Merhabalar Okul Öncesi Forum Resmi Web Sitesi 'Biz BÜYÜK Bir Aileyiz'

Foruma ücretsiz kayıt olarak mesaj gönderebilir, yeni konular oluşturabilir ve diğer üyeler ile etkileşim içine olabilirsiniz.

Kekemelİk

Katılım
22 Kas 2007
Mesajlar
901
Tepki Skoru
0
Puanları
0
KEKEMELİK


Eğer çocuğunuzun, bir yakınınızın, bir öğrencinizin ko¬nuşmasında başlayamama, tutulma, tekrar etme, uzatma şeklinde bir sorun varsa yalnız olmadığınızı bilmelisiniz. Bu sorunla iç içe olan yüzlerce insan var. Onlardan biri de sizsi¬niz. Sizin endişelerinizi, kaygılarınızı ve gelecekle ilgili korku¬larınızı anlıyorum. On yıldan beri konuşma bozuklukları ala¬nında yüzlerce kekeme çocuk, genç, yetişkin ve aile ile çalıştım. İşte onların tipik soru ve yorumlarından bazıları:
"Çocuğum ilk yaşında çok güzel konuşmaya başladı, beş yaşındayken babasını yitirince önce bir hafta hiç konuşmadı. Sonraları konuşmasında tutulmalar oldu."
"Çocuğum sakin bir ortamda hiç kekelemeden konuşuyor. Ne var ki heyecanlandığında konuşmasında tutukluk oluyor."
"Çocuğum benimle konuşurken kekelemiyor, ancak baba¬sıyla, okul müdürüyle veya öğretmeniyle iletişim içine girince kekeliyor."
"Çocuğum altı yaşına kadar çok güzel konuşuyordu. Ona yolda araba çarpınca kekelemeye başladı."
" Çocuğum kekelemeden konuşabilecek mi? Bu sorunun üstesinden nasıl gelebiliriz? "
Bu endişeler konuşmasının akıcılığı bozulmuş çocuk ve gençlerin anne ve babalarının ortak olduğu rahatsızlıklar ola¬rak karşımıza çıkıyor. Hiç kimse çocuğunun konuşurken ke¬kelemesini istemez ama bu sorunun üstesinden nasıl geline¬bileceği ile ilgili korkuları vardır. İleriki yaşamında konuşma¬sındaki bu düzensizliğin insanlar arası ilişkilerinde, akademik başarısında, meslek yaşamında ve evlilik hayatında ne gibi sorunlar yaratacağına ilişkin kaygıları olur. Çocuğumun ko¬nuşması hep böyle mi devam edecek? Bu soruna çözüm ge¬lebilecek uzman kim? Bu sorun zaman içerisinde kendiliğin¬den kaybolur mu? Yoksa daha da kötüye mi gidecek? Sorunun kaynağı nedir? Çözüm için hekime mi gitmeli, yoksa eği¬timciye veya psikologa mı çocuğumu götürmeliyim? Bunun gibi sorular ana-babaların kaygı ifadeleri olabilmektedir.
Çocuk hasta olunca bir uzman hekime gidilerek birkaç an¬tibiyotik, ağrı kesici ve vitaminle sorunu çözebilirsiniz. Ancak konuşmadaki ritim bozukluğu bir hastalık mıdır ki ilaçla teda¬vi edilsin gibi umutsuz arayışlar uzar gider. Kimi aile, sorunun çözümünü zamana bırakırken, kimisi de sorunun çözümü için değişik uzmanlara gitmeyi tasarlar. Bu konuda kendileri¬ne yardımcı olabilecek uzmanı bulma konusunda arayışa girer. Aradığını bulunca da bir tek gidişle sorunun çözümünü bekler, bu sorunu en kısa zamanda çözerek rahatlamak is¬ter. Çünkü çocuğun irkilerek, uzatarak konuşması hem ana-babayı hem de diğer kardeşleri mutsuz eder.
Çocuk okula gidiyorsa öğretmen de aynı duyguları yaşayacaktır. Sorunun çözümü için öğretmen çabalama davranışına girmek ister ancak bunun başlatıcısının anne ya da babadan gelmesini bekleyecektir. Sınıf ortamındaki diğer öğrencilerin kekeleye¬rek konuşan çocuğa yönelik tutum ve davranışları birbirinden farklı olacaktır. Kimi öğrenci arkadaşının bu tür konuşmasına anlam verememektedir. Kimi öğrenci bu durumu kekeleyene hissettirmek istemez. Bunun yanındaki kimi öğrenci ise bunu bir alay konusu haline getirebilir.
Görüldüğü gibi kekeleyen öğrencinin sorunu aile içinde dönüp dolaşmamakta, çocuğu sarmalayan tüm çevreyi de kapsamaktadır. Bu bağlamda sorun kişisel olmaktan çıkıp toplumsal bir soruna dönüşür. Kekeleyen çocuk için bu çok daha ciddi sorunlar yaratır. Okul çevresinde anlayış görme¬yince okula gitme isteği azalacak, hatta yok olacaktır. Çünkü kekeleme davranışı çocuğun diğer bireyler tarafından "ke¬keme" olarak adlandırılmasına yol açacak ve hep bu adla anılmasına neden olacaktır. Kekeleme davranışı içerisindeki bir birey için bu durum birçok soruna neden olur. Sorun çocu¬ğun tüm dünyasını alt üst etmeye ve toplumdan soyutlanma¬ya kadar devam edebilir. Başlangıçta sadece konuşmanın akıcılığı ile ilgili olan sorun ileriki zaman sürecinde psikolojik sorunlara yol açarak yaşamında derin izler bırakacak niteliğe bürünebilir.
Hiç şüphesiz çocukların insanlar arası iletişimi kurabilmesi özveri isteyen zor bir iştir. Çocukların ilk ve doğal öğretmeni olan anne-babalara çok önemli görevler düşmektedir. Öncelik¬le anne-babaların çocuklarının konuşmasını istendik bir duru¬ma getirme isteklerinin ve inançlarının tam olması gerekir. Bu sorun ne onların çabası, ne de öğretmenin ve konuşma tera¬pistinin tek çabasıyla olumlu sonuç vermez. Her üç dinamiğin güç birliği ile olumlu sonuç alınacağı unutmamalıdır. Anne-baba, öğretmen ve uzman etkileşiminin oluşturduğu ağın hiç¬bir şekilde bozulmamalı ve bu etkileşim sürekli tutulmalıdır.

Alıntı
 

Giriş yap

Okul Öncesi Forum TV

000
Gün
00
Saat
00
Dakika
00
Saniye
Canlı yayına kalan süre.

18 Yıldır Sizlerle

18 yıldır sizlerleyiz. Türkiye'nin ilk okul öncesi eğitim platformu
Üst