Bizim Muhammed bugün şu 3.5 gündür yaptığımız etkinliği yaparken "öğretmenim kadriye öğretmen varken (geçen sene) tatil 3 gün oluyordu. (haftasonu tatili)" dedi. Sonra da "Siz de 3 gün tatil yapın" diye ekledi.
Ben de geçen sene de 2 gün tatil olduğunu söylesem de inandıramayınca çareyi topu milli eğitim bakanına atmakta buldum. Ve dedim ki: "Ama tatilin kaç gün olacağına ben karar vermiyorum ki."
Arda: "Müdür mü veriyor?"
Ben: Hayır müdür de vermiyor. (Bu arada ben düşünüyorum nasıl anlatacağımı)
Mehmet: Müdür de vermiyor , Milli eğitim müdürü de vermiyor , (bizim milli eğitim müdürü sıkça okulları gezdiğinden ve namı ağzımızdan düşmediğinden bu kelime grubuna aşina çocuklar) , Kaymakam da vermiyor (Genelde MEM müdürü ile birlikte gelir kendileri) , Başbakan veriyor.
Ben: (Laf aramızda başbakan onu da değiştirebilir mi bilmiyorum) Fakat "evet" dedim başbakan veriyor. (Bu arada başbakanın ismini biliyor musunuz diye sordum. Bilemediler ve ben de Recep Tayyip ERDOĞAN dedim)
Yaşar: Öğretmenim o zaman başbakana söyle tatili yeniden 3 gün yapsın.
Ben: Ama tanımıyorum ki başbakanı.
Yaşar: Ama adını biliyorsuuun!
Ben: Adını biliyorum ama tanımıyorum. Sen büyü öğretmen ol kendin söyle olur mu yaşar?
Arda: Ben öğretmen olmayacağım.
Yaşar: Ben öğretmen olacağım.
---Aradan biraz zaman geçer---
Yaşar: Ama erkek öğretmen olacağım.
---İşte ben burda koptum. (Sanki burdan önce konuşulanlar normalmiş gibi gayet sakin dinlerken burda koptum)---
İrem: Ben Pelin öğretmen olacağım.
Yaşar: Ben de Mustafa öğretmen olacağım.
Ben: Eeee peki ben ne olacağım?
Sınıf: Hahahahaha!!

Ufak tefek detayları atlamış olabilirim amasöyleyen kişileri iyi hatırlıyorum. Cümleler de böyleydi. Sadece şivesel farklılıkları düzelttim.

Not: Bu etkinlik çocuklara iyi gelmedi sanırım