Doğuda bir köyüm ben,yıkık dökük,harap,uzak,garipsi…..
Çocuklarım vardır benim sarsından beyazına siyahından melezine
sevinçlisinden kederlisine hoplayanına zıplayanına afallayanına
boncuk boncuk bakanına ellerini çırpana kadar onlarca çocuk sesi…
Tıpkı yatağına sadık rengarenk bir şelale gibi…Yağmur olur,bulut olur düşerim
Bazen sapsarı başaklara ve bazende güneşte kıvranır yerde can çekişirken bulunurum.
Doğuda bir köyüm ben bir yamacım Nemrut’a bir yamacım Karacadağ’a baktığında bir
Yanım ulaşılmaz Ağrı dağında kalır.Mağrur ve asi bir yanım Fırat altında saklı belki birgün
Çıkagelirim.
Her parıltıyı toprağında besleyen ben lakin susuz kalır bahçelerim bağlarım.
Çatlar dudaklarım ve sonunda yaprak yaprak dört bir yana savrulur.Zamansız ölürüm
Her kış uzanırım kar altında boylu boyunca kendi yuvasına tünemiş baykuş misali…
Dünyadan habersiz kesilirim,çetin fırtınalara direnirim.Yanlız bir başıma bahar gelir yeşil ile mavi ilk bende kucaklaştığında bir yanım binlerce dala dönüşür.
Ne taklidi bilirim ne otantiği ben doğuda bir başına kalakalmış garip, uzak,amansız
Bir varmış bir yokmuş tadında masal misali bir köyüm…..Akşam sakin ağır sabırla konar bende çobanlar kavallarını ellerine aldıklarında dağlarıma vadilerime mor renginde TÜRKÜler yağar tanyeri kızıla boyandığında en erken ben uyanırım…..
Bebek sesleri horoz ötmeleri ve tezek kokulu soba dumanıyla yaşama gebe bir güne daha sevinçle merhaba derim….
Bir ÖĞRETMEN isterim bende bulutlara baktıkça bulut,kuşlara baktıkça kuş ve yalnızlık içinde sularıma uzandıkça su oluveren ……
Ama maviye çalan gözleriyle çocuklarım bir gün ateşin titreyişiyle bekler tepelerine
Doğacak güneşi umutlarına çare olacak çorak topraklarında nehirler akıtacak bir
ÖĞRETMENİ ……..
Ve acım yanağınızı okşadığında
Sol yanınızı kanatan varlığımla ben
Doğuda bir köyüm….
Doğuda bir öğretmenden…..
Çocuklarım vardır benim sarsından beyazına siyahından melezine
sevinçlisinden kederlisine hoplayanına zıplayanına afallayanına
boncuk boncuk bakanına ellerini çırpana kadar onlarca çocuk sesi…
Tıpkı yatağına sadık rengarenk bir şelale gibi…Yağmur olur,bulut olur düşerim
Bazen sapsarı başaklara ve bazende güneşte kıvranır yerde can çekişirken bulunurum.
Doğuda bir köyüm ben bir yamacım Nemrut’a bir yamacım Karacadağ’a baktığında bir
Yanım ulaşılmaz Ağrı dağında kalır.Mağrur ve asi bir yanım Fırat altında saklı belki birgün
Çıkagelirim.
Her parıltıyı toprağında besleyen ben lakin susuz kalır bahçelerim bağlarım.
Çatlar dudaklarım ve sonunda yaprak yaprak dört bir yana savrulur.Zamansız ölürüm
Her kış uzanırım kar altında boylu boyunca kendi yuvasına tünemiş baykuş misali…
Dünyadan habersiz kesilirim,çetin fırtınalara direnirim.Yanlız bir başıma bahar gelir yeşil ile mavi ilk bende kucaklaştığında bir yanım binlerce dala dönüşür.
Ne taklidi bilirim ne otantiği ben doğuda bir başına kalakalmış garip, uzak,amansız
Bir varmış bir yokmuş tadında masal misali bir köyüm…..Akşam sakin ağır sabırla konar bende çobanlar kavallarını ellerine aldıklarında dağlarıma vadilerime mor renginde TÜRKÜler yağar tanyeri kızıla boyandığında en erken ben uyanırım…..
Bebek sesleri horoz ötmeleri ve tezek kokulu soba dumanıyla yaşama gebe bir güne daha sevinçle merhaba derim….
Bir ÖĞRETMEN isterim bende bulutlara baktıkça bulut,kuşlara baktıkça kuş ve yalnızlık içinde sularıma uzandıkça su oluveren ……
Ama maviye çalan gözleriyle çocuklarım bir gün ateşin titreyişiyle bekler tepelerine
Doğacak güneşi umutlarına çare olacak çorak topraklarında nehirler akıtacak bir
ÖĞRETMENİ ……..
Ve acım yanağınızı okşadığında
Sol yanınızı kanatan varlığımla ben
Doğuda bir köyüm….
Doğuda bir öğretmenden…..