Merhaba arkadaşlar şuanda mardinde'yim yani harikalar diyarındayım sevgi dolu müthiş insanların arasında buldum kendimi burada görev yapan öğretmen arkadaşlarımızın misafiriyiz .Sırtımda bağlamam Mardin sokaklarını dolanırken yüzünde derin çizgiler olan yaşlı bir ninemle gözgöze geldim elleri yüklü idi ama öyle görünüyor ki yüreğinde de ağır yükler taşıyor ninem.İsmi “HADRA” ninemin yüreğini bilmem ama elindeki yükü hafiflettim sanırım ninemin onunla küçük yürüyüşümde ondan duyduklarım karşısında hayatla olan mücadelemizde fazla mızmızlandığımızı bir kez daha anladım..Evine gittim ninemin evde 6 çocuk 5 torun ne yapsın hepsine ninem bakıyor.Nasıl mı?Sıkma börek yaparak..şimdi nasıl öpmezsin bu elleri…O ellerki minicik torunlarını okutmak için çalışıyor.Öğretmen olduğumu
duyunca sarıldı sıkı sıkı kucakladı..Hiç öğretmeni olmamış ninemin …Gözleri nemli nemli baktı şöyle bir bana…ve sırtımdaki bağlamama takıldı gözleri.. :Çalabiliyon mu hele…dedi yarım yamalak türkçesi ile
Bende tıngırdatıyorum işte dedim…
Arkadaşlar görseniz ninemi bir ses var ki hayran kaldım…Türküler söyledik doya doya …
Yüreği o kadar sıcak ki ninemin Mardinin o soğuk havası birden ilkbahar havasına büründü..
Torunlarını görmelisiniz gözler ışıl ışıl bilgiye ve sevgiye susamış çocuklar…Mardin çocukları işte...Bu arada bir yazma armağan etti bana … Canım ninem buda sana benden ve tüm öğretmen arkadaşlarımdan bir hediye olsun…Senin gibi nineler var oldukça bizim sırtımız yere gelmez ellerinden öperim… seni seven ….Sarı kızın…
SENİN İÇİN
Umuda Bir selam saldım
senin için.....
Umudumu
Mormenekşelere yükleyip koca bir buket
hasretimden güzel bir türkü koydum ortasına
senin için
umuda bir selam saldım
söyle düştümü yüreğine
Canım nineme….
Bir dağ köyünün tezek kokan damında
Hayır yoksa ne penceresinde, ne camında
Sıralar kırılmış tavan akıyorsa,
Birde memleket sevdası yüreğini yakıyorsa,
Arama başkalarını ben ordayım...!
Merak mı ettin kim olduğumu?
Ben köy öğretmeniyim...
Her sabahın alaca karanlığında,
Yeni bir hayalle derse koşarım,
Tamamsa talebem, hazırsa konum,
Mutlu bir gün yaşarım...
Dert etmem altının ıslanmasını,
Burnunun akmasını,
Bir ana şefkatiyle kendim yıkarım,
Onlar benim yavrularım,
Gözüm gibi bakarım...
Ben köy öğretmeniyim,
Teftiş kaygısı bağlamaz beni...
İyi gelmiş, kötü gelmiş,
Umurumda değil,
Vicdanımla başbaşayım...
Allah’ın huzurunda,
Milli his uyandırmışsam ne mutlu bana
Fidanlarımın ruhunda...
Ben köy öğretmeniyim,
İçim neyse dışımda odur...
Karşı dağın yamaçlarına sorun,,
Ünitemin amaçlarına sorun
Sorun; Ali’me , Mehmet’ime Ayşe’me...
Elif Bacıma, Hasan Emmime, Hüsne Nineme
Sorun ; çil horoza, al taya, karabaşa...
Sarı danaya, al boğaya, serçe kuşa...
Hepsi tanırlar beni,
Ben onlardan biriyim,
Çünkü; köy öğretmeniyim...
Ne laboratuar bulursun okulumda,
Ne harita,
Ne odun, ne soba,
Bir kere yanmaya görsün çatılar
Ne su bulursun, ne kova...
Acıdır söylemesi ama,
Ne düzgün bir sıra,
Ne iyi bir karatahta...
Ben köy öğretmeniyim,
Yokluklar içinde varlık,
Size fidanlarımı anlatayım.
Benim fidanlarım...
Daha küçük,
El kadarcık.
Ben onlarla varım,
Onlarla yaşarım,
Onlarla kalkar,
Onlarla düşerim.
Bakmayın tebeşir kaplı suratıma,
Ütüsüz ceketime, eski kravatıma,
Benimle dünyaya bakanlar var,
Benimle çağlayıp akanlar var,
Peygamber mesleği benim mesleğim,
Öğünerek söylerim her zaman,
Ben köy öğretmeniyim,
Ben köy öğretmeniyim...
Nice ninelerin evlatlarına bakarım…
Katıksız saftır yürekleri…
Tıpkı nineleri gibi….
duyunca sarıldı sıkı sıkı kucakladı..Hiç öğretmeni olmamış ninemin …Gözleri nemli nemli baktı şöyle bir bana…ve sırtımdaki bağlamama takıldı gözleri.. :Çalabiliyon mu hele…dedi yarım yamalak türkçesi ile
Bende tıngırdatıyorum işte dedim…
Arkadaşlar görseniz ninemi bir ses var ki hayran kaldım…Türküler söyledik doya doya …
Yüreği o kadar sıcak ki ninemin Mardinin o soğuk havası birden ilkbahar havasına büründü..
Torunlarını görmelisiniz gözler ışıl ışıl bilgiye ve sevgiye susamış çocuklar…Mardin çocukları işte...Bu arada bir yazma armağan etti bana … Canım ninem buda sana benden ve tüm öğretmen arkadaşlarımdan bir hediye olsun…Senin gibi nineler var oldukça bizim sırtımız yere gelmez ellerinden öperim… seni seven ….Sarı kızın…
SENİN İÇİN
Umuda Bir selam saldım
senin için.....
Umudumu
Mormenekşelere yükleyip koca bir buket
hasretimden güzel bir türkü koydum ortasına
senin için
umuda bir selam saldım
söyle düştümü yüreğine
Canım nineme….
Bir dağ köyünün tezek kokan damında
Hayır yoksa ne penceresinde, ne camında
Sıralar kırılmış tavan akıyorsa,
Birde memleket sevdası yüreğini yakıyorsa,
Arama başkalarını ben ordayım...!
Merak mı ettin kim olduğumu?
Ben köy öğretmeniyim...
Her sabahın alaca karanlığında,
Yeni bir hayalle derse koşarım,
Tamamsa talebem, hazırsa konum,
Mutlu bir gün yaşarım...
Dert etmem altının ıslanmasını,
Burnunun akmasını,
Bir ana şefkatiyle kendim yıkarım,
Onlar benim yavrularım,
Gözüm gibi bakarım...
Ben köy öğretmeniyim,
Teftiş kaygısı bağlamaz beni...
İyi gelmiş, kötü gelmiş,
Umurumda değil,
Vicdanımla başbaşayım...
Allah’ın huzurunda,
Milli his uyandırmışsam ne mutlu bana
Fidanlarımın ruhunda...
Ben köy öğretmeniyim,
İçim neyse dışımda odur...
Karşı dağın yamaçlarına sorun,,
Ünitemin amaçlarına sorun
Sorun; Ali’me , Mehmet’ime Ayşe’me...
Elif Bacıma, Hasan Emmime, Hüsne Nineme
Sorun ; çil horoza, al taya, karabaşa...
Sarı danaya, al boğaya, serçe kuşa...
Hepsi tanırlar beni,
Ben onlardan biriyim,
Çünkü; köy öğretmeniyim...
Ne laboratuar bulursun okulumda,
Ne harita,
Ne odun, ne soba,
Bir kere yanmaya görsün çatılar
Ne su bulursun, ne kova...
Acıdır söylemesi ama,
Ne düzgün bir sıra,
Ne iyi bir karatahta...
Ben köy öğretmeniyim,
Yokluklar içinde varlık,
Size fidanlarımı anlatayım.
Benim fidanlarım...
Daha küçük,
El kadarcık.
Ben onlarla varım,
Onlarla yaşarım,
Onlarla kalkar,
Onlarla düşerim.
Bakmayın tebeşir kaplı suratıma,
Ütüsüz ceketime, eski kravatıma,
Benimle dünyaya bakanlar var,
Benimle çağlayıp akanlar var,
Peygamber mesleği benim mesleğim,
Öğünerek söylerim her zaman,
Ben köy öğretmeniyim,
Ben köy öğretmeniyim...
Nice ninelerin evlatlarına bakarım…
Katıksız saftır yürekleri…
Tıpkı nineleri gibi….