"Gelişim bozukluğu" diye tanımlanan ve son yıllarda tüm dünyada tam 6 kat arttığı belirlenen OTİZM,uzmanlarca büyüteç altına alındı.Otizmin izini süren tıp dünyası,şaşırtıcı bir bulguya ulaştı."Klip Sendromu" adı verilen bu sendrom yüzünden tüm bebekler tehdit altında!!!
Pek çoğumuz minik bebeklerimizi oyalansın diye televizyon karşısına oturtur,hatta televizyona gösterdikleri ilgiyi büyük bir sevinçle karşılarız.Genellikle de müzik kanallarını açarız.Ancak o izlediği her kliple biraz daha içine kapanıyor ve biraz daha hayattan kopuyor.Marmara Ünviversitsi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Ferda Aktaş izledikleri müzik klipleri nedeniyle otizmle karşı karşıya kalan bebek sayısının her geçen gün biraz daha arttığına dikkat çekerek;"Aileler çocuklarında konuşma gecikmesi,dalgınlık ve konsantrasyon bozukluğu şikayetleri ile başvuruyor.Bu çocukların ortak özellikleri özellikle 0-2 yaş arasında sürekli müzik klipleri seyretmeleri.Hastalık,televizyon kesinlikle yasaklanıp özel eğitim programları uygulanarak,4 yaşına kadar önlem alınırsa tedavi edilebiliyor.Ancak 4 yaşından sonra tedavisi mümkün değil" diyor.Konuşmanın öğrenilmiş bir davranış olduğuna dikkat çeken Prof.Dr.Ferda Aktaş:"Aileler nedense konuşmanın otomatik olarak öğrenildiğini zannediyorlar.Doğal ortamda çocukların dudak şekilleri,ses ve cümleler arasında bağlantı kurması gerekli.Ancak televizyon çocukların öğrenmesini engelliyor.Çünkü göz bağlantısı kuramayan çocuklar dudak hareketleri ile sesi birleştiremiyor.Televizyon sesi yüksek olan bir ortamda da çocuklar anne ve babalarının sesi yerine televizyon sesini algılar,bu da onların beyin yapısının karışmasına neden olur.Çünkü dudak şekilleriyle,çıkan ses arasında bağlantı kuramazlar.Aileler mümkün olduğu kadar çocukla,onun anlayabileceği ses tonu ile konuşmalı.Bu arada çocuklarla şefkat yüklü fiziksel temas da önemli.En önemli şeylerden biri de minik bebeklere ninni söylemektir." diyor ve ekliyor."Radyodan ya da teypten dinletmeyin,ona ninniyi siz söyleyin."
İşte adım adım otizme giden süreç;Çocuk kendi dünyasındadır.Kendisi ilişki başatmaz.İstediği şeylere ulaşmak için ilişkiye girer,insanları obje olarak gösterir,parmağı ile işaret edemez.Göz teması kuramaz,yüz ifadesi ciddidir.Donuk ya da hüzünlü bakar.Jest ve mimikleri kullanarak sevimli olmaya çalışmaz.Oyuncağını vermez.Yaşıtlarından uzak durur.Öpmek ve öpülmekten hoşlanmaz.Oyuncaklarla konuşur gibi sesler çıkarmaz(7ay).Anlamlı isimlendimeler yoktur(10ay)."Annene götür" gibi basit emirleri anlayıp yerine getirmez(18ay).Üç kelimeli cümle kuramaz(3yaş).Evet,hayır,nasıl kelimelerini kullanamaz.
Monoton,duyduğunu tekrarlayarak anında ya da bir zaman sonra konuşur.Kendine özel kelimeleri ya da konuşma tarzı (son heceleri söylememe gibi) vardır.Oyuncaklar ve objeleri ağzına alarak,elinde oynayarak,yere düşürerek ya da bir yere vurarak ilgilenir.Dönen eşyaları,çamaşır makinesini seyreder.Elinde ip ya da benzeri bir şeyi sürekli sallayabilir.Kağıtlara,gazetelere,kitaplara özel bir ilgisi vardır,onları düzgün tutar.
alıntıdır.
Pek çoğumuz minik bebeklerimizi oyalansın diye televizyon karşısına oturtur,hatta televizyona gösterdikleri ilgiyi büyük bir sevinçle karşılarız.Genellikle de müzik kanallarını açarız.Ancak o izlediği her kliple biraz daha içine kapanıyor ve biraz daha hayattan kopuyor.Marmara Ünviversitsi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Ferda Aktaş izledikleri müzik klipleri nedeniyle otizmle karşı karşıya kalan bebek sayısının her geçen gün biraz daha arttığına dikkat çekerek;"Aileler çocuklarında konuşma gecikmesi,dalgınlık ve konsantrasyon bozukluğu şikayetleri ile başvuruyor.Bu çocukların ortak özellikleri özellikle 0-2 yaş arasında sürekli müzik klipleri seyretmeleri.Hastalık,televizyon kesinlikle yasaklanıp özel eğitim programları uygulanarak,4 yaşına kadar önlem alınırsa tedavi edilebiliyor.Ancak 4 yaşından sonra tedavisi mümkün değil" diyor.Konuşmanın öğrenilmiş bir davranış olduğuna dikkat çeken Prof.Dr.Ferda Aktaş:"Aileler nedense konuşmanın otomatik olarak öğrenildiğini zannediyorlar.Doğal ortamda çocukların dudak şekilleri,ses ve cümleler arasında bağlantı kurması gerekli.Ancak televizyon çocukların öğrenmesini engelliyor.Çünkü göz bağlantısı kuramayan çocuklar dudak hareketleri ile sesi birleştiremiyor.Televizyon sesi yüksek olan bir ortamda da çocuklar anne ve babalarının sesi yerine televizyon sesini algılar,bu da onların beyin yapısının karışmasına neden olur.Çünkü dudak şekilleriyle,çıkan ses arasında bağlantı kuramazlar.Aileler mümkün olduğu kadar çocukla,onun anlayabileceği ses tonu ile konuşmalı.Bu arada çocuklarla şefkat yüklü fiziksel temas da önemli.En önemli şeylerden biri de minik bebeklere ninni söylemektir." diyor ve ekliyor."Radyodan ya da teypten dinletmeyin,ona ninniyi siz söyleyin."
İşte adım adım otizme giden süreç;Çocuk kendi dünyasındadır.Kendisi ilişki başatmaz.İstediği şeylere ulaşmak için ilişkiye girer,insanları obje olarak gösterir,parmağı ile işaret edemez.Göz teması kuramaz,yüz ifadesi ciddidir.Donuk ya da hüzünlü bakar.Jest ve mimikleri kullanarak sevimli olmaya çalışmaz.Oyuncağını vermez.Yaşıtlarından uzak durur.Öpmek ve öpülmekten hoşlanmaz.Oyuncaklarla konuşur gibi sesler çıkarmaz(7ay).Anlamlı isimlendimeler yoktur(10ay)."Annene götür" gibi basit emirleri anlayıp yerine getirmez(18ay).Üç kelimeli cümle kuramaz(3yaş).Evet,hayır,nasıl kelimelerini kullanamaz.
Monoton,duyduğunu tekrarlayarak anında ya da bir zaman sonra konuşur.Kendine özel kelimeleri ya da konuşma tarzı (son heceleri söylememe gibi) vardır.Oyuncaklar ve objeleri ağzına alarak,elinde oynayarak,yere düşürerek ya da bir yere vurarak ilgilenir.Dönen eşyaları,çamaşır makinesini seyreder.Elinde ip ya da benzeri bir şeyi sürekli sallayabilir.Kağıtlara,gazetelere,kitaplara özel bir ilgisi vardır,onları düzgün tutar.
alıntıdır.