Eğer biz hiç kitap okumuyorsak onlara model olamıyoruz demektir. Dolayısıyla onlardan kitap okumalarını beklemek hayal olur. Ayrıca kendi yapmadığımız bir şey için öğüt vermek de yeterince inandırıcı olmayacaktır. Örneğin; kardeşini döven çocuğa dayakla karşılık veren annenin nasihatlerinin inandırıcı olmayacağı gibi...
Ülkemizde kitap okuma alışkanlığının yeterince gelişmemiş olduğu, son yıllarda artan tirajlara rağmen açık bir gerçektir. Ancak gerek biz eğitimcilerin, gerek siz ana-babaların tartışmasız kabul edeceği bir gerçek de; tüm diğer alışkanlıklarda olduğu gibi, kitap okuma alışkanlığının da küçük yaşlarda kazanıldığıdır.
İşte bu yüzden yaz tatilinin kapımızı çaldığı şu günlerde, tatiller için anne-babaların, öğretmenlerin tartışmasız önerisi kitap okumayla ilgili söyleşelim istedim.
Kitap okumanın faydaları,gelişmiş ülkelerdeki kitap okuma oranları, ülkemizde bir türlü istenilen düzeye gelememiş okuma alışkanlığı ve bunun nedenleri, devlet politikaları, gibi çoğaltabileceğimiz pek çok başlık, bugüne kadar defalarca tartışılmıştır.
Ben bugünkü paylaşımımda, tüm bu tartışmalar yerine, sorumlu, duyarlı ana-baba ve eğitimciler olarak daha fazla zaman kaybetmeden, neler yapabileceğimiz konusundaki fikirlerimi sizinle paylaşmak istedim...
Umut ederim ki, bundan sonraki günlerde, çocuklarımızdaki kitap okuma alışkanlığını daha bilinçli olarak geliştirme fırsatını hep birlikte yakalarız...
İşte bazı önerilerim:
* Öncelikle hepimizin kafasına yerleşmiş yanlış bir kanıyı yıkmamız ve bunu çocuklarımıza anlatmamız gerekmektedir. Kitap okumak bir boş zaman uğraşı ya da bir hobi değildir, başlıbaşına bir iştir.
?Kitap Okuma Alışkanlığı? sıklıkla kullandığımız bir kavramdır. Buradaki ?alışkanlık? kelimesi üzerinde düşünmekte fayda var. Alışkanlıklarımız için boş zaman gerekmez, aksine onlar için boş zaman yaratılır.
Örneğin; diş fırçalama alışkanlığını kazanmış bir kişi, ?bu aralar işlerim çok yoğun, diş fırçalamaya hiç vaktim yok...? demez. Çünkü bu bir alışkanlıktır. Dişini bir gün bile fırçalamayan alışkanlık sahibi rahatsızlık duyar.
Bu nedenle, çocuklara tatillerde kitap okumayı önermek, sanki onların alışkanlık kazanması için ters bir yöntem gibi geliyor bana. Yani kitap tatillerde okunur gibi bir alt yazı veriyor sanki. Kitap okumak bir alışkanlıksa bu boş zaman ya da tatilere endeksli olmamalıdır.
* ?Model Alma? yöntemiyle öğrenme; özellikle küçük yaşlarda en etkin olan yöntemlerden biridir. Çocuklar da en çok ana-babayı model alırlar. ?Hık demiş annesinin burnundan düşmüş...? ?babası ayağını kaldırmış, oğlu indirmiş...? gibi atasözlerimiz bu gerçeği son derece sevimli ifadelerle anlatmaktadır.
Kız çocuklarının anneyi, erkek çocukların da babayı taklit ettiğini günlük yaşamımızda sıklıkla gözlemişizdir. Örneğin; sevimli minik kızımızın takılarımızı, makyaj malzemelerimizi; şirin küçük oğlumuzun traş takımlarımızı, arabamızı karıştırıp bizi taklit etmeye çalıştıklarına şahit olmuşuzdur. Evcilik oyunlarında, bizim kelimelerimizi, cümlelerimizi, davranış biçimlerimizi aynen tekrarladıklarını görmüşüzdür. Yani onlar bizim küçük birer kopyalarımızdır.
O halde çocuklarımızın kitap okuma alışkanlığı ile ilgili de bizim takipçilerimiz olmaları çok doğal bir sonuçtur. Eğer biz hiç kitap okumuyorsak onlara model olamıyoruz demektir. Dolayısıyla onlardan kitap okumalarını beklemek hayal olur. Ayrıca kendi yapmadığımız bir şey için öğüt vermek de yeterince inandırıcı olmayacaktır. Örneğin; kardeşini döven çocuğa dayakla karşılık veren annenin nasihatlerinin inandırıcı olmayacağı gibi... Bu yüzden kitap okuma ile igili çocuklarımıza örnek olmak, duyarlı ve sorumlu ana-babaya düşen önemli görevlerdendir.
* ?Doğru Kitap Seçimi?, okuma alışkanlığının gelişmesi için önemli bir etkendir. Seçtiğimiz kitaplar mutlaka çocuğun seviyesine uygun olmalıdır. Çünkü onların seviyesinin üzerindeki kitaplar, çabucak sıkılmalarına ve kitabı yarım bırakmalarına neden olacaktır. Böylece daha kitap okumanın zevkine varmadan okumaktan vazgeçecekler, belki de okuma alışkanlığını hiç kazanamayacaklardır.
Okumaya yeni başlayan çocuklara bol resimli-az yazılı kitaplar verilmelidir. Okuma seviyesi ilerledikçe yazılar artmalı, resimler azalmalıdır. Zamanla resimsiz kitaplara geçilmelidir. Resimsiz kitaplarda da puntolar gittikçe küçülen bir grafik çizmelidir. Sayfa sayıları ise aşama aşama artmalıdır.
Ayrıca ilgi alanlarına uygun kitaplar seçmek de son derece önemlidir. Ana-baba olarak çocuklarımızın ilgi alanlarını yaklaşık olarak biliriz ve buna yönelik yapacağımız doğru seçimler, okuma alışkanlığının gelişmesine fazlasıyla yardımcı olur. Örneğin; hayvanları çok seven bir çocuğa hediye edilecek bir resimli hayvanlar ansiklopedisi (seviyesine uygun), o çocuğun gelecekteki kitapla ilişkisini şimdiden belirleyici bir yaklaşım olacaktır...
* Çocuklarımıza ve birbirimize ?kitap armağan etmeyi? bir alışkanlık haline getirmek vereceğimiz bir çok armağandan daha etkili olacaktır. Bugün çocuklarımız rengarenk, çeşit çeşit oyuncaklar içinde boğulmaktadır. Bu oyuncaklarla yaşadıkları zevkleri kısa sürede tüketmekte ve zamanla tatminsiz bireyler olmaya başlamaktadırlar. Oysa armağan ettiğimiz kitaplar, onları tüketmek yerine üretmeye teşvik edecektir ve kitap okuma alışkanlığının gelişmesine yardımcı olacaktır.
* Çocuklarımızın tatil günlerinde onlara keyfli zamanlar yaratabilmek için çabalarız. Bu tatil günlerini bazen de kitabevlerini gezerek geçirmek, okuma alışkanlığı için önemlidir. Kendisini bir sürü kitabın arasında bulan çocuk okumaya heveslencektir. Ayrıca bir kitap kültürü oluşacaktır.
* Özellikle de kitap fuarları hiç kaçırılmaması gereken fırsatlardır. Yazarları da karşısında gören çocuk için, kitap alma ihtiyacı yükselecektir. Üstelik kitap alabilmek için kuyruk olmuş insanlar, birer model teşkil edeceklerdir. Fuar ortamları içinde, çocuğun kitabın sıcaklığını ve çekiciliğini hissetmemesi olanaksızdır.
* Akşamları tüm aileyi kapsayan okuma saatleri belirlemek de oldukça işe yarayan yöntemlerden biridir.
Artık herkesce biliniyor ki, alışkanlıklar çok küçük yaşlarda kazanıldığında kalıcı olabilmekte. Dolayısıyla kitap okuma alışkanlığının kazandırılması için de çocuğun okuma-yazma çağına gelmesini beklemek de son derece yanıltıcıdır. Bütün önerilerim, çocuk doğduğu andan itibaren geçerlidir.
Evet...
Yukarıda sıraladığımız bu yöntemler dışında da, yaratıcılığımızı ortaya çıkararak pek çok yöntem bulabiliriz. Çocukları en iyi ana-babaları tanır ve onları yine en iyi ana-babaları yönlendirir.
Hepimize bol kitaplı günler dilerim.
Sevgiyle kalın...
Psikolog Ebru
Ülkemizde kitap okuma alışkanlığının yeterince gelişmemiş olduğu, son yıllarda artan tirajlara rağmen açık bir gerçektir. Ancak gerek biz eğitimcilerin, gerek siz ana-babaların tartışmasız kabul edeceği bir gerçek de; tüm diğer alışkanlıklarda olduğu gibi, kitap okuma alışkanlığının da küçük yaşlarda kazanıldığıdır.
İşte bu yüzden yaz tatilinin kapımızı çaldığı şu günlerde, tatiller için anne-babaların, öğretmenlerin tartışmasız önerisi kitap okumayla ilgili söyleşelim istedim.
Kitap okumanın faydaları,gelişmiş ülkelerdeki kitap okuma oranları, ülkemizde bir türlü istenilen düzeye gelememiş okuma alışkanlığı ve bunun nedenleri, devlet politikaları, gibi çoğaltabileceğimiz pek çok başlık, bugüne kadar defalarca tartışılmıştır.
Ben bugünkü paylaşımımda, tüm bu tartışmalar yerine, sorumlu, duyarlı ana-baba ve eğitimciler olarak daha fazla zaman kaybetmeden, neler yapabileceğimiz konusundaki fikirlerimi sizinle paylaşmak istedim...
Umut ederim ki, bundan sonraki günlerde, çocuklarımızdaki kitap okuma alışkanlığını daha bilinçli olarak geliştirme fırsatını hep birlikte yakalarız...
İşte bazı önerilerim:
* Öncelikle hepimizin kafasına yerleşmiş yanlış bir kanıyı yıkmamız ve bunu çocuklarımıza anlatmamız gerekmektedir. Kitap okumak bir boş zaman uğraşı ya da bir hobi değildir, başlıbaşına bir iştir.
?Kitap Okuma Alışkanlığı? sıklıkla kullandığımız bir kavramdır. Buradaki ?alışkanlık? kelimesi üzerinde düşünmekte fayda var. Alışkanlıklarımız için boş zaman gerekmez, aksine onlar için boş zaman yaratılır.
Örneğin; diş fırçalama alışkanlığını kazanmış bir kişi, ?bu aralar işlerim çok yoğun, diş fırçalamaya hiç vaktim yok...? demez. Çünkü bu bir alışkanlıktır. Dişini bir gün bile fırçalamayan alışkanlık sahibi rahatsızlık duyar.
Bu nedenle, çocuklara tatillerde kitap okumayı önermek, sanki onların alışkanlık kazanması için ters bir yöntem gibi geliyor bana. Yani kitap tatillerde okunur gibi bir alt yazı veriyor sanki. Kitap okumak bir alışkanlıksa bu boş zaman ya da tatilere endeksli olmamalıdır.
* ?Model Alma? yöntemiyle öğrenme; özellikle küçük yaşlarda en etkin olan yöntemlerden biridir. Çocuklar da en çok ana-babayı model alırlar. ?Hık demiş annesinin burnundan düşmüş...? ?babası ayağını kaldırmış, oğlu indirmiş...? gibi atasözlerimiz bu gerçeği son derece sevimli ifadelerle anlatmaktadır.
Kız çocuklarının anneyi, erkek çocukların da babayı taklit ettiğini günlük yaşamımızda sıklıkla gözlemişizdir. Örneğin; sevimli minik kızımızın takılarımızı, makyaj malzemelerimizi; şirin küçük oğlumuzun traş takımlarımızı, arabamızı karıştırıp bizi taklit etmeye çalıştıklarına şahit olmuşuzdur. Evcilik oyunlarında, bizim kelimelerimizi, cümlelerimizi, davranış biçimlerimizi aynen tekrarladıklarını görmüşüzdür. Yani onlar bizim küçük birer kopyalarımızdır.
O halde çocuklarımızın kitap okuma alışkanlığı ile ilgili de bizim takipçilerimiz olmaları çok doğal bir sonuçtur. Eğer biz hiç kitap okumuyorsak onlara model olamıyoruz demektir. Dolayısıyla onlardan kitap okumalarını beklemek hayal olur. Ayrıca kendi yapmadığımız bir şey için öğüt vermek de yeterince inandırıcı olmayacaktır. Örneğin; kardeşini döven çocuğa dayakla karşılık veren annenin nasihatlerinin inandırıcı olmayacağı gibi... Bu yüzden kitap okuma ile igili çocuklarımıza örnek olmak, duyarlı ve sorumlu ana-babaya düşen önemli görevlerdendir.
* ?Doğru Kitap Seçimi?, okuma alışkanlığının gelişmesi için önemli bir etkendir. Seçtiğimiz kitaplar mutlaka çocuğun seviyesine uygun olmalıdır. Çünkü onların seviyesinin üzerindeki kitaplar, çabucak sıkılmalarına ve kitabı yarım bırakmalarına neden olacaktır. Böylece daha kitap okumanın zevkine varmadan okumaktan vazgeçecekler, belki de okuma alışkanlığını hiç kazanamayacaklardır.
Okumaya yeni başlayan çocuklara bol resimli-az yazılı kitaplar verilmelidir. Okuma seviyesi ilerledikçe yazılar artmalı, resimler azalmalıdır. Zamanla resimsiz kitaplara geçilmelidir. Resimsiz kitaplarda da puntolar gittikçe küçülen bir grafik çizmelidir. Sayfa sayıları ise aşama aşama artmalıdır.
Ayrıca ilgi alanlarına uygun kitaplar seçmek de son derece önemlidir. Ana-baba olarak çocuklarımızın ilgi alanlarını yaklaşık olarak biliriz ve buna yönelik yapacağımız doğru seçimler, okuma alışkanlığının gelişmesine fazlasıyla yardımcı olur. Örneğin; hayvanları çok seven bir çocuğa hediye edilecek bir resimli hayvanlar ansiklopedisi (seviyesine uygun), o çocuğun gelecekteki kitapla ilişkisini şimdiden belirleyici bir yaklaşım olacaktır...
* Çocuklarımıza ve birbirimize ?kitap armağan etmeyi? bir alışkanlık haline getirmek vereceğimiz bir çok armağandan daha etkili olacaktır. Bugün çocuklarımız rengarenk, çeşit çeşit oyuncaklar içinde boğulmaktadır. Bu oyuncaklarla yaşadıkları zevkleri kısa sürede tüketmekte ve zamanla tatminsiz bireyler olmaya başlamaktadırlar. Oysa armağan ettiğimiz kitaplar, onları tüketmek yerine üretmeye teşvik edecektir ve kitap okuma alışkanlığının gelişmesine yardımcı olacaktır.
* Çocuklarımızın tatil günlerinde onlara keyfli zamanlar yaratabilmek için çabalarız. Bu tatil günlerini bazen de kitabevlerini gezerek geçirmek, okuma alışkanlığı için önemlidir. Kendisini bir sürü kitabın arasında bulan çocuk okumaya heveslencektir. Ayrıca bir kitap kültürü oluşacaktır.
* Özellikle de kitap fuarları hiç kaçırılmaması gereken fırsatlardır. Yazarları da karşısında gören çocuk için, kitap alma ihtiyacı yükselecektir. Üstelik kitap alabilmek için kuyruk olmuş insanlar, birer model teşkil edeceklerdir. Fuar ortamları içinde, çocuğun kitabın sıcaklığını ve çekiciliğini hissetmemesi olanaksızdır.
* Akşamları tüm aileyi kapsayan okuma saatleri belirlemek de oldukça işe yarayan yöntemlerden biridir.
Artık herkesce biliniyor ki, alışkanlıklar çok küçük yaşlarda kazanıldığında kalıcı olabilmekte. Dolayısıyla kitap okuma alışkanlığının kazandırılması için de çocuğun okuma-yazma çağına gelmesini beklemek de son derece yanıltıcıdır. Bütün önerilerim, çocuk doğduğu andan itibaren geçerlidir.
Evet...
Yukarıda sıraladığımız bu yöntemler dışında da, yaratıcılığımızı ortaya çıkararak pek çok yöntem bulabiliriz. Çocukları en iyi ana-babaları tanır ve onları yine en iyi ana-babaları yönlendirir.
Hepimize bol kitaplı günler dilerim.
Sevgiyle kalın...
Psikolog Ebru