Okul öncesi yaştaki çocuklar az yemek yemeleri ile ünlüdür. Bu yaşlardaki çocuklar son derece hareketli olduklarından, mantıken bu hareketliliğin gerektirdiği enerjiyi sağlamak için bebeklere kıyasla daha fazla yemek yemeleri gerektiği düşünülebilir. Ancak şaşırtıcı bir şekilde bunun tam tersi geçerli olmaktadır. Hayatın ilk yılında bebekler müthiş bir büyüme sergilerler (doğum kilosunu yaklaşık üçe katlarlar). Bu büyüme hızının devam edebilmesi için de çok yemeleri gerekir. Öte yandan okul öncesi dönemdeki çocuklar daha yavaş büyüdüklerinden o kadar çok yemeye gereksinim duymazlar. Nitekim, genellikle 1 yaşından sonra çocukların iştahında belirgin bir düşme gözlenir.
Çocukların çoğunun büyümelerine yetecek kadar yedikleri ve yeterli kaloriyi aldıkları sürece sağlıklı olacakları unutulmamalıdır. Küçük çocukların günde yaklaşık 1,000 kaloriye ihtiyacı vardır. Çocuğunuzun bir gün umduğunuzdan daha fazla yediğine, ertesi günse neredeyse hiçbir şey yemediğine tanık olabilirsiniz. Unutmayın, aldığı kalorileri saymanız gerekmez. Küçük çocuklar genellikle kendi enerji gereksinimlerini anlarlar ve sağlıklı ve aktif kalmalarına yetecek ölçüde yerler. Sizin göreviniz sadece besleyici yiyecek çeşitlerini sunmaktır.
Yemekleri okul öncesi yaştaki çocuğa uygun porsiyonlar halinde sunun. Okul öncesi çocuklara uygun porsiyon miktarı genellikle yetişkin porsiyonunun yaklaşık dörtte biri kadardır. Büyük porsiyonlar çocuğu sıkabilir ve böylece daha az yemesine neden olabilir. En iyisi küçük miktarlarda sunmak ve bitirdiğinde, daha fazla isteyip istemediğini sormaktır.
Tabağındaki yemeklerden hangisini yiyeceğine ve ne kadar yiyeceğine kendisinin karar vermesine izin verin.
Hiçbir şey yemezse, sorun etmeyin. Bir sonraki öğün ya da atıştırmada acıkmış olacaktır.
Çocuğunuzun midesini sıvılarla doldurmasına izin vermeyin. Bu yaştaki bir çocuğun yeterli kalsiyum ve diğer gıdaları alması için 450-650 ml. süt içmesi yeterlidir. Çok fazla meyve suyu ishal veya diş çürümesine yol açabilir ve hayatın ileri yıllarında obesiteye neden olabilir. Çocuğunuz susadığında meyve suyu yerine su verin.
Pazarlıktan (örneğin “sebzeni yersen çikolata vereceğim” gibi) veya ısrardan (“sadece bir kaşık daha” gibi) kaçının. Araştırmalar bu tekniklerin geri teptiğini ve çocuğun daha da az yemesine neden olduğunu ortaya koymuştur.
Çocuğunuz yemeğinin bittiğini söylediğinde masadan kalkmasına izin verin, ancak yemeğinin bıraktığı kısmını telafi etmek amacıyla sevdiği diğer şeylerden vermeyin.
Yeni yiyecekleri kabul ettirmek özellikle zor olabilmektedir. İşte çok yararlı birkaç öneri:
Yeni yiyecekten çok küçük bir porsiyonu çocuğunuzun sevdiğini bildiğiniz bir yemeğin arkasından verin.
Çocuğunuzu bu yeni yiyeceği yemeye zorlamayın ve bu nedenle bir tartışmaya girişmeyin.
İyi bir örnek teşkil edin ve bu yeni yiyecekten iştahla yediğinizi görmesini sağlayın.
Vazgeçmeyin. Çocuğunuzun yeni yiyeceği kabul etmesinden önce aynı yiyeceği 10 veya daha fazla kez sabırla sunmanız gerekebilecektir.
Market alışverişine beraber gitmek ve yemekleri birlikte hazırlamak da genellikle işe yaramaktadır:
Markette çocuğunuza farklı yiyecek türlerini ve özellikle de sebze ve meyveleri gösterin. Bunların renk ve şekillerini belirtin.
Akşam yemeği için ne pişireceğinize çocuğunuzun karar vermesine izin verin. Birkaç yemek önerisinde bulunun ve bunlardan birini seçmesini isteyin. Örneğin, akşam sebze yemek isteyip istemediğini sormayın. Bunun yerine örneğin bezelye mi yoksa yeşil fasulye mi istediğini sorun. Böylece hem yemeği o seçmiş olur, hem de ne yiyeceği konusunda belli bir kontrole sahip olmuş olur ancak yemekte sebze olacağı mesajını da almış olur.
Masada kullanmak istediği tabak ve bardağı seçmesine izin verin.
Her şeyden önemlisi, mönüyü belirleme yetkisinin size ait olduğunu unutmayın. Sırf çocuğunuz sunduğunuz seçeneklere burun kıvırdı diye mönüyü değiştirmeyin. Hızla verilen siparişleri hazırlayan bir aşçı gibi davranmayın. Ne kadar zor olsa da, ileride yaşanacak yemek savaşlarının (ve her akşam iki-üç ayrı kişi için farklı yemek hazırlama zorluğunun) önüne geçmek için okul öncesi dönemde çocuğunuza sağlıklı yemek alışkanlıklarını kazandırmanız çok önemlidir.
Çocukların çoğunun büyümelerine yetecek kadar yedikleri ve yeterli kaloriyi aldıkları sürece sağlıklı olacakları unutulmamalıdır. Küçük çocukların günde yaklaşık 1,000 kaloriye ihtiyacı vardır. Çocuğunuzun bir gün umduğunuzdan daha fazla yediğine, ertesi günse neredeyse hiçbir şey yemediğine tanık olabilirsiniz. Unutmayın, aldığı kalorileri saymanız gerekmez. Küçük çocuklar genellikle kendi enerji gereksinimlerini anlarlar ve sağlıklı ve aktif kalmalarına yetecek ölçüde yerler. Sizin göreviniz sadece besleyici yiyecek çeşitlerini sunmaktır.
Yemekleri okul öncesi yaştaki çocuğa uygun porsiyonlar halinde sunun. Okul öncesi çocuklara uygun porsiyon miktarı genellikle yetişkin porsiyonunun yaklaşık dörtte biri kadardır. Büyük porsiyonlar çocuğu sıkabilir ve böylece daha az yemesine neden olabilir. En iyisi küçük miktarlarda sunmak ve bitirdiğinde, daha fazla isteyip istemediğini sormaktır.
Tabağındaki yemeklerden hangisini yiyeceğine ve ne kadar yiyeceğine kendisinin karar vermesine izin verin.
Hiçbir şey yemezse, sorun etmeyin. Bir sonraki öğün ya da atıştırmada acıkmış olacaktır.
Çocuğunuzun midesini sıvılarla doldurmasına izin vermeyin. Bu yaştaki bir çocuğun yeterli kalsiyum ve diğer gıdaları alması için 450-650 ml. süt içmesi yeterlidir. Çok fazla meyve suyu ishal veya diş çürümesine yol açabilir ve hayatın ileri yıllarında obesiteye neden olabilir. Çocuğunuz susadığında meyve suyu yerine su verin.
Pazarlıktan (örneğin “sebzeni yersen çikolata vereceğim” gibi) veya ısrardan (“sadece bir kaşık daha” gibi) kaçının. Araştırmalar bu tekniklerin geri teptiğini ve çocuğun daha da az yemesine neden olduğunu ortaya koymuştur.
Çocuğunuz yemeğinin bittiğini söylediğinde masadan kalkmasına izin verin, ancak yemeğinin bıraktığı kısmını telafi etmek amacıyla sevdiği diğer şeylerden vermeyin.
Yeni yiyecekleri kabul ettirmek özellikle zor olabilmektedir. İşte çok yararlı birkaç öneri:
Yeni yiyecekten çok küçük bir porsiyonu çocuğunuzun sevdiğini bildiğiniz bir yemeğin arkasından verin.
Çocuğunuzu bu yeni yiyeceği yemeye zorlamayın ve bu nedenle bir tartışmaya girişmeyin.
İyi bir örnek teşkil edin ve bu yeni yiyecekten iştahla yediğinizi görmesini sağlayın.
Vazgeçmeyin. Çocuğunuzun yeni yiyeceği kabul etmesinden önce aynı yiyeceği 10 veya daha fazla kez sabırla sunmanız gerekebilecektir.
Market alışverişine beraber gitmek ve yemekleri birlikte hazırlamak da genellikle işe yaramaktadır:
Markette çocuğunuza farklı yiyecek türlerini ve özellikle de sebze ve meyveleri gösterin. Bunların renk ve şekillerini belirtin.
Akşam yemeği için ne pişireceğinize çocuğunuzun karar vermesine izin verin. Birkaç yemek önerisinde bulunun ve bunlardan birini seçmesini isteyin. Örneğin, akşam sebze yemek isteyip istemediğini sormayın. Bunun yerine örneğin bezelye mi yoksa yeşil fasulye mi istediğini sorun. Böylece hem yemeği o seçmiş olur, hem de ne yiyeceği konusunda belli bir kontrole sahip olmuş olur ancak yemekte sebze olacağı mesajını da almış olur.
Masada kullanmak istediği tabak ve bardağı seçmesine izin verin.
Her şeyden önemlisi, mönüyü belirleme yetkisinin size ait olduğunu unutmayın. Sırf çocuğunuz sunduğunuz seçeneklere burun kıvırdı diye mönüyü değiştirmeyin. Hızla verilen siparişleri hazırlayan bir aşçı gibi davranmayın. Ne kadar zor olsa da, ileride yaşanacak yemek savaşlarının (ve her akşam iki-üç ayrı kişi için farklı yemek hazırlama zorluğunun) önüne geçmek için okul öncesi dönemde çocuğunuza sağlıklı yemek alışkanlıklarını kazandırmanız çok önemlidir.