OYUN ALBÜMÜ HAZIRLAMADA YARARLANILACAK KAYNAKLAR
Fotoğraf 1.1:Türk kültüründe geleneksel kıyafetler
Kültürel ve kültürler arası çocuk oyunları albümü geliştirmede araştırmacılar pek çok
yol izlemişlerdir. Bunlardan en çok kullanılanları gözlem yapma veya yetişkin ya da çocuk
olarak seçilen kaynak kişilerden görüşme yoluyla bilgi edinmedir. Bunlarla birlikte anket
yöntemi ile bilgi edinme, kitap, dergi, ansiklopedi gibi basılı yayın araçlarını tarama, kitle
iletişim araçlarından, müzelerden, folklor kuruluşlarından, il kültür derneklerinden
yararlanma ve benzeri yöntemlerde de çocuk oyunları albümü geliştirme çalışmaları yapılabilir.
Çocuğun oyuna olan gereksinimi ve buna bağlı olarak çocuk oyunlarının doğup
gelişmesi, değişik toplumlarda benzer özellikler gösterir. Aynı nedenlerle, aynı
gereksinimlerle doğar, yani evrenseldir. Oyunun evrensel rolü, kültürden kültüre veya
toplumdan topluma değişiklik gösterir. İlkel toplumlarda geleneksel olarak, çocuklar
yetişkinleri izleyerek onlar ne yapıyorlarsa taklit ederler. Kız çocuğu annesiyle çalı çırpı
toplamaya gider ve annesi kardeşi ile ilgilenirken o da kabuktan bebeği ile oynar. Erkek
çocuğu da oyuncak bir ok ve yayla babasıyla birlikte ava gider. Çocuğun defalarca atış
yaptıktan sonra başarılı olması, vurduklarının da uçamayan kuşlar olması önemli değildir.
Önemli olan deneyimlerini artırarak, yeteneklerini geliştirmesidir.
Oyunla ilgili çalışmalar yapan bilim adamlarından Huizinga'ya göre oyun bir kültürün
temelidir. Sosyal etkileşimlerin tümünü oyuna bağlar. Politik güç, savaş ve ticaret de birer
oyundur. Huizinga oyunun özünde yaratıcı bir özellik taşımasından dolayı sanatın bile temeli olarak görür.
Oyun kültürle doğrudan ilişkilidir. Toplumla birlikte gelişir ve politik sistemler
tarafından etkilenir. Toplumda yaşanan olaylar çocuk oyunlarına ve oyuncaklarına yansır.
Yaşanan olaylara ilişkin yeni oyunlar yaratılır, yeni oyuncaklar üretilir. Günümüzde yaşanan
savaşlarla ilgili yaşantılar çocuk oyunlarına da yansımaktadır. Füzelerin, uçakların, tankların,
askerlerin kaynak olarak kullanıldığı çocuk oyunlarının gözlenebilir şekilde değiştiği, bu
kavramların çocuk oyunlarında ve çocuk dilinde çok sık kullanıldığına rastlanmıştır.
Ticari çevreler de bu arada çocukların oyun tarzına uygun olarak oyuncaklar
üretmişler, bu dönemde savaşla ilgili oyuncakların satışlarında büyük artışlar olmuştur. Bazı
bilim adamları strateji oyunları ile sosyo-ekonomik düzen arasındaki ilişkinin önemine
değinirler. Ticaret toplumlarında satranç ve monopol oyunlarının yaygın olmasına dikkati
çekerler. Loto ve piyango gibi büyük paralar kazanma olanağı olan oyunlara da bu
toplumlarda sık rastlanır. Hatta borsa spekülasyonu da bir çeşit oyun sayılabilir.
Özellikle gelişmekte olan toplumlarda bazı oyunlarda kutsallık kavramı ve dinin etkisi
gözlenmekte, dünyanın pek çok yerinde maskeli festivallere, ölümle ilgili anlatılan ilginç
hikâyelere, cadılar, hayaletler, devler, periler gibi hayali varlıklarla ilgili anlatılan masallara
rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra gelişmiş ülkelerde de uzayla ilgili kavramları içeren
oyunlar ve oyuncaklar daha sık görülmektedir. Uzay gemileri, uçan daireler, uzaylılar,
ışınlanan varlıklar ve ilâhlar gibi oyuncakların da daha fazla üretildiği görülür
Bütün bu özellikler dikkate alındığında, oyun, sosyo-kültürel yapının bir parçası gibi
görünmektedir. Ancak bazı oyunların da bağımsız olarak ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu
oyunlardan biri 4000 yıldan beri tüm dünyaca bilinen ve oldukça yaygın olan, ülkemizde de
"Beş Taş" adıyla bilinen oyundur. Bu oyun, her ülkede değişik kurallarla oynanmakla
birlikte ortak özellikleri beş tane yuvarlak taşın tek, tek ya da birkaç tanesi bir arada olarak,
bir elle havaya atılıp, el sırtı ile tutulmasıyla oynanır. Oyunun her aşamasında değişik
tekerlemeler söylenen "Beş taş kalemtıraş pışık, tokmak, yere koyup yerden almak, bir
cimcik mermercik mermer taşı şahincik, şahin taşı fincan aşı köprübaşı, derledik topladık biz
köprülere başladık" vb. sözlerle oynanan oyundur. Bu oyun dünyanın hemen, hemen her
yerinde bilinen en eski oyunlarından biridir. Tahiti, Japonya, Yunanistan, Avustralya ve
İngiltere’de taşların yerine, küçük patatesler, fındık, ceviz, fasulye bile yüzyıllarca
kullanılmıştır. Suda taş kaydırma oyunu da pek çok toplumda oynanan çok eski bir oyundur.
Diğer eski bir oyun ise, Yeni Zelanda, Yeni Gine, Malezya ve Afrika'nın birçok yerinde hatta
dünyanın pek çok ülkesinde oynanan, parmaklara geçirilen iki ucu bağlı bir iplikle çeşitli
şekiller oluşturularak oynanan “İplik Oyunu”dur. 1885'te Wallace adında bir İngiliz gezgin,
Dayak Kabilesi çocuklarıyla bu oyunu oynadığını, kendisi bir şekil yaptıktan sonra, ipi alan
bir çocuğun arkadaşlarıyla, o zamana kadar hiç görmediği son derece şaşırtıcı şekiller
yaptıklarını belirtmiştir. Bu oyunun dünyanın birçok yerinde henüz Avrupalılarla
karşılaşmadan önce bilindiğini ve oynandığını gösteren pek çok yayın vardır.
Topaç ise M.Ö. ye dayanmaktadır. Mısırlılar topacı parmaklarıyla çevirirken, Çinliler
parmak yerine kamçı ile çevirmeyi bulmuşlardır.
Suda taş kaydırma, çember, kukla ve top oyunları da pek çok toplumda oynanan çok
eski oyunlardır. Parmaklara geçirilen ipin değişik şekillerde alınması, ip atlama, topaç,
uçurtma ve top oyunları da dünyanın pek çok yerinde yıllardır oynanan oyunlar arasında yer alır.
Bunlar gibi pek çok oyunun dünyadaki birçok ülkede oynanıyor olması etnologların
ilgisini çekmektedir. Acaba oyun tek bir oyundan türeyerek mi dünyaya yayıldı? Eğer böyle
ise ilk olarak nerede ve kimler tarafından oynanıyordu. Yoksa basit bir oyun türü farklı
toplumlarda değişik şekillerde bağımsız olarak mı geliştirildi? Tüm bu sorular, etnologlar,
pedagoglar, sosyologlar, antropologlar, eğitimciler ve tarih bilimcilerinin birbirlerini
destekleyerek yapacakları ekip çalışmaları sonucu açığa çıkacaktır.
Vücudun ve fikrin gelişmesinde oyunun rolü başta gelir. Bunu böylece bil
programını ona göre düzenle.
1.1. Yöresel Oyunları Araştırma
Ankara’nın Kazan ilçesindeki “Ütopya” Bilim, Sanat, Eğlenme, Öğrenme, Üretme
Merkezi’nde geleneksel çocuk oyuncakları, seramik atölyesi, sanat ve zanaat galerisi, el
aletleri müzesi bulunmaktadır. Şair Sunay Akın tarafından İstanbul’da Oyuncak Müzesi
kurulmuştur. Bu konuda Prof.Dr. Bekir Onur’ un çabası ile oluşturulan Ankara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Fakültesi ”Oyuncak Müzesi”ile Sanayi Müzesi’ndeki ”Haliç Oyuncakçısı”
bölümünü örnek gösterebiliriz. Ayrıca Osmanlı döneminde çok önemli yeri olan Eyüplü
kadınların yaptığı geleneksel Eyüp oyuncakları, AB Bilgi Merkezi (ABBM) ve Tarih Vakfı
işbirliğiyle yaşatılmaya çalışılmaktadır.
Fotoğraf 1.2 :Ankara yöresi halk oyunu
Ülkelerin kendi kültürlerine özgü çocuk oyunlarını araştırma çalışmaları gelişmiş
ülkelerin pek çoğunda 20. yüzyılın ilk yarısında tamamlanmış ve yayınlanmış durumdadır.
Kültürümüzdeki çocuk oyunlarını bir arada toplayan en eski ve Cumhuriyetten sonraki ilk
yayın 1934 yılında Yusuf Ziya Demircioğlu tarafından gayet sade bir Türkçe ile yazılan
"Anadolu'da Eski Çocuk Oyunları" kitabı olduğu görülmüştür. Yusuf Ziya Demircioğlu'na
ait kitaptaki çocuk oyunlarının tamamı Muğla'nın Ula kazasından alınmış olup, yazar burada
bir ay boyunca ve bizzat kalarak bu araştırmasını tamamlamıştır. Demircioğlu'nun, kitabın
ön sözündeki açıklamaları oldukça önemli ve düşündürücü olup, konu şöyle ifade
edilmektedir. “Memleketin ufak bir köyünde bu kadar oyun bulunabilmesi Türk folklorunun
buna ait kısmında da ne kadar zengin olduğunu göstermektedir. Yine aynı amaçla 1955
yılında yayınlanan "Türk Çocuk Oyunlarından Örnekler" kitabı Ferruh Arsunar tarafından
yazılmıştır. 1993 yılında yayınlanan Musa Baran'ın "Çocuk Oyunları" adlı kitabı da
bulunmaktadır. Sedat Veyis Örnek’ de "Geleneksel Kültürürnüzde Çocuk" isimli kitabında
çocuk oyunlarının isimlerini belirtmiştir. Hatice Poyraz da “Okul öncesi Dönemde Oyun ve
Oyuncak” isimli kitabında çocuk oyunlarını ve oynandığı yöreleri araştırmıştır. Fakat bu
kitaplar tam olarak yeterli sayılmamaktadır. Türk kültüründeki çocuk oyunlarının
araştırılmasına daha çok önem vermeli ve zaman içerisinde bu oyunların yok olmasına
seyirci kalmamalıyız
Türk kültüründeki çocuk oyunlarının araştırılmasına çok daha fazla önem verilmesinin
ve mümkün olan en yakın zamanda özgün çocuk oyunlarımızın ortaya konmasının büyük bir
gereksinim olduğunu vurgulamaktır. Bu oyunların diğer kültürlerdeki çocuk oyunları ile
etkileşimleri de bu konuyu tamamlayıcı, önemle incelenmesi gereken ayrı bir konudur.
Fotoğraf 1.3: Alanya köy düğünü (Alanya üzesi)
Çocuk oyunları albümü geliştirmek yöresel oyunları araştırmak için; en çok kullanılan
yöntem, gözlem yapma veya yetişkin ya da çocuk olarak seçilen kişilerden görüşme yoluyla
bilgi edinmektir. Bunlarla birlikte anket yöntemi ile bilgi edinme, kitap, dergi ansiklopedi
gibi basılı yayın araçlarından bilgi tarama, kitle iletişim araçlarından, müzelerden,
kütüphanelerden, folklor kuruluşlarından, il kültür müdürlüklerinden eğer varsa bu
kuruluşların yayınlarından yararlanılır.
Sonuçta oyun, sosyo-kültürel yapının bir parçası ya da bağımsız olarak geliştirilen bir
üründür. Oyuncaklar ise, oyunu yapılandıran oyun araçlarıdır. O halde oyun albümü
geliştirirken, toplumların tarihi, sosyal, kültürel, ekonomik yaşantılarını (göçler, savaşlar,
yiyecek, giyecek kaynakları, ulaşım, çocuk yetiştirme, eğitim, sağlık yöntemleri, sosyal
kurallar, eğlence, geleneksel davranışlar vb.) incelemek, gözlemek gerekmektedir. Bu
yaşantıların çocuk oyunlarına yansımasıyla oluşan çocuk oyunu ve oyuncakları ise çocuk
oyunları albümü geliştirmede yol gösterici olacaktır.
Çocuk oyunla büyümelidir. EFLATUN
1.1.1. Gözlem Yoluyla
Gözlem, amaçlanan bir davranışı, olayı, canlı ya da cansız bir varlığı olabildiğince
tarafsız ve gereğine uygun olarak izlemektir. Gözlemci, çocuk oyunlarının gözlemini
yaparken oyunun şartlarını nasıl tanımlayabileceğine, oyunun yapısına ve kurallarına dikkat
etmelidir. Ayrıca oyunun yetişkin yaşamı ile ilişkisi ve paralellikleri çocuğun oyundan
kazandığı bilgileri incelemek ve farklı yaş gruplarındaki çocukların oyunlarını karşılaştırmak gerekir.
Kaydedilen yöresel çocuk oyunlarının araştırılmasında araştırmacı gözlem kayıtlarını
standart bir gözlem kayıt formuna işlemelidir. Bunun için araştırmacı ya önce düzyazı
şeklinde gözlem kaydı alıp bunu sonra gözlem kayıt formuna geçirir ya da gözlem yaparken
doğrudan "gözlem kayıt formuna" bilgileri işaretler ya da not eder. Formda olmayan fazla
bilgileri ayrıca kaydeder.
Bunun için geliştirilecek "Çocuk Oyunları Gözlem Kayıt Formu" çok iyi planlanarak
hazırlanmalıdır. Bununla ilgili örnek olarak "Çocuk Oyunları Gözlem Kayıt Formu"
verilmiştir ( Çocuk Oyunları Gözlem Kayıt Formu örneği bölüm sonunda verilmiştir.)
1.1.2. Görüşme Yoluyla
Görüşme sırasında kaynak kişi olarak seçilen yetişkine ya da çocuğa kaydedilecek
oyunla ilgili sözlü sorular yöneltilir ve bunlar bir forma ("Oyun Anket Formu" olabilir)
kaydedilir. Görüşmede çocuğa veya yetişkine yöneltilen sözlü sorular "Oyun Anket
Formuna" kaydedilir.
Başka bir yöntemde ise kaynak kişi ile ön görüşme yapılır, istenilen bilgi konusunda
kısa bir açıklama yapıldıktan sonra kaynak kişiye bir anket formu verilerek doldurması
istenir. Daha sonra anket formlarındaki bilgiler ayrı, ayrı kayıt formlarına işlenerek analiz
edilir. (Çocuk oyunlarını görüşme yoluyla kaydetmek üzere bölüm sonunda yetişkinlere ve
çocuklara yöneltilen anket formu örnekleri verilmiştir.)
Yöresel oyunları araştırmada kullanılan yöntem, gözlem veya görüşme ya da her ikisi
de olabilir. Araştırmacı yalnız gözlem yapar veya yalnız görüşme yoluyla bilgi edinir ya da
daha sağlıklı bilgi edinmek için hem görüşme yoluyla kaynak kişiden bilgi alır hem de
anlatılan oyunu kendisi gözleyerek oyun kayıt kartını daha doğru bir şekilde doldurur. En
ideal yöntem budur. Zaman ve şartlar uygun olduğu sürece bu yol izlenerek araştırma yürütülmelidir.
1.2. Basılı Yayın Araçları (Kitap,Dergi, Ansiklopedi vb.)
Kitap, süreli yayınlar, ansiklopediler, gazeteler,mahalli yayınlanan gazete ve dergiler
gibi basılı yayın araçlarından çocuk oyunları albümü oluşturmak pek çok araştırmacının
diğer yöntemlerle birlikte kullandığı yollardır. Oyunlar ilgili kaynaktan olduğu gibi alınarak
bir derleme yapılabilir ya da içeriğe bağlı kalarak yeniden yazılabilir. Hatta oyunlar çizimle
desteklenebilir. Her iki şekilde de önemli olan oyunun esasına bağlı kalınması, içeriğin
orijinalliğinin bozulmaması ve aynı zamanda anlaşılabilir, sade ve doğru bir Türkçe ile kısa
ve öz olarak ele alınmasıdır.
1.3. Kitle İletişim Araçlarından Yararlanma ( Bilgisayar, İnternet, TV)
Son yıllarda radyo ve televizyonda çocuk programlarına daha fazla yer verilmesi
sevindiricidir. Çocuk programları kuşaklarında değişik animasyonlar, yarışmalı oyunlar oyun
albümü hazırlamada kaynak teşkil etmektedir. TV’ de yayınlanan yöresel kültürü ele alan
programlarda verilen oyunlarda oyun albümü hazırlamada kullanılır. Günümüzde internet
sitelerinde yayınlanan oyun örnekleri de hem günümüz, hem de geleneksel kültürümüzdeki
oyunları araştırıp oyun albümü oluşturmamıza ciddi katkı sağlamaktadır. Fakat yine de
yeterli ve zengin olduğu söylenemez. Çocuk oyunları ile ilgili radyo ve televizyonda
yayınlanan programlar araştırıldığında, sayılarının çok fazla olmadığı görülür. Yine de bu
programlardan yararlanılabilir. Ayrıca kitle iletişim araçlarıyla kamuoyuna konuyla ilgili
duyuru yapılarak, ilgili bilgilerin bu kaynakta toplanması sağlanabilir. Daha sonra bunların analizi yapılabilir.
Yine kitle iletişim araçlarından yararlanarak değişik ülkelerin ve kültürlerin oyunlarını
tanımak mümkün olmaktadır.
Aşağıda Yurdumuzun değişik yörelerine ait çocuk oyunları örnek olarak verilmiştir.
Hatice POYRAZ, Okul Öncesi Dönemde Oyun ve Oyuncak s.146,176)
Karadeniz Bölgesi Oyunları
Ø Oyunun Adı: Saklambaç
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 5-6
• Oyunun Oynandığı Yer: Bahçe, sokak vs.
• Oyunun Oynandığı Zaman: Gündüz
• Oyuncuların Cinsiyeti: Kız-Erkek
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç:Yok
• Oyuncuların Yaşları: 5 ve daha yukarısı
• Oyunda Verilen Cezalar: Yakalanan kişi ebe olur.
Ø Oyun Nasıl Oynanır?
• Bir kişi ebe seçilir, ebe arkasını döner ve gözlerini yumar.
• 10'a kadar sayı sayar ve döner bu arada diğer çocuklar saklanmışlardır.
• Diğer çocukların saklandıkları yeri ebe bulmaya çalışır.
• Yakaladıklarını yakaladım diyerek sobe yapar, yakalananlar ebe olur.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Oyunları
Ø Oyunun Adı: Dızz Oyunu
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 7-8
• Oyunun Oynandığı Yer: Bahçe
• Oyunun Oynandığı Zaman: Gündüz
• Oyuncuların Cinsiyeti: Kız-Erkek
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: Mendil
• Oyuncuların Yaşları: 7-15
Ø Oyun nasıl oynanır:
• Bir kişinin gözleri bağlanır. Diğerleri ondan uzaklaşır.
• Bir kişi gelir, ebenin yanında "dızz" diyerek ebeye hafifçe vurur.
• Ebe bu sesin kime ait olduğunu bulmaya çalışır.
Ø Oyunun Adı: Hala Hala Sacı Ver
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 2
• Oyunun Oynandığı Yer: Ev
• Oyunun Oynandığı Zaman: Gece-Gündüz
• Oyuncuların Cinsiyeti: Kız-Erkek
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: Yok
• Oyuncuların Yaşları: 5-6
Ø Oyun Nasıl Oynanır:
• Bir kişi iki elini birleştirir.
• Diğeri parmaklarıın arasına dokunarak "hala hala sacı ver" der.
• O da(hala rolündeki çocuk) "yukarı bacada" der.
• Bir daha tekrar eder. "hala hala sacı ver" der.
• En yukarıya geldiği zaman "elini sok da al" der.
• Soran "kedi beni ısırır" der.
• Diğeri "kedi sepetin altında" der.
• Bu kez "köpek beni ısırır" der.
• Diğeri "köpek davara gitti" der.
• Elini sokar, almaya çalışır.
• Köpek onu “hav, hav” diye havlayarak ısırmaya çalışır(hala rolündeki)
• O da (çocuk) telaşla elini kaçırmaya çalışır.
Akdeniz Bölgesi Oyunları
Ø Oyunun Adı: Tınıs Oyunu
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 2
• Oyunun Oynandığı Yer: Kumsal
• Oyunun Oynandığı Zaman: Gündüz
• Oyuncuların Cinsiyeti: Kız-Erkek
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: Kibrit çöpü, kürdan veya bir çöp
• Oyuncuların Yaşları: 5-10
Ø Oyun Nasıl Oynanır:
• Kumda iki kişi karşılıklı oturur.
• Kendilerine göre aralarında kumdan bir set yaparlar.
• Oyunculardan biri kibrit çöpü büyüklüğündeki çöpü karşıdakine
göstermeden ellerinin arasında saklar ve onu yerini belli etmeden kumun
içine gömer.
• Karşı oyuncu ellerini tarak yaparak kum tınısının, şüphelendiği, tahmin
ettiği yerine bastırır.
• Çöpü saklayan oyuncu karşı oyuncunun elini bastırdığı yerin dışındaki yerleri arar.
• Eğer çöpü bulamazsa karşı oyuncunun ellerini bastırdığı yerleri arar.
• Bu taktirde çöp saklama karşı oyuncuya geçer.
Ø Oyunun Adı:Mendil Kapmaca Oyunu
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 8-15
• Oyunun Oynandığı Yer: Düz bir alan
• Oyunun Oynandığı Zaman: Gündüz
• Oyuncuların Cinsiyeti: Erkek
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: Mendil
• Oyuncuların yaşları: 12-14
• Oyunda Verilen Cezalar: Yenilenler yenenleri sırtlarında taşırlar.
Ø Oyun Nasıl Oynanır:
• İki grup oluşturulur. Her gruptan bir kişi ortada durur.
• Ellerinde mendil vardır. Birisi ıslık çalarak oyunu başlatır.
• Her iki gruptan birinci kişi koşarak ortada duran kendi oyuncularının
elindeki mendili alarak geriye döner ve 2. sıradaki arkadaşına verir.
• O da(2. Oyuncu) mendili alarak süratle ortadaki kendi oyuncusuna teslim eder ve geri döner.
• 3. oyuncu da 1. oyuncu gibi yapar. Bu şekilde devam eder.
• Her iki tarafta önce bitirmeye çalışır. Önce bitiren oyunu kazanır.
Ege Bölgesi Oyunları
Ø Oyunun Adı: Kibrit Oyunu
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 2-3
• Oyunun Oynandığı Yer: Ev
• Oyunun Oynandığı Zaman: Her zaman
• Oyuncuların Cinsiyeti: Karışık
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: Kibrit
• Oyuncuların Yaşları: 9-10
Ø Oyun Nasıl Oynanır:
• 2 veya 3 çocuk oynar. Ellerinde bir tane kibrit kutusu vardır. Sabit bir
sayı belirler.
• Oyunculardan biri kibriti atarak oyuna başlar.
• Kibrit yerde dik durursa 50 puan alır,
• Yatay durursa 10 puan, düşerse de oyuncu puan alamaz.
• Sıra diğer oyuncuya geçer. Önemli olan 250 puana ulaşmaktır.
• Ulaşan oyuncu oyunu kazanır ve puan alır. (Yüksek puanı olan oyunun birincisi olur.)
Ø Oyunun Adı: Esir Almaca
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 6 kişi 2 grup
• Oyunun Oynandığı Yer: Bahçe
• Oyunun Oynandığı Zaman: Her zaman
• Oyuncuların Cinsiyeti: Karışık
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: iki tane ağaç
• Oyuncuların Yaşları: 6
Ø Oyun Nasıl Oynanır:
• Oyuncular iki gruba ayrılır.
• Her grubun kale diye nitelendirdiği bir ağacı vardır.
• A kalesinden önce çıkan B kalesinden sonra çıkandan güçsüzdür.
• B'nin oyuncusu A'nın oyuncusuna değerse onu esir almış olurlar.
• O kişi B kalesinin yanında ayakta bekler ta ki kendi arkadaşlarından biri
onu kurtarıncaya kadar
• Oyuncular ağaçlarına değdikleri zaman güç alırlar onları kimse yakalayamaz.
• Eğer karşı takımın oyuncularından biri kendisine hiç değmeden karşı
takımın ağacına yani kalesine değerse KALE diye bağırır ve böylelikle puan kazanmış olur.
2. OYUN ALBÜMÜ HAZIRLAMA
Çocuk oyunlarının doğup gelişmesi değişik toplumlarda benzer özellikler gösterir.
Oyunlar, aynı nedenlerle, aynı gereksinimlerle doğar, yani evrenseldir. Oyunun evrensel
rolü, kültürden kültüre değişmektedir. Örneğin, ilkel kabilelerde yetişen çocukların
yaşamları tüm kabilenin yaşamına doğrudan bağlıydı. Çocuklar yetişkinlerin yaptıkları işleri
ve birbirleriyle olan ilişkilerini doğrudan doğruya deneme olanağına sahiptiler. Tüm
toplumsal yaşam çocuğa açıktı. Zorunlu tüm faaliyetlerin gözle görülebilir olması nedeniyle,
çocukların bunları öğrenmesi ve kendine mal etmesi için, yetişkinler özel bir çaba
göstermiyordu. Kız çocukları anneleri ile çalı çırpı toplamaya gidiyor, erkek çocuklar ise
babalarıyla birlikte ava çıkıp oyuncak ok ve yayla hayvan avlıyordu.
Özellikle gelişmekte olan toplumlarda bazı oyunlarda kutsallık kavramı ve dinin etkisi
gözlenmektedir. Dünyanın pek çok yerinde maskeli festivallere, ölümle ilgili anlatılan ilginç
hikâyelere, cadılar, hayaletler, devler, periler gibi hayali varlıklarla ilgili anlatılan masallara
rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra gelişmiş ülkelerde de uzayla ilgili kavramları içeren
oyunlar ve oyuncaklar daha sık görülmektedir. Uzay gemileri, uçan daireler, uzaylılar,
ışınlanan varlıklar (Füzeler, uçaklar, askerler, strateji oyunları, satranç,' monopoly oyunları,
piyango vb.) ve silahlar gibi oyuncaklar ile onlardan türetilen oyunlar görülür.
Çocuk oyunları, toplumun sosyo kültürel yansıması, tarihi değer taşıması ve gelecek
nesillere aktarılması nedeniyle büyük ihtiyaç duyulan değerli bir kaynaktır.
2.1. Çocuk Oyunları Albümü Hazırlamada Dikkat Edilmesi
Gereken Noktalar
Ø Okul öncesi çocuğuna uygun oyun seçimi,
Ø Oyunların kaynağını belirterek listeleme,
Ø Oyunun hangi gelişim alanı için etkili olduğunu belirtme,
Ø Oyunların hangi yaş grubu için uygun olduğunu belirtme,
Ø Oyunun kurallarını belirtme gibi içeriklerde düzenlenebilir.
Çocuk oyunları ile ilgili albümler özelliklerine göre farklı içeriklerde düzenlenebilirler.
Bunları aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz.
2.2. Kaynaklardan Çocuklara Uygun Oyun Seçimi
Çocuk oyunları, bir toplumun sosyo-kültürel yansıması olduğuna göre büyük değer
taşıyan bilgilerdir. Bu nedenle hazırlanacak oyun albümleri, hem tarihi bir değer taşıması ve
ait olduğu kültürü yansıtması hem de gelecek nesillere aktarılması bakımından büyük bir
ihtiyaç ve değerli bir kaynak olarak saklanacaktır. Çocuk oyunları ile ilgili albümler
özelliklerine göre farklı içeriklerde düzenlenebilir.
Okulöncesi dönemde eğitimin temelinde oyun vardır. Eğitimci öncelikle çocukların
yaşlarını, gelişim özelliklerini, yeteneklerini ve becerilerini dikkate alarak oyun seçmelidir.
Örneğin psiko-motor becerileri geri olan bir çocuk beceri isteyen bir oyuna zorlandığında, ilk
denemede başarısız olacağından oyuna devam etmek istemeyebilir. Ayrıca oyun için seçilen
mekân, (Masa başı oyunları, açık hava oyunları, sınıf–salon oyunları gibi.) oyun araç-gereci
ilgi çekici sağlam tehlikesiz olmalı ve yeterli sayıda olmalıdır.
Fotoğraf 2.1:Masa başı oyunu
Basılı yayın araçları (kitap, dergi, ansiklopedi ) ve televizyon, radyo, internet gibi kitle
iletişim araçlarını tarayarak okulöncesi çocuğunun ilgisini çekebilecek, eğitim ve öğretime
destek olacak, uygulanması okul şartlarına uygun oyun örnekleri seçilmelidir.
2.3. Oyunların Kaynağını Belirtme
Bunları şu şekilde sınıflandırabiliriz:
Ø Kültürel özellik taşıyan çocuk oyunları albümü düzenlemek.
Bu albüm kendi ülkemiz oyunlarını içeren albüm şeklinde hazırlanabilir.
(Örn. "Türk Kültüründe Çocuk Oyunları, Geleneksel Çocuk Oyunlarımız "vb.)
Bu albüm, farklı kültürlerin çocuk oyunları için de hazırlanabilir.
(Örn. "Japon Çocuk Oyunları, Fransız Çocuk Oyunları” vb.) gibi.
Ø Kültür farkı gözetmeksizin düzenlenecek evrensel özellik taşıyan çocuk
oyunlarından oluşan Evrensel Çocuk Oyunları Albümü de düzenlenebilir.
Oyunları Albüme Not Ederken Kaynağını;
Ø Geleneksel kültürümüzden,
Ø Farklı kültürden alınma,
Ø Kaynağı belli olmayanlar,
Ø Kaynak basılı yayın araçlarından ise; adı, yazarı, yayın tarihi, yayınevi, sayfanın belirtilmesi
Ø Kitle iletişim araçlarından ise programın adı, kanalı yayınlandığı tarih ve saat
gibi bilgilerin verilmesi yararlı olacaktır.
Ø Böylece aynı kaynağa başvurmak gerektiğinde kaynağın rahatlıkla
bulunabilmesi mümkün olacaktır. Ayrıca eğitim öğretimde yararlanılabilecek iyi
kaynaklar tespit edilmiş olacaktır.
2.4. Oyunun Hangi Yaş Grubu İçin Olduğunu Belirtme
Çocuğun yaşına uygun oyunları seçmek çok önemlidir. Çocuğun yaşı ne kadar küçükse oyun
ihtiyacı da o kadar fazladır. Bu nedenle çocuklar için çeşitli oyun alanları hazırlanmalı ve
çocuğun kendi akranlarıyla oynamasına fırsat verilmelidir.
Farklı yaş gruplarına göre hazırlanacak oyun albümleri;
Ø 0–2 yaş grubu için süt çağı oyunları,
Ø 3–6 yaş çocuklar için okulöncesi çocuklarına uygun oyunlar (anaokulu),
Ø İlköğretim çağı çocuk oyunları,
Ø Gençlik dönemi oyunları gibi, farklı yaş gruplarının oyunlarını içerir.
2.4.1. Süt Çağı Oyunları
Çocuğun bu yaşta bilinçsiz ve içgüdüsel olan hareketleri ile doğal olarak yaptığı
devinimlerle yaptığı oyunlara İşlev Oyunları denir. Bu tür oyunlar çocuğun yüzünü
organlarını tanımasına yardımcı olur.
Araba.
Ø Araba geldi (Çocuğun yanaklarına dokunulur )
Ø Durakta durdu (Çocuğun alnı ve çenesine dokunulur)
Ø Biip dedi.(Çocuğun burnuna dokunulur)
Ördek Ailesi
Ø Bu baba ördek (Baş parmak gösterilir).
Ø Bu da anne ördek (Diğer baş parmak gösterilir).
Ø Bunlar da yavruları (Elin diğer parmakları gösterilir).
Ø Vak, vak diyorlar (İki el üst üste konur gaga yapılır.)
Ø Derede yüzüyorlar (Yüzme hareketleri yapılır.)
Ø Bir balık görünce
Ø Yakalayıp yiyorlar. (Yeme hareketleri yapılır.)
2.4.2. Okulöncesi (Anaokulu) Oyun Örnekleri
Yattı Kalktı
Her çocuğa birer renk ismi verilir. ör:İsmi kırmızıysa,bu çocuk ‘kırmızı yattı kalktı’
der, yatıp kalkar ve hemen bir arkadaşının aldığı renk ismini söyler. ör:sarı der. Sarı ismini
seçmiş çocuk da aynı şekilde sarı yattı kalktı der,yatıp kalkar. Bu şekilde oyun devam eder.
İpte Yüzük Oyunu
Uzunca sicim ipe yüzük geçirilip iki ucu düğümlenir. Oyuncular arasından bir ebe
seçilir ve diğer çocuklar halka olur, ebeye sezdirmeden yüzüğü saklar. Ebe de saklanan
yüzüğü bulmaya çalışır. Yüzüğü bulamazsa başka bir ebe seçilerek oyun sürdürülür.
2.4.3. İlköğretim Çağı Çocuk Oyun Örnekleri
Tepeden Top Çevirme Oyunu
İki ya da daha çok takıma ayrılan çocuklar, aralarında birer adım ara kalacak şekilde
ve kollarını dümdüz yukarıya kaldırarak arka arkaya sıraya geçerler.
Uygulama: Verilen işaretle, ilk oyuncu gövdesini arkaya doğru eğdirerek, topu başının
üzerinden ikinci oyuncuya geçirir ve derhal sıranın sonuna geçer. Oyun, başlangıçtaki
pozisyona ulaşıncaya kadar sürdürülür.
Kural: Çocuklar topu başlarının üzerinden arkadaki arkadaşına verecektir. Hangi
grubun topu son oyuncuya en erken ulaşırsa o grup oyunu kazanır.
Şekil 2.1: Tepeden top geçirme oyunu
2.4.4. Gençlik Dönemi ve Farklı Yaş Gruplarının Oyun Örnekleri
Bezirgan Başı
Eğitimci önce çocuklara oyunun kuralını anlatır. Bir kız bir erkek öğrenci olmak üzere
iki çocuk seçer. Çocuklar ellerini köprü şeklinde birleştirirler. Diğer çocuklarda sıraya girer.
Bütün çocuklar hazır olunca oyunun şarkısı söylenerek oyuncular kız ve erkek çocukların
etrafından dolaşırlar ve şarkıyı söylerler.
Ø Aç kapıyı bezirgan başı, bezirgan başı.
Ø Kapı hakkı ne verirsin?, ne verirsin?
Ø Arkamdaki yadigar olsun, yadigar olsun,
Ø Bir tavşan, iki tavşan, üçüncüde dolaba kaçan
Öğretmen şarkıyı söylerken çocuklar köprünün altından geçerler. Üçüncü tavşan
dolaba kaçan dendiğinde o çocuk halkanın içinde kalır. Bu arada ebe olarak seçilen
çocuklara bir hayvan ismi tutmaları söylenmiştir. Köprüde kalan çocuğa diğer çocuklar
duymadan hangi hayvanı seçeceği sorulur.( Kuş mu? Tavşan mı?) Hangi hayvanı seçerse
onun arkasına geçmesi söylenir. Oyun bütün çocuklar köprüde kalan kadar devam eder.
Bütün çocuklar ebelerinin arkasına geçtikten sonra çekişmece yapılır. Çekişmede başarılı
olan grup oyunu kazanır.
2.5. Oyunun Hangi Gelişim Alanı İçin Etkili Olduğunu Belirtme
Oyun sırasında çocuğun duyuları çok iyi çalışır hareket becerileri gelişir. Oyun
oynayan çocuk hem oyuncaklarıyla hem de diğer çocuklarla sürekli olarak sözel alışveriş
yapar. Böylece oyun yoluyla çocuğun sözcük dağarcığı gelişmektedir. Çocuk oyun yolu ile
gelecekteki rollerini öğrenmeye başlar, oyun arkadaşlarına uyum sağlar, sosyal ilişkileri
güçlenir. Genelde çocuklar evcilik oyunları ile yetişkin rollerine hazırlanırlar. Çocuğun oyun
sayesinde psiko-motor becerileri, tepkisi, dikkati artar, büyük küçük kaslarını denetim altına
alır, denge ve hareketlerinde esneklik ve çeviklik sağlar. Çocuk atlama, zıplama, yüzme,
tırmanma, vb. hareketlerle büyük kasları gelişir. Oyun hamuru ile oynama kâğıt kesme,
katlama vb. etkinliklerle de küçük kasları gelişir. Böylece el-göz koordinasyonu gelişmiş
olur. Çocuk, kavramları, cisimleri, toplumsal kuralları, haklarını ve mücadele etmeyi oyun
içerisinde önce algılar, anlar, sonrada öğrenir ve geliştirir.
Eğitimci kendisine ait oyun albümünü hazırlarken uygulamalarda rahatlıkla
yararlanabileceği oyunları seçmelidir. Başarılı bir eğitimci, her çocuğun geliştirilmesi
gereken yönlerini iyi tanır; hangi oyunların çocukta hangi yönleri geliştireceğini iyi bilir;
oyunları seçerken ve uygularken, çocuğu bütün yönleriyle ve bütünlük içinde geliştirecek
yolları özenle arar, bulur, uygular.
Eğitimci oyun faaliyetleri ile çocuğun tüm gelişimlerine yardımcı olmayı
hedeflemelidir. Seçtiği oyunların çocuğun tüm gelişimini destekleyici nitelikte olmasına
(fiziksel, psiko-motor, sosyal, duygusal, bilişsel, dil ve öz-bakım) dikkat etmelidir.
Oyun, genel olarak çocuğu birçok yönden etkiler ve gelişmesine katkıda bulunur.
Oyunların türlerine göre etkileri farklılık gösterirken genel etkileri şu şekilde sıralanabilir:
Ø Fiziksel ve motor gelişimi destekleyen çocuk oyunları,
Ø Bilişsel alan ve dil alanını destekleyici çocuk oyunları,
Ø Sosyal-duygusal gelişimi destekleyici çocuk oyunları,
Ø Öz-bakım becerileri ile ilgili çocuk oyunları.
Çocuk oyunlarını yukarıdaki gibi gelişim alanlarına göre gruplayarak albüm oluşturabiliriz.
2.5.1. Fiziksel ve Motor Gelişimi Destekleyen Çocuk Oyunları
Çocukların, okul öncesi dönemde büyük ve küçük kaslarını geliştirmek ;
gerekmektedir. Bu iş için de, en kolay yöntemin oyun olduğunu söyleyebiliriz. Devinebilme
yeteneğini, çocuk, büyük kaslarını kullanarak elde eder, geliştirir.
Yürüme, koşma, atlama, tırmanma vb. devinimleri gerektiren oyunlar, çocuğun büyük
kaslarının gelişmesine olanak sağlar. Oyunun içerisinde, özellikle mücadele oyunları
içerisinde, çocuklar sürekli olarak koşmak, zıplamak, tırmanmak, çekmek, itmek, boğuşmak,
taşımak kısaca vücut özellikleriyle mücadele etmek durumundadırlar. Çocuk, sahip olduğu
fiziksel yetenekleriyle diğer oyunculara karşı bir yarış halindedir. Bu mücadelede çocuğun
içerisine girmiş olduğu hareketlilik öncelikle solunum, dolaşım ve sindirim sistemini olumlu
etkilemektedir, ayrıca iç salgı bezlerinden daha fazla salgılama yapılmasına katkıda
bulunarak gelişmesini hızlanmaktadır. Her şeyden önce, hareket ihtiyacını karşıladığı,
beslenme yoluyla aldığı kaloriyi hareketle tükettiği için iştahının açılmasına, dolayısıyla
sağlıklı beslenmesine yardımcı olmaktadır. Bilindiği gibi, özellikle kentlerde yaşayan, oyun
alanlarından yoksun çocukların en büyük problemlerinden biri, iştahsızlıktır.
Doğal gelişim süresi içinde iştahı yerinde olan çocuk aldığı besinleri hareketlerle, yani
oyunla birleştirdiği zaman, adalelerinde ve kaslarında güçlenme meydana gelir. Yani kuvvet,
çabukluk ve dayanıklılık gelişir. Ayın zamanda oyun aktiviteleri, kemik yapısını ve eklem
yapılarını da hem güçlendirir hem de geliştirir. Bu gelişim, oyun aktiviteleri içerisinde
zorlanan organizmanın, bu zorlanmayı yenebilmek için, kendini yenilemesi ve adaptasyonu esasına dayanır.
Fiziksel gelişim ile sağlığı, ayrı, ayrı düşünmek yanlıştır. Sağlık ve fiziksel gelişim iç
içedir. Hareketli oyunlar aynı zamanda duyu organları, sinir sistemi, algılama ve yorumlama
üzerine de olumlu etkide bulunurlar.
Anaokullarında uygulanan yaratıcı etkinlikler ve masa oyunları da çocuğun küçük
kaslarını geliştirmekte çok yararlı olan etkinliklerdir. Oyun yoluyla çocuk, bedensel açıdan
daha rahat gelişir, kasları ve organları daha iyi ve eşgüdümlü çalışır. Bazı çocuklar, oyun ve
benzeri etkinliklere başlama yönünden güvensiz ve ürkektirler. Böyle çocuklar, kendi
başlarına yapmaktan çekindikleri bazı devinimleri, arkadaşlarıyla oyun içinde daha kolay
gerçekleştirebilirler. Böylece psiko-motor gelişimleri de sağlanmış olur.
2.5.1. Fiziksel ve Motor Gelişimi Destekleyen Çocuk Oyun Örnekleri
Hareketli Oyun Bayrak Kapmaca Oyunu
Çocuklar sayışma sonucu iki gruba ayrılır ve yüzleri öğretmene dönük şekilde arka
arkaya dizilirler. Başla komutu ile öndeki iki çocuğun ayın anda koşarak öğretmenin elindeki
bayrağı önce kapmalarına rehberlik edilir.
Şekil 2. 3: Bayrak kapmaca oyunu
Çömel Kurtul
Çocuklar arasından bir ebe seçilir. Sınırları belirlenmiş bir alan içinde ebe
arkadaşlarını kovalamaya başlar. Ebeye yakalanmamak için diğer çocukların çömelmesi
gerekmektedir. Ebe tarafından ayakta ya da koşarken yakalanan çocuk ebe olur. Yeni ebe
olan çocuk ( ben ebeyim )diye bağırır ve kendini böylece arkadaşlarına tanıtır. Ebe olan yine
arkadaşlarını yakalamaya çalışır ve oyun bir süre bu şekilde oynanılır.
Parmak Oyunu
Evimizde Bir Köpek Var Oyunu
Evimizde bir köpek var, gece, gündüz kemik arar. Gel kuçu, kuçu (El ile gel işareti yapılır.)
Ø Tut kuçu, kuçu (İki el parmak uçlarından birleştirilir.)
Ø Yut (İki elle birlikte yutma işi yapılır.)
Ø Evimizde bir kedi var, gece, gündüz fare arar.
Ø Gel pisi, pisi (El ile kedi çağırına hareketi yapılır.)
Ø Tut pisi, pisi ( İki el parınak uçlarından birleştirilir.)
Ø Yut ( İki elle birlikte yutma işi yapılır.)
Ø Evimizde bir tavuk var, gece, gündüz yumurta arar. Gel gulu, gulu. (El ile gel işareti yapılır.)
Ø Tut gulu, gulu (iki el parmak uçlarından birleştirilir.)
Ø Yut (İki el birlikte yutma işi yapılır.)
Bisikletim
Bisikletimin rengi kırmızı (iki ek öne uzatılır, avuçlar yukarı bakar)
Sarı ve mavi çizgili (Sağ el ile aşağı doğru çizgi hareketi yapılır.)
Ø Ona binince ben ( İki el beden üzerinde birleştirilir.)
Ø Neşe ile uçarım hemen ( İki elle uçma hareketi yapılır.)
Ø Pedalları çevirir. (Ayak ile pedal çevirme hareketi yapılır.
Ø Etrafı seyrederim. (İki el kaşlar üzerine konur ve bakma hareketi yapılır.)
Ø Çok hızlı gitmem ( İki el ile hayır anlamına gelen hareket yapılır.)
Ø Dikkatlice biner (Sağ el işaret parmağı ile ikaz hareketi yapılır.)
Ø Neşe ile gülerim.(Mutlu ifadeyle etrafa bakılır)
Fotoğraf 2.2
armak Oyunu
2.5.2. Bilişsel Alan Ve Dil Alanını Destekleyici Çocuk Oyunları
Çocuk, çevreyi ve doğayı oyun yoluyla tanır. Sorular sorarak gerekli bilgileri edinir.
Bilgilerini başkalarına aktarır. Merak duygusunu geliştirir ve giderir. Mantık yürütmeyi,
yargılamayı öğrenmeğe, neden-sonuç ilişkisini sezmeğe başlar. Oyunda ortaya çıkan
sorunları görmeyi, bunlara çözüm bulmayı öğrenir. Rahat konuşma alışkanlığı kazanır.
Oyunun zihinsel gelişime en başta gelen etkisi, öğrenmedir. Çocuk oyunda her çeşit
kavramı ve nesneyi tanıyarak, kullanma özelliklerini, görevlerini öğrenir. Bu öğrenme,
zihinde bir bilgi birikimi ve çalışma açısından gelişmedir. Ayrıca öğrenilen kavram ve
nesnelerin ifade olarak kullanılması, kelime ve dil dağarcığına katılması, ayrı bir özelliktir ve
dil gelişimini sağlamaktadır. Oyun içerisinde çocuk sürekli olarak zihinsel faaliyet
içerisindedir. Yani oyuna, çocuğun zihinsel antremanı da denilebilir. Çünkü, yeni kavramları
ve nesneleri tanıma ve kullanmayı öğrenen çocuk, farkında olmadan bu kavramları ve
nesneleri birbiri ile mukayese ederek özelliklerini kavramaya çalışır. Oyun anında çocuk
sürekli olarak düşünme, algılama, kavrama ve simgeleme gibi zihinsel yönden, soyut
yetenekler açısından bir faaliyet içerisindedir. Bu da zihinsel gelişimi etkileyen önemli
faktörlerdendir. Oyun akışı içerisinde çocuklar, diğer çocukların (rakiplerin) durumları ile
ilgili de tahminde bulunma ve akıl yürütme durumundadırlar. Bu, birtakım verilere
dayanılarak yapılan akıl yürütme, ileriki hayatta bilimselliğin ,temelini oluşturmaktadır.
Piaget' in çocuklarda değişik zekaların kökleri ve gelişmeleriyle ilgili çalışmalarının pek çok
psikoloğa rehberlik etmesi, çocuklarda akıl yürütme ile bilimsel sezgi arasında ilişki arama
çalışmaları yapılmasını ağlamıştır.
Oyun içerisinde çocuk sürekli olarak oyunun kurallarını, rakip oyuncuların
durumlarını ve kendi yeteneklerini mukayese etme durumundadır
Çocuğun oyunda, içerisine girmiş olduğu bu zihinsel çalışma doğru olarak algılama,
yorumlama, değerlendirme ve karar verme gibi zihinsel yeteneklerin gelişmesini sağlar.
Esasında şurası unutulmamalıdır ki, zihinsel gelişim dil, fiziksel, psiko-motor, sosyalduygusal
gelişimden ayrı olarak düşünülemez. Bunların hepsi bir arada gelişir ve birbirini tamamlar.
Ben Kimim? Oyunu
Eğitimci çocukların arasından bir ebe seçer. Ebe ve diğer oyunculara oyunun kuralları
açıklanır. Ebenin gözleri bir eşarpla bağlanır. Ebenin gözleri bağlıyken eğitimci diğer
çocuklardan seçtiği bir çocuğun ebenin önüne gelmesini ister. Ebenin önündeki çocuk sesini
değiştirerek ben kimim?der. Ebe karşısında duran arkadaşını sesinden tanımaya çalışır. Bir
kerede bilemezse ebenin karşısındaki çocuk yine tekrarlar. Ben Kimim? Eğer ebe çocuğu
tanırsa alkışlanır. Üç defa sorulduğunda da tanıyamazsa alkışlanmadan yerine geçer.
Resim 2. 4: Ben kimim oyunu
Dikkat Oyunu
Beş soruma yanlış cevap verebilir misiniz?
Oyunu yöneten, arkadaşlarına:
Beş soruma kim yanlış cevap verebilir, der. Bütün oyuncular, "bundan daha kolay ne
var" diye düşünebilirler. İsteyenlerden birisi ortaya çağrılır. Ya da sayışma tekerlemesi ile
ebe seçilir. Yönetici sorularına başlar:
Ø Tavşanın kaç ayağı var? Gönüllü çocuk tabii buna yanlış bir cevap verecektir.
İkinci ve üçüncü sorular da yanlış cevaplandıktan sonra, yönetici dördüncü sorusuna geçer:
Ø Acaba kaçıncı sorudayım? Gönüllü oyuncu boş bulunup:
Ø Dördüncü sorudasınız. deyince doğru cevap verdiği için oyunu kaybedecektir.
Ø Oyun sorulara yanlış cevap verilince sona erer. Kural beş soruda yanlış cevap vermemeyi sağlamaktır.
Cümlemi tamamla!
Eğitimci, çocuklara herhangi bir olayı anlatırken sözünü keser ve bir oyuncuyu işaret ederek:
Cümlemi tamamla ! der. Bunun üzerine oyuncu eğitimcinin yarıda kalan cümlesini
kendi isteğine göre ve anlamını kaybetmeden devam eder. Gerekirse o da başka bir arkadaşını işaret ederek :
Ø Cümlemi tamamla ! der.
Ø Oyun sırasında en güzel ve anlamlı cümle tamamlayanlar alkışlanır ve başarılı olurlar.
2.5.3. Sosyal-Duygusal Gelişimi Destekleyici Çocuk Oyunları
Çocuğun, duygusal ve sosyal gelişiminde de oyunun etkisi büyüktür. Çocuk oyun
yoluyla, duygusal sorunlarını açıklayarak çözüm yoluna gider; ben-merkezci'likten kurtulur;
çevreyle, başka şeylerle ve arkadaşlarıyla daha çok ilgilenir; sevinç ve hoşlanma duyar;
kendine olan güvenini geliştirir; güzel duyu beğenisi kazanır; kendi cinselliğine özgü rolleri
öğrenir, yineler ve toplumsal ortamdaki cinsel rolünü benimser; toplumsallaşmayı,
başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı göstermeyi, kendi hak ve özgürlüklerini korumayı,
yardımlaşmayı, paylaşmayı, dayanışmayı, birlikte çalışmayı ve görgü kurallarını öğrenir ve
uygular. Birçok bilim adamı kişilik gelişmesinde oyunun çok önemli bir rolü olduğunu tespit
etmiştir. Hatta ileriki yaşlarda ortaya konulan kişilik özelliklerinin, psikolojik yansımaların,
çocuklukta oynanan oyunlar içerisinde şekillendiği (yapılandığı) ileri sürülmektedir.
Çocuk oynadıkça duyguları keskinleşir, yetenekleri serpilir, becerisi artar. Çünkü,
oyun en doğal öğrenme ortamıdır. Duyduklarını, gördüklerini sınayıp denediği,
öğrendiklerini pekiştirdiği, yanlışlarını düzelttiği bir deney ortamıdır.
Oyun ne kadar basit olursa olsun, oynayanlar üzerinde mutlaka bazı etkileri vardır.
Çocuklar başkalarına saygıyı öğrendikleri kadar, kendilerine de saygıyı öğrenirler.
Başkalarının haklarına saygılı olurken, kendi haklarını korumak için mücadele verirler ve
saygıyı gerçekleştirirken, mücadele etmeyi de öğrenmiş olurlar, böylece mücadele azimleri
gelişir. Grup oyunlarında yönetmek ve yönetilmek durumları söz konusudur. Bu gibi
durumlarda bazı çocuklar, kendilerini ve fikirlerini kabul ettirmek, diğerlerini yönetmek
isterler ve karşılıklı etki altına alma savaşı başlar. Bu, çocuklarda yöneticilik, liderlik
özelliklerini geliştirir. Oyunlar içerisinde çocuklar dürüstlüğün tercih edilmesinden dolayı,
kişiye saygınlık kazandırdığını öğrenerek, dürüstlüğü benimserler. Oyunu kazanmak için
oyuncular farklı seçenekler denemek, farklı teşebbüslerde bulunmak zorundadırlar. Bu
özelliği ile oyun, pasifleri aktifleştirir, korkakları cesaretlendirir. Kendine güven, kendini
denetleme, çabuk karar verme, işbirliği yapma, doğruluk, haklarını koruma ve disiplin gibi
kişisel özellikler de oyun içerisinde kazanılır. Yer ve oyun araç-gereçlerinin paylaşılmasına
ek olarak, duygular ve düşüncelerin de paylaşılması, dayanışma içinde çalışma ve iyi
geçinme, yine oyun içinde öğrenilir. Oyun çocuklara görgü kazandırır. Doğa ve insan
sevgisi, vatan sevgisi, ülkeye bağlılık gibi kavramları çocuklar oyun ortamında kazanırlar.
Oyun oynayan çocuk kendi hayal dünyası içindedir. Ancak, işlediği konular gerçek
konulardır. Kendi hayalleri ile gerçekleri karıştırır, bu da, çocukta yaratıcılık özelliğini
geliştirir. Aslında her yaratıcılığın kaynağında oyun vardır. Resim çizgilerle, müzik
notalarla, şiir sözlerle, dans hareketlerle oynanan oyun değil midir?
Çocuk, oyun ortamında özgür olmalı, oyundaki bütün problemleri kendi başına
çözmelidir. Çözemediği takdirde dışarıdan birinin değil, oyun arkadaşlarının yardımcı
olmasını ister. Bu davranışlar çocuğun büyüdüğünde karşılaştığı güçlükleri kendi kendine
çözmesi için hazırlıktır. Çocuğun oyunu, oyun içindeki davranışları büyükler tarafından
kısıtlanır ve engellenirse büyüdüğünde özgürce davranamayan, pısırık, kararsız bir kişilik ortaya koyar.
Yaklaşık olarak dokuz yüzyıl önce yaşamış Türk bilgini İbni Sina, oyunu çok seven
bir insanmış. Çocukluğunda bir gün oynarken yaşlı bir adam, "Sen çok akıllısın, ileride bilim
adamı olacaksın, sana oyun yaraşır mı? Derslerine çalış" dediğinde, henüz çocuk olan İbni
Sina şu cevabı verir; "Her yaşın bir hali vardır. Çocukluğun yakışığı da oyundur. Her yaşın hakkı verilmelidir" .
Oyun, çocukluğun yakışığı olduğu kadar gereğidir de. Çocuk, hayatı oyun içerisinde
tanır. Aileden getirmiş olduğu özellikleri oyunda test eder, şekillendirir. Almış olduğu
eğitimi oyuna yansıtır. Aile ortamında her istediği yapılan, bir dediği iki edilmeyen çocuk
başlangıçta oyun oynamakta zorlanır. Bencil davranır, paylaşmaya yanaşmaz, çabuk küser,
mızıkçılık eder, zora gelince büyüklere şikâyete gider. Başlangıçta belli bir seviyeye kadar
bu davranışlar normaldir, ama, bazı çocuklarda çok belirgindir. Özellikle de ev dışında az
oyun oynayan çocuklarda sıklıkla görülür. Böyle çocuklar uzun süre başkalarının oyunlarını
izlerler, oyuna katılmazlar. Sürekli oyun dışında kalan ya da hep yalnız oynayan çocuk, grup
oyunlarında ciddi bir uyumsuzluk içinde kalır. Oyun içerisinde bencil ve saldırgan
davranışlarda bulunan çocuk, ya ana babasının tutumunu oyuna yansıtıyordur ya da evinde
sindirilen, kısıtlanan bir çocuktur. Oyunda hep silik kalan, başkalarını izleyen çocuk da
bağımlı yetiştirilmesini yansıtıyordur. Sonuç olarak, kazanılan olumlu-olumsuz nitelikler
oyun içerisinde sınanır. Oyun, kazanılan olumlu niteliklerin pekiştirildiği, olumsuz
niteliklerin de değişime uğradığı bir deneme alanıdır.
Oyun, bir grup çalışmasıdır ve kendine özgü kuralları vardır. Bu kurallara uymayanlar
oyun dışında kalırlar. Bütün çocuklar kurallara uymayanlarla oyun oynamak istemezler ve
onları oyun dışı bırakırlar; böylelikle cezalandırmış olurlar. Hiç bir çocuk bu duruma düşmek
istemez. Oyunun bu niteliği çocuklara kurallara uymayı öğretir. Birey büyüdüğünde de
toplumun kurallarına uyar ve toplumla uyumlu hale gelir. Çocuklar oyun içerisinde
başkalarının (karşı oyuncuların) haklarına saygı göstermek, mağlubiyeti kabullenmek
zorundadırlar, aksi halde yine oyun dışı kalırlar. Böylelikle isyan etmemeyi, başkalarına
saygıyı ve kabullenmeyi öğrenirler, bu da toplum hayatında oldukça önemlidir ve oyun
içerisinde öğrenilir.
Oyun içerisinde çocuk, farklı kültürlerden ve farklı ortamlardan gelen diğer
oyunculara karşı hoşgörülü olmak, onlarla iyi ilişkiler kurmak zorundadır. Çünkü, birlikte
oyun oynamanın sürekliliği buna bağlıdır. Çocuk, oyunda uyumlu olmayı öğrenmenin
yanında, bireylerin oluşturduğu ve kendinin de içinde bulunduğu, toplumu da tanır.
Toplumun koymuş olduğu iyi kötü, Doğru ve yanlış kavramlarını öğrenir. Örnek olarak,
hırsız polis oyununda, hırsızlığın veya başka bir oyunda yalan söylemenin, kötü olduğunu
öğrenir. Oyunda çocuk sosyal rolleri ve meslekleri de tanır. Örneğin evcilik oyununda annebaba
rollerini, doktorculuk oyununda bu mesleği tanır ve öğrenir. Grup oyunlarında çocuk,
mensup olduğu (taraf olduğu) grubun çıkarlarını kendi çıkarlarından önde tutmak
zorundadır. Böylelikle çocukta mensubiyet (bir millete ait olma) ve fedakarlık (mensup
olduğu grup için) duyguları gelişir ve pekişir. Oyun içerisinde kazanılan, kendi haklarını
koruma, başkalarına saygı, işbirliği ve paylaşma, kurallara uyma, iyi-kötü, doğru yanlış
ayrımını yaparak iyiyi-doğruyu kabullenme ve bunlara uyma, mensup olduğu grubun
çıkarlarını koruma ve kollama, toplum kültürünü öğrenmek gibi nitelikler, aslında toplumsal
hayatın gerektirdiği şeylerdir, ve çocuğun ilerideki hayatında topluma uyumlu olarak
yaşamalarını öğreten sosyal değerlerdir. Bu sebeple oyun belki de eğitimden önce bireyleri
sosyalleştiren en önemli olaydır, gelecek hayata hazırlık egzersizleridir.
Suçlu ve avukatı
Oyuncular, ikişer, ikişer eşlendirilir. Oyunu yöneten eğitimci çocuklara:
Ø Eşlerinizden birine soru sorduğum zaman, bunun cevabını kendisi değil,
yanındaki eşi verecektir. Bu duruma göre, soru sorduğum oyuncu suçlu, eşi de
avukatı olacaktır. Bana suçlu cevap verirse her ikisi de oyunu kaybeder, der.
Önce oyunun bir denemesi yapılır. Eğitimci eşlerden birine:
Ø Arkadaşının topunu neden aldın? Avukatı da hemen cevaplar :
Ø Onunla top oynamak istediği için efendim, der.
Eğer eğitimcinin soruşuna suçlu çocuk cevap verseydi, her ikisi de oyunu kaybedeceklerdi.
Kitap Kurdu Oyunu
Oyun bahçesinde yere 2 metre aralıkla tebeşirle çizgi çizilir. Çizginin bir tarafına
çocuklar yerleştirilir. Ortada ise bir çocuk kitap kurdu olarak bekler. Eğitimci kitaplar diye
bağırdığında çocuklar bulundukları çizgiden diğerine koşarak geçmek zorundadırlar. Arada
kitap kurdu onları yakalamak için beklemektedir. Kitap kurdunun yakaladığı çocuk oyun dışı
kalarak arkadaşlarını destekler. Oyunda sona kalan çocuk kitap kurdu olur ve oyun böyle devam eder.
Evinize, Köyünüze Oyunu
Eğitimci yere düz bir çizgi çizer. Çocukların çizilen çizgi üzerinde oturmaları istenir.
Eğitimci çocukların 10- 15 adım karşılarına büyük bir daire çizer. Bu çizilen daire çocukların
“ evi “ olur. Ev olarak çizilen dairenin 4 – 5 adım ötesine de büyük bir daire daha çizilir.
Burası da çocukların “ köyü “ olur. Daha sonra öğretmen oyunun nasıl oynanılacağını
anlatır ve oyun oynanır.- Ben köyünüze dersem, köy olarak belirlenen dairenin içine , ben
evinize dersem ev olarak belirlenen dairenin içine gireceksiniz der. Oyun bu şekilde bir süre
oynandıktan sonra dairelerin adı değiştirilir; Ev olarak çizilen daire köy, köy olarak çizilen
daire ise ev adını alır ve oyun bu şekilde bir süre oynanır. Yerler söylenirken şaşırmadan
belirlenen yerlere gelen çocuklar alkışlanır ve oyunda başarılı sayılır.
Öz-Bakım Becerileri ile İlgili Çocuk Oyunları
Çocuk oyunlarda kendi bedenini korumasını, kullanmasını öğrenir. Buda yine fiziksel
ve psiko-motor gelişimleri sayesinde gerçekleşir. Kendi öz-bakımına ilişkin oyunlarla çocuk
anne babasına bağlattığı ayakkabısını kendi bağlamayı başaracaktır. Ya da yoğurt yeme
yarışması ile kendi kendine yemek yemeyi öğrenecektir. Giyip soyunma yarışması ile
elbiselerini kendi giyebilecektir. Çünkü oyunda kazanma arzusu her şeyi başarmak için iyi bir motivasyondur.
Ayakkabı Giyip Çıkarma Oyunu
Eğitimci iki yada dört oyuncuyu sayışma tekerlemesi ile belirler. Oyuncular grubun
önüne geçerler. Eğitimci oyunun kuralını açıklar. Yarışmacılar ayakkabılarını önce
çıkaracaklar ve sonra yeniden giyeceklerdir. Bunu kim önce başarırsa alkışlanır. Oyun bu
şekilde bütün çocukların oyuna katılımıyla devam eder. Hatta yarışanların ismi söylenerek
tezahürat da yapılır. Böylece oyun daha çekişmeli hâle gelir.
Kurdele Bağlama – Çözme Yarışı
Oyuncular iki eşit gruba ayrılır. Önde bulunan oyunculara 15-20 cm uzunluğunda
birer kurdele verilir. Her grubun 8-10 adım karşısına bir sandalye konur. Oyuna başlama:
Eğitimcinin işareti ile ilk sıradaki birinci oyuncular koşarak kurdeleyi sandalyenin bir
bacağına bağlar, geriye döner, ikinci oyuncunun avucuna vurarak, yerine otururlar. İkinci
çocuk, işareti alınca o da koşar ve bağlanan kurdeleyi çözer, üçüncü arkadaşına verir.
Yarışma böylece bağlamalı, çözmeli son oyuncuya kadar sürer. Oyun sonunda kurdeleyi en
çabuk bağlayan-çözen grup kazanır.
2.6. Oyunun Kurallarını Belirtme
Oyunun tanıtılmasından sonra kurallarına ilişkin bilgi verilir. Oyunun kurallarını
belirtmek oyunun sağlıklı oynanabilmesi için önemlidir. Eğitimci oyunun kurallarını
çocuklara iyi açıklamalıdır. İlk açıklamada kurallar, çocuklara karmaşık gelebilir. Anlatımda
basit ifadeler kullanılmalı, gereksiz açıklamalar yapılmamalıdır. Çocuklar oyunun kurallarını
en iyi oyunu oynarken kavrarlar. Oyun tekrar1andıkça kurallar daha iyi öğrenilecektir.
Oyunun kalıcılığını sağlayabilmek için oyun, sade ve basit bir dille gereksiz uzatmalar
yapılmadan çocukların anlayabileceği biçimde açıklanmalıdır.
Bu bölümde eğitimcinin dikkat edeceği en önemli konu oyunu anlatırken çocukların
oyuna karşı istekli olmalarını sağlamak, ilgilerini uyanık tutmaktır. Sonuçta çocukların etkin
olarak oyuna katılımları sağlanabilir.
Oyunla ilgili kurallar açıklandıktan sonra oyunun özelliğine göre rol dağılımı yapılır.
Rol dağılımı sırasında çocukların istekleri ve düşüncelerine dikkat edilir. Rol dağılımı
eğitimci tarafından yapılabileceği gibi çocuklar rollerini kendileri de seçebilir. Rol
dağılımında eşitlik ilkesine dikkat edilmelidir. Oyunun her tekrarlanışında rol dağılımı
yenilenmelidir. Her çocuk farklı rolleri alacağını bilerek arkadaşlar arasında kıskançlık, öfke
ve kızgınlık gibi duyguların oluşması engellenmiş olur.
Oyunda çocuklara verilen ebe, kaptan, başkan gibi roller tek, tek açıklanmalıdır.
Kurallar açıklandıktan sonra çocukların kuralları iyice kavradıkları anlaşıldıktan sonra
oyunun uygulanmasına geçilmelidir.
Oyun anında kurallara uymayan çocuklar olabilir, eğitimci bu çocuklara sabır ve
hoşgörülü bir tutum takınmalıdır. Katı bir tutum içine girerek müdahaleci olmamalı,
özendirici ve yönlendirici olmalıdır.
Oyun anında eğitimcinin, tutumu da çok önemlidir. Oyunu çok iyi bilmeli, oyuna sert
bir tutumla yaklaşmamalı, fazla müdahaleci olmamalıdır. Oyunun kurallarını anlaşılır
biçimde anlatmalı, oyun çocuklar tarafından iyice kavrandıktan sonra oyuna başlatılmalıdır.
Fotoğraf 2. 3:Sınıf içi oyun
3. OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINDAKİ ETKİNLİKLERDE
OYUN
Okul öncesi eğitim kurumlarının amacı, hızla değişen dünyaya uyum sağlayabilecek,
mutlu, sağlıklı, aktif ve yaratıcı bireylerin yetiştirilmesi ve onlar için en uygun eğitim
ortamlarının hazırlanmasıdır. Okul öncesi çocuğunun en temel gereksinimlerinden biri olan
oyun için en uygun yerlerden biri olan anaokulları, çocukların gerçek yaşamsal
deneyimlerinin ön hazırlıklarının yapıldığı ve onlara yaşam zenginliği sunan sosyal kurumlardır.
Çocuklar oyun sırasında öğrenmeye karşı sosyal, zihinsel ve duygusal olarak
hazırdırlar. Eğitimciler ve anne babalar için çocukların oyuna olan ilgisi, kaçırılmayacak bir
fırsattır. Çocukların kendileri rahatlıkla ifade edebildikleri, yapmaktan zevk aldıkları ve
dikkati uzunca bir süre yoğunlaştırabildikleri bir aktivite olan oyunu öğretme sürecinde etkin
bir araç olarak kullanmak gereklidir.
Yaratıcı, problem çözen, duyarlı, pratik, meraklı, öğrenmeye ve bilime motive olmuş
bireyler yetiştirmeyi amaç edinerek geleneksel eğitim yönteminden vazgeçmeli ve çocuğun
oyunla bütünleşmesi sağlanmalıdır.
Fotoğraf 3.1: Oyun etkinliği(Şu hendekte bir tavşan uyuyor)
Çocuğun yaparak ve yaşayarak öğrenmesini temel alan okul öncesi programına göre
oyun etkinlikleri sadece oyun saatinde değil günlük etkinlik programında yer alan tüm
etkinliklerde, serbest zaman etkinlikleri, ana dili etkinlikleri, müzik etkinlikleri, fen ve doğa
etkinlikleri, okuma yazmaya hazırlık çalışmalarında iç içe yer almaktadır.
3.1. Serbest Zaman Etkınliklerinde Oyun
Serbest zaman etkinlikleri, çocuğun yaratıcılığını geliştirme, kendisini ifade etmesini
sağlama, yardımlaşma, paylaşma, başladığı işi sonuçlandırma, sorumluluk alma ve aldığı
sorumluluğu yerine getirme, problem çözme, olaylar arasında neden-sonuç bağlantıları
kurma, kas becerilerini geliştirme açısından yararlı olan etkinliklerdir.
Serbest zaman etkinliklerindeki oyunlar çoğunlukla düş gücü oyunlarıdır ve
çocukların kendi koydukları kurallara göre genellikle ilgi köşelerinde oynanır.
3.1.1. İlgi Köşelerinde Oyun
Okul öncesi eğitim kurumlarında yer alan ilgi köşeleri, evcilik köşesi, kukla köşesi,
müzik köşesi, blok köşesi, masa oyuncakları köşesi, kostüm ve aksesuar köşesi, fen ve doğa
köşesi ve geçici ilgi köşeleridir.
Bu köşelerde oynanan oyunlar çocuğa serbestçe oyun alanı, oyuncak ve arkadaş seçme
fırsatı verir. Çocuklar bu köşelerde kendi koydukları kurallara göre ve ellerindeki malzemeyi
kullanarak, çeşitli meslekleri ve çeşitli olayları canlandırırlar. Oyun araç gereci bakımından
yeterlilik ve çeşitlilik gösteren ilgi köşeleri çocuğu daha özgür ve yaratıcı yapar.
İlgi köşelerinde oynanan oyunlar arasında düş gücü oyunlarının yanı sıra masa ve
eğitici oyuncaklarla oyunlar, müzikli oyunlar, bloklarla oyunlar, kukla oyunları ve dramatik
oyunlar yer almaktadır.
3.1.2. Sanat Etkinliklerinde Oyun
Sanat etkinliklerinde yer alan çeşitli boya çalışmaları, yoğurma maddeleriyle
çalışmalar, kâğıt işleri, artık malzemelerle çalışmalar, çocuğa tüm duyu organlarını
kullanarak farklı malzemeleri tanıma fırsatı verdiği gibi, bazı kavramların geliştirilmesine ve
becerilerin kazandırılmasına, çocuğun kendini ifade etmesine ve yaratıcılığının gelişmesine
olanak sağlamaktadır.
Karalama, çizme, boyama, resim yapma, kesme, yapıştırma, delme, yuvarlama,
mıncıklama, gibi etkinlikleri çocuk bir oyun olarak görür. Malzemeleri ve onları kullanma
tekniklerini tanıdıkça ve öğrendikçe çocuğun kendine güveni artar.
Resim ve el işi etkinlikleri çalışmaları sırasında çocuklarla birlikte yapılan maske,
kukla, ayakta duran hayvanlar vb. çalışmalar etkinliğin bitiminden sonra çocuklarla birlikte
bir dramatize çalışmasında kullanılabilir.
3.2. Müzik Etkinliklerinde Oyun
Çocukların, duygu, düşünce, bunalım ve enerjilerini olumlu yönde çözümlemelerine
yardımcı olan müzik etkinliklerinin temel amacı, çocukların yaşamlarını zenginleştirmektir.
Müzik etkinliklerinde şarkı söyleme, ritim çalışmaları, müzik dinleme, müzikli
dramatizasyon ve yaratıcı dans gibi etkinlikler yer almaktadır. Bu etkinlikler çocukların
genel gelişimlerine katkıda bulunur ve birçok beceriye sahip olmalarını sağlar. Farklı
nesnelerin ve insanların seslerini ayırt eder. İnce kalın sesleri doğru algılama ve söyleme,
sesini kontrol edebilme, ritmi doğru hissedip yansıtma, birlikte başlayıp bitirme becerisi
kazanır. Gruba uyum sağlama, yeni sözcükler öğrenme, yeni kavramları ve bunların
ayrıntılarını öğrenme, yönergeyi anlama, duyma, hatırlama, ezberleme, ses ve söz üzerinde
dikkatini yoğunlaştırma, müzik eşliğinde koordineli hareket etme vb. gibi.
Bütün bu becerileri kazandırmanın temelinde yine oyun vardır. Eğitici müzik oyunları,
şarkılı oyunlar, danslar ve rontlarla çocukları hem eğlendirebiliriz hem de bu becerileri kazandırabiliriz.
3.3. Anadili Etkinliklerinde Oyun
Çocukların dil gelişimleriyle ilgili olan ana dili etkinlikleri sayesinde çocuklar
başkalarının konuşmalarını dinleyerek ve uygun karşılıklar vererek konuşmalara katılırlar.
Duygu ve düşüncelerini başkalarına sözel ifadelerle açıklarlar. Çocuklar bu etkinlikler
sırasında belli durumlarla ilgili duygularını sadece sözel ifadelerle değil, vücut hareketlerini,
jest ve mimiklerini kullanarak da ifade ederler. Yaratıcılıklarını ortaya koyarlar.
Ana dili etkinliklerinde oyun, konudaki yoğunluğu azaltıp, konunun daha eğlenceli bir
hâle gelmesini sağlar. Parmak oyunları, dramatizasyon ve pandomim gibi etkinlikler
çocukların sözle hareket arasında bağlantı kurmalarına, kas gelişimine, hayal gücünün
gelişimine, toplumsal becerilerin gelişimine ve enerjisini sarf edip rahatlamasına yardımcı olur.
3.4. Okuma Yazmaya Hazırlık Çalışmalarında Oyun
Okuma yazmaya hazırlık çalışmaları, okul öncesi eğitim kurumlarında kavram
geliştirici oyuncaklar ile oynama ve kavram geliştirici çalışmalar olarak iki şekilde yapılmaktadır.
Kavram geliştirici oyuncaklarla oynamak çocuklara, belli yönergelere uymak ve belli
bir süre belli bir etkinliği sürdürebilmek ve sonuçlandırabilmek gibi davranışları
kazandırmaktır. Ayrıca çocukların küçük kas ve el becerilerini kullanmaya yönelterek psikomotor
gelişimlerine, el-göz koordinasyonunun sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Grupla
oynanan eğitici oyuncaklar ise çocuğun sosyal gelişimini desteklemesi açısından önemlidir.
Kavram geliştirici çalışmalar, çocukların belli alanlardaki yeterliliklerini destekleyen
ve geliştiren çalışmalardır.
Bu çalışmaların ilk aşamasında çocuklar parmaklarını kendi bedenleri üzerinde,
havada ve farklı zeminler üzerinde değişik şekiller oluşturacak biçimde hareket ettirirler. Bu
da oyun yolu ile olur. Havada bulut çizmek, çember çizmek, dalgalar oluşturmak vb.
Bu çalışmalar yalnızca kâğıt ve kalem kullanarak yapılan çalışmalar olmamalıdır.
Çalışmalara oyunda katılmalıdır. Örneğin; önünde, arkasında, içinde konusunu ele aldığımız
bir çalışmada önce konu ile ilgili basılı materyal (test örneğini) verip sonra değişik nesnelerle
(sözel yönergelerle) konunun daha çabuk pekiştirilmesi amacıyla önünde, arkasında, içinde oyununu oynayabiliriz.
Alfabe Oyunu:
Çocuklar on kişiden az olmamak suretiyle bir halka oluştururlar. Eğitimci çocuklardan
birinin eline mendil verir. Ona K sesi ile başlayan hayvan ismi söylemesini ister. Çocuk
düşünürken mendil elden ele dolaşır. Oyuncu, mendil kendisine gelmeden önce K sesi ile
başlayan hayvan ismi söylerse oyunu kazanmış olur.
Fotoğraf 3. 2:Yapı inşa oyunu
3.5. Özel Günlerde Oyun(Ront, Şarkılı Oyun)
Şarkılı oyun ve rontlar özel günler için çocukların kolaylıkla ve severek öğrendikleri
ve katıldıkları etkinliklerdir. Bu günler için biraz daha özenle hazırlanmış kıyafet, şapka,
kanat, fiyonk, başlık ve aksesuarlar oyunlara ve rontlara daha değişik bir hava verir.
Çocukların daha istekle çalışmalara katılmalarını sağlar. Ancak özel günlerde oynanacak
ront ve şarkılı oyunlar öğretim yılı içinde öğretilenler arasından seçilmelidir. Çalışmalar
çocukları sıkacak kadar uzun ve yorucu olmamalıdır. Çocuklar bu konuda zorlanmamalıdır.
Ezbere dayanan çalışmalardan uzak durmalıdır. Koşma, atlama, dengeli yürüme, müzik
eşliğinde çember çevirme, kurdelelerle dans etme vb. gibi çalışmalar çocuklara daha çok zevk verir.
Resim 3.5: Özel günde bale yapan çocuklar
Ront: Masariko
Masariko adlı ront için çocuklar eğitimci rehberliğinde halka olurlar. Çocuklar halkayı
oluşturduktan sonra eğitimci oyunun nasıl oynanılacağını; şarkının sözlerini söyleyerek ve
hareketlerini yaparak bir çocukla oyunu oynar ve diğer çocuklarda izler. Oyun bu şekilde
diğer çocuklara gösterilerek anlatıldıktan sonra çocuklar arasından bir ebe seçilir. Ebe
halkanın ortasına gelir, öğretmen ve diğer çocuklar Masariko’nun şarkısını söyler. Ebe de
şarkıda geçen hareketleri yapar. Şarkılı oyunun sözleri biterken ebe halkada olan istediği bir
arkadaşını seçerek kol kola girer ve yerinde dönerler. Yerler değiş – tokuş ettirilerek seçilen
çocuk ebe olur ve halkanın ortasına gelir. Ortaya gelen çocuk Masariko olur. Bu şekilde
oyun bütün çocukların Masariko olmasıyla sürdürülür.
Masariko
Benim adım masariko
Sırtım kambur başım kel Şarkılı oyunun sözlerinde
Ayaklarım yampiri geçen hareketler ebe olan
Ben çalarım dampiri çocuk tarafından yapılır.
Zıbıdık zıbıdık zıbıdık
Altın gözlük gözümde
İpek mendil elimde
Şık bir bay (bayan) kolumda Gezerim asfalt yolunda
Şarkılı Oyun:Miço
Miço nereden geliyor? (Eller iki yana açılarak sorma hareketi yapılır.)
Harmanlıktan aşağı (Eller yere doğru sarkıtılarak sallanır.)
Oyna da miço oyna (Oynama hareketi yapılır.)
Zıpla da miço zıpla (Zıplama hareketi yapılır.)
Miço ellerin nerde? (Eller iki yana açılarak sorma hareketi yapılır.)
Kıvrım kıvrım bellerde (El bele koyularak, iki yana sallanır.)
Oyna da miço oyna (Oynama hareketi yapılır.)
Zıpla da miço zıpla (Zıplama hareketi yapılır.)
Miço gözlerin nerde? (Eller iki yana açılarak sorma hareketi yapılır.)
Fıldır fıldır yerlerde (Baş ve işaret parmaklar birleştirilerek gözlük yapılır, gözün üstüne koyulur.)
Oyna da miço oyna (Oynama hareketi yapılır.)
Zıpla da miço zıpla (Zıplama hareketi yapılır.)
Bugi, Bugi Yapalım
Haydi çocuklar gelin bugi, bugi yapalım (Eller önde oynatılır.)
Eller şimdi havaya bugi, bugi yapalım (Eller havada oynatılır.)
Sağ ayağım öndedir şimdi de geridedir (Sağ ayak öne sonra geriye çekilir)
Sol ayağım öndedir o da şimdi de geride (Sol ayak öne sonra geriye çekilir)
Ayakları açalım elleri yere saçalım (Ayaklar iki yana açılıır bel aşağıya doğru eğilir,eller aşağıya sallanır.)
Eller şimdi popoya bugi bugi yapalım (Eller poponun üzerine
Fotoğraf 1.1:Türk kültüründe geleneksel kıyafetler
Kültürel ve kültürler arası çocuk oyunları albümü geliştirmede araştırmacılar pek çok
yol izlemişlerdir. Bunlardan en çok kullanılanları gözlem yapma veya yetişkin ya da çocuk
olarak seçilen kaynak kişilerden görüşme yoluyla bilgi edinmedir. Bunlarla birlikte anket
yöntemi ile bilgi edinme, kitap, dergi, ansiklopedi gibi basılı yayın araçlarını tarama, kitle
iletişim araçlarından, müzelerden, folklor kuruluşlarından, il kültür derneklerinden
yararlanma ve benzeri yöntemlerde de çocuk oyunları albümü geliştirme çalışmaları yapılabilir.
Çocuğun oyuna olan gereksinimi ve buna bağlı olarak çocuk oyunlarının doğup
gelişmesi, değişik toplumlarda benzer özellikler gösterir. Aynı nedenlerle, aynı
gereksinimlerle doğar, yani evrenseldir. Oyunun evrensel rolü, kültürden kültüre veya
toplumdan topluma değişiklik gösterir. İlkel toplumlarda geleneksel olarak, çocuklar
yetişkinleri izleyerek onlar ne yapıyorlarsa taklit ederler. Kız çocuğu annesiyle çalı çırpı
toplamaya gider ve annesi kardeşi ile ilgilenirken o da kabuktan bebeği ile oynar. Erkek
çocuğu da oyuncak bir ok ve yayla babasıyla birlikte ava gider. Çocuğun defalarca atış
yaptıktan sonra başarılı olması, vurduklarının da uçamayan kuşlar olması önemli değildir.
Önemli olan deneyimlerini artırarak, yeteneklerini geliştirmesidir.
Oyunla ilgili çalışmalar yapan bilim adamlarından Huizinga'ya göre oyun bir kültürün
temelidir. Sosyal etkileşimlerin tümünü oyuna bağlar. Politik güç, savaş ve ticaret de birer
oyundur. Huizinga oyunun özünde yaratıcı bir özellik taşımasından dolayı sanatın bile temeli olarak görür.
Oyun kültürle doğrudan ilişkilidir. Toplumla birlikte gelişir ve politik sistemler
tarafından etkilenir. Toplumda yaşanan olaylar çocuk oyunlarına ve oyuncaklarına yansır.
Yaşanan olaylara ilişkin yeni oyunlar yaratılır, yeni oyuncaklar üretilir. Günümüzde yaşanan
savaşlarla ilgili yaşantılar çocuk oyunlarına da yansımaktadır. Füzelerin, uçakların, tankların,
askerlerin kaynak olarak kullanıldığı çocuk oyunlarının gözlenebilir şekilde değiştiği, bu
kavramların çocuk oyunlarında ve çocuk dilinde çok sık kullanıldığına rastlanmıştır.
Ticari çevreler de bu arada çocukların oyun tarzına uygun olarak oyuncaklar
üretmişler, bu dönemde savaşla ilgili oyuncakların satışlarında büyük artışlar olmuştur. Bazı
bilim adamları strateji oyunları ile sosyo-ekonomik düzen arasındaki ilişkinin önemine
değinirler. Ticaret toplumlarında satranç ve monopol oyunlarının yaygın olmasına dikkati
çekerler. Loto ve piyango gibi büyük paralar kazanma olanağı olan oyunlara da bu
toplumlarda sık rastlanır. Hatta borsa spekülasyonu da bir çeşit oyun sayılabilir.
Özellikle gelişmekte olan toplumlarda bazı oyunlarda kutsallık kavramı ve dinin etkisi
gözlenmekte, dünyanın pek çok yerinde maskeli festivallere, ölümle ilgili anlatılan ilginç
hikâyelere, cadılar, hayaletler, devler, periler gibi hayali varlıklarla ilgili anlatılan masallara
rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra gelişmiş ülkelerde de uzayla ilgili kavramları içeren
oyunlar ve oyuncaklar daha sık görülmektedir. Uzay gemileri, uçan daireler, uzaylılar,
ışınlanan varlıklar ve ilâhlar gibi oyuncakların da daha fazla üretildiği görülür
Bütün bu özellikler dikkate alındığında, oyun, sosyo-kültürel yapının bir parçası gibi
görünmektedir. Ancak bazı oyunların da bağımsız olarak ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu
oyunlardan biri 4000 yıldan beri tüm dünyaca bilinen ve oldukça yaygın olan, ülkemizde de
"Beş Taş" adıyla bilinen oyundur. Bu oyun, her ülkede değişik kurallarla oynanmakla
birlikte ortak özellikleri beş tane yuvarlak taşın tek, tek ya da birkaç tanesi bir arada olarak,
bir elle havaya atılıp, el sırtı ile tutulmasıyla oynanır. Oyunun her aşamasında değişik
tekerlemeler söylenen "Beş taş kalemtıraş pışık, tokmak, yere koyup yerden almak, bir
cimcik mermercik mermer taşı şahincik, şahin taşı fincan aşı köprübaşı, derledik topladık biz
köprülere başladık" vb. sözlerle oynanan oyundur. Bu oyun dünyanın hemen, hemen her
yerinde bilinen en eski oyunlarından biridir. Tahiti, Japonya, Yunanistan, Avustralya ve
İngiltere’de taşların yerine, küçük patatesler, fındık, ceviz, fasulye bile yüzyıllarca
kullanılmıştır. Suda taş kaydırma oyunu da pek çok toplumda oynanan çok eski bir oyundur.
Diğer eski bir oyun ise, Yeni Zelanda, Yeni Gine, Malezya ve Afrika'nın birçok yerinde hatta
dünyanın pek çok ülkesinde oynanan, parmaklara geçirilen iki ucu bağlı bir iplikle çeşitli
şekiller oluşturularak oynanan “İplik Oyunu”dur. 1885'te Wallace adında bir İngiliz gezgin,
Dayak Kabilesi çocuklarıyla bu oyunu oynadığını, kendisi bir şekil yaptıktan sonra, ipi alan
bir çocuğun arkadaşlarıyla, o zamana kadar hiç görmediği son derece şaşırtıcı şekiller
yaptıklarını belirtmiştir. Bu oyunun dünyanın birçok yerinde henüz Avrupalılarla
karşılaşmadan önce bilindiğini ve oynandığını gösteren pek çok yayın vardır.
Topaç ise M.Ö. ye dayanmaktadır. Mısırlılar topacı parmaklarıyla çevirirken, Çinliler
parmak yerine kamçı ile çevirmeyi bulmuşlardır.
Suda taş kaydırma, çember, kukla ve top oyunları da pek çok toplumda oynanan çok
eski oyunlardır. Parmaklara geçirilen ipin değişik şekillerde alınması, ip atlama, topaç,
uçurtma ve top oyunları da dünyanın pek çok yerinde yıllardır oynanan oyunlar arasında yer alır.
Bunlar gibi pek çok oyunun dünyadaki birçok ülkede oynanıyor olması etnologların
ilgisini çekmektedir. Acaba oyun tek bir oyundan türeyerek mi dünyaya yayıldı? Eğer böyle
ise ilk olarak nerede ve kimler tarafından oynanıyordu. Yoksa basit bir oyun türü farklı
toplumlarda değişik şekillerde bağımsız olarak mı geliştirildi? Tüm bu sorular, etnologlar,
pedagoglar, sosyologlar, antropologlar, eğitimciler ve tarih bilimcilerinin birbirlerini
destekleyerek yapacakları ekip çalışmaları sonucu açığa çıkacaktır.
Vücudun ve fikrin gelişmesinde oyunun rolü başta gelir. Bunu böylece bil
programını ona göre düzenle.
1.1. Yöresel Oyunları Araştırma
Ankara’nın Kazan ilçesindeki “Ütopya” Bilim, Sanat, Eğlenme, Öğrenme, Üretme
Merkezi’nde geleneksel çocuk oyuncakları, seramik atölyesi, sanat ve zanaat galerisi, el
aletleri müzesi bulunmaktadır. Şair Sunay Akın tarafından İstanbul’da Oyuncak Müzesi
kurulmuştur. Bu konuda Prof.Dr. Bekir Onur’ un çabası ile oluşturulan Ankara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Fakültesi ”Oyuncak Müzesi”ile Sanayi Müzesi’ndeki ”Haliç Oyuncakçısı”
bölümünü örnek gösterebiliriz. Ayrıca Osmanlı döneminde çok önemli yeri olan Eyüplü
kadınların yaptığı geleneksel Eyüp oyuncakları, AB Bilgi Merkezi (ABBM) ve Tarih Vakfı
işbirliğiyle yaşatılmaya çalışılmaktadır.
Fotoğraf 1.2 :Ankara yöresi halk oyunu
Ülkelerin kendi kültürlerine özgü çocuk oyunlarını araştırma çalışmaları gelişmiş
ülkelerin pek çoğunda 20. yüzyılın ilk yarısında tamamlanmış ve yayınlanmış durumdadır.
Kültürümüzdeki çocuk oyunlarını bir arada toplayan en eski ve Cumhuriyetten sonraki ilk
yayın 1934 yılında Yusuf Ziya Demircioğlu tarafından gayet sade bir Türkçe ile yazılan
"Anadolu'da Eski Çocuk Oyunları" kitabı olduğu görülmüştür. Yusuf Ziya Demircioğlu'na
ait kitaptaki çocuk oyunlarının tamamı Muğla'nın Ula kazasından alınmış olup, yazar burada
bir ay boyunca ve bizzat kalarak bu araştırmasını tamamlamıştır. Demircioğlu'nun, kitabın
ön sözündeki açıklamaları oldukça önemli ve düşündürücü olup, konu şöyle ifade
edilmektedir. “Memleketin ufak bir köyünde bu kadar oyun bulunabilmesi Türk folklorunun
buna ait kısmında da ne kadar zengin olduğunu göstermektedir. Yine aynı amaçla 1955
yılında yayınlanan "Türk Çocuk Oyunlarından Örnekler" kitabı Ferruh Arsunar tarafından
yazılmıştır. 1993 yılında yayınlanan Musa Baran'ın "Çocuk Oyunları" adlı kitabı da
bulunmaktadır. Sedat Veyis Örnek’ de "Geleneksel Kültürürnüzde Çocuk" isimli kitabında
çocuk oyunlarının isimlerini belirtmiştir. Hatice Poyraz da “Okul öncesi Dönemde Oyun ve
Oyuncak” isimli kitabında çocuk oyunlarını ve oynandığı yöreleri araştırmıştır. Fakat bu
kitaplar tam olarak yeterli sayılmamaktadır. Türk kültüründeki çocuk oyunlarının
araştırılmasına daha çok önem vermeli ve zaman içerisinde bu oyunların yok olmasına
seyirci kalmamalıyız
Türk kültüründeki çocuk oyunlarının araştırılmasına çok daha fazla önem verilmesinin
ve mümkün olan en yakın zamanda özgün çocuk oyunlarımızın ortaya konmasının büyük bir
gereksinim olduğunu vurgulamaktır. Bu oyunların diğer kültürlerdeki çocuk oyunları ile
etkileşimleri de bu konuyu tamamlayıcı, önemle incelenmesi gereken ayrı bir konudur.
Fotoğraf 1.3: Alanya köy düğünü (Alanya üzesi)
Çocuk oyunları albümü geliştirmek yöresel oyunları araştırmak için; en çok kullanılan
yöntem, gözlem yapma veya yetişkin ya da çocuk olarak seçilen kişilerden görüşme yoluyla
bilgi edinmektir. Bunlarla birlikte anket yöntemi ile bilgi edinme, kitap, dergi ansiklopedi
gibi basılı yayın araçlarından bilgi tarama, kitle iletişim araçlarından, müzelerden,
kütüphanelerden, folklor kuruluşlarından, il kültür müdürlüklerinden eğer varsa bu
kuruluşların yayınlarından yararlanılır.
Sonuçta oyun, sosyo-kültürel yapının bir parçası ya da bağımsız olarak geliştirilen bir
üründür. Oyuncaklar ise, oyunu yapılandıran oyun araçlarıdır. O halde oyun albümü
geliştirirken, toplumların tarihi, sosyal, kültürel, ekonomik yaşantılarını (göçler, savaşlar,
yiyecek, giyecek kaynakları, ulaşım, çocuk yetiştirme, eğitim, sağlık yöntemleri, sosyal
kurallar, eğlence, geleneksel davranışlar vb.) incelemek, gözlemek gerekmektedir. Bu
yaşantıların çocuk oyunlarına yansımasıyla oluşan çocuk oyunu ve oyuncakları ise çocuk
oyunları albümü geliştirmede yol gösterici olacaktır.
Çocuk oyunla büyümelidir. EFLATUN
1.1.1. Gözlem Yoluyla
Gözlem, amaçlanan bir davranışı, olayı, canlı ya da cansız bir varlığı olabildiğince
tarafsız ve gereğine uygun olarak izlemektir. Gözlemci, çocuk oyunlarının gözlemini
yaparken oyunun şartlarını nasıl tanımlayabileceğine, oyunun yapısına ve kurallarına dikkat
etmelidir. Ayrıca oyunun yetişkin yaşamı ile ilişkisi ve paralellikleri çocuğun oyundan
kazandığı bilgileri incelemek ve farklı yaş gruplarındaki çocukların oyunlarını karşılaştırmak gerekir.
Kaydedilen yöresel çocuk oyunlarının araştırılmasında araştırmacı gözlem kayıtlarını
standart bir gözlem kayıt formuna işlemelidir. Bunun için araştırmacı ya önce düzyazı
şeklinde gözlem kaydı alıp bunu sonra gözlem kayıt formuna geçirir ya da gözlem yaparken
doğrudan "gözlem kayıt formuna" bilgileri işaretler ya da not eder. Formda olmayan fazla
bilgileri ayrıca kaydeder.
Bunun için geliştirilecek "Çocuk Oyunları Gözlem Kayıt Formu" çok iyi planlanarak
hazırlanmalıdır. Bununla ilgili örnek olarak "Çocuk Oyunları Gözlem Kayıt Formu"
verilmiştir ( Çocuk Oyunları Gözlem Kayıt Formu örneği bölüm sonunda verilmiştir.)
1.1.2. Görüşme Yoluyla
Görüşme sırasında kaynak kişi olarak seçilen yetişkine ya da çocuğa kaydedilecek
oyunla ilgili sözlü sorular yöneltilir ve bunlar bir forma ("Oyun Anket Formu" olabilir)
kaydedilir. Görüşmede çocuğa veya yetişkine yöneltilen sözlü sorular "Oyun Anket
Formuna" kaydedilir.
Başka bir yöntemde ise kaynak kişi ile ön görüşme yapılır, istenilen bilgi konusunda
kısa bir açıklama yapıldıktan sonra kaynak kişiye bir anket formu verilerek doldurması
istenir. Daha sonra anket formlarındaki bilgiler ayrı, ayrı kayıt formlarına işlenerek analiz
edilir. (Çocuk oyunlarını görüşme yoluyla kaydetmek üzere bölüm sonunda yetişkinlere ve
çocuklara yöneltilen anket formu örnekleri verilmiştir.)
Yöresel oyunları araştırmada kullanılan yöntem, gözlem veya görüşme ya da her ikisi
de olabilir. Araştırmacı yalnız gözlem yapar veya yalnız görüşme yoluyla bilgi edinir ya da
daha sağlıklı bilgi edinmek için hem görüşme yoluyla kaynak kişiden bilgi alır hem de
anlatılan oyunu kendisi gözleyerek oyun kayıt kartını daha doğru bir şekilde doldurur. En
ideal yöntem budur. Zaman ve şartlar uygun olduğu sürece bu yol izlenerek araştırma yürütülmelidir.
1.2. Basılı Yayın Araçları (Kitap,Dergi, Ansiklopedi vb.)
Kitap, süreli yayınlar, ansiklopediler, gazeteler,mahalli yayınlanan gazete ve dergiler
gibi basılı yayın araçlarından çocuk oyunları albümü oluşturmak pek çok araştırmacının
diğer yöntemlerle birlikte kullandığı yollardır. Oyunlar ilgili kaynaktan olduğu gibi alınarak
bir derleme yapılabilir ya da içeriğe bağlı kalarak yeniden yazılabilir. Hatta oyunlar çizimle
desteklenebilir. Her iki şekilde de önemli olan oyunun esasına bağlı kalınması, içeriğin
orijinalliğinin bozulmaması ve aynı zamanda anlaşılabilir, sade ve doğru bir Türkçe ile kısa
ve öz olarak ele alınmasıdır.
1.3. Kitle İletişim Araçlarından Yararlanma ( Bilgisayar, İnternet, TV)
Son yıllarda radyo ve televizyonda çocuk programlarına daha fazla yer verilmesi
sevindiricidir. Çocuk programları kuşaklarında değişik animasyonlar, yarışmalı oyunlar oyun
albümü hazırlamada kaynak teşkil etmektedir. TV’ de yayınlanan yöresel kültürü ele alan
programlarda verilen oyunlarda oyun albümü hazırlamada kullanılır. Günümüzde internet
sitelerinde yayınlanan oyun örnekleri de hem günümüz, hem de geleneksel kültürümüzdeki
oyunları araştırıp oyun albümü oluşturmamıza ciddi katkı sağlamaktadır. Fakat yine de
yeterli ve zengin olduğu söylenemez. Çocuk oyunları ile ilgili radyo ve televizyonda
yayınlanan programlar araştırıldığında, sayılarının çok fazla olmadığı görülür. Yine de bu
programlardan yararlanılabilir. Ayrıca kitle iletişim araçlarıyla kamuoyuna konuyla ilgili
duyuru yapılarak, ilgili bilgilerin bu kaynakta toplanması sağlanabilir. Daha sonra bunların analizi yapılabilir.
Yine kitle iletişim araçlarından yararlanarak değişik ülkelerin ve kültürlerin oyunlarını
tanımak mümkün olmaktadır.
Aşağıda Yurdumuzun değişik yörelerine ait çocuk oyunları örnek olarak verilmiştir.
Hatice POYRAZ, Okul Öncesi Dönemde Oyun ve Oyuncak s.146,176)
Karadeniz Bölgesi Oyunları
Ø Oyunun Adı: Saklambaç
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 5-6
• Oyunun Oynandığı Yer: Bahçe, sokak vs.
• Oyunun Oynandığı Zaman: Gündüz
• Oyuncuların Cinsiyeti: Kız-Erkek
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç:Yok
• Oyuncuların Yaşları: 5 ve daha yukarısı
• Oyunda Verilen Cezalar: Yakalanan kişi ebe olur.
Ø Oyun Nasıl Oynanır?
• Bir kişi ebe seçilir, ebe arkasını döner ve gözlerini yumar.
• 10'a kadar sayı sayar ve döner bu arada diğer çocuklar saklanmışlardır.
• Diğer çocukların saklandıkları yeri ebe bulmaya çalışır.
• Yakaladıklarını yakaladım diyerek sobe yapar, yakalananlar ebe olur.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Oyunları
Ø Oyunun Adı: Dızz Oyunu
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 7-8
• Oyunun Oynandığı Yer: Bahçe
• Oyunun Oynandığı Zaman: Gündüz
• Oyuncuların Cinsiyeti: Kız-Erkek
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: Mendil
• Oyuncuların Yaşları: 7-15
Ø Oyun nasıl oynanır:
• Bir kişinin gözleri bağlanır. Diğerleri ondan uzaklaşır.
• Bir kişi gelir, ebenin yanında "dızz" diyerek ebeye hafifçe vurur.
• Ebe bu sesin kime ait olduğunu bulmaya çalışır.
Ø Oyunun Adı: Hala Hala Sacı Ver
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 2
• Oyunun Oynandığı Yer: Ev
• Oyunun Oynandığı Zaman: Gece-Gündüz
• Oyuncuların Cinsiyeti: Kız-Erkek
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: Yok
• Oyuncuların Yaşları: 5-6
Ø Oyun Nasıl Oynanır:
• Bir kişi iki elini birleştirir.
• Diğeri parmaklarıın arasına dokunarak "hala hala sacı ver" der.
• O da(hala rolündeki çocuk) "yukarı bacada" der.
• Bir daha tekrar eder. "hala hala sacı ver" der.
• En yukarıya geldiği zaman "elini sok da al" der.
• Soran "kedi beni ısırır" der.
• Diğeri "kedi sepetin altında" der.
• Bu kez "köpek beni ısırır" der.
• Diğeri "köpek davara gitti" der.
• Elini sokar, almaya çalışır.
• Köpek onu “hav, hav” diye havlayarak ısırmaya çalışır(hala rolündeki)
• O da (çocuk) telaşla elini kaçırmaya çalışır.
Akdeniz Bölgesi Oyunları
Ø Oyunun Adı: Tınıs Oyunu
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 2
• Oyunun Oynandığı Yer: Kumsal
• Oyunun Oynandığı Zaman: Gündüz
• Oyuncuların Cinsiyeti: Kız-Erkek
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: Kibrit çöpü, kürdan veya bir çöp
• Oyuncuların Yaşları: 5-10
Ø Oyun Nasıl Oynanır:
• Kumda iki kişi karşılıklı oturur.
• Kendilerine göre aralarında kumdan bir set yaparlar.
• Oyunculardan biri kibrit çöpü büyüklüğündeki çöpü karşıdakine
göstermeden ellerinin arasında saklar ve onu yerini belli etmeden kumun
içine gömer.
• Karşı oyuncu ellerini tarak yaparak kum tınısının, şüphelendiği, tahmin
ettiği yerine bastırır.
• Çöpü saklayan oyuncu karşı oyuncunun elini bastırdığı yerin dışındaki yerleri arar.
• Eğer çöpü bulamazsa karşı oyuncunun ellerini bastırdığı yerleri arar.
• Bu taktirde çöp saklama karşı oyuncuya geçer.
Ø Oyunun Adı:Mendil Kapmaca Oyunu
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 8-15
• Oyunun Oynandığı Yer: Düz bir alan
• Oyunun Oynandığı Zaman: Gündüz
• Oyuncuların Cinsiyeti: Erkek
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: Mendil
• Oyuncuların yaşları: 12-14
• Oyunda Verilen Cezalar: Yenilenler yenenleri sırtlarında taşırlar.
Ø Oyun Nasıl Oynanır:
• İki grup oluşturulur. Her gruptan bir kişi ortada durur.
• Ellerinde mendil vardır. Birisi ıslık çalarak oyunu başlatır.
• Her iki gruptan birinci kişi koşarak ortada duran kendi oyuncularının
elindeki mendili alarak geriye döner ve 2. sıradaki arkadaşına verir.
• O da(2. Oyuncu) mendili alarak süratle ortadaki kendi oyuncusuna teslim eder ve geri döner.
• 3. oyuncu da 1. oyuncu gibi yapar. Bu şekilde devam eder.
• Her iki tarafta önce bitirmeye çalışır. Önce bitiren oyunu kazanır.
Ege Bölgesi Oyunları
Ø Oyunun Adı: Kibrit Oyunu
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 2-3
• Oyunun Oynandığı Yer: Ev
• Oyunun Oynandığı Zaman: Her zaman
• Oyuncuların Cinsiyeti: Karışık
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: Kibrit
• Oyuncuların Yaşları: 9-10
Ø Oyun Nasıl Oynanır:
• 2 veya 3 çocuk oynar. Ellerinde bir tane kibrit kutusu vardır. Sabit bir
sayı belirler.
• Oyunculardan biri kibriti atarak oyuna başlar.
• Kibrit yerde dik durursa 50 puan alır,
• Yatay durursa 10 puan, düşerse de oyuncu puan alamaz.
• Sıra diğer oyuncuya geçer. Önemli olan 250 puana ulaşmaktır.
• Ulaşan oyuncu oyunu kazanır ve puan alır. (Yüksek puanı olan oyunun birincisi olur.)
Ø Oyunun Adı: Esir Almaca
• Oyundaki Çocuk Sayısı: 6 kişi 2 grup
• Oyunun Oynandığı Yer: Bahçe
• Oyunun Oynandığı Zaman: Her zaman
• Oyuncuların Cinsiyeti: Karışık
• Oyunda Kullanılan Araç Gereç: iki tane ağaç
• Oyuncuların Yaşları: 6
Ø Oyun Nasıl Oynanır:
• Oyuncular iki gruba ayrılır.
• Her grubun kale diye nitelendirdiği bir ağacı vardır.
• A kalesinden önce çıkan B kalesinden sonra çıkandan güçsüzdür.
• B'nin oyuncusu A'nın oyuncusuna değerse onu esir almış olurlar.
• O kişi B kalesinin yanında ayakta bekler ta ki kendi arkadaşlarından biri
onu kurtarıncaya kadar
• Oyuncular ağaçlarına değdikleri zaman güç alırlar onları kimse yakalayamaz.
• Eğer karşı takımın oyuncularından biri kendisine hiç değmeden karşı
takımın ağacına yani kalesine değerse KALE diye bağırır ve böylelikle puan kazanmış olur.
2. OYUN ALBÜMÜ HAZIRLAMA
Çocuk oyunlarının doğup gelişmesi değişik toplumlarda benzer özellikler gösterir.
Oyunlar, aynı nedenlerle, aynı gereksinimlerle doğar, yani evrenseldir. Oyunun evrensel
rolü, kültürden kültüre değişmektedir. Örneğin, ilkel kabilelerde yetişen çocukların
yaşamları tüm kabilenin yaşamına doğrudan bağlıydı. Çocuklar yetişkinlerin yaptıkları işleri
ve birbirleriyle olan ilişkilerini doğrudan doğruya deneme olanağına sahiptiler. Tüm
toplumsal yaşam çocuğa açıktı. Zorunlu tüm faaliyetlerin gözle görülebilir olması nedeniyle,
çocukların bunları öğrenmesi ve kendine mal etmesi için, yetişkinler özel bir çaba
göstermiyordu. Kız çocukları anneleri ile çalı çırpı toplamaya gidiyor, erkek çocuklar ise
babalarıyla birlikte ava çıkıp oyuncak ok ve yayla hayvan avlıyordu.
Özellikle gelişmekte olan toplumlarda bazı oyunlarda kutsallık kavramı ve dinin etkisi
gözlenmektedir. Dünyanın pek çok yerinde maskeli festivallere, ölümle ilgili anlatılan ilginç
hikâyelere, cadılar, hayaletler, devler, periler gibi hayali varlıklarla ilgili anlatılan masallara
rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra gelişmiş ülkelerde de uzayla ilgili kavramları içeren
oyunlar ve oyuncaklar daha sık görülmektedir. Uzay gemileri, uçan daireler, uzaylılar,
ışınlanan varlıklar (Füzeler, uçaklar, askerler, strateji oyunları, satranç,' monopoly oyunları,
piyango vb.) ve silahlar gibi oyuncaklar ile onlardan türetilen oyunlar görülür.
Çocuk oyunları, toplumun sosyo kültürel yansıması, tarihi değer taşıması ve gelecek
nesillere aktarılması nedeniyle büyük ihtiyaç duyulan değerli bir kaynaktır.
2.1. Çocuk Oyunları Albümü Hazırlamada Dikkat Edilmesi
Gereken Noktalar
Ø Okul öncesi çocuğuna uygun oyun seçimi,
Ø Oyunların kaynağını belirterek listeleme,
Ø Oyunun hangi gelişim alanı için etkili olduğunu belirtme,
Ø Oyunların hangi yaş grubu için uygun olduğunu belirtme,
Ø Oyunun kurallarını belirtme gibi içeriklerde düzenlenebilir.
Çocuk oyunları ile ilgili albümler özelliklerine göre farklı içeriklerde düzenlenebilirler.
Bunları aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz.
2.2. Kaynaklardan Çocuklara Uygun Oyun Seçimi
Çocuk oyunları, bir toplumun sosyo-kültürel yansıması olduğuna göre büyük değer
taşıyan bilgilerdir. Bu nedenle hazırlanacak oyun albümleri, hem tarihi bir değer taşıması ve
ait olduğu kültürü yansıtması hem de gelecek nesillere aktarılması bakımından büyük bir
ihtiyaç ve değerli bir kaynak olarak saklanacaktır. Çocuk oyunları ile ilgili albümler
özelliklerine göre farklı içeriklerde düzenlenebilir.
Okulöncesi dönemde eğitimin temelinde oyun vardır. Eğitimci öncelikle çocukların
yaşlarını, gelişim özelliklerini, yeteneklerini ve becerilerini dikkate alarak oyun seçmelidir.
Örneğin psiko-motor becerileri geri olan bir çocuk beceri isteyen bir oyuna zorlandığında, ilk
denemede başarısız olacağından oyuna devam etmek istemeyebilir. Ayrıca oyun için seçilen
mekân, (Masa başı oyunları, açık hava oyunları, sınıf–salon oyunları gibi.) oyun araç-gereci
ilgi çekici sağlam tehlikesiz olmalı ve yeterli sayıda olmalıdır.
Fotoğraf 2.1:Masa başı oyunu
Basılı yayın araçları (kitap, dergi, ansiklopedi ) ve televizyon, radyo, internet gibi kitle
iletişim araçlarını tarayarak okulöncesi çocuğunun ilgisini çekebilecek, eğitim ve öğretime
destek olacak, uygulanması okul şartlarına uygun oyun örnekleri seçilmelidir.
2.3. Oyunların Kaynağını Belirtme
Bunları şu şekilde sınıflandırabiliriz:
Ø Kültürel özellik taşıyan çocuk oyunları albümü düzenlemek.
Bu albüm kendi ülkemiz oyunlarını içeren albüm şeklinde hazırlanabilir.
(Örn. "Türk Kültüründe Çocuk Oyunları, Geleneksel Çocuk Oyunlarımız "vb.)
Bu albüm, farklı kültürlerin çocuk oyunları için de hazırlanabilir.
(Örn. "Japon Çocuk Oyunları, Fransız Çocuk Oyunları” vb.) gibi.
Ø Kültür farkı gözetmeksizin düzenlenecek evrensel özellik taşıyan çocuk
oyunlarından oluşan Evrensel Çocuk Oyunları Albümü de düzenlenebilir.
Oyunları Albüme Not Ederken Kaynağını;
Ø Geleneksel kültürümüzden,
Ø Farklı kültürden alınma,
Ø Kaynağı belli olmayanlar,
Ø Kaynak basılı yayın araçlarından ise; adı, yazarı, yayın tarihi, yayınevi, sayfanın belirtilmesi
Ø Kitle iletişim araçlarından ise programın adı, kanalı yayınlandığı tarih ve saat
gibi bilgilerin verilmesi yararlı olacaktır.
Ø Böylece aynı kaynağa başvurmak gerektiğinde kaynağın rahatlıkla
bulunabilmesi mümkün olacaktır. Ayrıca eğitim öğretimde yararlanılabilecek iyi
kaynaklar tespit edilmiş olacaktır.
2.4. Oyunun Hangi Yaş Grubu İçin Olduğunu Belirtme
Çocuğun yaşına uygun oyunları seçmek çok önemlidir. Çocuğun yaşı ne kadar küçükse oyun
ihtiyacı da o kadar fazladır. Bu nedenle çocuklar için çeşitli oyun alanları hazırlanmalı ve
çocuğun kendi akranlarıyla oynamasına fırsat verilmelidir.
Farklı yaş gruplarına göre hazırlanacak oyun albümleri;
Ø 0–2 yaş grubu için süt çağı oyunları,
Ø 3–6 yaş çocuklar için okulöncesi çocuklarına uygun oyunlar (anaokulu),
Ø İlköğretim çağı çocuk oyunları,
Ø Gençlik dönemi oyunları gibi, farklı yaş gruplarının oyunlarını içerir.
2.4.1. Süt Çağı Oyunları
Çocuğun bu yaşta bilinçsiz ve içgüdüsel olan hareketleri ile doğal olarak yaptığı
devinimlerle yaptığı oyunlara İşlev Oyunları denir. Bu tür oyunlar çocuğun yüzünü
organlarını tanımasına yardımcı olur.
Araba.
Ø Araba geldi (Çocuğun yanaklarına dokunulur )
Ø Durakta durdu (Çocuğun alnı ve çenesine dokunulur)
Ø Biip dedi.(Çocuğun burnuna dokunulur)
Ördek Ailesi
Ø Bu baba ördek (Baş parmak gösterilir).
Ø Bu da anne ördek (Diğer baş parmak gösterilir).
Ø Bunlar da yavruları (Elin diğer parmakları gösterilir).
Ø Vak, vak diyorlar (İki el üst üste konur gaga yapılır.)
Ø Derede yüzüyorlar (Yüzme hareketleri yapılır.)
Ø Bir balık görünce
Ø Yakalayıp yiyorlar. (Yeme hareketleri yapılır.)
2.4.2. Okulöncesi (Anaokulu) Oyun Örnekleri
Yattı Kalktı
Her çocuğa birer renk ismi verilir. ör:İsmi kırmızıysa,bu çocuk ‘kırmızı yattı kalktı’
der, yatıp kalkar ve hemen bir arkadaşının aldığı renk ismini söyler. ör:sarı der. Sarı ismini
seçmiş çocuk da aynı şekilde sarı yattı kalktı der,yatıp kalkar. Bu şekilde oyun devam eder.
İpte Yüzük Oyunu
Uzunca sicim ipe yüzük geçirilip iki ucu düğümlenir. Oyuncular arasından bir ebe
seçilir ve diğer çocuklar halka olur, ebeye sezdirmeden yüzüğü saklar. Ebe de saklanan
yüzüğü bulmaya çalışır. Yüzüğü bulamazsa başka bir ebe seçilerek oyun sürdürülür.
2.4.3. İlköğretim Çağı Çocuk Oyun Örnekleri
Tepeden Top Çevirme Oyunu
İki ya da daha çok takıma ayrılan çocuklar, aralarında birer adım ara kalacak şekilde
ve kollarını dümdüz yukarıya kaldırarak arka arkaya sıraya geçerler.
Uygulama: Verilen işaretle, ilk oyuncu gövdesini arkaya doğru eğdirerek, topu başının
üzerinden ikinci oyuncuya geçirir ve derhal sıranın sonuna geçer. Oyun, başlangıçtaki
pozisyona ulaşıncaya kadar sürdürülür.
Kural: Çocuklar topu başlarının üzerinden arkadaki arkadaşına verecektir. Hangi
grubun topu son oyuncuya en erken ulaşırsa o grup oyunu kazanır.
Şekil 2.1: Tepeden top geçirme oyunu
2.4.4. Gençlik Dönemi ve Farklı Yaş Gruplarının Oyun Örnekleri
Bezirgan Başı
Eğitimci önce çocuklara oyunun kuralını anlatır. Bir kız bir erkek öğrenci olmak üzere
iki çocuk seçer. Çocuklar ellerini köprü şeklinde birleştirirler. Diğer çocuklarda sıraya girer.
Bütün çocuklar hazır olunca oyunun şarkısı söylenerek oyuncular kız ve erkek çocukların
etrafından dolaşırlar ve şarkıyı söylerler.
Ø Aç kapıyı bezirgan başı, bezirgan başı.
Ø Kapı hakkı ne verirsin?, ne verirsin?
Ø Arkamdaki yadigar olsun, yadigar olsun,
Ø Bir tavşan, iki tavşan, üçüncüde dolaba kaçan
Öğretmen şarkıyı söylerken çocuklar köprünün altından geçerler. Üçüncü tavşan
dolaba kaçan dendiğinde o çocuk halkanın içinde kalır. Bu arada ebe olarak seçilen
çocuklara bir hayvan ismi tutmaları söylenmiştir. Köprüde kalan çocuğa diğer çocuklar
duymadan hangi hayvanı seçeceği sorulur.( Kuş mu? Tavşan mı?) Hangi hayvanı seçerse
onun arkasına geçmesi söylenir. Oyun bütün çocuklar köprüde kalan kadar devam eder.
Bütün çocuklar ebelerinin arkasına geçtikten sonra çekişmece yapılır. Çekişmede başarılı
olan grup oyunu kazanır.
2.5. Oyunun Hangi Gelişim Alanı İçin Etkili Olduğunu Belirtme
Oyun sırasında çocuğun duyuları çok iyi çalışır hareket becerileri gelişir. Oyun
oynayan çocuk hem oyuncaklarıyla hem de diğer çocuklarla sürekli olarak sözel alışveriş
yapar. Böylece oyun yoluyla çocuğun sözcük dağarcığı gelişmektedir. Çocuk oyun yolu ile
gelecekteki rollerini öğrenmeye başlar, oyun arkadaşlarına uyum sağlar, sosyal ilişkileri
güçlenir. Genelde çocuklar evcilik oyunları ile yetişkin rollerine hazırlanırlar. Çocuğun oyun
sayesinde psiko-motor becerileri, tepkisi, dikkati artar, büyük küçük kaslarını denetim altına
alır, denge ve hareketlerinde esneklik ve çeviklik sağlar. Çocuk atlama, zıplama, yüzme,
tırmanma, vb. hareketlerle büyük kasları gelişir. Oyun hamuru ile oynama kâğıt kesme,
katlama vb. etkinliklerle de küçük kasları gelişir. Böylece el-göz koordinasyonu gelişmiş
olur. Çocuk, kavramları, cisimleri, toplumsal kuralları, haklarını ve mücadele etmeyi oyun
içerisinde önce algılar, anlar, sonrada öğrenir ve geliştirir.
Eğitimci kendisine ait oyun albümünü hazırlarken uygulamalarda rahatlıkla
yararlanabileceği oyunları seçmelidir. Başarılı bir eğitimci, her çocuğun geliştirilmesi
gereken yönlerini iyi tanır; hangi oyunların çocukta hangi yönleri geliştireceğini iyi bilir;
oyunları seçerken ve uygularken, çocuğu bütün yönleriyle ve bütünlük içinde geliştirecek
yolları özenle arar, bulur, uygular.
Eğitimci oyun faaliyetleri ile çocuğun tüm gelişimlerine yardımcı olmayı
hedeflemelidir. Seçtiği oyunların çocuğun tüm gelişimini destekleyici nitelikte olmasına
(fiziksel, psiko-motor, sosyal, duygusal, bilişsel, dil ve öz-bakım) dikkat etmelidir.
Oyun, genel olarak çocuğu birçok yönden etkiler ve gelişmesine katkıda bulunur.
Oyunların türlerine göre etkileri farklılık gösterirken genel etkileri şu şekilde sıralanabilir:
Ø Fiziksel ve motor gelişimi destekleyen çocuk oyunları,
Ø Bilişsel alan ve dil alanını destekleyici çocuk oyunları,
Ø Sosyal-duygusal gelişimi destekleyici çocuk oyunları,
Ø Öz-bakım becerileri ile ilgili çocuk oyunları.
Çocuk oyunlarını yukarıdaki gibi gelişim alanlarına göre gruplayarak albüm oluşturabiliriz.
2.5.1. Fiziksel ve Motor Gelişimi Destekleyen Çocuk Oyunları
Çocukların, okul öncesi dönemde büyük ve küçük kaslarını geliştirmek ;
gerekmektedir. Bu iş için de, en kolay yöntemin oyun olduğunu söyleyebiliriz. Devinebilme
yeteneğini, çocuk, büyük kaslarını kullanarak elde eder, geliştirir.
Yürüme, koşma, atlama, tırmanma vb. devinimleri gerektiren oyunlar, çocuğun büyük
kaslarının gelişmesine olanak sağlar. Oyunun içerisinde, özellikle mücadele oyunları
içerisinde, çocuklar sürekli olarak koşmak, zıplamak, tırmanmak, çekmek, itmek, boğuşmak,
taşımak kısaca vücut özellikleriyle mücadele etmek durumundadırlar. Çocuk, sahip olduğu
fiziksel yetenekleriyle diğer oyunculara karşı bir yarış halindedir. Bu mücadelede çocuğun
içerisine girmiş olduğu hareketlilik öncelikle solunum, dolaşım ve sindirim sistemini olumlu
etkilemektedir, ayrıca iç salgı bezlerinden daha fazla salgılama yapılmasına katkıda
bulunarak gelişmesini hızlanmaktadır. Her şeyden önce, hareket ihtiyacını karşıladığı,
beslenme yoluyla aldığı kaloriyi hareketle tükettiği için iştahının açılmasına, dolayısıyla
sağlıklı beslenmesine yardımcı olmaktadır. Bilindiği gibi, özellikle kentlerde yaşayan, oyun
alanlarından yoksun çocukların en büyük problemlerinden biri, iştahsızlıktır.
Doğal gelişim süresi içinde iştahı yerinde olan çocuk aldığı besinleri hareketlerle, yani
oyunla birleştirdiği zaman, adalelerinde ve kaslarında güçlenme meydana gelir. Yani kuvvet,
çabukluk ve dayanıklılık gelişir. Ayın zamanda oyun aktiviteleri, kemik yapısını ve eklem
yapılarını da hem güçlendirir hem de geliştirir. Bu gelişim, oyun aktiviteleri içerisinde
zorlanan organizmanın, bu zorlanmayı yenebilmek için, kendini yenilemesi ve adaptasyonu esasına dayanır.
Fiziksel gelişim ile sağlığı, ayrı, ayrı düşünmek yanlıştır. Sağlık ve fiziksel gelişim iç
içedir. Hareketli oyunlar aynı zamanda duyu organları, sinir sistemi, algılama ve yorumlama
üzerine de olumlu etkide bulunurlar.
Anaokullarında uygulanan yaratıcı etkinlikler ve masa oyunları da çocuğun küçük
kaslarını geliştirmekte çok yararlı olan etkinliklerdir. Oyun yoluyla çocuk, bedensel açıdan
daha rahat gelişir, kasları ve organları daha iyi ve eşgüdümlü çalışır. Bazı çocuklar, oyun ve
benzeri etkinliklere başlama yönünden güvensiz ve ürkektirler. Böyle çocuklar, kendi
başlarına yapmaktan çekindikleri bazı devinimleri, arkadaşlarıyla oyun içinde daha kolay
gerçekleştirebilirler. Böylece psiko-motor gelişimleri de sağlanmış olur.
2.5.1. Fiziksel ve Motor Gelişimi Destekleyen Çocuk Oyun Örnekleri
Hareketli Oyun Bayrak Kapmaca Oyunu
Çocuklar sayışma sonucu iki gruba ayrılır ve yüzleri öğretmene dönük şekilde arka
arkaya dizilirler. Başla komutu ile öndeki iki çocuğun ayın anda koşarak öğretmenin elindeki
bayrağı önce kapmalarına rehberlik edilir.
Şekil 2. 3: Bayrak kapmaca oyunu
Çömel Kurtul
Çocuklar arasından bir ebe seçilir. Sınırları belirlenmiş bir alan içinde ebe
arkadaşlarını kovalamaya başlar. Ebeye yakalanmamak için diğer çocukların çömelmesi
gerekmektedir. Ebe tarafından ayakta ya da koşarken yakalanan çocuk ebe olur. Yeni ebe
olan çocuk ( ben ebeyim )diye bağırır ve kendini böylece arkadaşlarına tanıtır. Ebe olan yine
arkadaşlarını yakalamaya çalışır ve oyun bir süre bu şekilde oynanılır.
Parmak Oyunu
Evimizde Bir Köpek Var Oyunu
Evimizde bir köpek var, gece, gündüz kemik arar. Gel kuçu, kuçu (El ile gel işareti yapılır.)
Ø Tut kuçu, kuçu (İki el parmak uçlarından birleştirilir.)
Ø Yut (İki elle birlikte yutma işi yapılır.)
Ø Evimizde bir kedi var, gece, gündüz fare arar.
Ø Gel pisi, pisi (El ile kedi çağırına hareketi yapılır.)
Ø Tut pisi, pisi ( İki el parınak uçlarından birleştirilir.)
Ø Yut ( İki elle birlikte yutma işi yapılır.)
Ø Evimizde bir tavuk var, gece, gündüz yumurta arar. Gel gulu, gulu. (El ile gel işareti yapılır.)
Ø Tut gulu, gulu (iki el parmak uçlarından birleştirilir.)
Ø Yut (İki el birlikte yutma işi yapılır.)
Bisikletim
Bisikletimin rengi kırmızı (iki ek öne uzatılır, avuçlar yukarı bakar)
Sarı ve mavi çizgili (Sağ el ile aşağı doğru çizgi hareketi yapılır.)
Ø Ona binince ben ( İki el beden üzerinde birleştirilir.)
Ø Neşe ile uçarım hemen ( İki elle uçma hareketi yapılır.)
Ø Pedalları çevirir. (Ayak ile pedal çevirme hareketi yapılır.
Ø Etrafı seyrederim. (İki el kaşlar üzerine konur ve bakma hareketi yapılır.)
Ø Çok hızlı gitmem ( İki el ile hayır anlamına gelen hareket yapılır.)
Ø Dikkatlice biner (Sağ el işaret parmağı ile ikaz hareketi yapılır.)
Ø Neşe ile gülerim.(Mutlu ifadeyle etrafa bakılır)
Fotoğraf 2.2
2.5.2. Bilişsel Alan Ve Dil Alanını Destekleyici Çocuk Oyunları
Çocuk, çevreyi ve doğayı oyun yoluyla tanır. Sorular sorarak gerekli bilgileri edinir.
Bilgilerini başkalarına aktarır. Merak duygusunu geliştirir ve giderir. Mantık yürütmeyi,
yargılamayı öğrenmeğe, neden-sonuç ilişkisini sezmeğe başlar. Oyunda ortaya çıkan
sorunları görmeyi, bunlara çözüm bulmayı öğrenir. Rahat konuşma alışkanlığı kazanır.
Oyunun zihinsel gelişime en başta gelen etkisi, öğrenmedir. Çocuk oyunda her çeşit
kavramı ve nesneyi tanıyarak, kullanma özelliklerini, görevlerini öğrenir. Bu öğrenme,
zihinde bir bilgi birikimi ve çalışma açısından gelişmedir. Ayrıca öğrenilen kavram ve
nesnelerin ifade olarak kullanılması, kelime ve dil dağarcığına katılması, ayrı bir özelliktir ve
dil gelişimini sağlamaktadır. Oyun içerisinde çocuk sürekli olarak zihinsel faaliyet
içerisindedir. Yani oyuna, çocuğun zihinsel antremanı da denilebilir. Çünkü, yeni kavramları
ve nesneleri tanıma ve kullanmayı öğrenen çocuk, farkında olmadan bu kavramları ve
nesneleri birbiri ile mukayese ederek özelliklerini kavramaya çalışır. Oyun anında çocuk
sürekli olarak düşünme, algılama, kavrama ve simgeleme gibi zihinsel yönden, soyut
yetenekler açısından bir faaliyet içerisindedir. Bu da zihinsel gelişimi etkileyen önemli
faktörlerdendir. Oyun akışı içerisinde çocuklar, diğer çocukların (rakiplerin) durumları ile
ilgili de tahminde bulunma ve akıl yürütme durumundadırlar. Bu, birtakım verilere
dayanılarak yapılan akıl yürütme, ileriki hayatta bilimselliğin ,temelini oluşturmaktadır.
Piaget' in çocuklarda değişik zekaların kökleri ve gelişmeleriyle ilgili çalışmalarının pek çok
psikoloğa rehberlik etmesi, çocuklarda akıl yürütme ile bilimsel sezgi arasında ilişki arama
çalışmaları yapılmasını ağlamıştır.
Oyun içerisinde çocuk sürekli olarak oyunun kurallarını, rakip oyuncuların
durumlarını ve kendi yeteneklerini mukayese etme durumundadır
Çocuğun oyunda, içerisine girmiş olduğu bu zihinsel çalışma doğru olarak algılama,
yorumlama, değerlendirme ve karar verme gibi zihinsel yeteneklerin gelişmesini sağlar.
Esasında şurası unutulmamalıdır ki, zihinsel gelişim dil, fiziksel, psiko-motor, sosyalduygusal
gelişimden ayrı olarak düşünülemez. Bunların hepsi bir arada gelişir ve birbirini tamamlar.
Ben Kimim? Oyunu
Eğitimci çocukların arasından bir ebe seçer. Ebe ve diğer oyunculara oyunun kuralları
açıklanır. Ebenin gözleri bir eşarpla bağlanır. Ebenin gözleri bağlıyken eğitimci diğer
çocuklardan seçtiği bir çocuğun ebenin önüne gelmesini ister. Ebenin önündeki çocuk sesini
değiştirerek ben kimim?der. Ebe karşısında duran arkadaşını sesinden tanımaya çalışır. Bir
kerede bilemezse ebenin karşısındaki çocuk yine tekrarlar. Ben Kimim? Eğer ebe çocuğu
tanırsa alkışlanır. Üç defa sorulduğunda da tanıyamazsa alkışlanmadan yerine geçer.
Resim 2. 4: Ben kimim oyunu
Dikkat Oyunu
Beş soruma yanlış cevap verebilir misiniz?
Oyunu yöneten, arkadaşlarına:
Beş soruma kim yanlış cevap verebilir, der. Bütün oyuncular, "bundan daha kolay ne
var" diye düşünebilirler. İsteyenlerden birisi ortaya çağrılır. Ya da sayışma tekerlemesi ile
ebe seçilir. Yönetici sorularına başlar:
Ø Tavşanın kaç ayağı var? Gönüllü çocuk tabii buna yanlış bir cevap verecektir.
İkinci ve üçüncü sorular da yanlış cevaplandıktan sonra, yönetici dördüncü sorusuna geçer:
Ø Acaba kaçıncı sorudayım? Gönüllü oyuncu boş bulunup:
Ø Dördüncü sorudasınız. deyince doğru cevap verdiği için oyunu kaybedecektir.
Ø Oyun sorulara yanlış cevap verilince sona erer. Kural beş soruda yanlış cevap vermemeyi sağlamaktır.
Cümlemi tamamla!
Eğitimci, çocuklara herhangi bir olayı anlatırken sözünü keser ve bir oyuncuyu işaret ederek:
Cümlemi tamamla ! der. Bunun üzerine oyuncu eğitimcinin yarıda kalan cümlesini
kendi isteğine göre ve anlamını kaybetmeden devam eder. Gerekirse o da başka bir arkadaşını işaret ederek :
Ø Cümlemi tamamla ! der.
Ø Oyun sırasında en güzel ve anlamlı cümle tamamlayanlar alkışlanır ve başarılı olurlar.
2.5.3. Sosyal-Duygusal Gelişimi Destekleyici Çocuk Oyunları
Çocuğun, duygusal ve sosyal gelişiminde de oyunun etkisi büyüktür. Çocuk oyun
yoluyla, duygusal sorunlarını açıklayarak çözüm yoluna gider; ben-merkezci'likten kurtulur;
çevreyle, başka şeylerle ve arkadaşlarıyla daha çok ilgilenir; sevinç ve hoşlanma duyar;
kendine olan güvenini geliştirir; güzel duyu beğenisi kazanır; kendi cinselliğine özgü rolleri
öğrenir, yineler ve toplumsal ortamdaki cinsel rolünü benimser; toplumsallaşmayı,
başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı göstermeyi, kendi hak ve özgürlüklerini korumayı,
yardımlaşmayı, paylaşmayı, dayanışmayı, birlikte çalışmayı ve görgü kurallarını öğrenir ve
uygular. Birçok bilim adamı kişilik gelişmesinde oyunun çok önemli bir rolü olduğunu tespit
etmiştir. Hatta ileriki yaşlarda ortaya konulan kişilik özelliklerinin, psikolojik yansımaların,
çocuklukta oynanan oyunlar içerisinde şekillendiği (yapılandığı) ileri sürülmektedir.
Çocuk oynadıkça duyguları keskinleşir, yetenekleri serpilir, becerisi artar. Çünkü,
oyun en doğal öğrenme ortamıdır. Duyduklarını, gördüklerini sınayıp denediği,
öğrendiklerini pekiştirdiği, yanlışlarını düzelttiği bir deney ortamıdır.
Oyun ne kadar basit olursa olsun, oynayanlar üzerinde mutlaka bazı etkileri vardır.
Çocuklar başkalarına saygıyı öğrendikleri kadar, kendilerine de saygıyı öğrenirler.
Başkalarının haklarına saygılı olurken, kendi haklarını korumak için mücadele verirler ve
saygıyı gerçekleştirirken, mücadele etmeyi de öğrenmiş olurlar, böylece mücadele azimleri
gelişir. Grup oyunlarında yönetmek ve yönetilmek durumları söz konusudur. Bu gibi
durumlarda bazı çocuklar, kendilerini ve fikirlerini kabul ettirmek, diğerlerini yönetmek
isterler ve karşılıklı etki altına alma savaşı başlar. Bu, çocuklarda yöneticilik, liderlik
özelliklerini geliştirir. Oyunlar içerisinde çocuklar dürüstlüğün tercih edilmesinden dolayı,
kişiye saygınlık kazandırdığını öğrenerek, dürüstlüğü benimserler. Oyunu kazanmak için
oyuncular farklı seçenekler denemek, farklı teşebbüslerde bulunmak zorundadırlar. Bu
özelliği ile oyun, pasifleri aktifleştirir, korkakları cesaretlendirir. Kendine güven, kendini
denetleme, çabuk karar verme, işbirliği yapma, doğruluk, haklarını koruma ve disiplin gibi
kişisel özellikler de oyun içerisinde kazanılır. Yer ve oyun araç-gereçlerinin paylaşılmasına
ek olarak, duygular ve düşüncelerin de paylaşılması, dayanışma içinde çalışma ve iyi
geçinme, yine oyun içinde öğrenilir. Oyun çocuklara görgü kazandırır. Doğa ve insan
sevgisi, vatan sevgisi, ülkeye bağlılık gibi kavramları çocuklar oyun ortamında kazanırlar.
Oyun oynayan çocuk kendi hayal dünyası içindedir. Ancak, işlediği konular gerçek
konulardır. Kendi hayalleri ile gerçekleri karıştırır, bu da, çocukta yaratıcılık özelliğini
geliştirir. Aslında her yaratıcılığın kaynağında oyun vardır. Resim çizgilerle, müzik
notalarla, şiir sözlerle, dans hareketlerle oynanan oyun değil midir?
Çocuk, oyun ortamında özgür olmalı, oyundaki bütün problemleri kendi başına
çözmelidir. Çözemediği takdirde dışarıdan birinin değil, oyun arkadaşlarının yardımcı
olmasını ister. Bu davranışlar çocuğun büyüdüğünde karşılaştığı güçlükleri kendi kendine
çözmesi için hazırlıktır. Çocuğun oyunu, oyun içindeki davranışları büyükler tarafından
kısıtlanır ve engellenirse büyüdüğünde özgürce davranamayan, pısırık, kararsız bir kişilik ortaya koyar.
Yaklaşık olarak dokuz yüzyıl önce yaşamış Türk bilgini İbni Sina, oyunu çok seven
bir insanmış. Çocukluğunda bir gün oynarken yaşlı bir adam, "Sen çok akıllısın, ileride bilim
adamı olacaksın, sana oyun yaraşır mı? Derslerine çalış" dediğinde, henüz çocuk olan İbni
Sina şu cevabı verir; "Her yaşın bir hali vardır. Çocukluğun yakışığı da oyundur. Her yaşın hakkı verilmelidir" .
Oyun, çocukluğun yakışığı olduğu kadar gereğidir de. Çocuk, hayatı oyun içerisinde
tanır. Aileden getirmiş olduğu özellikleri oyunda test eder, şekillendirir. Almış olduğu
eğitimi oyuna yansıtır. Aile ortamında her istediği yapılan, bir dediği iki edilmeyen çocuk
başlangıçta oyun oynamakta zorlanır. Bencil davranır, paylaşmaya yanaşmaz, çabuk küser,
mızıkçılık eder, zora gelince büyüklere şikâyete gider. Başlangıçta belli bir seviyeye kadar
bu davranışlar normaldir, ama, bazı çocuklarda çok belirgindir. Özellikle de ev dışında az
oyun oynayan çocuklarda sıklıkla görülür. Böyle çocuklar uzun süre başkalarının oyunlarını
izlerler, oyuna katılmazlar. Sürekli oyun dışında kalan ya da hep yalnız oynayan çocuk, grup
oyunlarında ciddi bir uyumsuzluk içinde kalır. Oyun içerisinde bencil ve saldırgan
davranışlarda bulunan çocuk, ya ana babasının tutumunu oyuna yansıtıyordur ya da evinde
sindirilen, kısıtlanan bir çocuktur. Oyunda hep silik kalan, başkalarını izleyen çocuk da
bağımlı yetiştirilmesini yansıtıyordur. Sonuç olarak, kazanılan olumlu-olumsuz nitelikler
oyun içerisinde sınanır. Oyun, kazanılan olumlu niteliklerin pekiştirildiği, olumsuz
niteliklerin de değişime uğradığı bir deneme alanıdır.
Oyun, bir grup çalışmasıdır ve kendine özgü kuralları vardır. Bu kurallara uymayanlar
oyun dışında kalırlar. Bütün çocuklar kurallara uymayanlarla oyun oynamak istemezler ve
onları oyun dışı bırakırlar; böylelikle cezalandırmış olurlar. Hiç bir çocuk bu duruma düşmek
istemez. Oyunun bu niteliği çocuklara kurallara uymayı öğretir. Birey büyüdüğünde de
toplumun kurallarına uyar ve toplumla uyumlu hale gelir. Çocuklar oyun içerisinde
başkalarının (karşı oyuncuların) haklarına saygı göstermek, mağlubiyeti kabullenmek
zorundadırlar, aksi halde yine oyun dışı kalırlar. Böylelikle isyan etmemeyi, başkalarına
saygıyı ve kabullenmeyi öğrenirler, bu da toplum hayatında oldukça önemlidir ve oyun
içerisinde öğrenilir.
Oyun içerisinde çocuk, farklı kültürlerden ve farklı ortamlardan gelen diğer
oyunculara karşı hoşgörülü olmak, onlarla iyi ilişkiler kurmak zorundadır. Çünkü, birlikte
oyun oynamanın sürekliliği buna bağlıdır. Çocuk, oyunda uyumlu olmayı öğrenmenin
yanında, bireylerin oluşturduğu ve kendinin de içinde bulunduğu, toplumu da tanır.
Toplumun koymuş olduğu iyi kötü, Doğru ve yanlış kavramlarını öğrenir. Örnek olarak,
hırsız polis oyununda, hırsızlığın veya başka bir oyunda yalan söylemenin, kötü olduğunu
öğrenir. Oyunda çocuk sosyal rolleri ve meslekleri de tanır. Örneğin evcilik oyununda annebaba
rollerini, doktorculuk oyununda bu mesleği tanır ve öğrenir. Grup oyunlarında çocuk,
mensup olduğu (taraf olduğu) grubun çıkarlarını kendi çıkarlarından önde tutmak
zorundadır. Böylelikle çocukta mensubiyet (bir millete ait olma) ve fedakarlık (mensup
olduğu grup için) duyguları gelişir ve pekişir. Oyun içerisinde kazanılan, kendi haklarını
koruma, başkalarına saygı, işbirliği ve paylaşma, kurallara uyma, iyi-kötü, doğru yanlış
ayrımını yaparak iyiyi-doğruyu kabullenme ve bunlara uyma, mensup olduğu grubun
çıkarlarını koruma ve kollama, toplum kültürünü öğrenmek gibi nitelikler, aslında toplumsal
hayatın gerektirdiği şeylerdir, ve çocuğun ilerideki hayatında topluma uyumlu olarak
yaşamalarını öğreten sosyal değerlerdir. Bu sebeple oyun belki de eğitimden önce bireyleri
sosyalleştiren en önemli olaydır, gelecek hayata hazırlık egzersizleridir.
Suçlu ve avukatı
Oyuncular, ikişer, ikişer eşlendirilir. Oyunu yöneten eğitimci çocuklara:
Ø Eşlerinizden birine soru sorduğum zaman, bunun cevabını kendisi değil,
yanındaki eşi verecektir. Bu duruma göre, soru sorduğum oyuncu suçlu, eşi de
avukatı olacaktır. Bana suçlu cevap verirse her ikisi de oyunu kaybeder, der.
Önce oyunun bir denemesi yapılır. Eğitimci eşlerden birine:
Ø Arkadaşının topunu neden aldın? Avukatı da hemen cevaplar :
Ø Onunla top oynamak istediği için efendim, der.
Eğer eğitimcinin soruşuna suçlu çocuk cevap verseydi, her ikisi de oyunu kaybedeceklerdi.
Kitap Kurdu Oyunu
Oyun bahçesinde yere 2 metre aralıkla tebeşirle çizgi çizilir. Çizginin bir tarafına
çocuklar yerleştirilir. Ortada ise bir çocuk kitap kurdu olarak bekler. Eğitimci kitaplar diye
bağırdığında çocuklar bulundukları çizgiden diğerine koşarak geçmek zorundadırlar. Arada
kitap kurdu onları yakalamak için beklemektedir. Kitap kurdunun yakaladığı çocuk oyun dışı
kalarak arkadaşlarını destekler. Oyunda sona kalan çocuk kitap kurdu olur ve oyun böyle devam eder.
Evinize, Köyünüze Oyunu
Eğitimci yere düz bir çizgi çizer. Çocukların çizilen çizgi üzerinde oturmaları istenir.
Eğitimci çocukların 10- 15 adım karşılarına büyük bir daire çizer. Bu çizilen daire çocukların
“ evi “ olur. Ev olarak çizilen dairenin 4 – 5 adım ötesine de büyük bir daire daha çizilir.
Burası da çocukların “ köyü “ olur. Daha sonra öğretmen oyunun nasıl oynanılacağını
anlatır ve oyun oynanır.- Ben köyünüze dersem, köy olarak belirlenen dairenin içine , ben
evinize dersem ev olarak belirlenen dairenin içine gireceksiniz der. Oyun bu şekilde bir süre
oynandıktan sonra dairelerin adı değiştirilir; Ev olarak çizilen daire köy, köy olarak çizilen
daire ise ev adını alır ve oyun bu şekilde bir süre oynanır. Yerler söylenirken şaşırmadan
belirlenen yerlere gelen çocuklar alkışlanır ve oyunda başarılı sayılır.
Öz-Bakım Becerileri ile İlgili Çocuk Oyunları
Çocuk oyunlarda kendi bedenini korumasını, kullanmasını öğrenir. Buda yine fiziksel
ve psiko-motor gelişimleri sayesinde gerçekleşir. Kendi öz-bakımına ilişkin oyunlarla çocuk
anne babasına bağlattığı ayakkabısını kendi bağlamayı başaracaktır. Ya da yoğurt yeme
yarışması ile kendi kendine yemek yemeyi öğrenecektir. Giyip soyunma yarışması ile
elbiselerini kendi giyebilecektir. Çünkü oyunda kazanma arzusu her şeyi başarmak için iyi bir motivasyondur.
Ayakkabı Giyip Çıkarma Oyunu
Eğitimci iki yada dört oyuncuyu sayışma tekerlemesi ile belirler. Oyuncular grubun
önüne geçerler. Eğitimci oyunun kuralını açıklar. Yarışmacılar ayakkabılarını önce
çıkaracaklar ve sonra yeniden giyeceklerdir. Bunu kim önce başarırsa alkışlanır. Oyun bu
şekilde bütün çocukların oyuna katılımıyla devam eder. Hatta yarışanların ismi söylenerek
tezahürat da yapılır. Böylece oyun daha çekişmeli hâle gelir.
Kurdele Bağlama – Çözme Yarışı
Oyuncular iki eşit gruba ayrılır. Önde bulunan oyunculara 15-20 cm uzunluğunda
birer kurdele verilir. Her grubun 8-10 adım karşısına bir sandalye konur. Oyuna başlama:
Eğitimcinin işareti ile ilk sıradaki birinci oyuncular koşarak kurdeleyi sandalyenin bir
bacağına bağlar, geriye döner, ikinci oyuncunun avucuna vurarak, yerine otururlar. İkinci
çocuk, işareti alınca o da koşar ve bağlanan kurdeleyi çözer, üçüncü arkadaşına verir.
Yarışma böylece bağlamalı, çözmeli son oyuncuya kadar sürer. Oyun sonunda kurdeleyi en
çabuk bağlayan-çözen grup kazanır.
2.6. Oyunun Kurallarını Belirtme
Oyunun tanıtılmasından sonra kurallarına ilişkin bilgi verilir. Oyunun kurallarını
belirtmek oyunun sağlıklı oynanabilmesi için önemlidir. Eğitimci oyunun kurallarını
çocuklara iyi açıklamalıdır. İlk açıklamada kurallar, çocuklara karmaşık gelebilir. Anlatımda
basit ifadeler kullanılmalı, gereksiz açıklamalar yapılmamalıdır. Çocuklar oyunun kurallarını
en iyi oyunu oynarken kavrarlar. Oyun tekrar1andıkça kurallar daha iyi öğrenilecektir.
Oyunun kalıcılığını sağlayabilmek için oyun, sade ve basit bir dille gereksiz uzatmalar
yapılmadan çocukların anlayabileceği biçimde açıklanmalıdır.
Bu bölümde eğitimcinin dikkat edeceği en önemli konu oyunu anlatırken çocukların
oyuna karşı istekli olmalarını sağlamak, ilgilerini uyanık tutmaktır. Sonuçta çocukların etkin
olarak oyuna katılımları sağlanabilir.
Oyunla ilgili kurallar açıklandıktan sonra oyunun özelliğine göre rol dağılımı yapılır.
Rol dağılımı sırasında çocukların istekleri ve düşüncelerine dikkat edilir. Rol dağılımı
eğitimci tarafından yapılabileceği gibi çocuklar rollerini kendileri de seçebilir. Rol
dağılımında eşitlik ilkesine dikkat edilmelidir. Oyunun her tekrarlanışında rol dağılımı
yenilenmelidir. Her çocuk farklı rolleri alacağını bilerek arkadaşlar arasında kıskançlık, öfke
ve kızgınlık gibi duyguların oluşması engellenmiş olur.
Oyunda çocuklara verilen ebe, kaptan, başkan gibi roller tek, tek açıklanmalıdır.
Kurallar açıklandıktan sonra çocukların kuralları iyice kavradıkları anlaşıldıktan sonra
oyunun uygulanmasına geçilmelidir.
Oyun anında kurallara uymayan çocuklar olabilir, eğitimci bu çocuklara sabır ve
hoşgörülü bir tutum takınmalıdır. Katı bir tutum içine girerek müdahaleci olmamalı,
özendirici ve yönlendirici olmalıdır.
Oyun anında eğitimcinin, tutumu da çok önemlidir. Oyunu çok iyi bilmeli, oyuna sert
bir tutumla yaklaşmamalı, fazla müdahaleci olmamalıdır. Oyunun kurallarını anlaşılır
biçimde anlatmalı, oyun çocuklar tarafından iyice kavrandıktan sonra oyuna başlatılmalıdır.
Fotoğraf 2. 3:Sınıf içi oyun
3. OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINDAKİ ETKİNLİKLERDE
OYUN
Okul öncesi eğitim kurumlarının amacı, hızla değişen dünyaya uyum sağlayabilecek,
mutlu, sağlıklı, aktif ve yaratıcı bireylerin yetiştirilmesi ve onlar için en uygun eğitim
ortamlarının hazırlanmasıdır. Okul öncesi çocuğunun en temel gereksinimlerinden biri olan
oyun için en uygun yerlerden biri olan anaokulları, çocukların gerçek yaşamsal
deneyimlerinin ön hazırlıklarının yapıldığı ve onlara yaşam zenginliği sunan sosyal kurumlardır.
Çocuklar oyun sırasında öğrenmeye karşı sosyal, zihinsel ve duygusal olarak
hazırdırlar. Eğitimciler ve anne babalar için çocukların oyuna olan ilgisi, kaçırılmayacak bir
fırsattır. Çocukların kendileri rahatlıkla ifade edebildikleri, yapmaktan zevk aldıkları ve
dikkati uzunca bir süre yoğunlaştırabildikleri bir aktivite olan oyunu öğretme sürecinde etkin
bir araç olarak kullanmak gereklidir.
Yaratıcı, problem çözen, duyarlı, pratik, meraklı, öğrenmeye ve bilime motive olmuş
bireyler yetiştirmeyi amaç edinerek geleneksel eğitim yönteminden vazgeçmeli ve çocuğun
oyunla bütünleşmesi sağlanmalıdır.
Fotoğraf 3.1: Oyun etkinliği(Şu hendekte bir tavşan uyuyor)
Çocuğun yaparak ve yaşayarak öğrenmesini temel alan okul öncesi programına göre
oyun etkinlikleri sadece oyun saatinde değil günlük etkinlik programında yer alan tüm
etkinliklerde, serbest zaman etkinlikleri, ana dili etkinlikleri, müzik etkinlikleri, fen ve doğa
etkinlikleri, okuma yazmaya hazırlık çalışmalarında iç içe yer almaktadır.
3.1. Serbest Zaman Etkınliklerinde Oyun
Serbest zaman etkinlikleri, çocuğun yaratıcılığını geliştirme, kendisini ifade etmesini
sağlama, yardımlaşma, paylaşma, başladığı işi sonuçlandırma, sorumluluk alma ve aldığı
sorumluluğu yerine getirme, problem çözme, olaylar arasında neden-sonuç bağlantıları
kurma, kas becerilerini geliştirme açısından yararlı olan etkinliklerdir.
Serbest zaman etkinliklerindeki oyunlar çoğunlukla düş gücü oyunlarıdır ve
çocukların kendi koydukları kurallara göre genellikle ilgi köşelerinde oynanır.
3.1.1. İlgi Köşelerinde Oyun
Okul öncesi eğitim kurumlarında yer alan ilgi köşeleri, evcilik köşesi, kukla köşesi,
müzik köşesi, blok köşesi, masa oyuncakları köşesi, kostüm ve aksesuar köşesi, fen ve doğa
köşesi ve geçici ilgi köşeleridir.
Bu köşelerde oynanan oyunlar çocuğa serbestçe oyun alanı, oyuncak ve arkadaş seçme
fırsatı verir. Çocuklar bu köşelerde kendi koydukları kurallara göre ve ellerindeki malzemeyi
kullanarak, çeşitli meslekleri ve çeşitli olayları canlandırırlar. Oyun araç gereci bakımından
yeterlilik ve çeşitlilik gösteren ilgi köşeleri çocuğu daha özgür ve yaratıcı yapar.
İlgi köşelerinde oynanan oyunlar arasında düş gücü oyunlarının yanı sıra masa ve
eğitici oyuncaklarla oyunlar, müzikli oyunlar, bloklarla oyunlar, kukla oyunları ve dramatik
oyunlar yer almaktadır.
3.1.2. Sanat Etkinliklerinde Oyun
Sanat etkinliklerinde yer alan çeşitli boya çalışmaları, yoğurma maddeleriyle
çalışmalar, kâğıt işleri, artık malzemelerle çalışmalar, çocuğa tüm duyu organlarını
kullanarak farklı malzemeleri tanıma fırsatı verdiği gibi, bazı kavramların geliştirilmesine ve
becerilerin kazandırılmasına, çocuğun kendini ifade etmesine ve yaratıcılığının gelişmesine
olanak sağlamaktadır.
Karalama, çizme, boyama, resim yapma, kesme, yapıştırma, delme, yuvarlama,
mıncıklama, gibi etkinlikleri çocuk bir oyun olarak görür. Malzemeleri ve onları kullanma
tekniklerini tanıdıkça ve öğrendikçe çocuğun kendine güveni artar.
Resim ve el işi etkinlikleri çalışmaları sırasında çocuklarla birlikte yapılan maske,
kukla, ayakta duran hayvanlar vb. çalışmalar etkinliğin bitiminden sonra çocuklarla birlikte
bir dramatize çalışmasında kullanılabilir.
3.2. Müzik Etkinliklerinde Oyun
Çocukların, duygu, düşünce, bunalım ve enerjilerini olumlu yönde çözümlemelerine
yardımcı olan müzik etkinliklerinin temel amacı, çocukların yaşamlarını zenginleştirmektir.
Müzik etkinliklerinde şarkı söyleme, ritim çalışmaları, müzik dinleme, müzikli
dramatizasyon ve yaratıcı dans gibi etkinlikler yer almaktadır. Bu etkinlikler çocukların
genel gelişimlerine katkıda bulunur ve birçok beceriye sahip olmalarını sağlar. Farklı
nesnelerin ve insanların seslerini ayırt eder. İnce kalın sesleri doğru algılama ve söyleme,
sesini kontrol edebilme, ritmi doğru hissedip yansıtma, birlikte başlayıp bitirme becerisi
kazanır. Gruba uyum sağlama, yeni sözcükler öğrenme, yeni kavramları ve bunların
ayrıntılarını öğrenme, yönergeyi anlama, duyma, hatırlama, ezberleme, ses ve söz üzerinde
dikkatini yoğunlaştırma, müzik eşliğinde koordineli hareket etme vb. gibi.
Bütün bu becerileri kazandırmanın temelinde yine oyun vardır. Eğitici müzik oyunları,
şarkılı oyunlar, danslar ve rontlarla çocukları hem eğlendirebiliriz hem de bu becerileri kazandırabiliriz.
3.3. Anadili Etkinliklerinde Oyun
Çocukların dil gelişimleriyle ilgili olan ana dili etkinlikleri sayesinde çocuklar
başkalarının konuşmalarını dinleyerek ve uygun karşılıklar vererek konuşmalara katılırlar.
Duygu ve düşüncelerini başkalarına sözel ifadelerle açıklarlar. Çocuklar bu etkinlikler
sırasında belli durumlarla ilgili duygularını sadece sözel ifadelerle değil, vücut hareketlerini,
jest ve mimiklerini kullanarak da ifade ederler. Yaratıcılıklarını ortaya koyarlar.
Ana dili etkinliklerinde oyun, konudaki yoğunluğu azaltıp, konunun daha eğlenceli bir
hâle gelmesini sağlar. Parmak oyunları, dramatizasyon ve pandomim gibi etkinlikler
çocukların sözle hareket arasında bağlantı kurmalarına, kas gelişimine, hayal gücünün
gelişimine, toplumsal becerilerin gelişimine ve enerjisini sarf edip rahatlamasına yardımcı olur.
3.4. Okuma Yazmaya Hazırlık Çalışmalarında Oyun
Okuma yazmaya hazırlık çalışmaları, okul öncesi eğitim kurumlarında kavram
geliştirici oyuncaklar ile oynama ve kavram geliştirici çalışmalar olarak iki şekilde yapılmaktadır.
Kavram geliştirici oyuncaklarla oynamak çocuklara, belli yönergelere uymak ve belli
bir süre belli bir etkinliği sürdürebilmek ve sonuçlandırabilmek gibi davranışları
kazandırmaktır. Ayrıca çocukların küçük kas ve el becerilerini kullanmaya yönelterek psikomotor
gelişimlerine, el-göz koordinasyonunun sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Grupla
oynanan eğitici oyuncaklar ise çocuğun sosyal gelişimini desteklemesi açısından önemlidir.
Kavram geliştirici çalışmalar, çocukların belli alanlardaki yeterliliklerini destekleyen
ve geliştiren çalışmalardır.
Bu çalışmaların ilk aşamasında çocuklar parmaklarını kendi bedenleri üzerinde,
havada ve farklı zeminler üzerinde değişik şekiller oluşturacak biçimde hareket ettirirler. Bu
da oyun yolu ile olur. Havada bulut çizmek, çember çizmek, dalgalar oluşturmak vb.
Bu çalışmalar yalnızca kâğıt ve kalem kullanarak yapılan çalışmalar olmamalıdır.
Çalışmalara oyunda katılmalıdır. Örneğin; önünde, arkasında, içinde konusunu ele aldığımız
bir çalışmada önce konu ile ilgili basılı materyal (test örneğini) verip sonra değişik nesnelerle
(sözel yönergelerle) konunun daha çabuk pekiştirilmesi amacıyla önünde, arkasında, içinde oyununu oynayabiliriz.
Alfabe Oyunu:
Çocuklar on kişiden az olmamak suretiyle bir halka oluştururlar. Eğitimci çocuklardan
birinin eline mendil verir. Ona K sesi ile başlayan hayvan ismi söylemesini ister. Çocuk
düşünürken mendil elden ele dolaşır. Oyuncu, mendil kendisine gelmeden önce K sesi ile
başlayan hayvan ismi söylerse oyunu kazanmış olur.
Fotoğraf 3. 2:Yapı inşa oyunu
3.5. Özel Günlerde Oyun(Ront, Şarkılı Oyun)
Şarkılı oyun ve rontlar özel günler için çocukların kolaylıkla ve severek öğrendikleri
ve katıldıkları etkinliklerdir. Bu günler için biraz daha özenle hazırlanmış kıyafet, şapka,
kanat, fiyonk, başlık ve aksesuarlar oyunlara ve rontlara daha değişik bir hava verir.
Çocukların daha istekle çalışmalara katılmalarını sağlar. Ancak özel günlerde oynanacak
ront ve şarkılı oyunlar öğretim yılı içinde öğretilenler arasından seçilmelidir. Çalışmalar
çocukları sıkacak kadar uzun ve yorucu olmamalıdır. Çocuklar bu konuda zorlanmamalıdır.
Ezbere dayanan çalışmalardan uzak durmalıdır. Koşma, atlama, dengeli yürüme, müzik
eşliğinde çember çevirme, kurdelelerle dans etme vb. gibi çalışmalar çocuklara daha çok zevk verir.
Resim 3.5: Özel günde bale yapan çocuklar
Ront: Masariko
Masariko adlı ront için çocuklar eğitimci rehberliğinde halka olurlar. Çocuklar halkayı
oluşturduktan sonra eğitimci oyunun nasıl oynanılacağını; şarkının sözlerini söyleyerek ve
hareketlerini yaparak bir çocukla oyunu oynar ve diğer çocuklarda izler. Oyun bu şekilde
diğer çocuklara gösterilerek anlatıldıktan sonra çocuklar arasından bir ebe seçilir. Ebe
halkanın ortasına gelir, öğretmen ve diğer çocuklar Masariko’nun şarkısını söyler. Ebe de
şarkıda geçen hareketleri yapar. Şarkılı oyunun sözleri biterken ebe halkada olan istediği bir
arkadaşını seçerek kol kola girer ve yerinde dönerler. Yerler değiş – tokuş ettirilerek seçilen
çocuk ebe olur ve halkanın ortasına gelir. Ortaya gelen çocuk Masariko olur. Bu şekilde
oyun bütün çocukların Masariko olmasıyla sürdürülür.
Masariko
Benim adım masariko
Sırtım kambur başım kel Şarkılı oyunun sözlerinde
Ayaklarım yampiri geçen hareketler ebe olan
Ben çalarım dampiri çocuk tarafından yapılır.
Zıbıdık zıbıdık zıbıdık
Altın gözlük gözümde
İpek mendil elimde
Şık bir bay (bayan) kolumda Gezerim asfalt yolunda
Şarkılı Oyun:Miço
Miço nereden geliyor? (Eller iki yana açılarak sorma hareketi yapılır.)
Harmanlıktan aşağı (Eller yere doğru sarkıtılarak sallanır.)
Oyna da miço oyna (Oynama hareketi yapılır.)
Zıpla da miço zıpla (Zıplama hareketi yapılır.)
Miço ellerin nerde? (Eller iki yana açılarak sorma hareketi yapılır.)
Kıvrım kıvrım bellerde (El bele koyularak, iki yana sallanır.)
Oyna da miço oyna (Oynama hareketi yapılır.)
Zıpla da miço zıpla (Zıplama hareketi yapılır.)
Miço gözlerin nerde? (Eller iki yana açılarak sorma hareketi yapılır.)
Fıldır fıldır yerlerde (Baş ve işaret parmaklar birleştirilerek gözlük yapılır, gözün üstüne koyulur.)
Oyna da miço oyna (Oynama hareketi yapılır.)
Zıpla da miço zıpla (Zıplama hareketi yapılır.)
Bugi, Bugi Yapalım
Haydi çocuklar gelin bugi, bugi yapalım (Eller önde oynatılır.)
Eller şimdi havaya bugi, bugi yapalım (Eller havada oynatılır.)
Sağ ayağım öndedir şimdi de geridedir (Sağ ayak öne sonra geriye çekilir)
Sol ayağım öndedir o da şimdi de geride (Sol ayak öne sonra geriye çekilir)
Ayakları açalım elleri yere saçalım (Ayaklar iki yana açılıır bel aşağıya doğru eğilir,eller aşağıya sallanır.)
Eller şimdi popoya bugi bugi yapalım (Eller poponun üzerine