Merhabalar Okul Öncesi Forum Resmi Web Sitesi 'Biz BÜYÜK Bir Aileyiz'

Foruma ücretsiz kayıt olarak mesaj gönderebilir, yeni konular oluşturabilir ve diğer üyeler ile etkileşim içine olabilirsiniz.

Zorunlu eĞİtİm okul Öncesİ İle bİrlİkte 13 yil olmalidir

Katılım
12 Nis 2007
Mesajlar
318
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Yaş
41
[h=2]ZORUNLU EĞİTİM OKUL ÖNCESİ İLE BİRLİKTE 13 YIL OLMALIDIR, 1+5+3+4 ŞEKLİNDE UYGULANMALIDIR[/h][h=2]Şu anda ülkemizde 8 yıllık “kesintisiz” zorunlu eğitim yerine 12 yıllık “kesintili” zorunlu eğitim getiren yasa teklifi tartışılmaktadır. Bu teklifi birçok açıdan değerlendirmek gerekmektedir.[/h][h=2]Zorunlu eğitimin 8 yıldan, 12 yıla çıkarılması olumlu bir gelişmedir. Zorunlu eğitim süresinin artırılması, çağ nüfusun tamamının okullu olması ve eğitimini sürdürmesi açısından son derece önemlidir. Ancak, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması yeterli değildir. Zorunlu eğitim okul öncesi ile birlikte 13 yıl olmalıdır. Yasa teklifinde fiziki alt yapının yetersiz olması gerekçesiyle okul öncesinin kapsam dışı bırakılması büyük bir hatadır. Bilindiği gibi zaten Milli Eğitim Bakanlığı 71 ilde okul öncesini zorunlu hale getirmişti. Bu aşamada, bundan geri adım atılması Milli Eğitim Bakanlığı’nın havlu attığı ve AKP iktidarının okul öncesi eğitimde başarısızlığını kabullendiği anlamına gelecektir. Okul öncesi eğitimin önemini kavrayamayan, on yıllık iktidarı süresince bu konuda fiziki alt yapıyı sağlamak için elinden geleni yapmak yerine, kolay yolu seçerek okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamından çıkaran zihniyeti kabul etmek mümkün değildir. Okullarda alt yapı yetersizliğinden yakınmak yerine ya da okul öncesinin zorunlu olmasından vazgeçmek yerine çözüm üretmek, gücü ve mali imkânları elinde bulunduran iktidarın asli görevidir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Strateji Raporunda, 2013 yılında okul öncesi eğitimin 81 ilde zorunlu olacağı, hatta yabancı dil eğitiminin okul öncesinden başlatılacağı ifade edilmektedir. Hal böyleyken, bu teklif Milli Eğitim Bakanlığı’na sorulmadan mı hazırlanmıştır? Yoksa Bakanlık okul öncesi eğitimin zorunlu olmasından vaz mı geçmiştir? Bu soruların cevabı verilmelidir.[/h][h=2]Öte yandan Avrupa Birliği ülkelerinde okul öncesi eğitime büyük öneme sahiptir. Zorunlu eğitim yılı ortalaması OECD ülkelerinde 13 iken, Türkiye’de 8 yıldır. 2009 itibariyle Türkiye’de 5-14 yaş arası okullaşma oranı yüzde 91.3’tür. Oysa bu alanda OECD ortalaması yüzde 98.6 düzeyindedir. İlköğretim öncesi okullaşma oranı Fransa, İngiltere, İtalya’da, Belçika’da, İspanya’da, Hollanda’da yüzde 100’dür. Bu rakamlar ışığında, okul öncesi eğitimde AB ülkelerinin standardını yakalamak için çaba göstermesi gerekenlerin, mevcut durumu daha da geriye götürecek uygulamalar içine girmesi son derece sakıncalıdır.[/h][h=2]Türk Eğitim-Sen olarak, zorunlu eğitimin kesintili olmasına karşı değiliz. Ancak bu model 4+4+4 şeklinde değil; 1+5+3+4 şeklinde olmalıdır. Çünkü; 4+4+4 şeklindeki model binlerce sınıf öğretmenini norm fazlası durumuna düşürecektir. Sınıf öğretmenleri norm fazlası duruma düşerken, bunun karşılığında binlerce branş öğretmeni ihtiyacı doğacaktır. Resmi rakamlara göre Milli Eğitim Bakanlığı’nın şu anda 126 bin öğretmen açığı vardır. 4+4+4 şeklindeki model öğretmen ihtiyacını daha da artıracak ve okullar öğretmensiz kalacak, Bakanlık öğretmen açığını ücretli öğretmen istihdamına ağırlık vererek gidermeye çalışacaktır. Bu da okullarda eğitim-öğretimin kalitesinin düşmesi, verimin azalması, öğrencilerimizin dünya yarışında çok gerilerde kalmasına neden olacaktır. 4+4+4 şeklinde kademeli bir sistemi getirenler, birinci ve ikinci kademe 4 yılı pedagojik açıdan değerlendirmişler midir? Ülkemizin 5 yıllık ilkokul eğitimi üzerine bunca tecrübesi varken; birinci kademe eğitiminin 1 yıl azaltılarak 4 yıla düşürülmesi, 2. kademe eğitiminin 3 yıldan 4 yıla çıkarılması izaha muhtaç bir durumdur.[/h][h=2] [/h][h=2]KESİNTİLİ EĞİTİM ÖĞRENCİLERİ MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİME YÖNLENDİRMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ ANCAK 4’ÜNCÜ SINIFTAN SONRA AÇIK ÖĞRETİME KARŞIYIZ[/h][h=2] Kesintili eğitim öğrencilerin mesleki ve teknik eğitime yönlendirilmesi açısından olumlu sonuçlar doğurabilecektir. Çünkü ülkemizde mesleki eğitime gereken önem verilmemekte, mesleki eğitim son sıralarda yer almaktadır. Öğrencilerin mesleki anlamda istediği okula gidebilmesi olumlu bir yaklaşımdır. Ancak ilköğretim 4’üncü sınıftan sonra öğrencilerin eğitimlerine açık öğretim yoluyla devam edebilmesine yönelik bir düzenleme yapılmasına kesinlikle karşıyız.[/h][h=2] [/h][h=2]ÇOCUKLARIN OKUL HAVASINI SOLUMASI, EĞİTİMLERİNİ ÖĞRETMENLERİN GÖZETİMİNDE SÜRDÜRMESİ, KIZ ÇOCUKLARININ OKULA GÖNDERİLMESİ ÇOK ÖNEMLİDİR. NE YAZIK Kİ BU TEKLİFLE ÇOCUK GELİNLERİN SAYISI ARTACAK, ÇOCUK İŞÇİLİĞİNE MEŞRU ZEMİN KAZANDIRILACAKTIR[/h]Bu düzenleme kız öğrencileri okula gitmesi önünde büyük bir engel olacaktır. Bilindiği gibi bazı bölgelerde aileler çocuklarını okula göndermemek için elinden geleni yapmaktadır. Çocuklarını okutmak yerine tarlada çalıştırmak ya da evlendirmek onlar için en büyük seçenektir. Bu durumda kız çocuklarının okula gönderilmesi için bugüne kadar yapılan kampanyaların hiçbir anlamı kalmayacaktır. Bu düzenleme hayata geçirildiğinde; çocuk gelinlerin sayısı hızla artacak, çocuk işçiliği dolaylı olarak meşru bir zemine kavuşmuş olacak ve en önemlisi özellikle kız çocukları eve hapsedilecektir. Ayrıca bu düzenleme kız çocuklarını hayattan koparmak anlamına da gelmektedir. Bir yandan kadınların çalışma hayatında yer almasını isterken, diğer yandan böyle bir düzenlemenin yapılması tezat oluşturmaktadır.Diğer yandan eğitim-öğretim okulda yapılır. Eğitim öğretimi sadece ders kitaplarından ibaret görmek sağlıklı bir yaklaşım değildir. Öğrencilerin okul havasını soluması, arkadaşları ile birlikte olması, eğitimini yüz yüze ve öğretmenlerinin gözetiminde sürdürmesi, sosyalleşebileceği bir ortama sahip olması gibi unsurlarla birlikte eğitim öğretimi değerlendirmek gereklidir. Bundan dolayı okulda eğitim şarttır. Zorunlu eğitim çağındaki çocuklarımız için açık öğretim, ancak, sağlık durumu müsait olmayan ve çalışmak için başka bölgelere giden geçici tarım işçisi ailelerin çocukları için uygulanabilir. Bunun dışındaki tüm çağ nüfusunun okula mutlaka gitmesi sağlanmalıdır. Şayet uygulama teklif edildiği şekilde hayata geçirilirse ülkemizde okullaşma oranları yüzde 100’e ulaşamayacağı gibi daha da geriye gidecek ve eğitimsiz bir nesil yetişecektir. BÖYLE MANTIK DIŞI BİR UYGULAMANIN HAYATA GEÇİRİLMESİ, EĞİTİMİN TEMELİNE DİNAMİT KONULMASI İLE EŞDEĞERDİR. Ayrıca belirtmek isteriz ki, teklifte katsayı eşitleme düzenlemesi ve meslek liseleriyle düz liseler arasındaki katsayı farkının kaldırılmasını büyük bir memnuniyetle karşılamaktayız. Yıllardır hiçbir bilimsel ve pedagojik yönü olmayan katsayı zulmünün kaldırılması, meslek lisesi öğrencilerimizi rahatlatacak ve onların da üniversiteli olabilmesi için eşit koşullarda yarışmasını sağlayacaktır. Görüşlerimiz doğrultusunda yasa teklifinin yeniden gözden geçirilmesi ülkemizin eğitim geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
 
Katılım
29 Ara 2010
Mesajlar
503
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Yaş
35
yazının tamamını okuyamadım akşam okucam inş. hocam ama aynı fikirdeyim okul öncesi zorun olmalı eğitimin iyileştirilmesi için bence şart zaten merkezde herkes gönderiyor önemli olan gidilemeyen yerlere gitmek. eğitimde eşitlik ilkesine ne oldu merak ediyorum? merkezdekiler durumu iyi ailelerin çocukları okul öncesi eğitim almaya layıkta köydekiler, yibolardakiler, kırsaldakiler değiller mi acaba?
 
Katılım
6 May 2006
Mesajlar
1,348
Tepki Skoru
0
Puanları
36
Yaş
41
İlk olarak anasınıfının zorunlu olması/olmamasına değinmek istiyorum... Fakat onun da öncesinde şimdi söyleyeceklerim "Sen nasıl olsa öğretmen olmuşsun derdin tasan yok konuşursun tabi" şeklinde yorumlanmasın. Çünkü ben daha üniversite 3. sınıftayken bu konu gündemdeydi ve ben o zamanlarda da aynı fikri savunuyordum. (Forumdaki eski mesajlarıma bakarsanız bulabilirsiniz)

Neyse gelelim anasınıfının zorunluluğu konusuna. Bence anasınıfı zorunlu olmalı ama şimdi değil. Daha yılları var. Çünkü anasınıfının zorunlu olması konusunda Türkiyede en ufak bir altyapı yok.

1: Öğretmen eksik. Öğretmen maaşına ayrılmış yeterli bütçe yok. Ücretli öğretmenle olacak iş değil bu. O ücretlileri de kadroya alacaksın daha da kalan eksik kadroları dolduracaksın.

2: Yeterli sınıf yok. Batıda nüfusun yoğun olduğu il ve ilçelerde 20 metrekare sınıflarda 30 ve üstü öğrencisi olan öğretmenler var. Darıca'da çalışırken ilk sene 32 çocuk vardı sınıfımda. İkinci senemde ücretli öğretmen 1 ay geç geldi ve ilk 1 ayın sonlarına doğru 56 çocuğa tek başıma baktım. (Baktım diyorum çünkü her ne kadar etkinlik yaptırsam , oyun oynatsam , hikaye okusam da 56 çocuğa eğitim verebildiğimi iddia edemem) Şuanki ortam ve imkanlarla bir çok okulda eğitim nitel değil niceldir. Önemli olan çocukların ne kadar öğrendiği değil ne kadar çocuğun okula geldiğidir.

3: Yeterli oyuncak / materyal ; uygun ortam yok. Birçok sınıfta yeterli oyuncak yok. Şuanki okulumda aylardır eksikleri tamamlamak için uğraşıyorum. Çoğunu başka okullardan alarak ya da kendi imkanlarımla tamamladım. Ama hala fen köşem yok. Kukla köşem yok. Eksiğim çok. Bizim okulun mevcudu az olduğundan sorun olmuyor. Fakat büyük okullarda anasınıfı çocukları dışarı yeterince çıkarılamıyor. Çünkü anasınıfına özel bir alan yok birçok okulda. Çocuklar dışarı çıkarıldığında eğer ilköğretim öğrencileri denk gelirse (ki teneffüs olmasa bile bedene çıkan öğrenciler oluyor) anasınıfı çocuklarına sirkteki gösteri muamelesi yapıyorlar. Başlarına üşüşüyorlar. Anasınıfı öğretmeninin kendi sınıfıyla uğraştığı yetmiyor bir de büyük sınıfları uzaklaştırmaya çalışıyor. Önceki okulumda 2 sene uğraştım anasınıfı için zorla bir alan yaptırdım. Bahçenin arka kısmını kapattırdım anasınıfı için. Fakat dediğim gibi birçok okulda bu imkan yok.

Bu üç madde haricinde asıl olan bir madde daha var ki o apayrı bir sorun
4: Anasınıfında sınıfta kalmak ve devam zorunluluğu yok. Sınıfta kalmak yok derken daireyi öğrenmedi diye sınıfta bırakmaktan söz etmiyorum. Devamsız olduğu için sınıfta bırakmaktan bahsediyorum. Burdan öğretmen arkadaşlara soruyorum. Bir çocuk 1 hafta okula gelmediğinde ne yapabiliyorsunuz? (Veliye çocuğun geri kalmaması için çocuğu okula göndermesi gerektiğini söyleyip , ricada bulunmaktan başka) Herhangi bir yaptırımda bulunabiliyor musunuz? Devam zorunluluğu olmadığı için çocuğu yazdırıp haftada 2-3 gün gönderenler olduğu gibi hiç göndermeyenler de oluyor. Aynı şekilde devam zorunluluğu olmadığı için veliler anasınıfını ve öğretmenini önemsemeyebiliyor. Öğretmenin verdiği listedeki eşyaları almayabiliyor. Aidatları vermeyebiliyor. İsteyince çocuğu göndermemekle tehdit edebiliyor. Vs vs vs.

Şimdi ilk 3 maddeyi bir kenara bırakalım. Anasınıfı zorunlu oldu diyelim. Devam zorunluluğu olmayan bir ortamda anasınıfı nasıl zorunlu olabilir ki? En kötü ihtimalle çocuğunu yazdırır ama okula göndermez. Anasınıfının zorunlu olabilmesi için önce devam zorunluluğunun getirilmesi gerekir. Ki anasınıfı zorunlu olursa büyük ihtimalle aidatlar kalkar. Aidatları da alamazsa anasınıfları eksiklerini nasıl tamamlar?

Ben anasınıfı zorunlu olmasın demiyorum. Fakat daha vakti olduğunu düşünüyorum. Ve bence çabamız anasınıfını zorunlu hale getirmeleri yönünde değil öncelikle altyapıyı oluşturmaları yönünde olmalıdır. Ve bence tüm bu dediklerim (Aklıma gelmeyen şeyler de vardır muhakkak) tamamlanmadan anasınıfını zorunlu hale getirmek için atılan her adım göz boyamaktan öteye gidemez.!

Saygılar
Mustafa ERİŞKİN
 
Katılım
29 Ara 2010
Mesajlar
503
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Yaş
35
Mustafa hocam evet dediklerinize katılıyorum ancak bu eksikler sistem içerisindede giderilebilir zamanla aşılabilir son yıllarda bence okul öncesi zorunlu olucak diye ve 7 çok geç kamu spotları vb. ile okul öncesine karşı toplum görüşünü değiştirdi değiştiriyo en azından okul öncesi zorunlu olursa devlet bizim öğrencilerimizede kitap gönderir bu sayede veliden para isteme para topla gibi sıkıntımız olmaz diye düşünüyorum. ayrıca 2013 yılında okul öncesi öğretmenlerinde oldukça fazla mezun verilicek ve diğer devam eden senelerde de bu sayı artar diye tahmin ediyorum açık ne kadar kapanır bilemem ama zaten okul öncesinde yıllardır başka branşlardan alakasız yerlerden okul öncesi eğitime geçenler var ki okul öncesi bu konuda daha iyi özel eğitim bence kan ağlıyor onların durumu daha vahim.
benim bu sene görev yaptığım okulda aidat toplamıyoruz oyuncaklar ankaradan gelmiş resmi yazı yazınca er ya da geç geliyor. sınıfın eksiklerinide velilere söylüyorum gönüllü olanlar biz hallederiz diyolar. devam zorunluluğu olayında sonuna kadar haklısınız.
şu da bir gerçek ki normal ilköğretim bile zorunlu olduğu halde zibil gibi(bi sınıfçı arkadaşın tabiri çok fazla diyim kibar olsun) sınıf öğretmeni mezunu verdikleri halde İlköğretimde bile eksikler öğretmensiz sınıflar birleştirilmiş sınıflar mevcut oldukça zor şartlar söz konusu ancak bunların hiç biri ilköğretime engel olmuyor eğitime kesinti verilmiyor okul öncesinemi engel?
 
Katılım
6 May 2006
Mesajlar
1,348
Tepki Skoru
0
Puanları
36
Yaş
41
Hocam eğer Anasınıfı öğretmeni almak isteseler şuan bile zaten yeterince mezun var. (Ücretli çalışanlar ve KPSSden düşük puan alanlar.) -Ki ben KPSS puanının da öğretmenliğe pek bir etkisi olmadığını düşünüyorum. Yani öğretmen olan kaç kişi klasik koşullanma , edimsel koşullanma kullanıp , psikoseksüel , psikososyal gelişim dönemlerini hatırlamaya çalışıyor. Genel olarak bilmek yeterli. Ki en kötü puanı alan öğretmen adayı bile bunları genel olarak bilir.-Neyse. ilköğretimde de öğretmen eksiği yok aslında. Öğretmen var ama atamıyorlar. Hele birleştirilmiş sınıf olayına hiç girmeyelim. (Ben de birleştirilmiş sınıflı bir köy okulundayım) 30-40 tane 7 8 9 yaş çocuğu bir araya topluyorlar. Öğretmen bir kısmına toplama öğretirken bir kısmına çarpma bir kısmına da rakamları yazmayı öğretmeye çalışıyor. (Misal veriyorum) Bu çocuklar merkezdekil çocukların maksimum yarı hızıyla ders işleyebiliyor. Ve hala birileri çıkıp eğitimde fırsat eşitliği diyebiliyor. Eğer eğitimde fırsat eşitliği olsaydı sınıflar 10ar kişi bile olsa birleştirilmezdi. Şu bir gerçek ki bizim eğitim sistemimizde köydeki çocuklar gözden çıkarılmıştır.

Bir de köy okullarına alan dışı gelen ilköğretim öğretmenleri vardır ki o tam bir felaket. Duyuyoruz görüyoruz. Öğretmen sınıfı 5. sınıftan bir çocuğa bırakıp kahveye gidiyor. Gün bitince servise atlayıp evine dönüyor. Ya da lojmanda kalıyor... Tabi kötü olan sadece köylerdeki okullar değil. Merkezde de -nispeten daha az olsa da- eğitim kötü. Kimi zaman öğretmenler yüzünden kimi zaman da imkansızlık yüzünden. Ama öğretmenlere de kızamıyor insan. izinleri hastalıkları tatilleri çıkarınca ayda 700-800 lira alan ücretli öğretmenler kendini ne kadar verebilir ki işe? Anca yüreğinde gerçek bir eğitim aşkı olacak. -ki o aşk da en geç 3-5 senede sönüyor sistem yüzünden-

Son olarak evet ilköğretim her şeye rağmen zorunlu. Türkiyedeki okur yazarlık oranı gerçekten yüksek. İlköğretim mezunu olmayan kimse yok (yaşlılar hariç) Çoğu insan ortaöğretim ya da daha yüksek derece bir okul mezunu. Nicel olarak durum bu. Peki ya nitel durum?

ÖSSyi kazanmış KPSSye hazırlanan öğretmen adaylarının belki yarısı matematikten 10 net yapamıyor. Hatta bırakın 10 net yapmayı 10 soruya bakmıyor bile. Okur yazarlık oranımız yüksek olmasına rağmen kitap , gazete okumayan bir milletiz. İnternette herhangi bir mesajın altına bu mesajı 10 kişiye göndermezseniz öleceksiniz yazarsanır 100 kişiden en az 50si gönderir. Dahası bir şey uydurun 100 kişiden en az 50si inanır. Teşekkür eder. Birkaç gün sonra uydurdum bunu yok böyle bir şey diyin yine de o mesajın altında insanlar teşekkür etmeye devam eder. Çünkü okuma yazma bilmelerine rağmen okumazlar. Üşenirler.

Evet okullarda okuma yazma kıt kanaat öğretiliyor fakat okuma yazmaya heves verilmiyor çocuklara. Çocuklar 40 kişilik sınıflarda öğrenim görüyor. 40 kişilik sınıf demek öğretmenin her çocuğa 1 dakika ayırabilmesi demek. Günde 6 ders var. 6 dakika maksimum. Anlayamayan öğrenciye öğretmen nasıl yoğunlaşsın? Arkadaşımın deyimiyle "Hele matematik zaten hak getire..." Anadolu matematiğin doğduğu ve matematik dahilerinin en çok çıktığı yerdir. (Benim aklımda olanlar pisagor , öklid) Peki son 100 (daha eskisini karıştırmıyorum bile) yılda matematik konusunda ne ürettik/üretebildik?

Ha diğer yandan 4+4+4e gelirsek. Benim asıl merak ettiğim konu şu: Adam berber olmak istiyor. Ya da marangoz olmak istiyor. Şu sistemde ortaokuldan sonra bırakıp işe başlıyor. Sonrasında da çıraklık eğitimine gidiyor. Kalfalık ustalık diye devam ediyor. Peki yeni sistemde sen bu adamı 18 yaşına kadar okutacaksın. Ardından askere gidecek. 19da geri dönecek. O aşamadan sonra nasılbu tür mesleklere yönelebilecek? Benim kanaatimce bu 12 yıl zorunlu eğitim işsiz lise mezunları yaratmaktan başka bir işe yaramayacak.

Neyse daha fazla uzatmıyım ben en iyisi. Benim demem odur ki önemli olan eğitimde nicelik değil niteliktir. Ve bu nitelik
1: Sırf göz boyamak için zorunlu hale getirilen eğitimle
2: 40 kişilik sınıflarda
3: ezilmeye çalışan , "nerden bu mesleği seçtim? Herkes mi öğretmene karşı?" diye düşündürülen hatta mesleğine küstürülen öğretmenlerle
OLMAZ!!!

Niteliksiz bir nicelik hiçbir işe yaramaz. Önce nitelik kazandıracaksın ki daha çok kişinin eğitim görmesi bir işe yarasın. Yoksa lise mezunu fen bilimleri ile , matematikle , kendi tarihi ve coğrafyası ile hatta ve hatta kendi dili ile ilgi ve alakası olmayan insanlar yetiştirdikten sonra bırakın türkiyede 0 okullaşma oranını çevre ülkelerdeki tüm çocukları da alıp okutsak ne işe yarayacak?

Saygılar
Mustafa ERİŞKİN
 
Katılım
6 May 2006
Mesajlar
1,348
Tepki Skoru
0
Puanları
36
Yaş
41
Not: Tekrar söylüyorum ben okulöncesi eğitiminin zorunlu olmasına karşı değilim. Fakat zorunlu olacaksa da hakkıyla zorunlu olması gerektiğini düşünüyorum.
 
Katılım
26 Eki 2009
Mesajlar
1,545
Tepki Skoru
1
Puanları
0
Yaş
38
Alt yapı olmadığını ve bu açıdan da zorunlu olsa bile bir işe yaramayacağı konusunda size katılıyorum mustafa hocam.Devamsızlık konusu da çok açıklayıcı olmuş ilköğretimde çocuk ardışık ya da ardışıksız 2 gün devamsızlık yapsa evine gidiliyor rapor tutuluyor.Biz de??Arıyorum veliyi uyanamadı sabah ne oldu ki diyor?Yani yollasam ne olur yollamasam ne olur düşüncesindeler.Yıllardır ha oldu ha olacak diye bekleniyor...Bizim memlekette bir şeylerle korkutmazsan yürümüyor mu işler nedir yani??Zorunlu olacak ki göndermezse para cezası var şuyu var buyu var diceksin ki yollayacaklar..
Bizlerin eğitim verebilmesi için alt yapı yok ancak kendileri için gerekli oluşumları hazırlıyorlar...Bizlerde çabalayıp duralım.Ayrıca atandı nasıl olsa maaş da alıyor konuşur tabi diyen zihniyetler için de kurduğunuz cümleleri de tekrar yazmama gerek yok.
Dilinize sağlık:)
 

Giriş yap

Okul Öncesi Forum TV

000
Gün
00
Saat
00
Dakika
00
Saniye
Canlı yayına kalan süre.

18 Yıldır Sizlerle

18 yıldır sizlerleyiz. Türkiye'nin ilk okul öncesi eğitim platformu
Üst