Bir dagin tepesinde yere düsmek üzere olan bir yaprak içindeki hayalini haykirmis.
"ben denizlere ulasmak istiyorum.Bir gün denize ulasacagim ve hayalimi yasayacagim."
Yapragin üzerinde bulundugu agacin hemen dibinde yativeren bir kütük boguk bir sesle;
"ben de "demis.Ben de denize ulasmak istiyorum.
Fakat yaprak ona küçümseyen ve alayci bir ifade ile
"sen asla denize ulasamazsin.Çünkü beni denize ulastiracak rüzgar simdi çikar gelir.
Bir çirpida orada olurum.Ancak sen agir ve hantalsin.Sonsuza dek burada kalacaksin.
" Gerçekten de bir rüzgar çikmis.
Kuzeyden güneye dogru esen rüzgar bir süre sonra güneyden batiya dogru esmis.
Tam dogru istikamette iken birden güneyde olan denizin tersine dogru havalanmis.
Bir tepeden diger tepeye,bir vadiden diger vadiye sürüklenip durmus.
En son bir çamura saplanip kalmis.
Kütük ise yakinindaki akarsuyun denize gittigini biliyormus.
Kendini sularin kollarina birakmis ve gitmis.
Akarsuyun kenarinda bir çamura saplanip kalmis yapragi görünce ona sunu demis;
"Unutma sevgili yaprak her hayale giden bir yol vardir.
Gelip geçici rüzgarlarla hayale gidilmez.
Ancak sürekli akan sularla gidilir..
''Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma"
Su, kendine sırdaş arıyordu
Önce buluta verdi sırrını.
Ağır geldi sır buluta.
Sağanak sağanak döktü suyun tüm sırlarını...*
*
*
* Sonra göle gitti su.
Ona anlattı derdini
Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp,
dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için ,
zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu.
Sonra nehre verdi su sırrını.
Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti.
Dereye verdi.
Dere biraz daha yavaş olsada nehirden ,
o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze..
Çağlayanlar, şelaleler,akarsular..
Hepsi kayboluyordu bir anda.
Sonra bir gün su takip etti dereyi.
Dereye, okyanusa kavuşunca farketti su,
bütün sırlarının akarsularla,
çağlayanlarla,ırmaklarla...
okyanusa taşındığını...
Karar verdi su.
Sırrını okyanusa verecekti.
Öyle de yaptı zaten.
Tüm sırlarını okyanusa verdi.
Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu.
Ne taştı okyanus,
ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını,
ne de kurudu....
Geçen karşılaştık suyla.
Bir bardaktaydı.
Suskundu.
Çok uğraştım konuşturamadım.
Ben,tam giderken '' Dur !'' dedi su.
Durdum!
'' Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma! Taşıyamazlar ,
kaldıramazlar senin yükünü,canını yakarlar,utandırırlar....'' dedi...
"ben denizlere ulasmak istiyorum.Bir gün denize ulasacagim ve hayalimi yasayacagim."
Yapragin üzerinde bulundugu agacin hemen dibinde yativeren bir kütük boguk bir sesle;
"ben de "demis.Ben de denize ulasmak istiyorum.
Fakat yaprak ona küçümseyen ve alayci bir ifade ile
"sen asla denize ulasamazsin.Çünkü beni denize ulastiracak rüzgar simdi çikar gelir.
Bir çirpida orada olurum.Ancak sen agir ve hantalsin.Sonsuza dek burada kalacaksin.
" Gerçekten de bir rüzgar çikmis.
Kuzeyden güneye dogru esen rüzgar bir süre sonra güneyden batiya dogru esmis.
Tam dogru istikamette iken birden güneyde olan denizin tersine dogru havalanmis.
Bir tepeden diger tepeye,bir vadiden diger vadiye sürüklenip durmus.
En son bir çamura saplanip kalmis.
Kütük ise yakinindaki akarsuyun denize gittigini biliyormus.
Kendini sularin kollarina birakmis ve gitmis.
Akarsuyun kenarinda bir çamura saplanip kalmis yapragi görünce ona sunu demis;
"Unutma sevgili yaprak her hayale giden bir yol vardir.
Gelip geçici rüzgarlarla hayale gidilmez.
Ancak sürekli akan sularla gidilir..
''Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma"
Su, kendine sırdaş arıyordu
Önce buluta verdi sırrını.
Ağır geldi sır buluta.
Sağanak sağanak döktü suyun tüm sırlarını...*
*
*
* Sonra göle gitti su.
Ona anlattı derdini
Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp,
dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için ,
zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu.
Sonra nehre verdi su sırrını.
Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti.
Dereye verdi.
Dere biraz daha yavaş olsada nehirden ,
o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze..
Çağlayanlar, şelaleler,akarsular..
Hepsi kayboluyordu bir anda.
Sonra bir gün su takip etti dereyi.
Dereye, okyanusa kavuşunca farketti su,
bütün sırlarının akarsularla,
çağlayanlarla,ırmaklarla...
okyanusa taşındığını...
Karar verdi su.
Sırrını okyanusa verecekti.
Öyle de yaptı zaten.
Tüm sırlarını okyanusa verdi.
Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu.
Ne taştı okyanus,
ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını,
ne de kurudu....
Geçen karşılaştık suyla.
Bir bardaktaydı.
Suskundu.
Çok uğraştım konuşturamadım.
Ben,tam giderken '' Dur !'' dedi su.
Durdum!
'' Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma! Taşıyamazlar ,
kaldıramazlar senin yükünü,canını yakarlar,utandırırlar....'' dedi...