- Katılım
- 25 Nis 2006
- Mesajlar
- 5,063
- Tepki Skoru
- 25
- Puanları
- 38
Vücudun biyokimyasal işlevlerindeki bozukluklar sonucu gelişen çoğunluğu genetik geçişli hastalıklardır. Tek tek ele alındığında her biri nadir gibi görünürlerse de, hepsi birlikte değerlendirildiğinde önemli bir grup oluştururlar. Değişik yakınmalarla başvurduklarından tanı almadan kalan çok sayıda vaka olduğu gibi, yeni tanımlanan birçok doğumsal metabolizma hastalığı da vardır.
Gelişmiş ülkelere oranla ülkemizde akraba evliliklerinin ve doğum sayısının yüksek olması sonucu doğumsal metabolizma hastalıklarına sık rastlanmaktadır.
Doğumsal metabolizma hastalıklarında tanı konulamamasının ya da tanının gecikmesinin en önemli nedeni, bu hastalıkların nadir olduğu düşüncesiyle, öncelikle günlük uygulamada daha sık rastlanan durumların düşünülmesidir.
Yenidoğanların ve küçük bebeklerin her tür ağır hastalık durumları iyi emmeme, ileri derecede halsizlik, kilo alamama gibi pek özgün olmayan ortak belirtilerle seyrettiğinden, bir çok bebek tanı koymadan kaybedilmektedir. Genellikler ölüm nedeni enfeksiyon olarak kaydedilir ve altta yatan hastalık belirlenemez.
Doğumsal metabolizma hastalıklarının yalnızca yenidoğan ve küçük süt çocuklarında akla gelmesi de yanlıştır. Bu hastalıklar doğumsal olmakla birlikte belirtilerin yaşı, metabolik bozukluğun derecesine göre farklı olur. Erişkin yaşa kadar belirti vermeyen vakalar vardır.
Doğumsal metabolizma hastalıkları gerçekte vücuttaki karmaşık biyokimyasal olayların bozukluklarını yansıtır, ancak basit bir tarama testi ile bu hastalıklara ilk tanısal yaklaşım kolayca yapılabilir, Bu hastalıkların ara ara oluşan ataklarla seyrettiği düşünülerek, böyle bir hastalık düşünülen çocuklarda kan ve idrar örneklerin atak yaptığı dönemde değerlendirilmesi çok önemlidir, bu yapılmadığı takdirde çok vaka atlanabilir.
Birkaç istisna dışında bozuklukların hemen hepsi genetik geçiş gösterdiklerinden anne ve baba arasında akrabalık bulunması, ailede benzer yakınmalarla kaybedilen çocuk olması, doğumsal metabolizma hastalığını düşündürmelidir.
Çocuğun benzer atakları daha önce geçirmiş olması, belirli besinlerin tüketilmesini izleyerek ya da açlık sonrası veya herhangi bir enfeksiyonla birlikte belirti ve bulguların çıkması, doğumsal metabolizma hastalığı olasılığını arttırmaktadır.
Gelişmiş ülkelere oranla ülkemizde akraba evliliklerinin ve doğum sayısının yüksek olması sonucu doğumsal metabolizma hastalıklarına sık rastlanmaktadır.
Doğumsal metabolizma hastalıklarında tanı konulamamasının ya da tanının gecikmesinin en önemli nedeni, bu hastalıkların nadir olduğu düşüncesiyle, öncelikle günlük uygulamada daha sık rastlanan durumların düşünülmesidir.
Yenidoğanların ve küçük bebeklerin her tür ağır hastalık durumları iyi emmeme, ileri derecede halsizlik, kilo alamama gibi pek özgün olmayan ortak belirtilerle seyrettiğinden, bir çok bebek tanı koymadan kaybedilmektedir. Genellikler ölüm nedeni enfeksiyon olarak kaydedilir ve altta yatan hastalık belirlenemez.
Doğumsal metabolizma hastalıklarının yalnızca yenidoğan ve küçük süt çocuklarında akla gelmesi de yanlıştır. Bu hastalıklar doğumsal olmakla birlikte belirtilerin yaşı, metabolik bozukluğun derecesine göre farklı olur. Erişkin yaşa kadar belirti vermeyen vakalar vardır.
Doğumsal metabolizma hastalıkları gerçekte vücuttaki karmaşık biyokimyasal olayların bozukluklarını yansıtır, ancak basit bir tarama testi ile bu hastalıklara ilk tanısal yaklaşım kolayca yapılabilir, Bu hastalıkların ara ara oluşan ataklarla seyrettiği düşünülerek, böyle bir hastalık düşünülen çocuklarda kan ve idrar örneklerin atak yaptığı dönemde değerlendirilmesi çok önemlidir, bu yapılmadığı takdirde çok vaka atlanabilir.
Birkaç istisna dışında bozuklukların hemen hepsi genetik geçiş gösterdiklerinden anne ve baba arasında akrabalık bulunması, ailede benzer yakınmalarla kaybedilen çocuk olması, doğumsal metabolizma hastalığını düşündürmelidir.
Çocuğun benzer atakları daha önce geçirmiş olması, belirli besinlerin tüketilmesini izleyerek ya da açlık sonrası veya herhangi bir enfeksiyonla birlikte belirti ve bulguların çıkması, doğumsal metabolizma hastalığı olasılığını arttırmaktadır.