Yaşlı kızılderili torunu ile evinin önünde oturuyormuş. Torununun dikkatini bahçe kapısının önünde zincirle bağlı olan biri beyaz diğeri de siyah iki köpek çekmiş.
"-Dede, Şurada duran köpekler niye kavga ediyor? ve niye biri beyaz diğeri de siyah?"
"-Onlar iyiliğin ve kötülüğün sembolüdürler. İyilik ve kötülük de içimizde şu iki köpek gibi boğuşur."
Küçük çocuk meraklı gözlerle dedesine bakarak şu soruyu sormuş:
"-Peki hangisi kavgayı kazanır?"
Yaşlı adam gülümseyerek:
"-Ben hangisini daha çok beslersem...
_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_
İki adam uçan balonla seyahat ederken birden bir fırtınaya yakalanmışlar ve bilmedikleri bir yere doğru gitmeye başlamışlar. Sonunda balonun kontrolünü ele aldıklarında hava hala kötüymüş. Aralarında nerede olduklarına dair fikir yürütmeye başlamışlar. Aşağı doğru bakmışlar ve bir adam görmüşler. Alçalıp nerede olduklarını sormuşlar.
"-Hemşerim biz nerdeyiz?"
Adam şaşkın şaşkın bakarak:
"-Uçan balonun içindesiniz" demiş.
Birden hava yeniden kötüleşmiş ve iki adam bir daha soru soramadan göğe yükselmiş. Biri diğerine:
"-Az önceki adam filozoftu" demiş. Diğeri:
"-Nerden anladın?" diye sormuş.
"-Bize verdiği cevap doğruydu. Ama işimize yaramadı..."
Felsefeye dair yapılan bu tür eleştiriler ve yergiler daima vardır. Ama şu bir gerçektir ki herhangi bir sav doğru da olsa yanlış da olsa ve bizim işimize yaramasa da, en azındanbaşkasının işine yarayarak şu anki durumumuzdan daha iyiye gitmemize yol açabilir. Belki de daha kötüye götürür. Kim bilir?
-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-
Adamın biri köyün birine gider. Ahali bu garip yabancıyı tanımak için etrafında toplanır. Adam halka kendisinin peygamber olduğunu söyler.
"-Ben peygamberim"
Köylüler haklı olarak:
"-İspat et!" der.
Yabancı elini kaldırır ve karşısında duran duvarı gösterek:
"-Önümde duran şu suru konuşturursam benim peygamber olduğuma inanır mısınız?"
Köylüler "Elhak inanırız" diye cevap verir. Adam duvara döner:
"-Konuş ya duvar!" Buyurur. Duvar birden dile gelir.
"-Bu adama inanmayın, size yalan söylüyor, o peygamber değildir...
-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-
Sokrat'ın karısı durmadan eziyet edercesine söyleniyormuş. Sokrat da baş edemeyeceğini anlayıp, sessiz sakin söylenenlere aldırış etmeden oturuyormuş. Kadın Sokrat'ın bu umursamaz tavrına iyice sinir olmuş. Yanında duran leğenin içindeki suyu adamın kafasından aşağı boca etmiş. Sokrat buna da aldırış etmemiş. Kadın iyice çıldırmış.
"-Konuşsana be adam niye söylediklerime kayıtsız kalıyorsun, başından aşşağı su döktüm yine yadırgamadın!"
Sokrat sakinlikle:
"-Bunca gök gürültüsünden sonra zaten yağmur bekliyordum..."
-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-
Bir gün bir tanıdığı büyük filozofa rastladı ve dedi ki; "Arkadaşınla ilgili
ne duyduğumu biliyor musun?"
"Bir dakika bekle" diye cevap verdi Sokrat. Bana birşey söylemeden önce
senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna "Üçlü Filtre Testi" deniyor.
"Üçlü Filtre?"
"Doğru," diye devam etti Sokrat. Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya
başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir
olabilir.
Birinci filtre: "Gerçek Filtresi"
"Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin
misin?"
"Hayır," dedi adam "Aslında bunu sadece duydum ve ...
"Tamam," dedi Sokrat
"Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi
ikinci filtreyi deneyelim,"
"İyilik Filtresini"
"Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi birşey mi?"
"Hayır, tam tersi ..."
"Öyleyse," diye devam etti Sokrat,
"Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru
olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir
filtre daha kaldı."
"İşe yararlılık filtresi"
"Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?"
"Hayır, gerçekten değil."
"İyi," diye tamamladı Sokrat,
"Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar,
faydalı değilse bana niye söyleyesin ki?"
-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-
"-Dede, Şurada duran köpekler niye kavga ediyor? ve niye biri beyaz diğeri de siyah?"
"-Onlar iyiliğin ve kötülüğün sembolüdürler. İyilik ve kötülük de içimizde şu iki köpek gibi boğuşur."
Küçük çocuk meraklı gözlerle dedesine bakarak şu soruyu sormuş:
"-Peki hangisi kavgayı kazanır?"
Yaşlı adam gülümseyerek:
"-Ben hangisini daha çok beslersem...
_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_0_
İki adam uçan balonla seyahat ederken birden bir fırtınaya yakalanmışlar ve bilmedikleri bir yere doğru gitmeye başlamışlar. Sonunda balonun kontrolünü ele aldıklarında hava hala kötüymüş. Aralarında nerede olduklarına dair fikir yürütmeye başlamışlar. Aşağı doğru bakmışlar ve bir adam görmüşler. Alçalıp nerede olduklarını sormuşlar.
"-Hemşerim biz nerdeyiz?"
Adam şaşkın şaşkın bakarak:
"-Uçan balonun içindesiniz" demiş.
Birden hava yeniden kötüleşmiş ve iki adam bir daha soru soramadan göğe yükselmiş. Biri diğerine:
"-Az önceki adam filozoftu" demiş. Diğeri:
"-Nerden anladın?" diye sormuş.
"-Bize verdiği cevap doğruydu. Ama işimize yaramadı..."
Felsefeye dair yapılan bu tür eleştiriler ve yergiler daima vardır. Ama şu bir gerçektir ki herhangi bir sav doğru da olsa yanlış da olsa ve bizim işimize yaramasa da, en azındanbaşkasının işine yarayarak şu anki durumumuzdan daha iyiye gitmemize yol açabilir. Belki de daha kötüye götürür. Kim bilir?
-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-
Adamın biri köyün birine gider. Ahali bu garip yabancıyı tanımak için etrafında toplanır. Adam halka kendisinin peygamber olduğunu söyler.
"-Ben peygamberim"
Köylüler haklı olarak:
"-İspat et!" der.
Yabancı elini kaldırır ve karşısında duran duvarı gösterek:
"-Önümde duran şu suru konuşturursam benim peygamber olduğuma inanır mısınız?"
Köylüler "Elhak inanırız" diye cevap verir. Adam duvara döner:
"-Konuş ya duvar!" Buyurur. Duvar birden dile gelir.
"-Bu adama inanmayın, size yalan söylüyor, o peygamber değildir...
-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-
Sokrat'ın karısı durmadan eziyet edercesine söyleniyormuş. Sokrat da baş edemeyeceğini anlayıp, sessiz sakin söylenenlere aldırış etmeden oturuyormuş. Kadın Sokrat'ın bu umursamaz tavrına iyice sinir olmuş. Yanında duran leğenin içindeki suyu adamın kafasından aşağı boca etmiş. Sokrat buna da aldırış etmemiş. Kadın iyice çıldırmış.
"-Konuşsana be adam niye söylediklerime kayıtsız kalıyorsun, başından aşşağı su döktüm yine yadırgamadın!"
Sokrat sakinlikle:
"-Bunca gök gürültüsünden sonra zaten yağmur bekliyordum..."
-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-
Bir gün bir tanıdığı büyük filozofa rastladı ve dedi ki; "Arkadaşınla ilgili
ne duyduğumu biliyor musun?"
"Bir dakika bekle" diye cevap verdi Sokrat. Bana birşey söylemeden önce
senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna "Üçlü Filtre Testi" deniyor.
"Üçlü Filtre?"
"Doğru," diye devam etti Sokrat. Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya
başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir
olabilir.
Birinci filtre: "Gerçek Filtresi"
"Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin
misin?"
"Hayır," dedi adam "Aslında bunu sadece duydum ve ...
"Tamam," dedi Sokrat
"Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi
ikinci filtreyi deneyelim,"
"İyilik Filtresini"
"Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi birşey mi?"
"Hayır, tam tersi ..."
"Öyleyse," diye devam etti Sokrat,
"Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru
olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir
filtre daha kaldı."
"İşe yararlılık filtresi"
"Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?"
"Hayır, gerçekten değil."
"İyi," diye tamamladı Sokrat,
"Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar,
faydalı değilse bana niye söyleyesin ki?"
-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-