Merhabalar Okul Öncesi Forum Resmi Web Sitesi 'Biz BÜYÜK Bir Aileyiz'

Foruma ücretsiz kayıt olarak mesaj gönderebilir, yeni konular oluşturabilir ve diğer üyeler ile etkileşim içine olabilirsiniz.

Çocuklarda ürolojik problemlere dikkat!

Katılım
9 May 2006
Mesajlar
729
Tepki Skoru
0
Puanları
16
Yaş
44
Çocuklarda yaşanan ürolojik problemler sadece fiziksel değil, gelecekteki cinsel yaşantılarını, hatta kadın erkek ilişkilerini bile etkileyebilecek kadar önemli ruhsal sorunlara da yol açıyor…

Çocuk ürolojisi, üroloji bilimindeki en büyük ve önemli alanlardan bir tanesi olmasına rağmen maalesef en fazla atlanan, gerektiği kadar önem gösterilmeyen alanlardan birisi aynı zamanda.

Çocukların ürolojik sorunları; üriner sistem problemleri yani böbrek, idrar yolları, mesane ve genital organlarla ilgili sorunlardan oluşuyor. Çocukluk çağında, daha anne karnında fetüsün görüntülenebildiği dönemden itibaren çocuk ürolojisinin misyonu başlıyor. Çünkü çocuğun daha embriyo iken en iyi görülebilen sistemlerinden bir tanesi üriner sistemi, böbrekleri, mesanesi ve genital organları. Anne karnında başlayan çocuk ürolojisi, yeni doğan döneminden ergenlik çağının sonuna kadar devam ediyor.

Çocuklarda görülen ürolojik problemlerin ve tedavilerin sadece fiziksel değil ruhsal boyutu da olabiliyor. Ürolojik problemlerin ruhsal boyutu, özellikle yaşanan problemin bulunduğu bölgeden yani ürolojik organların birebir cinsel gelişim ve cinsel rollerle ilgili olmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla bu bölgede yaşanan her türlü sorun, aksaklık ya da operasyon çocuğun cinsel gelişimini ve ruhsal sağlığını doğrudan etkiliyor. Sonuç olarak çocuklarda yaşanan ürolojik problemler gelecekteki cinsel yaşantısını, hatta kadın erkek ilişkilerini derinden etkileyebilecek kadar önemli.

Acıbadem Kadıköy Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ferruh Şimşek, anne karnında özellikle böbrekler, idrar yolları, idrar boruları ve mesanede görülen genişlemelerin, büyümelerin, tıkanıklık ya da geriye kaçma gibi sorunların çok dikkatli izlenmesi gerektiğini söylüyor.

Doğumsal bir takım anomalilerin saptanabilmesinin, ileride daha ciddi ürolojik problemlerin daha en baştan algılanmasını sağlayabildiği belirten Prof. Dr. Şimşek, “Çocuk doğduktan sonra mutlaka çok dikkatli bir genital muayene yapılması gerekir. Genellikle ülkemizde çok atlanan bir konudur. Çocuk sağlıklı doğduğu zaman, iyi merkezlerdeki doktorlar hariç kimse bir erkek ya da kız çocuğunun genital organlarının muayenesine çok önem vermez. Aileler de bu tür problemleri fark edemeyebiliyor. Bu yüzden ergenlik çağına kadar sarkan sorunlara yol açabiliyor. İlkokul çocuklarında yapılan saha taramalarında, hala inmemiş testislere, penis anormalliklerine ve benzeri sorunlara rastlıyoruz. Dünya ortalamasının üzerinde istatistikler çıkıyor. İşte bu, çocuklardaki bu problemlerin daha en baştan algılanmamasıyla ilintili bir durum” diyor.

Yenidoğanda görülen ürolojik bozukluklar
Yenidoğan döneminde çocukların üriner sisteminin gelişiminin ve genital sisteminin sağlığının muayene edilip gözden geçirilmesi şart. Yenidoğanda özellikle genital bölge anormallikleri çok önemli. Erkek çocuklarda testislerin yerinde olup olmadığının kontrol edilmesi gerekiyor. Bunun dışında penisteki anomaliler, özellikle idrar deliğinin penisin altına açılması gibi anormallikler, hipospadias denilen anormalliklerin saptanması gerekli. Halk arasında “peygamber sünnetli doğmuş” denilen ve ne yazık ki güzel ve mistik olarak lanse edilen durum aslında hipospadias denilen bir anomalinin bulgusu. Prof. Dr. Şimşek, yenidoğanda böbreklerde çıkım anomalileri, böbreklerde drenaj problemleri, böbrekte ve idrar yolunda genişlemeler gibi problemlerin mutlaka takip edilmesi gerektiğini; yenidoğanın normal işediğinden, özellikle erkek çocukların ileriye doğru fışkırtarak işediğinden emin olmak gerektiğini belirtiyor.

Çocuklarda en sık idrar yolları iltihapları sorununu gördüklerini belirten Prof. Dr. Şimşek, bu sorunun yenidoğandan başladığını söylüyor. Prof. Dr. Şimşek, “Çocukluk çağında en çok yaşanan ve maalesef fark edilmeyen sorunların başında üriner enfeksiyonlar yani idrar yolu iltihaplanmaları geliyor. Ancak bu da çok atlanan bir konu. Ateşlenerek gelen çocuğa çoğunlukla üst solunum yolu enfeksiyonu, nezle, soğuk algınlığı, üşütme gibi tanılar koyuluyor. Oysa biliyoruz ki, bunların önemli bir kısmında idrar yolu iltihaplanmaları var. Çocuklardaki idrar yolu iltihaplanmaları erişkinlerden farklı olarak bir hastalıktan çok altta yatan yapısal bir nedenin, bir bozukluğun ya da problemin bulgusu olarak düşünülmeli. Bu yüzden ateşlenen bir çocuğa idrar tetkikleri yapmak gerekiyor” diyor.

İdrar yolu enfeksiyonlarının altındaki en önemli nedenlerden birisi reflü yani idrarın geriye kaçışı. Bu hastalıkta, mesaneye gelen idrar, tekrar idrar borularına ve böbreğe kaçıyor. Patolojik ve çok tehlikeli olan reflü, idrar yolu iltihabı saptanan çocukların yüzde 30'unda bulunuyor. Özen gösterilmediği, sürekli iltihaplanmalara yol açtığı ve tedavi edilmediği durumlarda reflü, erişkinlikte kronik böbrek hastalığına neden oluyor. Çocuklarda, böbreklerde ve idrar yollarında görülen anomalilerin de mutlaka yakından izlenmesi ve cerrahi olarak düzeltilmesi gerekiyor.

İdrar kaçırma
İşeme bozuklukları ve işeme problemlerinin de son derece önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şimşek, ailelerin en büyük hatasının “çocuktur, normaldir” diye düşünmeleri olduğunu belirtiyor. Oysa çocukların sık sık idrara gitmeleri, idrar kaçırmaları, sıkışmaları, uzun saatler boyunca tuvalete gitmemeleri gibi sorunların mesanenin çalışmasıyla ilgili önemli bir problemi yansıtabileceğini belirtiyor. Bu durumlarda mutlaka ürolojik muayenenin yapılması ve ileri durumlarda böbrek fonksiyonlarını bozacak bir tablo oluşmadan özenle tedavi edilmesi gerekiyor. İdrar kaçırma sorunu ürolog tarafından fiziksel olarak kontrol ediliyor, mesaneyi güçlendirici ilaçlar veriliyor ve başarı sağlanamazsa o zaman sorunun psikolojik kaynaklı olduğuna karar veriliyor.

5 yaşından sonra eğer çocuk hala idrar kaçırmayı sürdürüyorsa, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanları, bunu bozukluk olarak değerlendiriyorlar. Ve istatistiklere göre gece idrar kaçırması vakaları çoğunlukta. Uzmanlara göre mesane kontrolü özgüven anlamına geliyor. Mesane kontrolünü hiçbir zaman sağlayamamış bir çocuğun ruhsal anlamda özgüven gelişimini sağlayıp sağlayamadığı, kendi başına otonomi kazanıp kazanmadığı, karar verip veremediği çok önemli. Zira idrar kaçıran çocuk, ruhsal anlamda olgunlaşmamış çocuk olarak değerlendiriliyor.

Yani 8 yaşında bir çocuk hala idrarını kaçırıyorsa, ruhsal anlamda o çocuk henüz 8 yaşında değildir. Aileler bu durumda genellikle kendilerini başarısız addederler. Aynı zamanda bu, çocuklarda utanç duygusu yaratır. İdrar kaçırma özellikle aşırı koruyucu annelerin çocuklarında daha sık görülüyor. 8 yaşındaki çocuğa bile bez takabiliyor bu anneler. Uzmanlara göre bu tür anneler, çocuğuyla bağımlı bir ilişki kurmuştur ve bebeksi bir çocuğa özlem duyar. Dolayısıyla çocuğun büyümesine engel olur. Bu tutum içinde olan annelere biran önce bezi kaldırmaları öneriliyor. Uzmanlar, bu yaklaşıma annelerin genellikle direnç gösterdiğini belirtiyor. Çünkü idrar kaçırma bir ilişki problemidir ve bağımlı ilişkiyi bozmak çok zordur.

İdrar kaçırma aşırı titiz annelerin de yaşadığı bir sorun. Genelde bu anneler çocukların fiziksel sağlıklarından çok endişe ettiği için, tuvalette de aşırı korumacı oluyor. Yabancı yerde tuvalete giremeyen, aşırı titizlenen çocuk, tuvaletini daha fazla tutmaya başlıyor. Tuvaletlerini daha fazla tutunca da mesaneyi zorladığı için kaçırmalar oluyor. İdrar kaçırma problemi olan çocuklara bazen mesane kontrolü sağlayan antidepresan ilaçlar verilse de, bunlar sadece kısa vadede çocuğu rahatlatmak ve aileye umut vermek amacıyla kullanılıyor. Ancak asıl kaynağa inilmediği sürece problem devam ediyor.

Ergenlikte görülen ürolojik problemler
Çocukluktan yetişkinliğe geçişin fırtınalarla yaşandığı ergenlik döneminde ergenlerin mutlaka ürolog kontrolünden geçmeleri öneriliyor. İnsan hayatının fizyolojik, yapısal ve ruhsal olarak geçirdiği en kritik dönem olan ergenlik, aynı zamanda çocuklukta fark edilmeyen birçok sorunun da ortaya çıkabileceği bir dönem. Kız ergenler cinsel gelişim yönünden erkek ergenlere göre daha rahat dışa vurabildiklerinden, cinsel gelişim, ruhsal alanda oransal olarak daha az problem oluşturuyor. Erkek ergenler bu dönemi daha içe dönük ve daha sıkıntılı yaşayabiliyor. Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlarına göre, erkeklerin cinsel organları fiziksel olarak dışarıda olduğu için belki sorun daha fazla görülüyor, üzerinde daha fazla konuşuluyor. Erkeklere verilen rollerin de ağırlığı önemli bir etken. Toplumda 'erkekler eksik olamaz’ gibi bir imge olduğu için, eksikliğe, bozukluğa tahammül etmeleri daha zor oluyor doğal olarak. Bu nedenle ürolojik açıdan ruhsal anlamdaki problemlere erkeklerde daha çok rastlanıyor. Ve daha fazla baskılandığı için de bu problemler gittikçe büyüyor.

Prof. Dr. Şimşek, bu problemleri şöyle anlatıyor: “Sık görülen varikosel, testis toplar damarlarının varisleşmesidir. Varikosel erkeklerin yüzde 15-20'sinde olan bir rahatsızlık. Genel sağlığa ve cinsel sağlığa bir zarar vermez ancak erkeklerin bazılarında sperm yapımı üzerinde olumsuz etkiler yaratır ve ileride çocuk sahibi olamama sorununa yol açabilir. Oysa varikosel ergenlik döneminde saptanırsa, cerrahi tedaviyle bu sorunu çözmek mümkün. Ergen erkeklerde genital organların gelişmesiyle bir takım yeni aksaklıklar ve anormallikler ortaya çıkabilir. Örneğin penis eğrilikleri, peniste şekil bozuklukları, testislerle ilgili sorunlar, kitleler, hidrosel, fıtık gibi rahatsızlıklar en sık gördüğümüz sorunlar. Bütün bunları çocuk, bir kaygı olarak içinde taşır ve çoğu kez aileye açamaz, mutsuz bir şekilde ergenliğe taşır, o kaygı iyice büyür ve psikolojik travmalara yol açar. Bizim bunu muayenelerle ortaya çıkarmamız, baştan önlem almamız ve mutlu erişkin sayısını artırmamız mümkün. Ergenlik dönemi için ailelere özellikle vermemiz gereken mesaj, çocuğunuz kız olsun erkek olsun mutlaka bu dönemde doktor kontrolünden, ürolojik muayeneden geçirmeleri.”

Ergenlikte bedensel ilgide artışın olması, hormonlarla birlikte cinsel gelişimin oluşmasıyla birlikte erkek ergenler, yaşanan problemleri doğrudan “Ben ne kadar erkek olacağım?” sorusuyla bağdaştırıyorlar. Ayrıca yine ergenlik döneminde özellikle varikosel tedavisi olmuşsa, ruhsal anlamda “daha az erkek miyim?” gibi sorgulamalar oluşabiliyor. Uzmanlar bunun kesinlikle yanlış bir düşünce olduğunu belirtiyor. Çünkü tıbbi anlamda bir yumurtalık üreme için yeterli olarak değerlendiriliyor. Ancak bu düşünce kişide, ruhsal anlamda benzer şekilde işlemiyor. Ergenlerin penisindeki yamukluk sorunu da aynı derecede önemlidir. Erkekler bunu büyük sorun haline getirebiliyor. Penis yamukluğu cinsel yetersizlik anlamına gelmese de ruhsal olarak ergenler böyle hissediyor. Tüm bu sorunlar için uzmana başvurmak gerekiyor.

Çocuk ürolojisi ve cinsel kimlik
Genel olarak ergenlik döneminde, ürolojik organlara yönelik her türlü operasyon ya da aksaklık, 'yeterince erkek ya da kadın olamama’ duygularını da beraberinde getiriyor. Ergenlerde eksiklik ve yetersizlik hissi oluşabiliyor. Bedenlerini adeta büyüteç altına alan ergenlerle bu dönemde dalga geçilmesi de oldukça travmatik sorunlara sebep olabiliyor. Bu dönemde ailelere düşen görev ise çocuklarının açılmasına, konuşmasına fırsat verip yargılamadan dinlemek. Kimseyle konuşamayan ergenler genellikle kendi içlerinde yalnızlığa itilip bu tür bozuklukları ya da sorunları utanç içinde yaşıyorlar.

Çocuklukta yaşanan hemen tüm operasyonlar, “Ben bunları niye yaşıyorum, niye ben hastayım?” gibi sorularla oluşan suçluluk duygusuyla birleşiyor. Ancak ürolojik sorunların ve operasyonların önemi bulundukları bölgeden kaynaklanıyor.

Çocuklar için idrar yaptıkları yerle cinsel birleşmenin olduğu yer aynı olduğu için bu odak noktası her zaman cinsellik anlamını taşıyor. Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlarına göre, çocuğun cinsel bölgesiyle ilgili bir takım aksamalar, ameliyatlar varsa, bu çocuğun cinsel gelişiminin ne durumda olduğunu mutlaka bilmek gerekir. Genital bölgeye ameliyat yapılmışsa, bu bölge çocuk için zedelenmiş demektir. Uzmanlar bu durumun ruhsal anlamda çocuğa nasıl yansıdığının incelenmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar. Cinsel bölgede yaşanan hastalıklar ve tüm ürolojik problemlerin çocuğun cinselliğinde bazı hasarlara yol açıp açmadığını anlamak için, rollerin gelişimine bakıyorlar.
Çocukların sık sık idrara gitmeleri, idrar kaçırmaları, sıkışmaları, uzun saatler boyunca tuvalete gitmemeleri gibi sorunlar mesanenin çalışmasıyla ilgili önemli bir problem olduğunu gösterebilir. Bu durumlarda mutlaka ürolojik muayenenin yapılması ve özenle tedavi edilmesi gerekiyor. İdrar kaçırma sorunu ürolog tarafından fiziksel olarak kontrol ediliyor, mesaneyi güçlendirici ilaçlar veriliyor ve başarı sağlanamazsa o zaman sorunun psikolojik kaynaklı olduğuna karar veriliyor.

Prof. Dr. Ferruh Şimşek, “Çocuk doğduktan sonra mutlaka dikkatli bir genital muayene yapılmalıdır” diyor. İdrar kaçıran çocuk, ruhsal anlamda olgunlaşmamış olarak değerlendiriliyor. Bu, çoğunlukla koruyucu annelerin çocuklarında görülüyor. Bu anneler sekiz yaşındaki çocuğa bile bez bağlayabiliyor. Uzmanlara göre bu anneler, çocuğuyla bağımlı bir ilişki kurmuştur ve bebeksi bir çocuğa özlem duyarlar.


Acıbadem Sağlık Grubu
 
Katılım
21 Kas 2006
Mesajlar
21
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Yaş
54
Çocuğumda ürolojik problemler olduğundan bu konuda epey bir tecrübe edindim. Aşağıdaki açıklamaları dikkate almanızı rica ederim.
Çocuğunuz ateşlenmişse üriner enfeksiyon geçiriyor olabilir. Bu durumda doktora gittiğinizde tam idrar tetkiki (TİT) yaptırın. TİT'te lokosit seviyesi normalin üstündeyse antibiotik kullanması gerekecek. Antibiotik kullanması gerekiyors idrar kültürü yaptırmadan antibiotik başlamayın. Her antibiotik her mikroorganizmaya et etmiyor çünkü. Yoksa çocuk boşu boşuna antibiotik kullanmış olacak. İdrar kültürü tahlili hangi antibiotiğin kullanılması gerektiği konusunda doktoru bilgilendirir. Sık sık tekrarlayan (15 gün ya da ayda bir) idrar yolu enfeksiyonlarında çocuk doktoruna değil, fakülte hastenelerinin pediatrik üroloji bölümlerine başvurun. Burada enfeksiyona neden olan etkenler araştırılır. Mesanenin ve böbreklerin durumu incelenir. Ona göre bir tedavi yöntemi önerilir. Gerekirse cerrahi operasyon yapılır. Verdiğiniz ilaçların ve idrar tahlillerinin bir listesini oluşturun. Doktor kontrollerinde doktora göstermek üzere yanınızda hazır bulundurun. Unutmayın çocuğunuzun her geçirdiği idrar yolu enfeksiyonu böbrekte bir iz bırakmaktadır. Gereğpi gibi tedavi edilmeyen enfeksiyonlar Allah korusun böbrek tetmezliğine kadar götürebilir. Kullandığınız antibiotikleri kesinlikle kutu bitene kadar ve sati satine kullanın. Aksi taktirde çocuk tekrar hastalandığında aynı cins antibiotik hastanıza fayda sağlamayacaktır. Özellikle kız çocuklarının altının kuru olmasına dikkat edin. Islak popo enfeksiyonlara bakterilere davetiye çıkarır. Çocuğun altı değiştirildikten sonra iyice kurulayın. Gerekirse saç kurutma makinesi kullanın. Fakat dikkatli olun aşırı sıcak çocuğa zarar verebilir. Saygılar.
 
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
6,954
Tepki Skoru
1
Puanları
0
Yaş
46
gerçekten de dikket etmek gerekiyor
bence çocuk doktorunuzu seçerken dikkatli davranırsanız tanıları bulabilirsiniz
 

Giriş yap

Okul Öncesi Forum TV

000
Gün
00
Saat
00
Dakika
00
Saniye
Canlı yayına kalan süre.

18 Yıldır Sizlerle

18 yıldır sizlerleyiz. Türkiye'nin ilk okul öncesi eğitim platformu
Üst