- Katılım
- 25 Nis 2006
- Mesajlar
- 5,063
- Tepki Skoru
- 25
- Puanları
- 38
Erkek tipi kıl bölgeleri" olarak kabul edilen üst dudak üstü, çene kemiği üstü ve yanaklar, göğüs kafesi üstü bölge ve göbek çevresi, kasık ile göbek arasındaki orta hat, bacakların iç yüzleri, sırt, kalça ve kasıklar gibi bölgelerde kıllanma oluşması durumunda kadında "tüylenme" veya tıbbi adıyla hirsutismus'tan bahsedilir.
Dikkat: Genetik özelliklere bağlı olarak bazı kadınlarda bu bölgelerde de ince ve hatta bazen daha kalın ve koyu renkli kıllar olabilmekte ve bu durumlarda kadınlar muhtemel bir hormonal bozukluk endişesiyle doktora başvurabilmektedirler. Bu tür durumlarda yapılan hormonal incelemeler çoğu durumda normal sonuçlanmakta ve epilasyon ile kıl köklerinin alınması dışında kalan tedavi yöntemleri sonuç vermemektedir.
Burada ele alınacak olan sorun, "erkek tipi kıl bölgelerindeki" kılların dikkati çekecek ve estetik sorun yaratacak şekilde büyümüş olmasıdır. Çoğu zaman beraberinde başka türlü hormonal dengesizlik çağrıştıran belirtilerin de görüldüğü bu tür bir durumda doktora başvurulması özellikle üreme çağında olan kadınlarda nedenin aydınlatılması ve tedavinin başlatılması açısından son derece önemlidir.
Kıllar Hakkında Genel Bilgiler
Vücudumuzu kaplayan kıllar kıl kökü adı verilen yapının bir ürünüdür. Vücudumuzdaki kılların dağılımı ve yoğunluğu genetik olarak belirlenmiştir ve ayak tabanı, avuç içi gibi bölgeler hariç vücudumuzu kaplayan cildimizin tüm alanlarında kıl kökleri mevcuttur. Bu kıl köklerinin bazıları gözle görülmeyecek incelikte kıl üretimi yaparlarken bazıları aktif olarak kıl üretimi yapar ve cinsiyet, ırk, yaş, hormonal durum gibi etkenlere göre vücutta daha az veya daha belirgin olan bir tüylenme paterni oluştururlar.
Kıl kökleri kendilerine hormonlar tarafından verilen emirler doğrultusunda sürekli olarak kıl üretir ve üretilen bu kıl kendiliğinden dökülene veya kesilene kadar o bölgede durur. Vücudun her bölgesindeki kılın kendine özgü uzama hızı (hızlı uzayan, yavaş uzayan) ve sınırı (uzamaya sürekli devam eden veya belli bir uzunluktan sonra çok yavaş uzayan, ömrü (uzadıktan sonra kısa zamanda dökülen veya sürekli kalan) ve renklenme (açık renk, daha koyu renk) şekillenme (düz veya kıvrılan) özelliği vardır ve kıl kökleri kendilerine atfedilen bu özelliklere göre üretim yaparlar.
Saçlarımızdaki kıllar uzama hızı yüksek, uzama sınırı geniş olan yani oldukça büyük uzunluklara ulaşabilen özelliktedir. Bunun yanında kollarımızdaki kıllar çok yavaş uzayan ve aynı uzunlukta kalan izlenimi veren kıllardır.
Kıl köklerinin hepsi aynı anda üretim yapmazlar. Bunun yerine bir kısmı aktif olarak kıl üretirken bazıları gelişme, bazıları dinlenme aşamasındadır. Yine hormonlar tarafından yönlendirilen bu durum kılların aynı anda birden çıkmasını ve birden dökülmesini engeller.
Kıl köklerini yöneten hormonlar androjen hormonlar adı verilen (daha çok bilinen adıyla "erkeklik hormonları") adı verilen bir grup hormondur. Bu hormon grubuna "erkeklik hormonları" adı verilmiş olmasına karşın gerçekte kadında da bu hormonlar daha düşük seviyelerde üretilirler.
Androjen hormonlar kadınlarda temel olarak yumurtalıklar ve böbreküstü bezinde üretilirler ve buradan kana verilirler.
Tüylenme Neden Olur?
Herhangi bir nedenle "erkeklik hormonlarının" salgısı arttığında kana daha fazla hormon geçer ve kıl köklerine daha fazla hormon ulaşır. Fazladan ulaşan bu hormon kadınlarda normalde istirahat halinde olan erkek tipi kıl bölgelerinde kıl üretiminin artmasına neden olur ve hormon üretiminin derecesine göre hafif veya şiddetli tüylenme belirtileri ortaya çıkar. Kadınların erkeklik hormonlarının fazlasına hassas olan cilt bölgelerinde kıl üretimi artışı dışında diğer bir sorun da yağ üretiminin artması nedeniyle ortaya çıkan sivilcelenme sorunudur.
Erkeklik hormonları istirahat halinde olan kıl köklerini uyardığında oluşan kıllar koyu ve serttir ve bir kez üretim yapmaya başlayan kıl kökü bu üretimini durmaksızın sürdürür.
Kadında erkeklik hormonu üretimini artıran durumlar arasında en sık görüleni polikistik overdir. Yumurtlama bozukluğu zemininde gelişen bu durumda yumurtalıklardan fazla miktarlarda erkeklik hormonu salgısı olur ve adet düzensizliğine ek olarak sıklıkla tüylenme belirtileri ortaya çıkar.
Hormon üretimini artıran ve nispeten ender görülen durumlar böbreküstü bezinin genellikle kalıtsal olan bozukluklarıdır.
Bazı tiroid bezi hastalıkları, hipofiz bezi hastalıkları ve hormon salgısı yapan kist veya kitleler de kadında tüylenme sorunu yapabilirler.
Sürekli olarak kullanılan bazı ilaçlar da kadında tüylenme sorununa neden olabilen diğer bir etkendir.
Tüylenme bazı durumlarda hormon seviyeleri normal olmasına karşın da ortaya çıkabilmektedir. Bu, kıl köklerinin düşük seviyelerdeki hormonlara bile hassas olmasından kaynaklanan bir durumdur. Bu tür durumlarda tüylenme dışında başka tür hormonal dengesizlik belirtileri ortaya çıkmaz.
Tanı ve Tedavi İşlemleri
Tüylenme her zaman ciddiye alınması gereken bir durumdur. Yapılan tıbbi değerlendirme sonrasında yapılacak ilk ayrım hormon seviyelerinin yüksek olup olmadığı, seviyelerin yüksek olması durumunda bu yüksekliğin kaynağıdır (yumurtalık veya böbreküstü bezi veya çok ender görülen diğer kaynaklar).
Hormon seviyelerinin normal olması sıklıkla rastlanan bir durumdur ve bu durumda belirtiyi oratadan kaldırmaya yönelik çeşitli ilaçlar veya tüy giderici yöntemler kullanılır.
Hormon seviyelerinin yüksek olması durumunda kaynağı baskılayıcı hormonal tedavi yöntemleri uygulanır. Üretime başlamış kıl köklerinin üretimini kesmek zor olduğundan bu tedavi ancak yeni kılların çıkmasını engelleyebilir.
Dikkat: Genetik özelliklere bağlı olarak bazı kadınlarda bu bölgelerde de ince ve hatta bazen daha kalın ve koyu renkli kıllar olabilmekte ve bu durumlarda kadınlar muhtemel bir hormonal bozukluk endişesiyle doktora başvurabilmektedirler. Bu tür durumlarda yapılan hormonal incelemeler çoğu durumda normal sonuçlanmakta ve epilasyon ile kıl köklerinin alınması dışında kalan tedavi yöntemleri sonuç vermemektedir.
Burada ele alınacak olan sorun, "erkek tipi kıl bölgelerindeki" kılların dikkati çekecek ve estetik sorun yaratacak şekilde büyümüş olmasıdır. Çoğu zaman beraberinde başka türlü hormonal dengesizlik çağrıştıran belirtilerin de görüldüğü bu tür bir durumda doktora başvurulması özellikle üreme çağında olan kadınlarda nedenin aydınlatılması ve tedavinin başlatılması açısından son derece önemlidir.
Kıllar Hakkında Genel Bilgiler
Vücudumuzu kaplayan kıllar kıl kökü adı verilen yapının bir ürünüdür. Vücudumuzdaki kılların dağılımı ve yoğunluğu genetik olarak belirlenmiştir ve ayak tabanı, avuç içi gibi bölgeler hariç vücudumuzu kaplayan cildimizin tüm alanlarında kıl kökleri mevcuttur. Bu kıl köklerinin bazıları gözle görülmeyecek incelikte kıl üretimi yaparlarken bazıları aktif olarak kıl üretimi yapar ve cinsiyet, ırk, yaş, hormonal durum gibi etkenlere göre vücutta daha az veya daha belirgin olan bir tüylenme paterni oluştururlar.
Kıl kökleri kendilerine hormonlar tarafından verilen emirler doğrultusunda sürekli olarak kıl üretir ve üretilen bu kıl kendiliğinden dökülene veya kesilene kadar o bölgede durur. Vücudun her bölgesindeki kılın kendine özgü uzama hızı (hızlı uzayan, yavaş uzayan) ve sınırı (uzamaya sürekli devam eden veya belli bir uzunluktan sonra çok yavaş uzayan, ömrü (uzadıktan sonra kısa zamanda dökülen veya sürekli kalan) ve renklenme (açık renk, daha koyu renk) şekillenme (düz veya kıvrılan) özelliği vardır ve kıl kökleri kendilerine atfedilen bu özelliklere göre üretim yaparlar.
Saçlarımızdaki kıllar uzama hızı yüksek, uzama sınırı geniş olan yani oldukça büyük uzunluklara ulaşabilen özelliktedir. Bunun yanında kollarımızdaki kıllar çok yavaş uzayan ve aynı uzunlukta kalan izlenimi veren kıllardır.
Kıl köklerinin hepsi aynı anda üretim yapmazlar. Bunun yerine bir kısmı aktif olarak kıl üretirken bazıları gelişme, bazıları dinlenme aşamasındadır. Yine hormonlar tarafından yönlendirilen bu durum kılların aynı anda birden çıkmasını ve birden dökülmesini engeller.
Kıl köklerini yöneten hormonlar androjen hormonlar adı verilen (daha çok bilinen adıyla "erkeklik hormonları") adı verilen bir grup hormondur. Bu hormon grubuna "erkeklik hormonları" adı verilmiş olmasına karşın gerçekte kadında da bu hormonlar daha düşük seviyelerde üretilirler.
Androjen hormonlar kadınlarda temel olarak yumurtalıklar ve böbreküstü bezinde üretilirler ve buradan kana verilirler.
Tüylenme Neden Olur?
Herhangi bir nedenle "erkeklik hormonlarının" salgısı arttığında kana daha fazla hormon geçer ve kıl köklerine daha fazla hormon ulaşır. Fazladan ulaşan bu hormon kadınlarda normalde istirahat halinde olan erkek tipi kıl bölgelerinde kıl üretiminin artmasına neden olur ve hormon üretiminin derecesine göre hafif veya şiddetli tüylenme belirtileri ortaya çıkar. Kadınların erkeklik hormonlarının fazlasına hassas olan cilt bölgelerinde kıl üretimi artışı dışında diğer bir sorun da yağ üretiminin artması nedeniyle ortaya çıkan sivilcelenme sorunudur.
Erkeklik hormonları istirahat halinde olan kıl köklerini uyardığında oluşan kıllar koyu ve serttir ve bir kez üretim yapmaya başlayan kıl kökü bu üretimini durmaksızın sürdürür.
Kadında erkeklik hormonu üretimini artıran durumlar arasında en sık görüleni polikistik overdir. Yumurtlama bozukluğu zemininde gelişen bu durumda yumurtalıklardan fazla miktarlarda erkeklik hormonu salgısı olur ve adet düzensizliğine ek olarak sıklıkla tüylenme belirtileri ortaya çıkar.
Hormon üretimini artıran ve nispeten ender görülen durumlar böbreküstü bezinin genellikle kalıtsal olan bozukluklarıdır.
Bazı tiroid bezi hastalıkları, hipofiz bezi hastalıkları ve hormon salgısı yapan kist veya kitleler de kadında tüylenme sorunu yapabilirler.
Sürekli olarak kullanılan bazı ilaçlar da kadında tüylenme sorununa neden olabilen diğer bir etkendir.
Tüylenme bazı durumlarda hormon seviyeleri normal olmasına karşın da ortaya çıkabilmektedir. Bu, kıl köklerinin düşük seviyelerdeki hormonlara bile hassas olmasından kaynaklanan bir durumdur. Bu tür durumlarda tüylenme dışında başka tür hormonal dengesizlik belirtileri ortaya çıkmaz.
Tanı ve Tedavi İşlemleri
Tüylenme her zaman ciddiye alınması gereken bir durumdur. Yapılan tıbbi değerlendirme sonrasında yapılacak ilk ayrım hormon seviyelerinin yüksek olup olmadığı, seviyelerin yüksek olması durumunda bu yüksekliğin kaynağıdır (yumurtalık veya böbreküstü bezi veya çok ender görülen diğer kaynaklar).
Hormon seviyelerinin normal olması sıklıkla rastlanan bir durumdur ve bu durumda belirtiyi oratadan kaldırmaya yönelik çeşitli ilaçlar veya tüy giderici yöntemler kullanılır.
Hormon seviyelerinin yüksek olması durumunda kaynağı baskılayıcı hormonal tedavi yöntemleri uygulanır. Üretime başlamış kıl köklerinin üretimini kesmek zor olduğundan bu tedavi ancak yeni kılların çıkmasını engelleyebilir.