son Amerikadan çıkan rapora baktığımız zaman ortalama tüp bebekteki ‘eve bebek götürme şansı uygulama başına yüzde 23 şu anda. Bu, tüm yaş grupları alındığı zaman.
Kadın ne kadar gençse tüp bebek o kadar başarılı oluyor. Ve kadın ne kadar yaşlıysa, tüp bebek o kadar başarısız oluyor. Dolayısıyla 40 yaşında bir kadına yüzde 40 şansın var demek doğru değil. 25 yaşındaki bir kadına da yüzde 25 şansın var demek doğru değil. Burada kuruluşlar, merkezler, bu işi yapan kişiler kendi ortalamalarını, geçmişlerinde hastalara yaptıklarına göre çıkartıp, bunu çiftlere sunmak durumundalar.”

YÜZDE YÜZ BAŞARILI DEĞİL
Tüp bebek yönteminin yüzde 100 başarılı olmadığını vurgulayan Dr. Urman, “kısırlık nedeninin tüp bebek dışında başka klasik tedavileri varsa ve bu tedavilerden bilimsel olarak kanıtlanmış, iyi sonuçlar elde edilmişse, o zaman önce bu tedaviler denenmelidir. Daha sonra tüp bebek yapılmalıdır Genellikle çocuk sahibi olamayan çiftler, çok sabırsız oluyorlar. Bir iki ayda çocuğu olmayan bir çift de gelip, hemen bize bir tüp bebek yapın da, bu iş bitsin, biz bu defteri kapatalım gibi. Ama, basit olan tedaviler eğer sonuç verecekse önceden uygulanmalı” dedi.
- Tüp bebek yöntemleriyle elde edilen embriyonlar, anne rahmine veriliyor. İdeal olan kaç embriyo verilmesidir. Çoğul gebeliklerin sayısında önemli bir artış gözleniyor. Yani, çoğul gebelik elde edilmesi tüp bebek açısından bir başarı mıdır yoksa bir başarısızlık mıdır?
“Şu anda dünyada çok gündemde olan bir soru. Tüm dünyada bugünkü trend ve doğru olan trend, embriyo sayısının kısıtlanmasının gerekliliği hakkında. Daha az embriyo koyalım ve çoğu gebelikleri engelleyelim. Çünkü gebelikler gerçekten ikizin üzerindekiler tartışmasız bir şekilde hem anneye hem daha sonra bu çocukların nörolojik gelişimlerine, hayattaki herşeylerine yansıyor. Gebelikte önemli komplikasyonlar olabiliyor. İkiz gebeliklerle bile tekil gebelikler karşılaştırıldı ve ikiz gebelikler çok daha riskli oluyor. Onun için dünyada şimdi trend azaltmak yönünde, transfer ettiğiniz embriyoları. Burada, tabi iki şekilde yaklaşabilirsiniz. Biz, başarılı bir merkez olalım. Başarılı bir merkez gibi görünelim. Dolayısıyla gebelik elde etmek için ne pahasına olursa olsun çok embriyo transfer edelim. Tamam daha çok hastamız gebe kalsın, kalanların önemli bir kısmı üçüz, dördüz olsun, bizim için problem değil. Biz, bunları daha sonra azaltırız. Özellikle üçüz ve üzerindeki çoğullarda bebeklerin belirli bir haftada bir ya da ikisinin, bazen beşiz olmuş tur, üç tanesi, ikize indirgenme işlemi. Ama buna gerek kalmamalı, yani, siz transfer edeceğiniz embriyo sayısını kısıtlayarak, tekil ya da en fazla ikizi hedeflemek durumundasınız. Bu durumda gebelik başarınız bir miktar düşecektir. Yani gebelik elde etme şansı bir miktar düşecektir ama çoğul gebeliklerin ortaya çıkaracağı komplikasyonlardan sakındığınız için en sonunda hedeflediğiniz nihai nokta olan ‘eve bebek götürme oranınız değişmeyecektir. Çünkü üçüz, dördüz olduğu zaman bunların getireceği komplikasyonlar, bu bebeklerin henüz hayatiyet kazanmadan kaybedilmesine neden olacak. Bugün Amerika hariç, örneğin Avrupa ülkelerine baktığımız zaman, İngiltere, Fransa, Almanya, daha sonra Avustralya gibi ülkelerde tüp bebek yönetmeliklerince transfer edilebilecek embriyo sayısı kısıtlanmış durumdadır.
Bu rakam ikiyle kısıtlanmıştır, bu gibi ülkelerde. Çok istisnai durumlarda üç tane transfer edebilirsiniz. Ama üç tanenin üzerinde hiçbir şekilde transfer edilmesine imkan tanımıyorlar. Hatta şimdi İskandinav ülkelerinde özellikle yapılan bazı çalışmalarda transfer edilmesi gereken embriyo sayısının bire indirilmesini öneriyorlar. Türkiye için embriyo sayısı konusunda kanuni bir kısıtlama yok, bir.. Artı, Türkiyede tüp bebek uygulamaları hiçbir sosyal güvence çerçevesinde karşılanmıyor. Özel sigorta, bağkur, emekli sandığı, SSK gibi, hepsinde hasta cebinden bu uygulamaların fiyatını vermek zorunda.”

GENETİK TANI
- Embriyolara anne rahmine verilmeden uyguladığınız bir genetik tanı yöntemi var. Hangi durumlarda tercih ediliyor?
“Dünyada son yıllarda özellikle ivme kazanmış bir uygulama. 37 yaşın üzerinde tüp bebek uygulamasına gelen kadınlarda, böyle bir yöntemin olduğunu biz teklif ediyoruz. Ve eğer çift bunu kabul ederse, bu yöntemi uyguluyoruz. Burada yapılan şudur: embriyonun içindeki hücrelerden bir ya da iki tanesi, embriyo dışına çıkartılır. Önce lazer kullanılarak, embriyonun dış kabuğunda bir delik açılır. Oradan içeri girilir. Bir ya da iki tane hücre dışarı alınır. O hücreler özel yöntemlerle tesbit edilir. Ve daha sonra bu hücrelerin bazı kromozomları genetik tanı amacıyla incelenir. Bu kromozomlarda olan sayısal ve yapısal bozukluklar ortaya çıkartılır. Eğer embriyoyu temsil eden bu hücre normalse embriyonun da normal olduğu kanaatine varılarak o embriyo transfer edilir. Eğer hücrede anormal bir genetik yapı görünüyorsa, o zaman bunun temsil edilen embriyosu da anormaldir. Dolayısıyla o embriyo içeri konmaz. Bu yöntem sonucunda genetik defekti olmayan embriyoları rahim içine koyduğunuz için, koyduğunuz embriyoların tutunma şansını arttırıyoruz. Çünkü, genetik defektli embriyolar genellikle tutunamıyorlar. Tutunsalar bile çoğunlukla düşükle sonuçlanıyorlar. Düşükle sonuçlanmayanlar da anormal çocuk oluşturuyor. Dolayısıyla hem gebelik şansını arttırıyorsunuz, hem düşük şansını azaltıyorsunuz, hem de anormal bir çocuk doğurma şansını azaltıyorsunuz. Eğer bu gibi riskler bir kadında belirli bir oranın üzerine çıkıyorsa, siz bu yöntemi teklif ederseniz. Hiçbir genetik geçişli hastalığı olmayan 25 yaşındaki bir kadına genetik tanı teklif edilmesinin bir anlamı yok. Çünkü pahalı bir yöntem teklif ediyorsunuz ve karşılığında size getirisi çok az. Öyle bir kadında genetik defektli bir çocuk doğurma ihtimali belki beşbinde bir... Ama 40 yaşındaki bir kadında yüzde 2 ila 3 civarında böyle bir çocuk doğurma şansı var. O zaman mantıklı oluyor. Burada önemli olan maliyet, yarar ilişkisini iyi kurmak, bu yöntemi teklif ederken. Yoksa herkese rutin olarak yapılacak bir şey değil bu.”
- Tüp bebek tedavisinin geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz. Laboratuvar aşamasında bir takım çalışmalar var. Şu an yardımcı olamayacağınız kısır çiftler için bir umut oluşturuyor. Bunlar ne kadar gerçekçi?
“Tüp bebek tedavisinin çok önemli bir g eleceği var. Özellikle de genetikle birlikte bu tedavinin eşleştirilmiş olması, bunun önüne çok geniş ufuklar açtı şu anda. Ve pek çok hastalığın ileride genetik bazı, genetik kökeni tesbit edileceğini düşünürsek ve böyle olacağı da kesin, o zaman çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin, çocuklarında önemli bir genetik problem olmaması için bu yöntemi seçme olasılıkları da olacak, gelecekte. Sadece kısır olan çiftlerin değil.. Kısır olan çiftlere ise, tüp bebeğin beraberinde eşlik ettiği diğer yöntemlerle de daha yeni umut kapıları açacağını tahmin ediyorum. Tabi burada kopyalama, klonlama, nükleer transfer gibi çok komplike yöntemler de var. Bunların da geliştirilmesi sonucunda belki ideal olan hiç kimse çocuksuz kalmayacak.”
 
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
971
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Yaş
45
bu kasım ayında tüp bebek için başvuracağız...inşllh olur...bende yaş 29....
 
Katılım
25 Haz 2007
Mesajlar
1,021
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Yaş
42
paylaşım için teşekkürler
asos1907 inşl öğretmenim olur Allah yardımcınız olsun
 

Giriş yap

Okul Öncesi Forum TV

000
Gün
00
Saat
00
Dakika
00
Saniye
Canlı yayına kalan süre.

18 Yıldır Sizlerle

18 yıldır sizlerleyiz. Türkiye'nin ilk okul öncesi eğitim platformu
Üst