Merhabalar Okul Öncesi Forum Resmi Web Sitesi 'Biz BÜYÜK Bir Aileyiz'

Foruma ücretsiz kayıt olarak mesaj gönderebilir, yeni konular oluşturabilir ve diğer üyeler ile etkileşim içine olabilirsiniz.

'Senin sayende' demiyorsanız,'senin yüzünden' de demeyin

Katılım
27 Ocak 2008
Mesajlar
1,533
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Yaş
36
'Senin sayende' demiyorsanız,'senin yüzünden' de demeyin hiç bir zaman. Selma,6 çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğuydu,banageldiğinde 8 yaşındaydı. Selma'nın onu psikolojik olarak susmaya iten, 'seçici konuşmazlık' dediğimiz sürece getiren olaylarbeş yaşındayken başlamıştı. Selma, beş kardeşi, anne ve babasıyla kendi halindenormal bi yasam sürerken, bir gün annesi hastalanıyor. O dönemlerdebeş yaşlarında. Kendisinden büyük iki abla, bir ağabey ve kendisinden küçük iki kardeş
daha var.. Küçük kardeşin yeni doğduğu dönemdeanne ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşıyor. Uzun süretedavi görüyor. Yoğun uğraşılara rağmen iyileşmiyor. Hastane ortamından evine gidip son günlerini evinde huzur içinde yaşasın diye doktorlar tarafından eve gönderiliyor. Birkaç ay evde babaanne, hala ve benzeri yakın akrabaların yardımıyla yaşatılıyor.Birgün hayata gözlerini kapatıyor. Anneye en fazla ihtiyaç duyulan dönemde anne, Selma'nın hayatından çıkıp gidiyor. Aradan 1,5 yıl geçiyor. Kendi hallerinde bir şekildeYaşamaya alışıyorlar. Büyük kızlar evde yemek yapıp, en küçük çocuklara annelik yaparken, Selma babasıyla birlikte dükkanda çalışıyor. Dükkanları evin hemen alt katında olduğu için baba endişeduymadan iş hayatına devam ediyor. Çocuklarını kimseye muhtac etmeden yük etmeden idare ediyor. Bir gün ablalar ve ağabey, kardeşlerini alarak yakın Akrabalarına gidiyorlar. Selma babasının yanından ayrılmıyor. Çok ısrar ediyorlar ama istemedigi için gitmiyor. Babası da gitmemesine ses çıkarmıyor. Öğleden sonra baba Kız dükkanı temizlemeye başlıyorlar. Selma babasının istediği gibi her yeri bi güzel temizleyip süpürüyor. Daha sonra radyoyu açıyor. Müzik dinlemeye başlıyor. Ancak dışardan gelen seslernedeniyle müziği duyamadığı için, sesini iyice açıyor. Babası da başının ağrıdığını söyleyerek müziğin sesini kısmasını istiyor. Selma, babasının söylediğini duymamış gibi yapıyor. Hani çocuklar sıklıkla yaparlar ya.. Bir süre sonra babası, başının çok ağrıdığını söylüyor. Yüzü asılıyor. Selma, gidip gelip
babayı kontrol ediyor baş ağrısı geçti mi diye. Babası baş agrısına dayanamayarak eve ilaç almaya çıkıyor. Sıcaktan bunaldığını, kendini kötü hissettiğini söylüyor. Dükkana dikkat etmesini hemen bi ağrı kesici alıp geleceğini de ekliyor. Eve çıkıyor. Aradan epey zaman geçmesine rağmen baba yok. Bekliyor baba yok. Merak edip yukarıya babasına bakmaya çıkıyor. Eve giriyor. Babasına sesleniyor. Cevap yok. Tam oturma odasına giriyor ki babası o anda Selmanın gözleri önünde
kalp krizi geçirmeye başlıyor. Selma babasının çırpınmalarına, yerde tırmalamasına...vs. şahit oluyor. Babası son nefesini verip yerde cansız yatarken, Uyandırmaya çalışıyor. Babası uyanmıyor... Camdan aşağı doğru bağırmaya başlıyor:'İmdat.. Babama bişey oldu... Yardım edin!..' kısa süre içinde ev mahalle halkıyla doluyor...Cenaze işlemleri bitince 1,5 yıl önce anneleri ölen bu altıkardeşin ne olacağı tartışması başlıyor.. kimi 'yanımıza alalım', kimi 'yuvaya
verelim', kimi de 'hepsine birden nasıl bakacağız' diyor. En sonunda akrabalar aralarında anlaşıyorlar.'herbirimiz birisini alalım. Böylece çocuklar yurtlarda perişan olmaz, arada sıradada olsa birbirlerini görürler.' Diye düşünüyorlar. Selma' yı çok sevdiği halası alıyor. İki yıldır Selma yanlarında ve hiç konuşmuyor.
Duyduklarım beni çok etkilemişti. Daha önce gidilen Uzmanların isimleri beni endişelendirmişti. Bir yandan da bir şeyler yapabilirim belki diye düşünmeden edemiyordum. Hikayesinden çok etkilendigim bu kızı merakla bekliyordum. Halası olan biteni tek tek anlattı. 'Gelinimiz ve ağabeyimin ölümünden sonra ben de onu bir türlümutlu edemedim. İki yıldır yüzü hiç gülmüyor. Kendiliğinden hiç bir şey yapmıyor. Sadece konuşmasa neyse ama sankikurulmuş bir robot gibi.örneğin sofraya oturup yemekyiyeceğiz ' Hadi Selma sofraya otur!' diyoruz oturuyor. Hadi Selma artık kalkabilirsin demeden kalkmıyor.Önceleri aldırmadık. Baktıkolmadı karşımıza aldık uzun uzun konuştukanlattık. Ona evimizin bi kızı oldugunu, evdeki herkes kadar her şeye hakkı oldugunu... hiçbirisi fayda etmedi. Zamanla öfkelenip inadını kırmak için bazı taktikler uygulamaya başladık. Sofra hazır olunca gel otur demedik, aç kaldıgı günler oldu. Ya da artık kalkabilirsin demedik saatlerce sofrada oturdu. Hadi artık uyudemedik, sabaha kadar koltukta öyle oturdu. Vicdanın yoksa söyleme...' Onunla yaptığım ilk seans dün gibi aklımda. Hal hareketleri dinlemiyormuş gibi ama tüm alıcılarını bana cevirdiğini hissettiğim tavırları.
- Biliyor musun ben seni çok sevdim
- ......
- Vallahi çok ciddiyim, çok sevdim.
- .....
- Ne güzel hiç konuşmuyorsun, diğer çocuklar gibi kafamı şişirmiyorsun ..
Gözlerimin içine bakıp gülümsemesini saklamak ister gibi dudaklarını
ısırarak başını salladı.
- Biliyor musun bazen çocukların hayatlarında bazı şeyler Yolunda
gitmiyor, benim işimse bunları yoluna koymak.
Beni dinlediğini biliyorum .. hatta benimle konustugunu bile
hissediyorum. Çocuklar benden yardım isterler, ben de onlara yardım
ederim. Bu hep böyle oldu.
- .......
- Ama şu an işler değişti. Sana yardım etmeyi ben istiyorum. Eğer bana
yardım edersen , izin verirsen seni susturan şeyin ne oldugunu
bulurum. Gerçekten... inan bana...izin verir misin?
Başını salladı! Evet başını salladı!
- Elimde bazı resimler var, o resimleri cocuklara gösteriyorum onlar
da bana resimlerle ilgili hikayeler anlatıyorlar. Onlar bana hikaye
anlatınca ben de onların mutlu olmasını sağlıyorum. Yani bütün sır
hikayede. Biliyorum sen konuşmuyorsun. Ama hikaye anlatmak istersen,
konustugunu kimseye söylemem. Bu ikimizin sırrı olur. Anlaştık mı?
Bir süre düşündü. Başını saga sola salladı. Evetle hayır Arasında
gidip geliyordu. Birden evet anlamına gelecek şekilde başını salladı.
Karşımdaydı... ben ona resimler gösteriyordum o da bana hikayeler
anlatıyordu. İşimiz bittiğinde ona çok teşekür ettim. Anlattıklarını
analiz etmeye bile gerek yoktu. O kadar saf, o kadar temiz, o kadar
kendi hikayesini anlatmıştı ki... Selma'nın bilinçaltı karmakarışıktı.
İşte Selma'nın analizden geçmesine bile gerek bırakmayan, Halasını
dinlerken gözyaslarına boğan, beni analiz yaparken hıçkırıklara boğan
hikayesi...
'Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar bir ülke varmış. Bu Ülkede anne
babasıyla yaşayan çok mutlu çocuklar varmış. Çocuklarkardeş kardeş hep
oynarlarmış, anne babaları onlara hiç kızmazlarmış. Birgün bu
çocukların annesi hastalanmış. Çocuklar çok üzülmüş. Ama kimse
çocukların üzüldüğünü anlamamış. Anneyi hep hastaneyegötürmüşler.
İlaçlar vermişler. hem de acı acı ilaçlar. Anne, sırf çocuklarını
yalnız bırakmamak için içmiş bütün o acı ilaçları. Çocuklara hep
annelerinin iyileşeceği söylenmiş. Bir gün anneyi eve getirmişler.
Çocuklar anne geldi diye çok mutlu olmuşlar. Anne hep yatakta yatmaya
başlamış. artık cocuklarına yemekler yapmıyormuş. Çocuklar çok
üzülmüşler. Annelerinin yanında oyunlar oynamaya başlamışlar.
Annelerininyanında niye oynuyorlarmış biliyor musun ? Anneleri
eğlensin diye. Ama babaanneleri hep kızıyormuş onlara. 'Gürültü yapıp
durmayın. Anneniz zaten sizin yüzünüzden hastalandı' diye. çocuklar
çok yaramazlık yaptı diye anne hastalanmış meger. Çocuklar da anne
iyileşsin diye onu eğlendirmek istiyorlarmış ama kimseanlamıyormuş.
herkes çocuklarını azarlayınca anneleri de coküzülüyormuş... Birgün
anne ölmüş. Herkes ağlamış. Çocuklar annenin neden Öldüğünü anlamış.
Yaramazlık yaptılar diye. Çocuklar evde babalarıyla yaşamaya
başlamışlar. Bir gün anneane gelip yemek yaparken, çocuklar gürültü
yapmışlar. Anneanne onlara kızmış 'kızım sizin yüzünüzden hasta oldu.
Hiç annenizin sözünü dinlemediniz hasta ettinizkızımı. Sizin
yüzünüzden de öldü. Sözümü dinlemeyip gürültü yapar, çok konuşursanız
beni de öldürüp ortada kalacaksınız. Kim bakacak size?' demiş.
Bir gün Selma , babasıyla dükkanda oturuyormuş. Ablaları kardeşleri
amcalarına gitmişler. selma babasının yanından ayrılmak istememiş. Hiç
gürültü yapmadan hep babasına yardım ediyormuş. Anneleri çocuklar evde
yokken hastalanmış ya. Babası yalnız kalır hastalanır diye yalnız
bırakmak istemiyormus. Babaları çocuklarınıhiç kızmıyormuş zaten.
Gürültü yaptıklarında bile.. Selma dükkanda babasına yardım etmiş, her
yeri mis gibi yapmış. Elleri de acımış biraz. Radyoyu açmış. Babasının
başı ağrımış. 'Kızım kapat şunun sesini' demiş. Selma duymuş ama
duymamazlıktan gelmiş. En sevdiği müzikler varmış.Babası biraz sonra
eve gitmiş. İlaç alıp gelecekmiş. Gitmiş gelmemiş. Selmanın aklına
hemen anneannesiyle babaannesinin söyledikleri gelmiş. Annesi zaten
cocukların yaramazlıgı yüzünden ölmüştü ya. Selma çok korkmuş eve
çıkmış. Babasını aramış. Odaya girince bi bakmış, babası bişeyler
yapıyor. Selma çok korkmuş. Babası Selmaya 'git' der gibi işaretler
yapmış. Selma gitmemİş. Babası yerde Uyumaya başlayınca uyandırmaya
çalışmış.Uyandıramayınca ağlamaya başlayıp komşuları çağırmış. Sonra
ev kalabalık olmuş. Selma kimseye söyleyememiş ama çoküzülmüş.. babası
' git ' dediği halde gitmemiş. Yine babasının sözünü dinlememiş. Eger
gitseydi, müziğin sesini açıp babasının başını ağrıtmasaydı babası
ölmeyecekti. Selma'nın yüzünden öldü. Akrabalar çocukları
paylaşmışlar. Selma ablalarından ayrılmakistememiş. Küçük kardeşini de
çok seviyormuş. Halası yanına gelip 'kızım sen artık benim kızımsın
bizimle yaşayacaksın'demiş. Selma çok mutlu olmuş. Öyle mutlu olmuş
ki, halasını çok seviyormuş, istediği zaman kardeşlerime götürürler,
diye düşünmüş.. Halasının evine gidince 'artık bunlar benim yeni anne
babam' demiş kendi kendine. Ama birden korkmaya başlamış. 'Annemle
babamı ben öldürdüm. Yaramazlık yaptım sözlerini dinlemedim. Yeni
annemi babamı çok seviyorum. Ya onlara da bişey olursa ben ne
yaparım.?' Sonra aklınaBişey gelmiş. Gece yatmadan önce yatağının
başucuna oturup dua etmeye başlamış.
'Allahım .. ben çok yaramaz bir kızım. Annem babam benim Yüzümden
öldü. Halamlar çok iyi insanlar. Ne olur benim yüzümden onları da
yanına alma.Eğer onları da alırsan ben kimin yanında kalırım? Ne olur
Allahım bana yardım et. Hiç konuşmamam için bana yardım et. Ne zaman
gürültü yapıp Söz dinlemesem annem babam ölüyor. Hep susmam için bana
yardım et Allahım. Ne söylerlerse yapacağım, onlar söylemeden hiç
bişey yapmayacağım... ne olur onları benden alma!..' O günden sonra
Selma hiç konuşmamış. Gülmemiş. 'Eğer gülersem evde gürültü olur,
başları ağrıyıp ölürler' diye korkmuş. Hep susmuş..
Hikayesi bitince Selma gözlerimin içine baktı ve ekledi; 'Biliyor
musun? Hala her gece dua ediyorum. Allahım nolur konusmayayım,
konusmamam için bana yardım et! Diye. Bazen çok mutlu oluyorum. O
zaman çok korkuyorum sevinçten çığlık atarım da gürültü olur, annem
ölür diye'
O küçük bedeniyle ne kadar büyük bir görev üstlenmişti. Kaçımız en
konuşkan, en geveze çağımızda kendimizi susturmayı başarabiliriz ki?
Kaçımız bir dondurma alındıgında bile sevinç çığlıkları atabilecekken,
bu yogun duyguyu bastırıp susmaya devam edebiliriz ki? Kaçımız?
Bu kadar sevilmek... bu kadar değer verilmek...
Yapmayın ne olur... Çocuklarınızın küçücük omuzlarına, AĞIR yükler
yüklemeyin.
Onların akılları da BÜYÜK, yürekleri de KOCAMAN...
Ne olur başınız da ağrısa, bir bardak da kırılsa, eşinizle de kavga
etseniz; demeyin...
Zaten aslında hiç biri çocuğunuz yüzünden değildir.
Aslında hiç bir şey, hiç bir zaman, bir başkası yüzünden değildir,
kendimizizdir, bir durumu istemediğimiz bir sonuca doğru yönlendiren.
Ama bunu bilmektense, itiraf etmektense, bir başkasını Suçlamak hep
daha kolay gelir.
'Senin yüzünden!' demeyin çocuklarınıza...
Hele hiç bir zaman 'Senin sayende' demiyorsanız, 'senin yüzünden' de
demeyin hiç bir zaman.
Karanlığın en koyu olduğu an,
Aydınlığın en yakın olduğu zamandır.

PSİKOLOG MEHTAP KAYAOĞLU'NUN ÖPÜCÜK KUTUSU ADLI KİTABINDAN
ALINTI
 
Katılım
27 Ocak 2008
Mesajlar
1,533
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Yaş
36
Aslında hiç bir şey, hiç bir zaman, bir başkası yüzünden değildir,
kendimizizdir, bir durumu istemediğimiz bir sonuca doğru yönlendiren.
Ama bunu bilmektense, itiraf etmektense, bir başkasını Suçlamak hep
daha kolay gelir.
'Senin yüzünden!' demeyin çocuklarınıza...
Hele hiç bir zaman 'Senin sayende' demiyorsanız, 'senin yüzünden' de
demeyin hiç bir zaman.
 

Giriş yap

Okul Öncesi Forum TV

000
Gün
00
Saat
00
Dakika
00
Saniye
Canlı yayına kalan süre.

18 Yıldır Sizlerle

18 yıldır sizlerleyiz. Türkiye'nin ilk okul öncesi eğitim platformu
Üst