Arkadaşlar sizlerle Mardin gezimden dönerken adı bile olamayan küçük bir yeri işletip ekmek parası kazanmaya çalışan ama müthiş bir beyine sahip olan bir insandan bahsetmek istiyorum..
Arabamızla Mardinden dönüyoruz. Yol uzun ve haddinden fazla dolambaçlı. Doğunun o güzel ama kardan geçilemeyen yollarından geçmeye çalışıyoruz yollar geçit vermesede bizdede bir azim görmeyin.… “Yahu iyi yorulduk, bir yerlerde durup nefeslenelim biraz” diyor, yol kenarında şirinmi şirin bir kır kahvesinde mola veriyoruz arkadaşlarla.Doğunun o muhteşem görkeminden ayrılırken bir dinlenelim diyoruz bu arada kafalar dolu ve ayrılmanın o kahredici hüznü var içimizde.
Temiz, derli toplu, şirin bir yer.
Oturuyoruz masalardan birine… Gözümüz çardaktan sarkan içi su doldurulmuş naylon torbalara ilişiyor… Merak ediyoruz bunların ne olduğunu… Herkes bir fikir yürütüyor, yorum yapıyor… En sonunda orada bulunan küçük bir çocuğa soruyoruz o da hemen babam biliy ona sorayımm mi güzel ablam diyor bana…Tabii güzelden anlıyor afacan…şaka bir tarafa baba geliyor ve biz tekrar soruyoruz…
“Bu suları neden astınız buralara Amca ?”
Baba kendinden son derece emin cevaplıyor sorumuzu … Bu arada amcanın adı Nuri
Nuri amca tane tane doğu şivesiyle anlatmaya başlıyor:
“Efendim… Şimdi siz yorucu bir yoldan geliyorsunuz. Kafanız, tatil dönüşü iş, ev, yol gibi düşünceler ile meşguldü. Ama bu suları görünce bir anda kafanızdaki bu düşünceler kayboldu. Çünkü aynı anda iki düşünce beyinde yer alamaz. Biri ötekini mutlaka kovar. Şimdi bu naylon torbalara doldurulmuş değersiz su galip geldi ve kafanızdaki yorucu düşünceleri kovdu.” Onada babasından kalmış bu düşünce..
Nuri amca ne kadarda doğru söylüyordu… bu açıklamaları ve kır kahvesinin bu ilginç buluşu bizi şaşırtıyor; çayımızı içip “dinlenmiş beynimizle” yolumuza devam ediyoruz.
Yalnız bizim ufaklık bir öpücük almadan beni bırakmıyor Eeeee ben aşağıda kalırmıyım çığırıyorum şöyle en güzelinden bir Adıyaman türküsü….Küçük Hanif seni çok özledim canım…Seni seven sarı ablan….
Evet arkadaşlar görüyorsunuz değil mi insanımız muhteşem bir beyine sahip ve size bir küçük söz bütün günlerin içinden ziyan olanı;insanın hiç gülmeden geçirdiği günlerdir.Haydi gülümseyin biraz arkadaşlar kafanızdaki tüm dert ve sorunlara rağmen…Ve aklınıza su torbaları gelsin….
Arabamızla Mardinden dönüyoruz. Yol uzun ve haddinden fazla dolambaçlı. Doğunun o güzel ama kardan geçilemeyen yollarından geçmeye çalışıyoruz yollar geçit vermesede bizdede bir azim görmeyin.… “Yahu iyi yorulduk, bir yerlerde durup nefeslenelim biraz” diyor, yol kenarında şirinmi şirin bir kır kahvesinde mola veriyoruz arkadaşlarla.Doğunun o muhteşem görkeminden ayrılırken bir dinlenelim diyoruz bu arada kafalar dolu ve ayrılmanın o kahredici hüznü var içimizde.
Temiz, derli toplu, şirin bir yer.
Oturuyoruz masalardan birine… Gözümüz çardaktan sarkan içi su doldurulmuş naylon torbalara ilişiyor… Merak ediyoruz bunların ne olduğunu… Herkes bir fikir yürütüyor, yorum yapıyor… En sonunda orada bulunan küçük bir çocuğa soruyoruz o da hemen babam biliy ona sorayımm mi güzel ablam diyor bana…Tabii güzelden anlıyor afacan…şaka bir tarafa baba geliyor ve biz tekrar soruyoruz…
“Bu suları neden astınız buralara Amca ?”
Baba kendinden son derece emin cevaplıyor sorumuzu … Bu arada amcanın adı Nuri
Nuri amca tane tane doğu şivesiyle anlatmaya başlıyor:
“Efendim… Şimdi siz yorucu bir yoldan geliyorsunuz. Kafanız, tatil dönüşü iş, ev, yol gibi düşünceler ile meşguldü. Ama bu suları görünce bir anda kafanızdaki bu düşünceler kayboldu. Çünkü aynı anda iki düşünce beyinde yer alamaz. Biri ötekini mutlaka kovar. Şimdi bu naylon torbalara doldurulmuş değersiz su galip geldi ve kafanızdaki yorucu düşünceleri kovdu.” Onada babasından kalmış bu düşünce..
Nuri amca ne kadarda doğru söylüyordu… bu açıklamaları ve kır kahvesinin bu ilginç buluşu bizi şaşırtıyor; çayımızı içip “dinlenmiş beynimizle” yolumuza devam ediyoruz.
Yalnız bizim ufaklık bir öpücük almadan beni bırakmıyor Eeeee ben aşağıda kalırmıyım çığırıyorum şöyle en güzelinden bir Adıyaman türküsü….Küçük Hanif seni çok özledim canım…Seni seven sarı ablan….
Evet arkadaşlar görüyorsunuz değil mi insanımız muhteşem bir beyine sahip ve size bir küçük söz bütün günlerin içinden ziyan olanı;insanın hiç gülmeden geçirdiği günlerdir.Haydi gülümseyin biraz arkadaşlar kafanızdaki tüm dert ve sorunlara rağmen…Ve aklınıza su torbaları gelsin….