Tik, istemli çalışan çizgili beden kaslarında istem dışı ortaya çıkan aralıklı kasılmalardır. İlk başta her ne kadar vücudun çeşitli bölgelerinde görülse de bir süre sonra genelde bir yerde odaklanmaktadır. Çocuklarda özellikle 6 yaşından sonra görülen tikler, cinsiyete göre de farklılık göstermekte olup, erkek çocuklarda daha sık görüldüğü yapılan araştırmalarda ulaşılan bir sonuçtur. İlköğretim sürecinde özellikle 8-12 yaşlarında yoğunlukla görülen tikler genelde ergenlikte kaybolmakta ama bazı kişilerde yetişkinlikte bile devam edebilmektedir.
Tiklerin nedenleri daha çok ruhsal sıkıntılar olduğu gibi bazen bir yetişkinin model alınmasıyla önce bir oyun gibi başlayıp, daha sonra kalıcı hale gelebilmektedir. Tiklerin temel nedeni genelde bireyin yaşadığı iç gerilimdir. Çocukluk çağındaki korkular, tedirginlik, kaygı ve gerginlikler tiklerin oluşumuna sebep olabilmektedir. Çocuğun gelişimin üzerinde beklentiye sahip olmak, çocuğun iç gerilim yaşamasına sebep olmakta bu durum da tiklerle kendini dışa vurabilmektedir. Bazı uzmanlar tiklerin başlangıcının tamamlanmamış bir hareket olduğunu da vurgulamaktadır. Örneğin çocuk vuruculuk, kırıcılık, saldırganlık gibi dürtülerini dışa vuramaz. Bilinç altındaki bu istekler çocuğun devamlı el kol hareketleri yapması şeklinde temsil edilir. Böylece çocuk rahatlamaktadır.
Çocuğu yaşadığı bu durumdan kurtarmak için ebeveyn ve çevresindeki yetişkinlerin yapması gereken en önemli davranış çocuğa mümkün olduğunca huzurlu ve rahat ortamlar sunmaktır. Çocuğun aile ve okuldaki yaşadığı çatışmaların, engellemelerin mümkün olduğunca çabuk çözmek gerekir. Çocuğun tiklerini taklit etmek, onu tenkit etmek veya arkadaş/kardeşleri ile kıyaslamak çocuğun iç gerginliğini daha da arttırıcı unsurlar olup, çözümden uzaktır. Özellikle duygusal ve fiziksel istismarın çocuğun tiklerinin daha da artmasına ve peşinde başka duygusal sorunlara da yol açacağı unutulmamalıdır. Çocuğun yaşadığı bu durumdan ebeveynlerin utanması ve bu utancı çocuğa yansıtması da son derece yanlış bir tutumdur. Bunların yerine çocuğu bol bol dinlendirmek, mümkünse spor etkinliklerine yönlendirmek çocuğun içinde yaşadığı gerginliği fiziksel olarak boşaltmasına yardımcı olmak gerekir. Tiklerin bu tip önlemlere rağmen kaybolmadığı durumlarda uzman bir pedagog ile görüşmekte şüphesiz fayda vardır.
Dilek EROL
Tiklerin nedenleri daha çok ruhsal sıkıntılar olduğu gibi bazen bir yetişkinin model alınmasıyla önce bir oyun gibi başlayıp, daha sonra kalıcı hale gelebilmektedir. Tiklerin temel nedeni genelde bireyin yaşadığı iç gerilimdir. Çocukluk çağındaki korkular, tedirginlik, kaygı ve gerginlikler tiklerin oluşumuna sebep olabilmektedir. Çocuğun gelişimin üzerinde beklentiye sahip olmak, çocuğun iç gerilim yaşamasına sebep olmakta bu durum da tiklerle kendini dışa vurabilmektedir. Bazı uzmanlar tiklerin başlangıcının tamamlanmamış bir hareket olduğunu da vurgulamaktadır. Örneğin çocuk vuruculuk, kırıcılık, saldırganlık gibi dürtülerini dışa vuramaz. Bilinç altındaki bu istekler çocuğun devamlı el kol hareketleri yapması şeklinde temsil edilir. Böylece çocuk rahatlamaktadır.
Çocuğu yaşadığı bu durumdan kurtarmak için ebeveyn ve çevresindeki yetişkinlerin yapması gereken en önemli davranış çocuğa mümkün olduğunca huzurlu ve rahat ortamlar sunmaktır. Çocuğun aile ve okuldaki yaşadığı çatışmaların, engellemelerin mümkün olduğunca çabuk çözmek gerekir. Çocuğun tiklerini taklit etmek, onu tenkit etmek veya arkadaş/kardeşleri ile kıyaslamak çocuğun iç gerginliğini daha da arttırıcı unsurlar olup, çözümden uzaktır. Özellikle duygusal ve fiziksel istismarın çocuğun tiklerinin daha da artmasına ve peşinde başka duygusal sorunlara da yol açacağı unutulmamalıdır. Çocuğun yaşadığı bu durumdan ebeveynlerin utanması ve bu utancı çocuğa yansıtması da son derece yanlış bir tutumdur. Bunların yerine çocuğu bol bol dinlendirmek, mümkünse spor etkinliklerine yönlendirmek çocuğun içinde yaşadığı gerginliği fiziksel olarak boşaltmasına yardımcı olmak gerekir. Tiklerin bu tip önlemlere rağmen kaybolmadığı durumlarda uzman bir pedagog ile görüşmekte şüphesiz fayda vardır.
Dilek EROL