Merhabalar Okul Öncesi Forum Resmi Web Sitesi 'Biz BÜYÜK Bir Aileyiz'

Foruma ücretsiz kayıt olarak mesaj gönderebilir, yeni konular oluşturabilir ve diğer üyeler ile etkileşim içine olabilirsiniz.

EĞİTİM MODELİ OLARAK KAYNAŞMA (ENTEGRASYON)

Katılım
9 May 2006
Mesajlar
729
Tepki Skoru
0
Puanları
16
Yaş
44
Eğitim hakkı temel insan hakları arasında belki de en önemli haklardan biridir. Çünkü diğer haklarını nasıl kullanacağı büyük ölçüde bu haktan nasıl yararlanıldığına bağlıdır. Bu nedenle farklı gelişim özellikleri gösterenlerin eğitimi toplumsal, siyasal ve mesleki açılardan reddedilmesi güç, bir değer olarak savunulması zorunlu bir gerekliliktir.
Zihinsel ve ruhsal gelişimi farklı olanların da diğer insanlar gibi gelişme sınırları vardır. Ama diğerlerinden farklı olarak bu sınırlar bilinmemektedir. Ve yine diğerlerinden farklı olarak zihinsel ve ruhsal gelişimi farklı olanların topluma kaynaşma – toplumsallaşma gibi bir çabaları olmayabilir. Veya bu çaba kendilerince ve farklı, bilmediğimiz ama öğrenebileceğimiz ve sezebileceğimiz yollarla ifade edilmektedir. Dolayısıyla onların diğerlerine “kaynaştırılması” değil, diğerlerinin onlarla “kaynaşması” zorunluluğu vardır.
Eğitim modeli olarak kaynaşma, “doğuştan gelen güç sermayesinin ne olduğunun ortaya konulması ve kesin olarak belirlenmiş eylem biçimlerine, yani alışkanlıklara dönüştürme bakımından bu sermayeden yararlanılmasıdır.
Kaynaşmayı sağlayacak en etkili ortamlar aile, akran grubu ve yaşanılan yakın çevredir. Bu ortamlarda kaynaşma için elverişli geliştirici bir duygusal iklimin yaratılması önemli.
BİRLİKTE HAREKET ETME, PAYLAŞMA
Sakin sakin yemeğini yerken bağırarak ayağa fırlayan ve o anda tüm çabaları yetersiz ve işlevsiz kılan ve herkese çaresizlik yaşatan ergen bir otistiğin bu davranışını hangi kaygı, korku, beklenti ya da tepkinin oluşturduğunu bilemeyiz. Onunla birebir ilişkide bulunan aile eğitimci veya akran grubunun tek bilgilenme kaynağı kendini onun yerine koyup ne hissettiğini sezmeye çalışmaktır.
Kuşkusuz pek çok problem anında çözülmez. Ancak baskı ile kontrol altına alabiliriz. Bu kontrolün nelere yol açtığını bilmek imkansızdır. Aile, eğitimci veya akran bu yaşadığı duyguyu (korku, güçlük, çaresizlik, öfke, kaygı) bir araya geldiklerinde (diğer aile ziyaretlerinde, eğitim toplantılarında) dile getirip paylaştığı zaman bir bakıma otistiğin krizine yol açan iç süreci, gruptakiler tarafından paylaşılmış ve belki biraz anlaşılmış olur.
Kısmen anladığımız bir duruma biz “normaller” daha az kaygı ve daha çok güvenle bakarız. Eğitimci ve ailenin daha az kaygılı ve daha çok güvenli hal ve davranışları bir otistiğin kendini güvende hissedebilmesi. İçin gereklidir. Normal çocuklarda da bu böyledir.
Bundan dolayı bu tür toplantılarda ve birlikteliklerde kişiler; olumlu – olumsuz yaşadığı olayları ve duygularını, kaygılarını, çaresizliğini ve hatta mutlu anlarını diğer katılımcılarla paylaşmalıdır.
GRUP PSİKOLOJİSİ VE SOSYAL ENTEGRASYON ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ
Otistik çocukların, yaşadıkları toplumun parçası olmayı öğrenebilmeleri için mutlaka sosyal etkileşim ve beceri alanlarında destek almaları gerekmektedir. Bizlere bu konuda düşen görev ise otistik çocuklarımızın sosyal gelişim düzeylerini izlemek ve sosyal becerilerde ilerlemelerine yönelik olarak, yapılandırılmış sosyal ortamlarda bağımsızlıklarını arttırıcı fırsatlar sağlamaktır.
Pek çok aile, çocuklarıyla birlikte restorana, komşuya, markete yaptıkları ziyaret ve gezilerde zorluk çekmişlerdir. Çocuklar marketin raflarını devirme, öfke nöbetlerine girme veya restoranda otururken diğer müşterilere yiyecek atma gibi davranışlar göstermektedirler. Bazen de caddede giderken yola fırlamak veya şehirde kaybolmak gibi olaylar çocuğun hayatının tehlikeye girmesi anlamına gelmektedir. Her ne olursa olsun, kuralsız davranışlar sergileyen bir çocuk hem kendisini hem de ailesini eve hapsedecektir.
Otistik çocuklar değişik sebeplerinden dolayı sıklıkla sosyal etkileşimden ve sosyal ortamlardan geri çekilirler. Genellikle yetişkinleri ve bulundukları grup içindeki diğer çocukları da şaşırtan hareketlerde bulunurlar. Yakınlarıyla göz kontağı kurabilen bir otistik çocuk, değişik bir sosyal ortamdayken, içinde bulunduğu gruptaki kişilerle iletişime girmekten kaçınabilir. Bunun nedeni otistik özelliğine bağlı olan iletişim tarzı sebebiyle diğer kişinin iletişim kurma çabalarını anlayamamasındandır.
Otistik bir çocuk, diğer çocuklarla birlikte oyun oynama fırsatı oluştuğunda ilgisiz ve ayrı konumdadır. Bunun sebebi, otistik çocuğun oyun oynama biçiminin alışılmışın dışında olması ve genellikle diğer çocukların oyun oynama biçimlerine uymamasıdır. Otistik çocuklar sıklıkla diğer çocukların oyunlarını seyrederler, oyuna nasıl katılacaklarını bilemezler, kendi ilgileri doğrultusunda nasıl iletişim kurulacağını da bilmediklerinden diğer çocukların sosyal içerikli oyunlarını oynayamazlar.
Otistik çocuğu yaşıtlarıyla her fırsatta oyun oynamaya teşvik ederken o ortamda çocuğun pasif ve belli becerilerden yoksun olmaması için ona oyun oynama becerisinin öğretilmesi gerekmektedir. Öğretilmesi planlanan davranışa model oluşturarak, çocuğa pek çok işe yarar ve zevkli davranışlar öğretilebilir, oluşturulan bu davranışı model olarak taklit etmesi için çocuk sık sık cesaretlendirilmeli ve teşvik edilmelidir.
SOSYAL BECERİLERİN GELİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK ÖNERİLER
• Otistik çocuğun karşılaştığı sosyal zorluklar gözlemlenmeli ve bu zorluklarla baş edilmesine yönelik etkinlikler planlanmalıdır.
• Otistik çocuğun etkileşim ve iletişim içinde olmaya yönelik olan isteklerini anlamak için çaba göstermelidir.
• Otistik çocuğun içinde bulunduğu sosyal değişimlere yönelik etkinliklere (doğum günü partileri, geziler v.b.) yer verilmeli ve desteklenmelidir.
• Otistik çocuğun toplumca belirlenmiş sosyal kurallar öğrenmesi onun bu ortamlara uyumunu kolaylaştırır. Otistik çocuğa sosyal kurallar öğretilirken otobüs ve sıra bekleme merhaba diyebilmeye yönelik etkinlikler planlanmalıdır.
KAYNAŞTIRMA PROGRAMININ YARARLARI
• Otistik çocuğun çevresinde bulunan kişileri gözlemleyerek onların davranışlarını model almasına ve öğrenmesine yardımcı olmaktır.
• Kaynaştırmaya yönelik hazırlanan eğitim ortamlarında otistik çocuğun varolan yeteneklerini geliştirmektir.
• Otistik çocuğun sosyal iletişim kurmasını ve ilerlemesini sağlamaktır.
• Otistik çocuğun arkadaşlık ilişkilerinde ilerlemesine yardımcı olmaktır.
• Otistik çocuğun olumlu akran tutumları geliştirilmesine yardımcı olmaktır.
• Otistik çocuğun iletişim ve oyun becerilerinde gelişmesini sağlamaktadır.
• Normal gelişim gösteren çocukların, otistik çocuklara yönelik olumlu ve gerçekçi tavırlar göstermelerini gerliştirmektir.
Kaynaştırma programları, çocuğun çevresiyle uyumunu ve belirli planlamayla öğrenmesini sağlayan programlardır. Çocuklar sahip oldukları performans ve beceriler doğrultusunda öğrenirler. Otistik çocuklar belirli ortamlarda eğitilmeye ve yol gösterilmeye ihtiyaç duyabilirler. Bu onların doğal ortamlarda (ev, okul, restoran, v.b.) genelleme yaparak gelişmelerini sağlar.
Otistik çocuklara uygulanan kaynaştırma programının amacı otistik çocuğun genelleme becerilerini ve ortama uyum sağlama becerilerini arttırmaktır. Burada ailelere düşen görev ise; çocuklarının okulda kazandığı bu becerileri hayata geçirmeleri için çaba göstermektir.
Otistik çocuklar belirli kaynaştırma programlarının içine alma ve bu programların iyileştirilmesine yönelik çabalar ve yaşamlarında ve geleceklerinin kalitesinde olumlu gelişmeler sağlayacaktır.
KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE
YAŞANACAK GÜÇLÜKLER
Kaynaştırma yoluyla eğitim : Özel eğitime muhtaç çocuklara örgün ve yaygın eğitim kurumları içerisinde, normal akranları arasında özür ve özelliklerine uygun olarak verilen eğitime kaynaştırma eğitimi denir. Kaynaştırma, bireyselleştirilmiş eğitim plan ve programları içerisinde uygun görülen özürlü çocuklarla, normal akranlarının eğitim ve sosyal yönden bütünleşmesidir. Bu noktadan hareketle Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 21.12.1987 tarih ve 510/4308 sayılı “Özel Eğitime Muhtaç Çocukların Okul Öncesi Eğitimleri” konulu genelgeleri ve 20.04.1988 tarih ve 426/1198 sayılı “Özürlü Çocukların Normal Sınıflarda Kaynaştırma Yoluyla Eğitimi” konulu genelgeleriyle fiilen kaynaştırma eğitimi programı başlamıştır.
KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNİN AMACI
Özel eğitime muhtaç çocukları, özür grubuna göre bir okula ya da sınıfa yerleştirmek her zaman mümkün olmadığından, çoğunlukla normal sınıflarla kaynaştırmaya verilmektedir. Ülkemizdeki özel eğitim imkanları sınırlı olup, özürlü öğrencilerin ancak bir bölümü eğitim-öğretim hizmetlerinden yararlanabilmektedir. Özel eğitime muhtaç çocukların bir eğitim imkanına kavuşturulması kaynaştırma eğitimi programının en önemli aracıdır.
Halen okula devam etmekte olup, ama üst üste sınıfta kalmış, okuma yazmayı başaramamış, öğrenme güçlüğü çeken, konuşma gelişimi ve diğer gelişimlerinde akranlarına göre sürekli gerilik gösteren öğrencilerin durumlarının belirlenmesi, okul idaresi, öğretmen ve öğrenci velilerinin problem hakkında bilgilendirilmesi, öğrencinin durumunun bir açıklığa kavuşturularak kendisine ihtiyaç duyduğu özel eğitim ve rehberliğin verilmesi, kaynaştırma eğitiminin hem bir amacı hem de hedeflediği bir yarar olmaktadır. Öğrencilerin akranlarıyla sosyal bütünleşmesinin sağlanması, kendini kabul etmesi ve çevresinden kabul görmesinin sağlanması kaynaştırma eğitiminin bir amacı olarak düşünülebilir.
KAYNAŞTIRMA PROGRAMI
Kaynaştırma Programını, Otistik Çocukların Eğitim yönünden incelediğimizde;
Otistik çocuk yaşadığı toplumun parçası olmak, eğitim almak, oynamak, çalışmak durumundaysa önemli olan onu yaşadığı topluma dahil etmek için yaşıtlarıyla birlikte etkinliklere katılmasını sağlamak çok önemlidir. Otistik çocuklar bulundukları yaş grubundan arkadaş edinme fırsatından oldukça yarar sağlarlar. Otistik çocuğun yalnızca etrafındaki çocukların sayısını arttırmak yeterli değildir. Bunun yerine sosyal ilişkinin desteklenmesi gerekmektedir çünkü bu süreç kolaylıkla gelişim göstermeyebilir. Otistik olan ve otistik olmayan yaş grubundaki çocuklar için sosyal etkileşim içinde bulunmalarına yönelik uğraşılar, onlara karşılıklı iletişimin nasıl kurulması ve yapılandırılması gerektiği konusunda yardımcı olacaktır.
Küçük yaş grubunda (3-6 yaş) bulunan otistik çocuklar, normal gelişim gösteren akranlarıyla okul öncesinde uygun eğitim-öğretim ortamında bulundukları sosyal ve eğitimsel yönlerden oldukça ilerleme gösterdikleri belirlenmiştir.
Yapılan çalışmalar sonucunda, yalnızca öğretmene dayalı eğitimin otistik çocukların oyun becerileri, iletişim ve öncelikli sosyalleşmesinde çok etkili olmadığını ortaya koymuştur. Otistik çocuğa erken çocuklukta engelli olmayan akranlarıyla gelişimine uygun ortamlarda etkileşim fırsatı verildiğinde öğrenme kendiliğinden oluşmaktadır. Otistik çocuklar, diğer çocukların davranışlarını model almaya başlamakta ve çok önemli becerilerden olan “iletişim becerisine” dair deneyim kazanmaktadır.
KAYNAŞTIRMA PROGRAMININ YARARLARI
1. Otistik çocuğun çevresinde bulunan kişileri gözleyerek onların davranışlarını model almasına ve öğrenmesine yardımcı olmaktır.
2. Kaynaştırmaya yönelik hazırlanan eğitim ortamlarında otistik çocuğun varolan yeteneklerini geliştirmektir.
3. Otistik çocuğun sosyal iletişim kurmasını ve ilerlemesini sağlamaktır.
4. Otistik çocuğun arkadaşlık ilişkilerinde ilerlemesine yardımcı olmaktır.
5. Otistik çocuğun olumlu akran tutumları geliştirmesine yardımcı olmaktır.
6. Otistik çocuğun iletişim ve oyun becerilerinde gelişmesini sağlamaktır.
7. Normal gelişim gösteren çocukların, otistik çocuklara yönelik olumlu ve gerçekçi tavırlar göstermelerini geliştirmektir.
KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE KARŞILAŞILABİLECEK GÜÇLÜKLER
1. Yukarıdaki maddelerde yazılan tüm gelişmelerin tam tersi düşünülüp, otistik çocukta gerileme görülebilir.
2. Sınıf içerisinde veya okul içerisinde akranlarına nazaran değişik davranışlar sergiledikleri için yadırganabilir ve alay konusu olabilir.
3. Sınıf öğretmeni ne kadar gayretli ve istekli olursa olsun, sınıfındaki otistik çocuk onun için ek bir sorumluluk, fazla çaba ve efor sarfetmek anlamına geldiği unutulmamalıdır.
4. Bu anlamda doğabilecek en ufak sorunlarda, öğretmen-idare-otistik çocuğun velisi ve öğrenci velileri arasında çok iyi diyalogların olması gerekir. Aksi düşünülürse problemler çıkabilir.
5. Normal öğrenci velilerinin olumsuz tepkileri ile karşılaşılabilir, çocukların kötü şekillerde etkileneceğini fiziksel saldırılara maruz kalabileceklerini düşünebilirler.
6. Sınıf öğretmeni çaresiz kaldığı durumlarda (çocuğun davranışları, velilerin olumsuz baskısı, idarenin soğuk yaklaşımı vb.sorunlar) çocuğu sınıfın düzenini bozduğunu düşünerek istenmeyen öğrenci ilan edip sınıftan uzaklaştırmasını isteyebilir.
7. Öğretmenin yanı sıra, idarede “kaynaştırma eğitimine” ek bir külfet, sorumluluk ve sorun olarak görüp soğuk bakabilir.
8. Aile içinde, sosyo ekonomik ve kültürel açısından diğer insanlarla daha fazla diyaloğa (olumlu-daha çok olumsuz) gireceklerinden dolayı her konuda daha fazla çaba sarfetmeleri gerekir.
9. Çocukları diğer öğrencilerden geri olduğu için aradaki açığı evdeki sabırlı ve yorucu çalışmaları ile kapatmaları gerekir. Bu da ailede bıkkınlık ve yılgınlık yaratabilir, tabii ki otistik çocukta da düşünülebilir ve çocukta gerileme ve olumsuz davranışların başlamasına neden olabilir.
10. Otistik çocuk velilerin; çocuklarının performanslarını çok iyi belirleyip beklentilerini ona göre belirlemeleri gerekmektedir.

KAYNAKLAR:
1. Biraz yer açarmısınız? (Nevin ERACAR)
2. Otistik çocukların eğitiminde aile el kitabı
(Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü)
 
Katılım
15 Tem 2006
Mesajlar
416
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Yaş
39
zor ve sabır gerekiyor ama biz nelerin üstesinden geliyoruz dimi :D:D:D
 
Katılım
9 May 2006
Mesajlar
729
Tepki Skoru
0
Puanları
16
Yaş
44
evet hemde cok sabırlı olmak lazım ama özel eğitimli çocuklara eğitim vermek ve onların bişiler öğrendini gormek insanı cok mutlu ediyo
 
Katılım
3 May 2006
Mesajlar
459
Tepki Skoru
0
Puanları
0
oğlumun sınıfında da konuşma özürlü bir çocuk var.öğretmenimiz çok zorlanıyor.çünkü diğer çocuklara zarar veriyormuş.öğretmenimiz sınıftaki oyuncakları bile toplamak zorunda kalşmış.sürekli onunla uğraşmak zorunda kaldığı için diğer çocuklarla ilgilenemiyorr.bir veli olarak kaynaştırma eğitimine karşıyım.çünkü otistik çocukta diğer çocuklarda olumsuz etkileniyor.zarar verdiği için çocuklar onu istemiyor.öğretmen diğer çocuklarla ilgilenemiyor.bizim öğretmenimiz bu çocukla nasıl ilgileneceğinide bilmiyor.benim çocuğumla ilgilenememeside hoş değil.1 çocuk yüzünden sınıfın düzeninin bozulmasına gerek yok.ama bu çocuklar haftada 1 -2 gün okula gelip yaşıtlarıyla birarada olabilirler.böylece öğretmende çocuklarda zorlanmaz.
 

Giriş yap

Okul Öncesi Forum TV

000
Gün
00
Saat
00
Dakika
00
Saniye
Canlı yayına kalan süre.

18 Yıldır Sizlerle

18 yıldır sizlerleyiz. Türkiye'nin ilk okul öncesi eğitim platformu
Üst