Pisikologlar şizofrenliği bir psikoz olarak sınıflandırırlar. Bunun anlamı, psikologlara göre, bir kişinin kendi yoğun düşünce, fikir, tanım ve hayallerini gerçeklerden (toplumdaki, o kültüre ait, gerçek olarak kabul edilmiş, diğer kişilerin paylaştığı tanımlar, fikir kalıpları, ve değer yargıları anlamında) ayıramamasıdır. Başka belirtiler arasında, kişinin sesler duyması, ve hatta başkalarının, onların düşüncelerini okuyup, onları kontrol edebildiğine inanması da gelir. Psikologlar, şizofreni teşhisi koyarken, birçok, ’olumlu’ ve ’olumsuz’ belirtileri göz önüne alırlar.
’Olumlu’ belirtiler;
* düşünce bozukluğu
* konuşmalar ve farklı sesler duyma gibi, halisünasyon
* hayal görmedir.
*
’Olumsuz’ belirtiler;
* ilgisiz veya duygusal açıdan yanıtsız olma
* konsantre olamama
* insanlardan kaçma
* korunma gereksinimi duymaktır. Gerçekle hayalin arasındaki ince çizginin arkasında saklıdır şizofreninin hikayesi. Kendilerinden başkasına zararları yok onların. Neyin gerçek neyin hayal olduğunun ayırımına varamıyorlar ama insanların onlara korkuyla bakmaları en büyük üzüntüleri...
’Olumlu’ belirtiler;
* düşünce bozukluğu
* konuşmalar ve farklı sesler duyma gibi, halisünasyon
* hayal görmedir.
*
’Olumsuz’ belirtiler;
* ilgisiz veya duygusal açıdan yanıtsız olma
* konsantre olamama
* insanlardan kaçma
* korunma gereksinimi duymaktır. Gerçekle hayalin arasındaki ince çizginin arkasında saklıdır şizofreninin hikayesi. Kendilerinden başkasına zararları yok onların. Neyin gerçek neyin hayal olduğunun ayırımına varamıyorlar ama insanların onlara korkuyla bakmaları en büyük üzüntüleri...