Merhabalar Okul Öncesi Forum Resmi Web Sitesi 'Biz BÜYÜK Bir Aileyiz'

Foruma ücretsiz kayıt olarak mesaj gönderebilir, yeni konular oluşturabilir ve diğer üyeler ile etkileşim içine olabilirsiniz.

ÇOCUK İSTİSMARI NEDİR?

Katılım
9 May 2006
Mesajlar
729
Tepki Skoru
0
Puanları
16
Yaş
44
Genel olarak ÇOCUK İSTİSMARI, çocuğun büyümesinin ve gelişiminin, yetişkinler veya sistem tarafından engellendiği her türlü davranış ve uygulamadır.

İstismarda temel kavram ‘ çocuğun kullanılması ’dır. Erişkinin çocuğu cinsel tatmin için kullanması, çalışan çocuğun emeğinin karşılıksız olarak ve uygun koşullar oluşturulmadan üretim için kullanılması ve erişkinin kızgınlığını veya diğer yıkıcı duygulanımlarını boşaltmak için çocuğa fiziksel zarar vermesi, ‘ çocuğun kullanılmasına ’ örnek olarak verilebilir.

Çocuk istismarına sebep olan davranışlar iki değişkene bağlıdır;
(1) Bir dönem normal kabul edilen davranışlar zaman içerisinde çocuk istismarı olarak nitelendirilebilir,
(2) Bir kültür veya bir ulusça normal kabul edilen davranışlar diğer kültürler veya uluslar tarafından çocuk istismarı olarak nitelendirilebilir.

Bu iki değişkeni tek bir örnekle ifade etmek gerekirse; XIX. Yüzyıl başlarında İngiltere’de kemerle vurarak cezalandırma okullarda yönetmeliğe uygun olarak çocukları cezalandırma biçimiyken, günümüzde yine İngiltere’de çocuğa bir fiske vurmak kişi hakkında soruşturma açılmasına sebeptir. Aynı olayı bir başka kültüre, kendi toplumumuza taşıyacak olursak, dayak, aile içinde veya okullarda eğitim sistemimizin oldukça kabul gören bir parçasıdır.

Bir davranışın çocuk istismarı olarak değerlendirilebilmesi için, çocuğun sağlıklı büyümesinin ve gelişiminin yetişkinler tarafından engellenmesinin ‘ kaza dışı ’olması kriteri gözetilir. Aynı şekilde çocuk istismarını, çocuğun başına gelebilecek; açlık, kötü beslenme, enfeksiyon hastalıkları, doğumsal hastalıklar gibi, elde olmayan herhangi bir zarar verici olayla aynı kapsamda tutmamak gereklidir. Çocuğa zarar veren herşey çocuk istismarı değildir.

Buna göre; aslen yetişkinler tarafından önlenebilir, çocuğun fiziksel ve psikososyal gelişimini engelleyen, gerçekleştiği toplumun kültür değerleri dışında kalan ve uzmanlar tarafından istismar olarak kabul edilen, çocukta olumsuz iz bırakan yetişkin davranışlarına ÇOCUK İSTİSMARI denir.

ÇOCUĞA KAZANDIRILMASI GEREKEN TEMEL BECERİ VE ALIŞKANLIKLAR

A. SORUMLULUK

Sorumluluk erken çocukluk döneminden başlayarak çocuğun yaşına, cinsiyetine ve gelişim düzeyine uygun görevler vermekle başlar. İki buçuk yaşından başlayarak döke saça da olsa çocuğun çorbasını kendi başına içmesine fırsat vermek, oyuncaklarını toplamasını beklemek, kendi odasında kendi yatağında yatmasına ortam hazırlamak sorumluluk konusunda çocuğu cesaretlendirici ve destekleyici bir ortam sağlar. Böyle bir ortam çocuğun kendi kendisine yetmesine ve kendi kendini yönetmesine fırsat vereceğinden onun kendine olan güvenini de arttıracaktır.

Tam tersine koruyucu yaklaşım; çocuğun kendi kendine yeten, bağımsız bir birey olmasını engeller. Çocuk veya genci korumak, onu kanatları altında büyütmek, kendi başına sorunuyla baş başa bırakmamak onun gelişimini engeller. Ona yarar yerine zara verir. Benlik saygısının tohumları, sorumluluk verilirse gelişir.

Aile içindeki etkileşim çocuğu ya “ben değerliyim” ya da “ben değersizim” duygusuna götürür. Çocuğun kendisini “ben değerliyim” diye algılayabilmesi ve önemli olduğunu hissedebilmesi için öncelikle yakın çevresinden sosyal kabul görmesine ihtiyacı vardır. Bu ortamın oluşturulması için de çocuğa uygulama olanağı vermek gerekir. Dilediği gibi giyinen, giysisini kendi seçen, dilediği resimleri yapan, yemeğini baskısız şekilde yiyen, kişiliğine saygı gösterildiğini gören ve kendini özgürce ifade edebilen çocuk “ben değerliyim” diye düşünür. Çocuğun önemli ve değerli hissetmesi onu yeni atılımlara ve başarılara götürür.

B. DİSİPLİN

Disiplin, aile içindeki denge ve düzenin oluşturulmasında büyük önem taşır. Ancak disiplin çoğunlukla “cezalandırma”ile eşanlamda değerlendirilir. Her ne kadar kelime anlamıyla “katılık” ve “kuralcılık” gibi kavramları çağrıştırıyor olsa da gerçek anlamda disiplin, çocuğun topluma uyumu üzerine yoğunlaşmakta, davranışı yönlendirmeyi amaçlamaktadır.

Disiplin, çocuğa istenilen davranış ve alışkanlıkları öğretmek, kendi kendini denetleme ya da iç denetim demek olan ahlak gelişimini sağlamaktadır. Bu da dıştan gelen bir zorlamayla olmaz. Önemli olan, içselleşmiş bir sorumluluk duygusunun oluşturulmasıdır.

Disiplin konusu tartışılırken, çocuğun gelişimine bağlı olan sınırlılıkları dikkate alınmalıdır. Özellikle erken çocukluk yıllarında , çocuğun ihtiyacını belirlemek ve davranışın değişimini sağlamak anne babayı olduğu kadar çocuğu da tatmin eder.
Anne ve baba, uygun davranışı sergilemesi için çocuğa olumlu model oluşturarak, sınırlarını belirleyerek, açıklama yaparak yardımcı olabilir. İstenmeyen davranış karşısında hoşnutsuzluğun belirtilmesi, çok zorunlu hallerde cezaya başvurulması beklenir.

İstenen davranışı yaptığında ise olumlu yüz ifadesi ve övücü sözlerle değerlendirilmesi, çocuğun davranışının şekillendirilmesinde etkili olacaktır. Disiplin, tutarlılık ve esneklik gibi bazı ikilemleri içerir. Bir yandan çocuğa kuralların tutarlı bir şekilde verilmesi gerekir. Öte yandan katı bir şekilde uygulanan kararlar hoşnutsuzluğun oluşumuna neden olabilir. Çocuklar bazen ebeveynin esnek davranmasını bekler. Örneğin okul öncesi çocuğu kazağını asmayı unutabilir, ya da ilkokul birinci sınıf çocuğu sevmediği şapkasını giymek istemeyebilir. Böyle durumlarda erişkinin esnek olmaya ihtiyacı vardır.

Sevilen ve kişiliğine saygı duyulan çocuk başkalarını sever ve onlara saygı duyar. Böylelikle sevgi ve saygı erken gelişim yılları boyunca disiplinin temelini oluşturur.
Dayak ve zor kullanarak davranışı yönlendirmeyi amaçlayan anne baba ;
a-Çocuğun kendilerine karşı korku, öfke ve kızgınlık içinde olmasına sebep olur.
b-Çocuğa saldırgan olmayı ve sorunlarını şiddet yoluyla çözmeyi öğretir.
c-Zayıf vicdan ve ahlak gelişimine yol açar.

Cezalandırma Yerine Başka Seçenekler

Disiplin davranışı yönlendirme olduğuna göre, istenen davranışı yapması yönünde çocuğa ceza yerine diğer seçenekler sunulmalıdır. Şunu unutmamak gerekir ; çocukların gelişim kapasitelerinin sınırlı oluşu, benlik kontrolünün gelişimini etkilemektedir. Bu nedenle erişkinin koyduğu kurallar açık, basit ve yapılabilir türde olmalıdır. Erişkin, çocuğu yönlendirirken tutarlı olmalı ve bazı davranış girişimlerinin süreklilik kazanabilmesi için övgüden yaralanmalıdır.

Davranışı yönlendirirken yapılan ilk hata yanlış davranışı görmezlikten gelme, ikinci hata ise ilk çare olarak cezaya başvurmaktır. Eğer çocuk yanlış bir davranış (kabul edilemeyecek bir davranış) sergiliyorsa bunun geçerli bir nedeni vardır. Derdini anlatacak yaşta olmayan çocuklarla ilgilenirken, yetişkinin öncelikle, bu nedeni tahminler yürüterek keşfetmesi gerekir.

Yaramazlığın temelinde girişkenlik çabası yatmaktadır. Ancak bu çabanın anlaşılamaması, çocukta suçluluk duygusunun oluşumuna yol açar. Ağlayan bir bebek gibi, yaramazlık yapan çocuk da, bir ihtiyacı dile getirmek için anne ve babasının dikkatini çekmek üzere bu davranışı gerçekleştirmektedir. Özellikle iletişim kurulduktan, istenen ve istenmeyen davranışlardan haberdar olduktan sonra çocuk istenmeyen davranışta ısrar ediyorsa ; bu ısrarında ebeveyne yönelik bir amaç ve mesaj bulunmaktadır. Özellikle istenmeyen bir davranışı bile bile tekrar etmek pasif saldırgan davranış olarak tanımlanan cezalandırma ile eşanlamlıdır. Örneğin okul başarısı konusunda aşırı duyarlı olan bir anneye başarısız yazılı kağıdını sevinçle göstermek gibi.

Kabul edilemez bir davranışla karşılaştığınızda onun yerine kabul edilen bir davranışı koymaya çalışın. Örneğin ; kırılma tehlikesi olan cam sürahiyle oynayan çocuğa kızmak ya da yasaklamak yerine, aynı büyüklükteki plastik sürahi ile oynamasına izin vermek. Annenin yeni naylon çorabını denemek isteyen çocuğa, eski çorabıyla oynama fırsatı gibi.

AİLE İÇİ ETKİLİ İLETİŞİMİN TEMELLERİ


1.Çocuk başkalarının yanında kesinlikle eleştirilmemelidir. (Abisi ve kardeşi de dahil)

2.Kardeşi ve başkaları ile kıyaslanmamalıdır.

3.Anne ve baba aile ortamında çocuğa sevgi gösterisinde bulunmalı, açık onay ve açık ilgi göstermeli,fiziksel temas(Kucaklama, okşama vb.) tan kaçınmamalıdır.

4.Çocuğun gösterdiği her olumlu davranış ve yaklaşım ödüllendirilmeli (Sözel ödül veya maddi ödül), olumsuz davranışları görmezlikten gelinmeli, üzerinde durulmamalıdır.

5.Çalışmaya başlayamama gibi bir zaafı olan çocuğun çalışma için isteklendirilmesi, çalışmaya başlamak için uygun ortam hazırlanması ve ilk çalışma saatlerinde dikkatini dağıtacak etmenlerin ortadan kaldırılması gerekir. (Televizyon sesi, gürültü vs.)

6.Soyut işlemleri kavramakta güçlük çektiğinden matematik, fen gibi derslerde somut materyallerden faydalanılması gerekmektedir. Çizerek, yazarak ve kolaydan zora bir yol izlenmeli, ders çalışırken yumuşak bir ses tonu kullanılmalı., başaramadığı konular veya işlerin nedenleri araştırılmalıdır.

7.Anne-baba çocuğun yanında tartışmaya girmekten kaçınmalı, çocuk konusunda tutarlı ve uyumlu davranmalıdır. (birinin olmaz dediğine birisi olur dememelidir.)

8.Çocuğunuzu sevdiğinizi, değerli olduğunu, sizin için önemli olduğunu ona açıkça dile getirin, hissettirin.

9.Çocuğa inanın ve güvenin. Ondan iyi şeyler beklerseniz, iyi şeyler görürsünüz.

10.Evde kurallar olmalı. Televizyon saatleri herkes tarafından belirlenmeli ve buna uyulmalı. Siz televizyon seyrederken o ders çalışamaz. Hangi film veya programların seyredileceğine birlikte karar verin ve buna uyun.

11.Çocuğun hatalarını fazla büyütmeyin, hatalarını birlikte tartışın ve doğruyu bulması için ona rehberlik edin. Çocuğun doğrularına değer gösterin. Fikirlerini dinleyin ve önem verdiğinizi hissettirin.

12.Fiziksel cezalardan kesinlikle kaçının. Ona vereceğiniz ceza; Sevdiği bir etkinlikten maruz kalmasını sağlamak olsun.

13.Çocuklar arasında ayrım yapmadığınızı ona kanıtlayın.”Hepiniz ayrı ayrı insanlarsınız. Farklı özellikleriniz var. Seni olumlu veya olumsuz tüm özelliklerinle ayrı bir birey olarak değerlendiriyor ve seviyorum. Kardeşini de aynı şekilde değerlendiriyorum.”Şeklinde yaklaşımlarınızı ona söyleyin.

14.Çocuğunuza zaman ayırın. Sadece ders çalışmak için değil, eğlence için, sohbet için.

15. Onunla “sen dili” ile konuşmayın. Sen dili iticidir ve olumsuz etkileri vardır. “Çok gürültü yapıyorsun, yerine ; bu gürültüden rahatsız oluyorum şeklinde duygularınızı dile getirin.

16.Öğretmenleri ile sık sık görüşün ve yapabilecekleriniz konusunda yardım isteyin. Bir ekip çalışmasını gerçekleştirin.

17.Çocuğunuzun kendi gelişimine uygun doğal olan, geçici sinirlilik,inatçılık, bencillik gibi duygular anlayışla karşılanmadığı zaman pekişir ve davranış bozukluğu olarak kalır. Fazla telaşlanmadan soğukkanlı davranışlar ve yaklaşımlar gösterin.

18.Çocuğunuzun uygun yollarla saldırganlık duygularını boşaltmasına (Spor vb.) fırsat tanıyın. Aşırı disiplin ve cezadan kaçının. Anne-baba olarak saldırganlık örneği oluşturmayın.

19.Çocuğun evde sorumluluk almasını sağlayın, Ona verdiğiniz küçük sorumluluklar “kendisine güvenildiğini, önem verildiğini” anlatır.

20.Yapılan incelemede belli ölçüde stres ve kaygıları olduğu anlaşılmıştır. Onu üzen, rahatsız eden şeyleri anlamaya çalışın. Sizi sevmesine karşın “değersizlik duyguları” görülmüştür. Kendisini evin yegane problemi ve en değersiz bireyi olarak algılamaktadır. Böyle olmadığını kanıtlamak için acele etmeden, abartmadan yavaş yavaş onun önemli olduğunu, ona değer verdiğinizi ve onu sevdiğinizi hissettirin.

21. Belli bir çalışma alışkanlığı geliştiremediği anlaşılmaktadır. Evdeki herkes “Verimli çalışma ve öğrenme yolları” konusunda yararlı olacak bilgileri edinmelidir.

22.Dikkatini toplamak ve belli bir süre devam ettirmek konusunda güçlüğü olan çocuğun dikkat süresini ve yoğunluğunu geliştirmek için Fen, Türkçe gibi derslerde konuyu size de yüksek sesle okumasını ve anlatmasını isteyebilirsiniz. Az sayfalı hikaye ve romanlar olmak üzere okumaya teşvik edin ve size de konuyu anlatmasını rica edin.(Konuyu öğrenmek istediğinizi, merak ettiğinizi hissettirin)

23. Çocuğun en önemli sorunu Kendisi ile ilgili olarak geliştirmiş olduğu “Olumsuz benlik tasarımıdır” Yani çocuk kendisini olumsuz bir gözle değerlendirmektedir. Bu durum onun savaşı daha baştan kaybetmesine neden olmaktadır. Onun olumlu özellikleri olduğunu anlatın ve bunları görmesine yardımcı olun. Çocuk kendisini olumsuz algıladığı sürece çevreden gelecek uyaranlara da olumsuz tepkiler verecektir. Bu nedenle ondaki iyi tarafları görün ve ona da gösterin.

24.Kardeş ile arasını düzeltmesi için uygun ortam hazırlayın. Abiden çocuğu kazanması için gerekirse fedakarlık isteyin

Prof. Dr. Oğuz POLAT
 
Katılım
9 May 2006
Mesajlar
729
Tepki Skoru
0
Puanları
16
Yaş
44
yararlı olduysam ne mutlu bana güzel sözlerin için teşekkürler
 
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
10
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Yaş
38
Ödevim için çok iyi oldu, çok teşekkürler.
 
Katılım
7 Ocak 2007
Mesajlar
6,268
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Yaş
48
paylaşım için teşekkürler.
 

Giriş yap

Okul Öncesi Forum TV

000
Gün
00
Saat
00
Dakika
00
Saniye
Canlı yayına kalan süre.

18 Yıldır Sizlerle

18 yıldır sizlerleyiz. Türkiye'nin ilk okul öncesi eğitim platformu
Üst