- Katılım
- 30 Nis 2006
- Mesajlar
- 3,038
- Tepki Skoru
- 47
- Puanları
- 48
Muhabir Özlem Pirim : Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı az önce Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer'in açılış konuşmasıyla başladı Antalya Belek'te. 3 gün sürecek bu çalıştay, eğitim camiası adına elbette önemli bir toplantı. Ama tabi ki Van depreminin yaraları sarılmaya çalışılırken, her bir bakanlık görev alanı içerisinde Van'a yardım elini uzatıyor, eğitimde çok önemli bir sorun. Tüm bunları Sayın Bakanımız Ömer Dinçer'le konuşacağız, Sayın Bakanım hoş geldiniz yayınımıza.
Bakan Ömer Dinçer : Teşekkür ediyorum sağ olun.
Muhabir Özlem Pirim : Ayağınızın tozuyla Antalya'ya geldiniz ve açılış konuşmasını yapar yapmaz TRT Haber'e konuk oldunuz, çok teşekkür ediyoruz. Çalıştayın gündemiyle başlayalım. Nasıl katkı sağlayacak eğitim camiasına bu toplantı?
Bakan Ömer Dinçer : Sizin de bildiğiniz gibi eğitimde aslında kaliteyi artırmak istiyorsanız üzerinde duracağımız en önemli öğe, öğretmenlerimiz. Hakikaten hem eğitim sisteminin kalitesinin artırılması, hem çocuklarımızın uluslararası alanda rekabette avantajlı konuma gelecek bilgi ve donanıma sahip olması ancak öğretmenlerimizle mümkün. Siz dünyanın en iyi müfredatını oluştursanız, içeriği en güzel kitapları hazırlamış, öğrencilere sunmuş olsanız, en modern teknolojiyi hazırlayıp sınıflara koysanız eğer öğretmen bunu bilmiyor, bunu kabullenmiyor, benimsemiyor ve onu severek öğrencilerine aktarmıyorsa, eğitimde, nitelikte olmamız mümkün değil. Bu açıdan bunun farkındayız. Bunun farkında olarak da Türkiye'de ilk defa eğitim niteliğine yönelik olarak öğretmeni ele alan bir çalıştay yapıyoruz. Bu çalıştayda öğretmenlik mesleğini seçme sürecinden başlayarak, yani herhangi bir lise mezunu öğrencimizin ben öğretmen olacağım demesi sürecinden başlayarak eğitim fakülteleri, eğitim fakültelerinde öğretmen ihtiyacına göre kontenjanların belirlenmesi ve eğitim fakültelerinin içeriğinin tanımlanması. Sonra Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz öğretmen alırken bunu seçme, yerleştirme ve eğitimi gibi programları nihayet öğretmen mesleği süreci içerisinde hem öğretmenin mesleki gelişimi hem de kariyer basamaklarının oluşumu gibi bütün konuları burada bir bütünlük içinde tartışacağız. Ve buradan hareketle ulusal bir öğretmen stratejisi oluşturmaya çalışacağız. 3 günlük çalışmamızın özeti bu, burada.
Muhabir Özlem Pirim : Evet, bu çalışmalar ışığında elbette eğitimin sorunları da konuşulacaktır ve çok yeni bir öğretmen stratejisi belirlenecektir. Bu toplantı bu anlamda büyük önem arz ediyor. Ama malumunuz çok büyük bir acı yaşandı, öğretmenlerimizi kaybettik. Van depremine ilişkin de Milli Eğitim Bakanlığı önemli çalışmalara imza attı. Öncelikle Van'da 5 Aralık'ta eğitim öğretim başlayacak mı, kaç okulumuz hasar görmüştü ve kaç okulda eğitim başlayabilecek?
Bakan Ömer Dinçer : Şimdi özellikle birinci depremden sonra hatırlayacaksınız aşağı yukarı 20 civarında okulumuz hasar görmüştü ve artık eğitim yapılamayacak durumdaydı. Ancak Van'daki 2. depremden sonra hasarlı okul sayımız arttı. Son tespitler yeni sonuç olarak elimize ulaştı. 40-44 civarında maalesef okulumuzda eğitim yapamayacak duruma geldik. Ama bütün bunlara rağmen biz hem çocuklarımızı başka okullara naklederek veya taşımalı sistemle en yakınlarındaki okullara yönlendirerek eğitimi aksatmamaya, uzun süre aksatmamaya, uzun süreli aksatmamaya çaba sarf edeceğiz. Bu maksatla yine süratle okulları gözden geçiriyoruz ve ders yapmayı hazır hale getiriyoruz. Ama tabi bu süreçte daha önemli olan, öğretmenlerimizin gelip ikamet sorunlarının çözülmesiyle ilgili. Biliyorsunuz kış şartları Van'da yaşam oldukça zor görünüyor şimdi. Ama öğretmenimiz de Van'a gelip hizmet sunmaya başlayacağında en azından başını sokacak sıcak bir yuvaya ihtiyaç duyuyor. O maksatla da çok yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Van içerisinde yaklaşık 48 adet Toplu Konut İdaresi'nden daire teslim aldık, öğretmenlerimizin önemli bir kısmını oraya yerleştireceğiz. Ayrıca Erciş'te yaklaşık 200 yataklı bir pansiyonu yine öğretmenlerimiz için hazırladık. Ayrıca daha önceden de ifade etmiştim. Anaokullarında birer sınıfı boşaltıyoruz. Anaokullarımızın küçük mutfağı, banyosu, tuvaleti de var bildiğimiz gibi. Birer odasını yine öğretmenlerimize tahsis edeceğiz. Ayrıca en az 200 adet olsun diye planlıyoruz şimdilik. Yine içinde banyo, tuvalet ve küçük mutfağın olduğu konteynerları öğretmenlerimiz için hazırlamaya çalışıyoruz. Eğer başka bir olumsuz faktör ortaya çıkmazsa mevcut duruma göre 5 Aralık'ta eğitimi yapabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Şayet bu hazırlıklarımız tamamlanırsa bu eğitime başlayacağız.
Muhabir Özlem Pirim : Kaç okulda başlayabilecek gibiyiz Sayın Bakan?
Bakan Ömer Dinçer : Geriye kalan bütün okullarımızda başlayacağız. Bizim Van ilinde toplam 1018 tane okulumuz var. Bu bahsettiğimiz 40-44 okulu düştükten sonra geri kalan bütün okullarda eğitim yapabilecek durumda olduğumuzu biliyoruz. Zaten şu anda belki de bu konuda çok ciddi sıkıntı çekmeyebiliriz diye de bir hesabımız var, önümüzdeki hafta daha da netleşecek bu. Çünkü oradan vatandaşlarımız biliyorsunuz kış şartları sebebiyle Anadolu'nun değişik yerlerindeki misafirhanelere, pansiyonlara dağıtılıyorlar, orada misafir edilecekler. Bu vesileyle oraya giden ailelerimizin çocukları da en yakınlarındaki okullarında misafir öğrenci olarak eğitilecekler. Bu açıdan bakıldığında ne kadar sıkışıklık olacağını ancak bu taşınmalar bittikten sonra tespit edebileceğiz. Zannediyorum önümüzdeki haftadan itibaren daha somut veriler elimizde olur.
Muhabir Özlem Pirim : Peki, öğretmenlerimize gelecek olursak, 800 öğretmen ataması yaptınız 2011 yılında ataması yapılmış ama, oraya gitmemiş öğretmenlerin yerine. Öğretmen açığımız var mı, mevcut öğretmenlerle birlikte bu atanan öğretmenlerle kaç öğretmen civarında görev yapar, yeni açık olur mu, yeni atamalara ihtiyaç duyulur mu? Öğretmenler atamaları konusunda yani, Van'a yapılacak.
Bakan Ömer Dinçer : Şimdi biliyorsunuz Van'da yaklaşık 100 öğretmenimizi kaybettik. Yani bunlardan 75 tanesi hayatını kaybetti, tekrar onlara rahmet diliyorum. 15 civarında da, 15-16 civarında da enkazdan yaralı olarak çıkardığımız öğretmenlerimiz vardı. Böyle bakacak olursak biz onların yerine yaklaşık 800 civarında öğretmeni oraya tekrar atadık. Ama zaten Van'da bizim de öğretmene ihtiyacımız vardı fazladan, bunu da ücretli öğretmenle karşılıyorduk. Yine her halükarda bu 800 öğretmeni atamış olsak bile, biz ücretli öğretmenlerle yaptığımız sözleşmeleri bozmayacağız. Eğitim başladığı zaman da o ücretli öğretmenlerimizi de istihdam etmeye devam edeceğiz. Bunun sebebi biliyorsunuz yaklaşık 1 aylık, hatta 1 aydan biraz daha fazla bir eğitim açığı olmuştu orada. Halbuki birçok çocuğumuz SBS sınavına girecek veya üniversite sınavına hazırlanıyor. O çocuklarımız için etütler, hafta sonları kurslar ve benzeri programlar, tamamlayıcı ve destekleyici programlar düşünüyoruz, o öğretmenlerimizi de orada istihdam edeceğiz.
Muhabir Özlem Pirim : Sayın Bakanım, gelelim öğrencilerin durumuna. Mevcut kalan öğrenciler var aileleriyle orada, bir de geçici ya da kalıcı göçle Van'ı terk etmiş olanlar var. Gidenler, istedikleri her gittiği ilde kayıt yaptırabilecekler mi okullara. Bir de sınavlı girmiş öğrenciler vardı. Onlar da yine bu sınavlı girilmiş olan okullara kayıt yaptırabilecek mi?
Bakan Ömer Dinçer : Yani hiçbir çocuğumuz eğitiminden dışarıda kalmayacak bunu bir kere net bir şekilde ifade edelim. Sınavla alım yapan okullarımızda gittiği ildeki okulun şartlarını taşımıyorsa öğrencimiz, onu misafir öğrenci olarak kabul edeceğiz yıl sonuna kadar, yani Haziran sonuna kadar orada misafir öğrenci olarak eğitimini alacak, sonra da kendi okuluna geri dönecek. Ama o gittiği okulun şartlarını tutuyorsa puanı ve benzeri diğer özellikleri, o kez istiyorsa ve kalıcı olarak göç etmişlerse, biz kontenjan şartı aramadan kaydını o okulda yapacağız öğrencilerimizin. Onun dışında zaten sınavsız alan okullarda adrese dayalı kayıt sistemiyle ilgili şartları aramıyoruz, çocuklarımızın kaydı yapılacak.
Muhabir Özlem Pirim : Efendim, ataması yapılan öğretmenlerimiz de, yani zor koşullar, oraya ben de gittim gördüm, gerçekten çok kolay değil, Van yeniden inşa edilecek. Ataması yapılanlardan gitmek istemeyenler olur mu ya da mevcut orada görev yapacak olanlardan bir gönülsüzlük olabilecek mi, yani görevlerine başlayacak mı hepsi de, hem mevcut kalanlar, hem de ataması yapılanlar?
Bakan Ömer Dinçer : Biz başlamasını istiyoruz. Zaten öğretmenlik mesleği özü itibariyle biraz fedakarlık gerektiren bir husus değil mi? Şimdi biz o konularda öğretmenlerimizin ortaya koyduğu çabayı bence asla küçümsemeyelim. Şu anda Van'da bütün sivil toplum örgütlerinden, hatta oradaki çadırların kurulması ve benzeri işlemlerin pek çoğunda öğretmenlerimiz önderlik yapıyorlar. Aş evlerinde yemek dağıtıyorlar, çadır kurulmasına yardım ediyorlar, sosyal yardımların dağıtımında aktif rol oynuyorlar. Öğretmenlerimiz zaten bu işleri yaparak kendilerini orada da ispat ettiler. Eğer onun dışında bir öğretmenimiz var da ben oraya gitmiyorum derse, ben doğrusu onu ayıplarım. Çünkü, tam bu an fedakarlık yapmamız gereken bir an. Tam bu an orada başka zaman gitmeyecek olsak bile şimdi gitmeyi isteyeceğimiz bir an. Bugün orada olmayacaksa öğretmenimiz, bugün orada çocuğa sahip çıkmayacaksa ne zaman nerede sahip çıkacak bu açıdan bakıldığında? Ben sadece orada enkazdan yaralı çıkarılan öğretmenlerimiz için farklı bir uygulama yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bunun dışındaki bütün öğretmenlerimizin kendi şartlarını zorlayarak orada gelmelerini, eğitime başlamalarını, hayatın normalleşmesi için ilk adımı onların atmasını ve çocuklara sahip çıkmalarını bekliyorum. Yani, öğretmenlik bu zaten. Dolayısıyla, farklı bir şey düşünmek istemiyorum ben.
Muhabir Özlem Pirim : Efendim, Van'da yaşamını kaybetmiş öğretmenlerimizin aileleri için el uzattınız, 10'ar bin lira ilk aşamada ödeme yapıldı. Ayrıca asaleten atanmış öğretmenlerle ilgili olarak da aylık ailelerine 595'er lira bir ödeme yapılacak, aylık bağlanacak. Ancak burada maalesef stajyer statüsünde olan öğretmenlerimiz de yaşamını yitirdi, onlar için bir düzenleme olacak mı, onların aileleri bu maaştan faydalanabilecek mi?
Bakan Ömer Dinçer : Onlar sosyal güvenlik kapsamı içerisine giremiyorlar mevcut hukuki mevzuat açısından ama, onlara da ayrıca hukuki bir düzenleme yapılacak, bazı destekler ve sosyal güvenliğe benzer yardımlar sürekli olarak yapılacak. Dolayısıyla, onunla ilgili Çalışma Bakanlığımız bir hazırlık yapıyor. Bu hazırlıklar netleştiği zaman kamuoyuyla paylaşılacak onlar.
Muhabir Özlem Pirim : Son olarak diyebilir miyiz ki, evet 5 Aralık'a kadar okullarımız yetiştirilmeye çalışılıyor, eğitime başlanacak, ama herhangi bir olumsuzluk olması durumunda biraz daha ötelenebilir mi? Son olarak hani okulların ne zaman açılacağına yönelik mesajımızı alalım ve sonlandıralım sohbetimizi.
Bakan Ömer Dinçer : Şimdi biz eğitimi hayatın normalleşmesi için önemli görüyoruz ama en az onun kadar önemli olan başka bir husus, çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin sağlığı. Şayet artçı depremler devam ediyorsa, o zaman oradaki insanları anlayışla karşılamak gerekecek. Yani, artçı depremlerin devam ettiği bir süreçte çocukların okula girmek istemeyişleri anlayışla karşılanmalı. Bizim kendimize tanıdığımız süre 5 Aralık'a kadar. Durumu gözlüyoruz, duruma göre, oradaki şartlara göre buna karar vereceğiz. Biliyorsunuz 14 Kasım'da eğitime başlayacaktık, hem de büyük bir motivasyonla, büyük bir moralle 14 Kasım'a hazırlanmaktaydık. Birkaç gün kala Van'da yeniden bir deprem oldu. Dolayısıyla, durumu bilemiyoruz, her şey o tarihte daha netlik kazanacak. Bizim amacımız; sağlıklı, çocuklarımızın psikolojilerini göz önüne alıp, ama yine onların da geleceklerine yönelik herhangi bir aksilik ortaya çıkmadan eğitimlerine başlamak olacak. Bakalım ne gösterecek günler.
Muhabir Özlem Pirim : Hayırlısı diyelim. Ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak Van depreminin eğitim hayatının yeniden canlandırılması için yapmış olduğunuz çalışmalar için de biz de teşekkür edelim, çok sağ olun yayınımıza katıldığınız, katkı verdiğiniz için.
Bakan Ömer Dinçer : Ben teşekkür ederim
Bakan Ömer Dinçer : Teşekkür ediyorum sağ olun.
Muhabir Özlem Pirim : Ayağınızın tozuyla Antalya'ya geldiniz ve açılış konuşmasını yapar yapmaz TRT Haber'e konuk oldunuz, çok teşekkür ediyoruz. Çalıştayın gündemiyle başlayalım. Nasıl katkı sağlayacak eğitim camiasına bu toplantı?
Bakan Ömer Dinçer : Sizin de bildiğiniz gibi eğitimde aslında kaliteyi artırmak istiyorsanız üzerinde duracağımız en önemli öğe, öğretmenlerimiz. Hakikaten hem eğitim sisteminin kalitesinin artırılması, hem çocuklarımızın uluslararası alanda rekabette avantajlı konuma gelecek bilgi ve donanıma sahip olması ancak öğretmenlerimizle mümkün. Siz dünyanın en iyi müfredatını oluştursanız, içeriği en güzel kitapları hazırlamış, öğrencilere sunmuş olsanız, en modern teknolojiyi hazırlayıp sınıflara koysanız eğer öğretmen bunu bilmiyor, bunu kabullenmiyor, benimsemiyor ve onu severek öğrencilerine aktarmıyorsa, eğitimde, nitelikte olmamız mümkün değil. Bu açıdan bunun farkındayız. Bunun farkında olarak da Türkiye'de ilk defa eğitim niteliğine yönelik olarak öğretmeni ele alan bir çalıştay yapıyoruz. Bu çalıştayda öğretmenlik mesleğini seçme sürecinden başlayarak, yani herhangi bir lise mezunu öğrencimizin ben öğretmen olacağım demesi sürecinden başlayarak eğitim fakülteleri, eğitim fakültelerinde öğretmen ihtiyacına göre kontenjanların belirlenmesi ve eğitim fakültelerinin içeriğinin tanımlanması. Sonra Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz öğretmen alırken bunu seçme, yerleştirme ve eğitimi gibi programları nihayet öğretmen mesleği süreci içerisinde hem öğretmenin mesleki gelişimi hem de kariyer basamaklarının oluşumu gibi bütün konuları burada bir bütünlük içinde tartışacağız. Ve buradan hareketle ulusal bir öğretmen stratejisi oluşturmaya çalışacağız. 3 günlük çalışmamızın özeti bu, burada.
Muhabir Özlem Pirim : Evet, bu çalışmalar ışığında elbette eğitimin sorunları da konuşulacaktır ve çok yeni bir öğretmen stratejisi belirlenecektir. Bu toplantı bu anlamda büyük önem arz ediyor. Ama malumunuz çok büyük bir acı yaşandı, öğretmenlerimizi kaybettik. Van depremine ilişkin de Milli Eğitim Bakanlığı önemli çalışmalara imza attı. Öncelikle Van'da 5 Aralık'ta eğitim öğretim başlayacak mı, kaç okulumuz hasar görmüştü ve kaç okulda eğitim başlayabilecek?
Bakan Ömer Dinçer : Şimdi özellikle birinci depremden sonra hatırlayacaksınız aşağı yukarı 20 civarında okulumuz hasar görmüştü ve artık eğitim yapılamayacak durumdaydı. Ancak Van'daki 2. depremden sonra hasarlı okul sayımız arttı. Son tespitler yeni sonuç olarak elimize ulaştı. 40-44 civarında maalesef okulumuzda eğitim yapamayacak duruma geldik. Ama bütün bunlara rağmen biz hem çocuklarımızı başka okullara naklederek veya taşımalı sistemle en yakınlarındaki okullara yönlendirerek eğitimi aksatmamaya, uzun süre aksatmamaya, uzun süreli aksatmamaya çaba sarf edeceğiz. Bu maksatla yine süratle okulları gözden geçiriyoruz ve ders yapmayı hazır hale getiriyoruz. Ama tabi bu süreçte daha önemli olan, öğretmenlerimizin gelip ikamet sorunlarının çözülmesiyle ilgili. Biliyorsunuz kış şartları Van'da yaşam oldukça zor görünüyor şimdi. Ama öğretmenimiz de Van'a gelip hizmet sunmaya başlayacağında en azından başını sokacak sıcak bir yuvaya ihtiyaç duyuyor. O maksatla da çok yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Van içerisinde yaklaşık 48 adet Toplu Konut İdaresi'nden daire teslim aldık, öğretmenlerimizin önemli bir kısmını oraya yerleştireceğiz. Ayrıca Erciş'te yaklaşık 200 yataklı bir pansiyonu yine öğretmenlerimiz için hazırladık. Ayrıca daha önceden de ifade etmiştim. Anaokullarında birer sınıfı boşaltıyoruz. Anaokullarımızın küçük mutfağı, banyosu, tuvaleti de var bildiğimiz gibi. Birer odasını yine öğretmenlerimize tahsis edeceğiz. Ayrıca en az 200 adet olsun diye planlıyoruz şimdilik. Yine içinde banyo, tuvalet ve küçük mutfağın olduğu konteynerları öğretmenlerimiz için hazırlamaya çalışıyoruz. Eğer başka bir olumsuz faktör ortaya çıkmazsa mevcut duruma göre 5 Aralık'ta eğitimi yapabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Şayet bu hazırlıklarımız tamamlanırsa bu eğitime başlayacağız.
Muhabir Özlem Pirim : Kaç okulda başlayabilecek gibiyiz Sayın Bakan?
Bakan Ömer Dinçer : Geriye kalan bütün okullarımızda başlayacağız. Bizim Van ilinde toplam 1018 tane okulumuz var. Bu bahsettiğimiz 40-44 okulu düştükten sonra geri kalan bütün okullarda eğitim yapabilecek durumda olduğumuzu biliyoruz. Zaten şu anda belki de bu konuda çok ciddi sıkıntı çekmeyebiliriz diye de bir hesabımız var, önümüzdeki hafta daha da netleşecek bu. Çünkü oradan vatandaşlarımız biliyorsunuz kış şartları sebebiyle Anadolu'nun değişik yerlerindeki misafirhanelere, pansiyonlara dağıtılıyorlar, orada misafir edilecekler. Bu vesileyle oraya giden ailelerimizin çocukları da en yakınlarındaki okullarında misafir öğrenci olarak eğitilecekler. Bu açıdan bakıldığında ne kadar sıkışıklık olacağını ancak bu taşınmalar bittikten sonra tespit edebileceğiz. Zannediyorum önümüzdeki haftadan itibaren daha somut veriler elimizde olur.
Muhabir Özlem Pirim : Peki, öğretmenlerimize gelecek olursak, 800 öğretmen ataması yaptınız 2011 yılında ataması yapılmış ama, oraya gitmemiş öğretmenlerin yerine. Öğretmen açığımız var mı, mevcut öğretmenlerle birlikte bu atanan öğretmenlerle kaç öğretmen civarında görev yapar, yeni açık olur mu, yeni atamalara ihtiyaç duyulur mu? Öğretmenler atamaları konusunda yani, Van'a yapılacak.
Bakan Ömer Dinçer : Şimdi biliyorsunuz Van'da yaklaşık 100 öğretmenimizi kaybettik. Yani bunlardan 75 tanesi hayatını kaybetti, tekrar onlara rahmet diliyorum. 15 civarında da, 15-16 civarında da enkazdan yaralı olarak çıkardığımız öğretmenlerimiz vardı. Böyle bakacak olursak biz onların yerine yaklaşık 800 civarında öğretmeni oraya tekrar atadık. Ama zaten Van'da bizim de öğretmene ihtiyacımız vardı fazladan, bunu da ücretli öğretmenle karşılıyorduk. Yine her halükarda bu 800 öğretmeni atamış olsak bile, biz ücretli öğretmenlerle yaptığımız sözleşmeleri bozmayacağız. Eğitim başladığı zaman da o ücretli öğretmenlerimizi de istihdam etmeye devam edeceğiz. Bunun sebebi biliyorsunuz yaklaşık 1 aylık, hatta 1 aydan biraz daha fazla bir eğitim açığı olmuştu orada. Halbuki birçok çocuğumuz SBS sınavına girecek veya üniversite sınavına hazırlanıyor. O çocuklarımız için etütler, hafta sonları kurslar ve benzeri programlar, tamamlayıcı ve destekleyici programlar düşünüyoruz, o öğretmenlerimizi de orada istihdam edeceğiz.
Muhabir Özlem Pirim : Sayın Bakanım, gelelim öğrencilerin durumuna. Mevcut kalan öğrenciler var aileleriyle orada, bir de geçici ya da kalıcı göçle Van'ı terk etmiş olanlar var. Gidenler, istedikleri her gittiği ilde kayıt yaptırabilecekler mi okullara. Bir de sınavlı girmiş öğrenciler vardı. Onlar da yine bu sınavlı girilmiş olan okullara kayıt yaptırabilecek mi?
Bakan Ömer Dinçer : Yani hiçbir çocuğumuz eğitiminden dışarıda kalmayacak bunu bir kere net bir şekilde ifade edelim. Sınavla alım yapan okullarımızda gittiği ildeki okulun şartlarını taşımıyorsa öğrencimiz, onu misafir öğrenci olarak kabul edeceğiz yıl sonuna kadar, yani Haziran sonuna kadar orada misafir öğrenci olarak eğitimini alacak, sonra da kendi okuluna geri dönecek. Ama o gittiği okulun şartlarını tutuyorsa puanı ve benzeri diğer özellikleri, o kez istiyorsa ve kalıcı olarak göç etmişlerse, biz kontenjan şartı aramadan kaydını o okulda yapacağız öğrencilerimizin. Onun dışında zaten sınavsız alan okullarda adrese dayalı kayıt sistemiyle ilgili şartları aramıyoruz, çocuklarımızın kaydı yapılacak.
Muhabir Özlem Pirim : Efendim, ataması yapılan öğretmenlerimiz de, yani zor koşullar, oraya ben de gittim gördüm, gerçekten çok kolay değil, Van yeniden inşa edilecek. Ataması yapılanlardan gitmek istemeyenler olur mu ya da mevcut orada görev yapacak olanlardan bir gönülsüzlük olabilecek mi, yani görevlerine başlayacak mı hepsi de, hem mevcut kalanlar, hem de ataması yapılanlar?
Bakan Ömer Dinçer : Biz başlamasını istiyoruz. Zaten öğretmenlik mesleği özü itibariyle biraz fedakarlık gerektiren bir husus değil mi? Şimdi biz o konularda öğretmenlerimizin ortaya koyduğu çabayı bence asla küçümsemeyelim. Şu anda Van'da bütün sivil toplum örgütlerinden, hatta oradaki çadırların kurulması ve benzeri işlemlerin pek çoğunda öğretmenlerimiz önderlik yapıyorlar. Aş evlerinde yemek dağıtıyorlar, çadır kurulmasına yardım ediyorlar, sosyal yardımların dağıtımında aktif rol oynuyorlar. Öğretmenlerimiz zaten bu işleri yaparak kendilerini orada da ispat ettiler. Eğer onun dışında bir öğretmenimiz var da ben oraya gitmiyorum derse, ben doğrusu onu ayıplarım. Çünkü, tam bu an fedakarlık yapmamız gereken bir an. Tam bu an orada başka zaman gitmeyecek olsak bile şimdi gitmeyi isteyeceğimiz bir an. Bugün orada olmayacaksa öğretmenimiz, bugün orada çocuğa sahip çıkmayacaksa ne zaman nerede sahip çıkacak bu açıdan bakıldığında? Ben sadece orada enkazdan yaralı çıkarılan öğretmenlerimiz için farklı bir uygulama yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bunun dışındaki bütün öğretmenlerimizin kendi şartlarını zorlayarak orada gelmelerini, eğitime başlamalarını, hayatın normalleşmesi için ilk adımı onların atmasını ve çocuklara sahip çıkmalarını bekliyorum. Yani, öğretmenlik bu zaten. Dolayısıyla, farklı bir şey düşünmek istemiyorum ben.
Muhabir Özlem Pirim : Efendim, Van'da yaşamını kaybetmiş öğretmenlerimizin aileleri için el uzattınız, 10'ar bin lira ilk aşamada ödeme yapıldı. Ayrıca asaleten atanmış öğretmenlerle ilgili olarak da aylık ailelerine 595'er lira bir ödeme yapılacak, aylık bağlanacak. Ancak burada maalesef stajyer statüsünde olan öğretmenlerimiz de yaşamını yitirdi, onlar için bir düzenleme olacak mı, onların aileleri bu maaştan faydalanabilecek mi?
Bakan Ömer Dinçer : Onlar sosyal güvenlik kapsamı içerisine giremiyorlar mevcut hukuki mevzuat açısından ama, onlara da ayrıca hukuki bir düzenleme yapılacak, bazı destekler ve sosyal güvenliğe benzer yardımlar sürekli olarak yapılacak. Dolayısıyla, onunla ilgili Çalışma Bakanlığımız bir hazırlık yapıyor. Bu hazırlıklar netleştiği zaman kamuoyuyla paylaşılacak onlar.
Muhabir Özlem Pirim : Son olarak diyebilir miyiz ki, evet 5 Aralık'a kadar okullarımız yetiştirilmeye çalışılıyor, eğitime başlanacak, ama herhangi bir olumsuzluk olması durumunda biraz daha ötelenebilir mi? Son olarak hani okulların ne zaman açılacağına yönelik mesajımızı alalım ve sonlandıralım sohbetimizi.
Bakan Ömer Dinçer : Şimdi biz eğitimi hayatın normalleşmesi için önemli görüyoruz ama en az onun kadar önemli olan başka bir husus, çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin sağlığı. Şayet artçı depremler devam ediyorsa, o zaman oradaki insanları anlayışla karşılamak gerekecek. Yani, artçı depremlerin devam ettiği bir süreçte çocukların okula girmek istemeyişleri anlayışla karşılanmalı. Bizim kendimize tanıdığımız süre 5 Aralık'a kadar. Durumu gözlüyoruz, duruma göre, oradaki şartlara göre buna karar vereceğiz. Biliyorsunuz 14 Kasım'da eğitime başlayacaktık, hem de büyük bir motivasyonla, büyük bir moralle 14 Kasım'a hazırlanmaktaydık. Birkaç gün kala Van'da yeniden bir deprem oldu. Dolayısıyla, durumu bilemiyoruz, her şey o tarihte daha netlik kazanacak. Bizim amacımız; sağlıklı, çocuklarımızın psikolojilerini göz önüne alıp, ama yine onların da geleceklerine yönelik herhangi bir aksilik ortaya çıkmadan eğitimlerine başlamak olacak. Bakalım ne gösterecek günler.
Muhabir Özlem Pirim : Hayırlısı diyelim. Ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak Van depreminin eğitim hayatının yeniden canlandırılması için yapmış olduğunuz çalışmalar için de biz de teşekkür edelim, çok sağ olun yayınımıza katıldığınız, katkı verdiğiniz için.
Bakan Ömer Dinçer : Ben teşekkür ederim