- Katılım
- 10 Ocak 2013
- Mesajlar
- 8
- Tepki Skoru
- 0
- Puanları
- 0
Araştırmacılar gelişimsel özelliklerin doğası ile ilgili değişik alanlara yönelmişler ve insanın gelişimsel süreci üzerine değişik kuramlar geliştirmişlerdir. Biyolojik kuramlar, öğrenme kuramları, psikanalitik kuramlar ve bilişsel gelişim kuramları dört ana çerçeveyi oluşturmuştur. İnsan gelişimi üzerine yazılan kitap ya da bölümlerde yazarlar ya gelişim dönemleri ile ilgili bu kuramlar üzerinden boylamsal olarak gelişimi vermekte ya da yaş grupları içindeki gelişimsel özellikleri kesitsel olarak aktarmaktadırlar (Örneğin; doğum öncesi, bebeklik, oyun çağı, okul çağı, erken-orta ve geç ergenlik, erken-orta ve geç yetişkinlik gibi, ya da 0-1 yaş gelişimi, 2-6 yaş, 7-12 yaş, 13-18 yaş gibi).
İnsanın fiziksel ve ruhsal gelişimi üzerine yapılan çalışmalar; insan gelişiminin her birey, her toplum ve kültür için standart olmasa da büyük benzerlikler gösteren ve belirli bir düzen izleyen gelişimsel dönemleri olduğu görüşünde birleşmektedir. İlk olarak Erik Erikson tarafından tanımlanan ve Piaget’nin bilişsel gelişim kuramında da vurgulananepigenetik kurala göre, gelişimin sağlıklı olarak sürebilmesi için her dönemin kendi içinde gereksinim, sorun ve görevler yönünden uygun zamanda tamamlanması gerekmektedir. Dönemler davranışın analiz edilmesine, biyolojik sınıflandırmaların yapılmasına ve sürekliliğin anlaşılmasına yardım eder.
“Çocukluğun ilk 6 yılı” bireyin gelişiminin temel taşlarını oluşturması, temel bilgi ve becerilerin bu erken gelişim yıllarında kazanılması nedeniyle büyük önem taşır. Kişilik oluşumu yönünden de önem taşıyan ilk 72 ayda çocuk, kendisine uyarıcı bir çevre sunan, sevgi gösteren, ve sağlıklı gelişimini sağlayan anne-babaya gereksinim duyar.
Bu erken gelişim yıllarında temeli atılan beden gelişimi, psiko-sosyal gelişim ve kişilik yapısının, ileri yaşlarda yön değiştirmekten çok aynı yönde gelişme şansı daha yüksektir.
Çocuk gelişiminin kendine özgü dinamikleri olduğu, her gelişim evresinin büyük oranda daha önceki evreler tarafından belirlendiği gerçektir. Araştırmalar, çocukluk yıllarında kazanılan davranışların yetişkinlikte, bireyin kişilik yapısını, tavır, alışkanlık, inanç ve değer yargılarını büyük ölçüde biçimlendirdiğini ortaya koymaktadır.
İnsanın fiziksel ve ruhsal gelişimi üzerine yapılan çalışmalar; insan gelişiminin her birey, her toplum ve kültür için standart olmasa da büyük benzerlikler gösteren ve belirli bir düzen izleyen gelişimsel dönemleri olduğu görüşünde birleşmektedir. İlk olarak Erik Erikson tarafından tanımlanan ve Piaget’nin bilişsel gelişim kuramında da vurgulananepigenetik kurala göre, gelişimin sağlıklı olarak sürebilmesi için her dönemin kendi içinde gereksinim, sorun ve görevler yönünden uygun zamanda tamamlanması gerekmektedir. Dönemler davranışın analiz edilmesine, biyolojik sınıflandırmaların yapılmasına ve sürekliliğin anlaşılmasına yardım eder.
“Çocukluğun ilk 6 yılı” bireyin gelişiminin temel taşlarını oluşturması, temel bilgi ve becerilerin bu erken gelişim yıllarında kazanılması nedeniyle büyük önem taşır. Kişilik oluşumu yönünden de önem taşıyan ilk 72 ayda çocuk, kendisine uyarıcı bir çevre sunan, sevgi gösteren, ve sağlıklı gelişimini sağlayan anne-babaya gereksinim duyar.
Bu erken gelişim yıllarında temeli atılan beden gelişimi, psiko-sosyal gelişim ve kişilik yapısının, ileri yaşlarda yön değiştirmekten çok aynı yönde gelişme şansı daha yüksektir.
Çocuk gelişiminin kendine özgü dinamikleri olduğu, her gelişim evresinin büyük oranda daha önceki evreler tarafından belirlendiği gerçektir. Araştırmalar, çocukluk yıllarında kazanılan davranışların yetişkinlikte, bireyin kişilik yapısını, tavır, alışkanlık, inanç ve değer yargılarını büyük ölçüde biçimlendirdiğini ortaya koymaktadır.