:4:YARALANMALAR
Yaralanma(Açık ve Kapalı) Nedir?
Göz Yaralanmaları
Baş Yaralanmaları
Göğüs Yaralanmaları
Karın Yaralanmaları
Omurga Yaralanmaları
YARALANMA:
Deri ve derialtı dokularının hasarına YARA denilmektedir. Yaralanmalarda genellikle ağrı ve fonksiyon kaybı vardır.
Yarayı açık ve kapalı olmak üzere iki başlık altında inceleyebiliriz. Her türlü açık yara enfeksiyon için açık bir kapı demektir.
O nedenle yaraya hemen müdahale edilmelidir.
KAPALI YARALANMALAR:
Üstteki deri tabakasında herhangi bir hasar, yani doku kaybı olmamasına rağmen darbe nedeniyle deri altındaki dokularda meydana gelen kanamalarla karakterize yaralanmalardır. Ekimoz ve hematom olarak sınıflandırılabilirler.
Ekimoz: Deri altındaki sınırsız kanamalar sonucu oluşan morarma ve çürüklerdir.
Hematom: Deri altındaki sınırlı kanamalardır, diğer adıyla kan toplanmasıdır. Hematom sadece yumuşak doku yaralanmalarında görülmez; kırıklardan veya herhangi bir damar yaralanmasından sonra da görülebilir.
Kapalı yaralanmalarda ilkyardım:
Kapalı yaralanmalarda ilkyardım, soğuk uygulama, dinlendirme ve yüksekte tutma şeklindedir. Bir havluya sarılmış buz torbası, etkilenen alana yerleştirildiğinde kanamayı azaltacaktır. Aradan saatler geçtikten sonra soğuk uygulamanın yararı olmayacağından, emilimi hızlandırmak ve ağrıyı azaltmak üzere sıcak uygulama önerilmektedir. Etkilenen kısım, günde bir kaç kez ılık-sıcak arası suya 10-15 dakika daldırılır veya sıcak su ile nemlendirilmiş havlu ile sarılır.
AÇIK YARALANMALAR:
SIYRIK (Abrezyon): Derinin sert ve pürtüklü bir yüzeye sürtünmesi sonucu oluşan yüzeysel yaralanmalardır. Yaralanan kısımdan kan sızabilir. Oldukça ağrılı olabilirler. Sıyrıklar, varsa antiseptikle silinebilir yoksa sabunlu su ile yıkanıp kuru ve temiz tutuldukları sürece daha çabuk iyileşirler. Ancak, kirli veya ıslak bir iş yapılacaksa yara mutlaka kapatılmalıdır.
KESİK (Laserasyon): Keskin ve düzgün yüzeyli nesne ile meydana gelir. Kesilmiş düzgün veya parçalı bir yara oluşur. Kesik şeklindeki yara deri altındaki dokuya, kasa, sinire ve kan damarlarına kadar derinleşebilir.
Kesik yaranın kenarları antiseptikle silinir ve yara ağzı ucuca getirildikten sonra üzeri steril gazlı bezle kapatılarak, yaralı hastaneye götürülür.
YIRTIK; KISMİ KOPUK (Avülsiyon): Derinin bir parçası ya tamamen kopmuştur ya da küçük bir kısmı ile bağlı kalmıştır. Genelde çok kanarlar. Bu tip yaralanmalarda kısmen yada tam kopmuş olan deri (flap), yaranın üzerine, normal yerine yerleştirilmeli, daha sonra üzeri steril pansumanla kapatılmalıdır. Yaralı hemen hastaneye götürülmelidir.
DELİNME: Bıçak gibi kesici-delici aletler veya kurşun gibi nesnelerle meydana gelir. Yara girişi küçük olduğundan, dışa kanama genellikle önemli değildir. Ancak derindeki dokulara önemli zarar verebilirler. Eğer bu yaralanma göğüs veya karında ise öldürücü olabilir.
Açık Yaralanmalarda İlkyardım:
* Kanamayı durdur.
* Yaranın daha fazla kirlenmesini önle ( yara bandı veya steril gazlı bezle kapatarak).
* Yaralı kısmın hareket etmesini önle; dinlendir.
* Yara çok kirli ise mutlaka pansumanla kapatılmadan önce bulunabilecek en temiz su ile yıkanmalıdır. Bulunabilecek en temiz su : elimizin altında çaydanlıkta kalmış kaynamış ve soğumuş su, yoksa musluk suyu ya da şişe içinde satılan sular kastedilmektedir.
* Eğer açık yara, kirli-paslı metal veya toprakla temas etmişse, mutlaka TETANOS SERUMU ve/veya AŞISI yaptırılmalıdır.
* Yarada yabancı cisim varsa (Yabancı cisim batmışsa); TIKLA
- Yabancı cisimleri çıkarmaya çalışmayın
- Yabancı cismi sabitlemek üzere kalın pansuman malzemesi kullanın
- Hastayı vakit kaybetmeden hastaneye götürün
* Organ kopması söz konusu ise:
Mutlaka temiz, nemli ve soğukta muhafaza edilerek hastaneye götürülmelidir. ( Asla ıslatılmaz ve dondurulmaz ! )
Bunun için;
1- Kopan organ, nemli steril gazlı beze (yoksa en temiz su ile ıslatılarak iyice sıkılmış en temiz kumaş parçasına) sarılır.
2- Delik olmayan bir naylon torbaya konularak ağzı sıkıca kapatıldıktan sonra, bu naylon torba:
3- Buzlu su içine konarak, hastayla birlikte hastaneye götürülür. Burada önemli olan nokta: organın dondurulmadan ve ıslatılmadan hastaneye ulaştırılmasıdır. O nedenle organ doğrudan su içine veya buz üzerine konmaz !
Hasta ve kopan organ uygun koşullarda 6-12 saat içinde hastaneye yetiştirildiğinde; organın eski işlevlerini aynen yerine getirme olasılığı çok yüksektir.
GÖZ YARALANMALARI:
Görme organımızdaki yaralanmaları birkaç başlık altında inceleyebiliriz:
1- Yaralanmalar:
* Korneada yabancı cisim bulunması (göze yabancı cisim kaçması)
* Göze yabancı cismin batması
* Yırtılmalar
2- Yanıklar:
* Kimyasal yanıklar
* lsı (termal) yanıkları
* Işın yanıkları
1- YARALANMALAR:
Göze yabancı cisim kaçması: Yabancı cisim ( toz, kirpik vb) kornea üzerindedir veya gözkapağı altındadır. Bu durumda göz temiz su ile yıkanır. Eğer cisim göz kapağının altındaysa, göz kapağı ters çevrilerek pamuklu çubukla uzaklaştırılabilir.
Yabancı cisim batmışsa: Genel kural burada da geçerlidir: Batan cisimler çıkarılmaz, sabitlenir. Üzeri koni biçiminde bir malzeme (veya bardak) ile kapatılır. Gözler birlikte hareket ettiğinden sağlam göz de kapatılmalıdır.
Yırtılmalar: Yaralı göz hemen steril gazlı bezle kapatılır, sağlam gözde kapatıldıktan sonra en kısa sürede hastaneye götürülmelidir.
2- YANIKLAR:
Kimyasal Yanıklar: Tek ve ilk acil tedavi yıkamaktır. Yıkamak için her türlü temiz su (varsa serum fizyolojik tercih edilmelidir) kullanılabilir. Koşullar suyu göze dökmeyi, hastanın başını musluk altına sokmayı, su ile dolu bir kap içine göz sokularak göz kapaklarının hızla kırpıştırılmasını gerektirebilir. Gözü yıkarken suyun akış yönü içten dışa doğru olmalıdır, aksi halde sağlam gözde etkilenebilir. Daha sonra her iki gözde kapatılarak hastaneye ulaştırılır. Yıkama süresi en az 15 dakika olmalıdır.
Isı (alev) yanıkları: Göz kapakları genellikle kapanır ve yapışabilir. O nedenle her iki göz yıkandıktan sonra ıslak pansumanla kapatılarak hastaneye götürülmelidir.
Işın yanıkları: Kızılötesi ışınlar, çıplak gözle güneş tutulmasının izlenmesi, lazer ışını retinada ağrısız ancak kalıcı görme kaybına neden olur. Kaynak yapmak, uzun süreli güneş lambasına, ultraviyole ışınlarına ve parlak ışınlara (karla kaplı alanlar, çöl, durgun deniz gibi) maruz kalmak gözde yüzeysel yanıklara neden olabilir. İlk anda fazla belirti görülmezken, 3-5 saat sonra kızarıklık, şişlik, aşırı gözyaşı salgılanması görülebilir. Gözler yine ıslak pedlerle kapatılarak, kişi hastaneye götürülür.
Hangi tip göz yaralanması olursa olsun, yaralı gözün yanı sıra sağlam göz de mutlaka kapatılmalıdır, yaralı gözün daha fazla zarar görmemesi için!.
BAŞ (KAFA) YARALANMALARI:
Kafa üstü düşme, denizde yere çakılma, trafik kazalarında ön cama çarpma sonucu görülen, açık veya kapalı olarak sınıflandırabileceğimiz kafa yaralanmalardır.
Açık Kafa Yaralanmaları: Yaralanma gözle görülebildiğinden gerekli pansuman yapılır, mümkünse baş 30 derece yüksekte tutularak (yarı oturur pozisyonda) hastaneye nakledilir. Eğer kulaktan veya burundan açık kırmızı renkli kanama ya da kanla birlikte berrak sıvı geliyorsa, BOS ( beyin-omurilik sıvısı) geliyor demektir. Bu şiddetli kafa yaralanmalarında (genellikle de kırıklarında) görülür. Bu gibi durumlarda kanayan burna ya da kulağa gevşek pansuman konarak dışarı akış sağlanır. Kesinlikle tampon yapılmaz!. Eğer BOS kulaktan geliyorsa, pansuman konulduktan sonra yaralı o kulağın üzerine gelecek şekilde yan yatırılır ve hastaneye nakledilir.
Kapalı Kafa Yaralanmaları: Gözle görülür bir yaralanma olmadığından, vurma, çarpma, düşme, darbe sonrası veya yüksek tansiyonu olan kişilerde aşağıdaki belirtiler görülürse ; bilinci kapalıysa yan yatırılarak, bilinci yerindeyse baş yüksekte olacak şekilde yatırılarak, hastaneye götürülmelidir.
Belirtiler:
- Fışkırır tarzda kusma
- Aniden başlayan baş ağrısı, baş dönmesi veya kulak çınlaması
- Kol (lar) veya bacak (lar) da karıncalanma, uyuşma, ilerleyen kuvvet kaybı, felç
- Sebepsiz uyku hali, konuşmada pelteklik, anlamsız konuşmalar, kendini kaybetme, bilinç kaybı
- Solunumda yavaşlama, iç çekmeler, sesli solunum, hızlanan ve yavaşlayan solunum
- Nabızda değişiklikler, vücut ısısında yükselme (kan basıncında yükselme)
- Kanama ilerledikçe gözbebekleri büyüklüğünde farklılık (ANİZOKORİ), çift görme, görmede bulanıklık.
İlkyardım: Yukarıda bahsedilen nedenler sonucunda bu belirtilerden biri veya birkaçı görülürse, yukarıda anlatıldığı şekilde hemen hastaneye götürülmelidir.
GÖĞÜS YARALANMALARI
Tüm organ yaralanmalarında olduğu gibi göğüs yaralanmaları da vurma, çarpma, darbe sonucu oluşur ve ilkyardım uygulamaları açısından iki başlıkta ele alınabilir.
Kapalı göğüs yaralanmaları:Üstteki deri dokusu sağlamdır. Ancak vurma, çarpma, darbe sonucu derialtı dokusundaki hasar nedeniyle morarma, ağrı, kaburga kemiklerinde (kostalarda) kırıklar ve akciğerde yırtılma-yaralanma görülebilir. Ayrıca travma olmaksızın şiddetli kuru öksürük sonucunda da akciğerlerde yaralanma dolayısıyla da kapalı göğüs yaralanması ortaya çıkabilir.
Belirtileri:
- Şiddetli göğüs ağrısı,
- Solunum güçlüğü,
- Öksürme ile kanlı balgam veya tükürük gelmesi.
İlkyardım: Bu belirtiler görüldüğünde kişi hemen hastaneye götürülmelidir.
Açık göğüs yaralanmaları: Bıçak, şiş, kurşun gibi delici cisimlerle veya kaburga kemiği kırıklarında, kırık uçların göğüs duvarını delmesiyle meydana gelir.
Belirti ve bulgular:
- Yaralanan bölgede solunumla birlikte görülen veya artan şiddetli ağrı ,
-Öksürükle kan gelmesi (hemoptizi),
- Yetersiz oksijenlenme nedeniyle mukozalarda morarma (siyanoz)
- Kan basıncında düşme
İlkyardım:
* KAPALI GÖĞÜS YARALANMALARInda kişi mümkün olduğunca kısa sürede hastaneye nakledilmelidir. Yarı oturur pozisyonda!
* YELKEN GÖĞÜS söz konusuysa, o taraftaki kol 45 derecelik açı ile göğüs üzerine kapatılır. Üçgen sargı bezi ile kol vücuda derin bir nefes aldırdıktan sonra bağlanır. Hasta yarı oturur pozisyonda hastaneye götürülür.
* AÇIK GÖĞÜS YARALANMALARInda, öncelikle açık yara kapatılarak içeriye hava emilimi engellenmelidir. Bunun için herhangi bir temiz, delik olmayan plastik/naylon torba, aluminyum folyo (sigara ya da çikolata ambalajında bulunan) veya nemli sık dokunmuş bir kumaş parçası kullanılabilir.
Eğer plastik/naylon kullanılacaksa: Yara üzerine kapatıldıktan sonra dört bir tarafı flasterle vücuda yapıştırılır. Ancak bir köşesi açık bırakılır. Ondan sonra yelken göğüste olduğu gibi sabitlenerek ve aynı pozisyon verilerek hastaneye götürülür.
KARIN YARALANMALARI:
Kapalı karın yaralanmaları: Vurma, çarpma, darbe sonucu oluşabileceği gibi apandisit patlaması, barsak düğümlenmesi, karın içinde iltihaplanma ve kanamalar sonucunda da oluşabilir.
Belirtileri:
- Karın ağrısı, hareketle artan ağrı
- Bulantı, kusma
- Karında şişkinlik, sertlik, hassasiyet (hasta karnına dokundurmaz)
- Hasta hareket etmekten kaçınır
- Ateş, dudaklarda kuruma, susuzluk hissi
İlkyardım:
* Hemen hastaneye götürülür
*Kusma olasılığına karşı uyanık olunur( kusma olasılığına karşı hasta yan yatırılabilir)
* Şoka karşı hazırlıklı olunur
* Ağrının yeri, şiddeti, tipi ve süresi kaydedilir.
YAPILMAYACAKLAR:
* Ağrı kesici verilmez (teşhis koymayı engelleyeceği için)
* Yiyecek veya içecek kesinlikle verilmez (ameliyata alınmasını engeller)
* Karın üzerine sıcak uygulama (sıcak su termoforu, ısıtılmış ütü, vb) kesinlikle yapılmaz (soğuk uygulama yapmak dala akılcıdır).
Açık batın yaralanmaları: Hasta sırtüstü yatırılır. Yara çevresi antiseptikle iyice silindikten sonra yara ağzı ucuca getirilerek üzeri steril gazlı bezle kapatılır ve hastaneye götürülür.
Dikkat edilecek hususlar:
* Eğer iç organlar dışarı çıkmışsa, içeri sokulmaya çalışılmaz. Yara üzerinde toplanır, ılık ve nemli steril gazlı bezle örtülür ve aşağıda bahsedilen pozisyonlardan biri verdirilerek hastaneye götürülür.
* Yara vücut eksenine paralelse (yukarıdan aşağı doğru ise): hasta sırtüstü yatırılır ve bacaklar dümdüz uzatılır.
* Yara vücut eksenine dikse (sağdan-sola/enlemesine ise): hasta sırtüstü yatırılır ve bacaklar dizden bükülerek mümkün olduğunca karna doğru çekilir.
OMURGA YARALANMASI
Omurga 33 omurdan oluşmuştur. Boyun(servikal 7), sırt (torakal 12), bel (lumbal 5), sakral (5) ve kuyruk sokumu (koksiks 3) olmak üzere beş bölüme ayrılır (Şekil 21). Omurlar arasında bulunan kıkırdak yastıkçıklar (diskler) hem hareketi sağlarlar hem de kemiklerin aşınmasını önlerler. Omurlar kuvvetli bağlarla birbirlerine bağlanmışlardır, bu bağlar birbirine komşu omurlar arasında küçük eğimlere olanak sağlamanın yanı sıra, birbirlerinin üzerinde durmasını sağlarlar . Omurgayı oluşturan omurların arka kısmında bulunan boşluk ile oluşan kanal (spinal kanal), omurilik ve onu örten zarları içermektedir. Beyin omurilik sıvısı (BOS) bu zarlar arasında dolaşmaktadır. Tüm sinirler omurilik yoluyla beyne ulaşırlar. Omurga yaralanmalarında kırıklar ve/veya ezilmeler meydana geldiğinde omurilik etkilenirse felç hatta ölüm meydana gelebilir. Bir omurun diğeri üzerinde hafif kayması veya diskin kayması(bel fıtığı-herni), milimetrik dahi olsa sinirlerin baskı altında kalması için yeterlidir. Bu nedenle omurga yaralanmalarında hastanın KESİNLİKLE HAREKET ETTİRİLMEMESİ gerekir.
Hasta sert bir zemin üzerine yatırılarak (ya da baş-sırt-kalça aynı düzlemde olacak şekilde) taşınmalıdır.
Omurga yaralanması olasılığı yüksek olan kazalar; otomobil-motosiklet kazaları, denize dalmalar, yüksekten düşmeler vb' dir.
Kaza sonrası bilinci kapalı her hastada omurga yaralanması olasılığı varsayılmalıdır.
Belirti ve bulgular:
-Ağrı: Hastanın bilinci yerindeyse ağrısını dile getirebilir. Bazen hasta ağrıdan yakınmayabilir bu gibi durumlarda hastanın hareket yeteneği gözlenir, Şayet hasta atellenmiş gibi yatıyorsa, hareket etmekten kaçınıyorsa ağrısı nedeniyle bu şekilde yatıyordur. omurga yaralanması olasılığı çok yüksektir.
-Kollar ve/veya bacaklarda uyuşma, karıncalanma veya güçsüzlük.
-Şekil bozukluğu: Omurgada pek rastlanmaz. İstisna olarak boyun omurlarında görülebilir; baş bir tarafa bükülmüştür.
-Hassasiyet.
-Paralizi (güç kaybı) ve/veya duyu kaybı. Kol ve/veya bacağını hareket ettirmesi istenerek motor kaybı; dokunarak ta duyu kaybı saptanabilir.
İlk Yardım:
* Tüm yaralanmalarda olduğu gibi öncelikle ABC kontrol edilir ve devamlılığı sağlanır.
* Kanamalar kontrol altına alınır, yaralar kapatılır.
* Hasta SERT VE DÜZ BİR ZEMİN üzerinde, SIRTÜSTÜ YATIRILARAK taşınır. Boyun kısmı (servikal omurlar) battaniye, havlu ya da ayakkabılarla sağa-sola hareket etmemesi için desteklenir. Sert ve düz zemin için; kapı, iki uzun sopa arasına gerilmiş battaniye kullanılabilir. Elbette ki varsa SEDYE en uygun taşıma aracıdır.
* Trafik kazasında, kazazede araçtan baş-sırt-kalça aynı hizada olacak şekilde çıkarılmalıdır, bunu sağlayabilmek için çevrede bulunabilecek (1 m civarında) sopa ya da tahta parçasından yararlanılabilir. Tahta sırta dayanarak aynı düzlemde kalması sağlanabilir.
Yaralanma(Açık ve Kapalı) Nedir?
Göz Yaralanmaları
Baş Yaralanmaları
Göğüs Yaralanmaları
Karın Yaralanmaları
Omurga Yaralanmaları
YARALANMA:
Deri ve derialtı dokularının hasarına YARA denilmektedir. Yaralanmalarda genellikle ağrı ve fonksiyon kaybı vardır.
Yarayı açık ve kapalı olmak üzere iki başlık altında inceleyebiliriz. Her türlü açık yara enfeksiyon için açık bir kapı demektir.
O nedenle yaraya hemen müdahale edilmelidir.
KAPALI YARALANMALAR:
Üstteki deri tabakasında herhangi bir hasar, yani doku kaybı olmamasına rağmen darbe nedeniyle deri altındaki dokularda meydana gelen kanamalarla karakterize yaralanmalardır. Ekimoz ve hematom olarak sınıflandırılabilirler.
Ekimoz: Deri altındaki sınırsız kanamalar sonucu oluşan morarma ve çürüklerdir.
Hematom: Deri altındaki sınırlı kanamalardır, diğer adıyla kan toplanmasıdır. Hematom sadece yumuşak doku yaralanmalarında görülmez; kırıklardan veya herhangi bir damar yaralanmasından sonra da görülebilir.
Kapalı yaralanmalarda ilkyardım:
Kapalı yaralanmalarda ilkyardım, soğuk uygulama, dinlendirme ve yüksekte tutma şeklindedir. Bir havluya sarılmış buz torbası, etkilenen alana yerleştirildiğinde kanamayı azaltacaktır. Aradan saatler geçtikten sonra soğuk uygulamanın yararı olmayacağından, emilimi hızlandırmak ve ağrıyı azaltmak üzere sıcak uygulama önerilmektedir. Etkilenen kısım, günde bir kaç kez ılık-sıcak arası suya 10-15 dakika daldırılır veya sıcak su ile nemlendirilmiş havlu ile sarılır.
AÇIK YARALANMALAR:
SIYRIK (Abrezyon): Derinin sert ve pürtüklü bir yüzeye sürtünmesi sonucu oluşan yüzeysel yaralanmalardır. Yaralanan kısımdan kan sızabilir. Oldukça ağrılı olabilirler. Sıyrıklar, varsa antiseptikle silinebilir yoksa sabunlu su ile yıkanıp kuru ve temiz tutuldukları sürece daha çabuk iyileşirler. Ancak, kirli veya ıslak bir iş yapılacaksa yara mutlaka kapatılmalıdır.
KESİK (Laserasyon): Keskin ve düzgün yüzeyli nesne ile meydana gelir. Kesilmiş düzgün veya parçalı bir yara oluşur. Kesik şeklindeki yara deri altındaki dokuya, kasa, sinire ve kan damarlarına kadar derinleşebilir.
Kesik yaranın kenarları antiseptikle silinir ve yara ağzı ucuca getirildikten sonra üzeri steril gazlı bezle kapatılarak, yaralı hastaneye götürülür.
YIRTIK; KISMİ KOPUK (Avülsiyon): Derinin bir parçası ya tamamen kopmuştur ya da küçük bir kısmı ile bağlı kalmıştır. Genelde çok kanarlar. Bu tip yaralanmalarda kısmen yada tam kopmuş olan deri (flap), yaranın üzerine, normal yerine yerleştirilmeli, daha sonra üzeri steril pansumanla kapatılmalıdır. Yaralı hemen hastaneye götürülmelidir.
DELİNME: Bıçak gibi kesici-delici aletler veya kurşun gibi nesnelerle meydana gelir. Yara girişi küçük olduğundan, dışa kanama genellikle önemli değildir. Ancak derindeki dokulara önemli zarar verebilirler. Eğer bu yaralanma göğüs veya karında ise öldürücü olabilir.
Açık Yaralanmalarda İlkyardım:
* Kanamayı durdur.
* Yaranın daha fazla kirlenmesini önle ( yara bandı veya steril gazlı bezle kapatarak).
* Yaralı kısmın hareket etmesini önle; dinlendir.
* Yara çok kirli ise mutlaka pansumanla kapatılmadan önce bulunabilecek en temiz su ile yıkanmalıdır. Bulunabilecek en temiz su : elimizin altında çaydanlıkta kalmış kaynamış ve soğumuş su, yoksa musluk suyu ya da şişe içinde satılan sular kastedilmektedir.
* Eğer açık yara, kirli-paslı metal veya toprakla temas etmişse, mutlaka TETANOS SERUMU ve/veya AŞISI yaptırılmalıdır.
* Yarada yabancı cisim varsa (Yabancı cisim batmışsa); TIKLA
- Yabancı cisimleri çıkarmaya çalışmayın
- Yabancı cismi sabitlemek üzere kalın pansuman malzemesi kullanın
- Hastayı vakit kaybetmeden hastaneye götürün
* Organ kopması söz konusu ise:
Mutlaka temiz, nemli ve soğukta muhafaza edilerek hastaneye götürülmelidir. ( Asla ıslatılmaz ve dondurulmaz ! )
Bunun için;
1- Kopan organ, nemli steril gazlı beze (yoksa en temiz su ile ıslatılarak iyice sıkılmış en temiz kumaş parçasına) sarılır.
2- Delik olmayan bir naylon torbaya konularak ağzı sıkıca kapatıldıktan sonra, bu naylon torba:
3- Buzlu su içine konarak, hastayla birlikte hastaneye götürülür. Burada önemli olan nokta: organın dondurulmadan ve ıslatılmadan hastaneye ulaştırılmasıdır. O nedenle organ doğrudan su içine veya buz üzerine konmaz !
Hasta ve kopan organ uygun koşullarda 6-12 saat içinde hastaneye yetiştirildiğinde; organın eski işlevlerini aynen yerine getirme olasılığı çok yüksektir.
GÖZ YARALANMALARI:
Görme organımızdaki yaralanmaları birkaç başlık altında inceleyebiliriz:
1- Yaralanmalar:
* Korneada yabancı cisim bulunması (göze yabancı cisim kaçması)
* Göze yabancı cismin batması
* Yırtılmalar
2- Yanıklar:
* Kimyasal yanıklar
* lsı (termal) yanıkları
* Işın yanıkları
1- YARALANMALAR:
Göze yabancı cisim kaçması: Yabancı cisim ( toz, kirpik vb) kornea üzerindedir veya gözkapağı altındadır. Bu durumda göz temiz su ile yıkanır. Eğer cisim göz kapağının altındaysa, göz kapağı ters çevrilerek pamuklu çubukla uzaklaştırılabilir.
Yabancı cisim batmışsa: Genel kural burada da geçerlidir: Batan cisimler çıkarılmaz, sabitlenir. Üzeri koni biçiminde bir malzeme (veya bardak) ile kapatılır. Gözler birlikte hareket ettiğinden sağlam göz de kapatılmalıdır.
Yırtılmalar: Yaralı göz hemen steril gazlı bezle kapatılır, sağlam gözde kapatıldıktan sonra en kısa sürede hastaneye götürülmelidir.
2- YANIKLAR:
Kimyasal Yanıklar: Tek ve ilk acil tedavi yıkamaktır. Yıkamak için her türlü temiz su (varsa serum fizyolojik tercih edilmelidir) kullanılabilir. Koşullar suyu göze dökmeyi, hastanın başını musluk altına sokmayı, su ile dolu bir kap içine göz sokularak göz kapaklarının hızla kırpıştırılmasını gerektirebilir. Gözü yıkarken suyun akış yönü içten dışa doğru olmalıdır, aksi halde sağlam gözde etkilenebilir. Daha sonra her iki gözde kapatılarak hastaneye ulaştırılır. Yıkama süresi en az 15 dakika olmalıdır.
Isı (alev) yanıkları: Göz kapakları genellikle kapanır ve yapışabilir. O nedenle her iki göz yıkandıktan sonra ıslak pansumanla kapatılarak hastaneye götürülmelidir.
Işın yanıkları: Kızılötesi ışınlar, çıplak gözle güneş tutulmasının izlenmesi, lazer ışını retinada ağrısız ancak kalıcı görme kaybına neden olur. Kaynak yapmak, uzun süreli güneş lambasına, ultraviyole ışınlarına ve parlak ışınlara (karla kaplı alanlar, çöl, durgun deniz gibi) maruz kalmak gözde yüzeysel yanıklara neden olabilir. İlk anda fazla belirti görülmezken, 3-5 saat sonra kızarıklık, şişlik, aşırı gözyaşı salgılanması görülebilir. Gözler yine ıslak pedlerle kapatılarak, kişi hastaneye götürülür.
Hangi tip göz yaralanması olursa olsun, yaralı gözün yanı sıra sağlam göz de mutlaka kapatılmalıdır, yaralı gözün daha fazla zarar görmemesi için!.
BAŞ (KAFA) YARALANMALARI:
Kafa üstü düşme, denizde yere çakılma, trafik kazalarında ön cama çarpma sonucu görülen, açık veya kapalı olarak sınıflandırabileceğimiz kafa yaralanmalardır.
Açık Kafa Yaralanmaları: Yaralanma gözle görülebildiğinden gerekli pansuman yapılır, mümkünse baş 30 derece yüksekte tutularak (yarı oturur pozisyonda) hastaneye nakledilir. Eğer kulaktan veya burundan açık kırmızı renkli kanama ya da kanla birlikte berrak sıvı geliyorsa, BOS ( beyin-omurilik sıvısı) geliyor demektir. Bu şiddetli kafa yaralanmalarında (genellikle de kırıklarında) görülür. Bu gibi durumlarda kanayan burna ya da kulağa gevşek pansuman konarak dışarı akış sağlanır. Kesinlikle tampon yapılmaz!. Eğer BOS kulaktan geliyorsa, pansuman konulduktan sonra yaralı o kulağın üzerine gelecek şekilde yan yatırılır ve hastaneye nakledilir.
Kapalı Kafa Yaralanmaları: Gözle görülür bir yaralanma olmadığından, vurma, çarpma, düşme, darbe sonrası veya yüksek tansiyonu olan kişilerde aşağıdaki belirtiler görülürse ; bilinci kapalıysa yan yatırılarak, bilinci yerindeyse baş yüksekte olacak şekilde yatırılarak, hastaneye götürülmelidir.
Belirtiler:
- Fışkırır tarzda kusma
- Aniden başlayan baş ağrısı, baş dönmesi veya kulak çınlaması
- Kol (lar) veya bacak (lar) da karıncalanma, uyuşma, ilerleyen kuvvet kaybı, felç
- Sebepsiz uyku hali, konuşmada pelteklik, anlamsız konuşmalar, kendini kaybetme, bilinç kaybı
- Solunumda yavaşlama, iç çekmeler, sesli solunum, hızlanan ve yavaşlayan solunum
- Nabızda değişiklikler, vücut ısısında yükselme (kan basıncında yükselme)
- Kanama ilerledikçe gözbebekleri büyüklüğünde farklılık (ANİZOKORİ), çift görme, görmede bulanıklık.
İlkyardım: Yukarıda bahsedilen nedenler sonucunda bu belirtilerden biri veya birkaçı görülürse, yukarıda anlatıldığı şekilde hemen hastaneye götürülmelidir.
GÖĞÜS YARALANMALARI
Tüm organ yaralanmalarında olduğu gibi göğüs yaralanmaları da vurma, çarpma, darbe sonucu oluşur ve ilkyardım uygulamaları açısından iki başlıkta ele alınabilir.
Kapalı göğüs yaralanmaları:Üstteki deri dokusu sağlamdır. Ancak vurma, çarpma, darbe sonucu derialtı dokusundaki hasar nedeniyle morarma, ağrı, kaburga kemiklerinde (kostalarda) kırıklar ve akciğerde yırtılma-yaralanma görülebilir. Ayrıca travma olmaksızın şiddetli kuru öksürük sonucunda da akciğerlerde yaralanma dolayısıyla da kapalı göğüs yaralanması ortaya çıkabilir.
Belirtileri:
- Şiddetli göğüs ağrısı,
- Solunum güçlüğü,
- Öksürme ile kanlı balgam veya tükürük gelmesi.
İlkyardım: Bu belirtiler görüldüğünde kişi hemen hastaneye götürülmelidir.
Açık göğüs yaralanmaları: Bıçak, şiş, kurşun gibi delici cisimlerle veya kaburga kemiği kırıklarında, kırık uçların göğüs duvarını delmesiyle meydana gelir.
Belirti ve bulgular:
- Yaralanan bölgede solunumla birlikte görülen veya artan şiddetli ağrı ,
-Öksürükle kan gelmesi (hemoptizi),
- Yetersiz oksijenlenme nedeniyle mukozalarda morarma (siyanoz)
- Kan basıncında düşme
İlkyardım:
* KAPALI GÖĞÜS YARALANMALARInda kişi mümkün olduğunca kısa sürede hastaneye nakledilmelidir. Yarı oturur pozisyonda!
* YELKEN GÖĞÜS söz konusuysa, o taraftaki kol 45 derecelik açı ile göğüs üzerine kapatılır. Üçgen sargı bezi ile kol vücuda derin bir nefes aldırdıktan sonra bağlanır. Hasta yarı oturur pozisyonda hastaneye götürülür.
* AÇIK GÖĞÜS YARALANMALARInda, öncelikle açık yara kapatılarak içeriye hava emilimi engellenmelidir. Bunun için herhangi bir temiz, delik olmayan plastik/naylon torba, aluminyum folyo (sigara ya da çikolata ambalajında bulunan) veya nemli sık dokunmuş bir kumaş parçası kullanılabilir.
Eğer plastik/naylon kullanılacaksa: Yara üzerine kapatıldıktan sonra dört bir tarafı flasterle vücuda yapıştırılır. Ancak bir köşesi açık bırakılır. Ondan sonra yelken göğüste olduğu gibi sabitlenerek ve aynı pozisyon verilerek hastaneye götürülür.
KARIN YARALANMALARI:
Kapalı karın yaralanmaları: Vurma, çarpma, darbe sonucu oluşabileceği gibi apandisit patlaması, barsak düğümlenmesi, karın içinde iltihaplanma ve kanamalar sonucunda da oluşabilir.
Belirtileri:
- Karın ağrısı, hareketle artan ağrı
- Bulantı, kusma
- Karında şişkinlik, sertlik, hassasiyet (hasta karnına dokundurmaz)
- Hasta hareket etmekten kaçınır
- Ateş, dudaklarda kuruma, susuzluk hissi
İlkyardım:
* Hemen hastaneye götürülür
*Kusma olasılığına karşı uyanık olunur( kusma olasılığına karşı hasta yan yatırılabilir)
* Şoka karşı hazırlıklı olunur
* Ağrının yeri, şiddeti, tipi ve süresi kaydedilir.
YAPILMAYACAKLAR:
* Ağrı kesici verilmez (teşhis koymayı engelleyeceği için)
* Yiyecek veya içecek kesinlikle verilmez (ameliyata alınmasını engeller)
* Karın üzerine sıcak uygulama (sıcak su termoforu, ısıtılmış ütü, vb) kesinlikle yapılmaz (soğuk uygulama yapmak dala akılcıdır).
Açık batın yaralanmaları: Hasta sırtüstü yatırılır. Yara çevresi antiseptikle iyice silindikten sonra yara ağzı ucuca getirilerek üzeri steril gazlı bezle kapatılır ve hastaneye götürülür.
Dikkat edilecek hususlar:
* Eğer iç organlar dışarı çıkmışsa, içeri sokulmaya çalışılmaz. Yara üzerinde toplanır, ılık ve nemli steril gazlı bezle örtülür ve aşağıda bahsedilen pozisyonlardan biri verdirilerek hastaneye götürülür.
* Yara vücut eksenine paralelse (yukarıdan aşağı doğru ise): hasta sırtüstü yatırılır ve bacaklar dümdüz uzatılır.
* Yara vücut eksenine dikse (sağdan-sola/enlemesine ise): hasta sırtüstü yatırılır ve bacaklar dizden bükülerek mümkün olduğunca karna doğru çekilir.
OMURGA YARALANMASI
Omurga 33 omurdan oluşmuştur. Boyun(servikal 7), sırt (torakal 12), bel (lumbal 5), sakral (5) ve kuyruk sokumu (koksiks 3) olmak üzere beş bölüme ayrılır (Şekil 21). Omurlar arasında bulunan kıkırdak yastıkçıklar (diskler) hem hareketi sağlarlar hem de kemiklerin aşınmasını önlerler. Omurlar kuvvetli bağlarla birbirlerine bağlanmışlardır, bu bağlar birbirine komşu omurlar arasında küçük eğimlere olanak sağlamanın yanı sıra, birbirlerinin üzerinde durmasını sağlarlar . Omurgayı oluşturan omurların arka kısmında bulunan boşluk ile oluşan kanal (spinal kanal), omurilik ve onu örten zarları içermektedir. Beyin omurilik sıvısı (BOS) bu zarlar arasında dolaşmaktadır. Tüm sinirler omurilik yoluyla beyne ulaşırlar. Omurga yaralanmalarında kırıklar ve/veya ezilmeler meydana geldiğinde omurilik etkilenirse felç hatta ölüm meydana gelebilir. Bir omurun diğeri üzerinde hafif kayması veya diskin kayması(bel fıtığı-herni), milimetrik dahi olsa sinirlerin baskı altında kalması için yeterlidir. Bu nedenle omurga yaralanmalarında hastanın KESİNLİKLE HAREKET ETTİRİLMEMESİ gerekir.
Hasta sert bir zemin üzerine yatırılarak (ya da baş-sırt-kalça aynı düzlemde olacak şekilde) taşınmalıdır.
Omurga yaralanması olasılığı yüksek olan kazalar; otomobil-motosiklet kazaları, denize dalmalar, yüksekten düşmeler vb' dir.
Kaza sonrası bilinci kapalı her hastada omurga yaralanması olasılığı varsayılmalıdır.
Belirti ve bulgular:
-Ağrı: Hastanın bilinci yerindeyse ağrısını dile getirebilir. Bazen hasta ağrıdan yakınmayabilir bu gibi durumlarda hastanın hareket yeteneği gözlenir, Şayet hasta atellenmiş gibi yatıyorsa, hareket etmekten kaçınıyorsa ağrısı nedeniyle bu şekilde yatıyordur. omurga yaralanması olasılığı çok yüksektir.
-Kollar ve/veya bacaklarda uyuşma, karıncalanma veya güçsüzlük.
-Şekil bozukluğu: Omurgada pek rastlanmaz. İstisna olarak boyun omurlarında görülebilir; baş bir tarafa bükülmüştür.
-Hassasiyet.
-Paralizi (güç kaybı) ve/veya duyu kaybı. Kol ve/veya bacağını hareket ettirmesi istenerek motor kaybı; dokunarak ta duyu kaybı saptanabilir.
İlk Yardım:
* Tüm yaralanmalarda olduğu gibi öncelikle ABC kontrol edilir ve devamlılığı sağlanır.
* Kanamalar kontrol altına alınır, yaralar kapatılır.
* Hasta SERT VE DÜZ BİR ZEMİN üzerinde, SIRTÜSTÜ YATIRILARAK taşınır. Boyun kısmı (servikal omurlar) battaniye, havlu ya da ayakkabılarla sağa-sola hareket etmemesi için desteklenir. Sert ve düz zemin için; kapı, iki uzun sopa arasına gerilmiş battaniye kullanılabilir. Elbette ki varsa SEDYE en uygun taşıma aracıdır.
* Trafik kazasında, kazazede araçtan baş-sırt-kalça aynı hizada olacak şekilde çıkarılmalıdır, bunu sağlayabilmek için çevrede bulunabilecek (1 m civarında) sopa ya da tahta parçasından yararlanılabilir. Tahta sırta dayanarak aynı düzlemde kalması sağlanabilir.