Merhabalar Okul Öncesi Forum Resmi Web Sitesi 'Biz BÜYÜK Bir Aileyiz'

Foruma ücretsiz kayıt olarak mesaj gönderebilir, yeni konular oluşturabilir ve diğer üyeler ile etkileşim içine olabilirsiniz.

bu hikayeyi tamamlamamda bana yardımcı olur musunuz????

Katılım
18 Nis 2012
Mesajlar
2
Tepki Skoru
0
Puanları
0
Günlerden birgun ormanın derinliklerinde hayvanlar mutlu bir şekilde yaşarmış.Kimse kimseyi uzmez iyi geçinirlermiş.Taki yılanlar ormandaki hayvanların mutlulugunu bozana kadar.Ormandaki guzel sabahlardan birinde guzel bir gune merhaba demişler.Herkes gunluk işleriniyapmaya başlamış.ama yılanlar hayvanları rahat bırakmıyorlarmış. karıncaların yuvalarını dagıtıp kışlk yiyeceklerini dagıtıyor, serçelerin yavrularını olduruyor ve diger hayvanlara da çeşitli eziyetler yapıyorlarmış.ormandaki hayvanlar daha fazla zarar gormemek için yılanlardan uzak durmaya başlamışlar ve yavrularını da bu konuda uyarmışlar. '' eger karşılarına yılan çıkarsa hemen ordan uzaklaşın '' demişler...( sonunu bir yılanın ters dönmuş bir kaplumbaga yardım etmesne baglamak istiyorum ama sonunu nasıl getirecegimi bilemedim. yardımcı olur musunz ?))
 
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
2,028
Tepki Skoru
3
Puanları
0
Yaş
37
...........
Yılanlardan kaçmaya çalışan hayvanların arasında, küçük kaplumbağa yavrusu, Tintin de varmış...Tintin, diğer hayvanlar kadar hızlı hareket edemediği için, kendi kendine söylene söylene sığınacak kuytu bir yer arıyormuş. Bu koşturmaca ve ecele arasında, O da panik yapmış ve birdenbire ters dönmüş. Ne kadar çabaladıysa da, bir türlü düzelip, yoluna devam edemiyormuş. Bu arada yılanlar da, gitgide daha çok yaklaşmışlar. Onların sürünürken, çıkardıkları sesleri ve tıslamalarını artık daha yakından duyuyor ve çok korkuyormuş. Başını ve ayaklarını kabuğunun altına sokmuş, "belki beni taş zannedip, zarar vermeden, yanımdan geçip giderler" diye kendini teselli ediyormuş ama korkusu azalmamış.

Tintin, böyle korkular içinde beklerken, yanına bir canlının geldiğini hissetmiş, korkusu iki kat artmış... Birden, Tintin kendisini hızlı bir hareketle tepetaklak buluvermiş. Çekinerek, kafasını, kabuğunun altından uzatmış ve bakmasıyla tir tir titremesi bir olmuş. Karşısında, kocaman bir yılan varmış. "Nolur yılan kardeş, bana zarar verme, zaten benim kalın ve sert bir kabuğum var, beni hazmedemezsin" demiş. Yılan, üzüntüyle başını sallayarak, "seni yemeyeceğim, korkma" demiş ve devam etmiş :"Biz aslında, kimseye zarar veren hayvanlar değildik. Ama insanlar ormana gelip, kardeşlerimizi avladılar. Onların derisinden kemer, çanta, ayakkabı yaptılar. Bazılarımızı da, zorla eğitip, sirklerinde insanları eğlendirmek için, kafeslerin içine koydular. Biz de, insanlardan şiddeti öğrendik. Herkes bizden korksun, bir daha hiç bir yılan zarar görmesin istiyoruz" demiş. Tintin, biraz daha cesaretlenerek, "ama bu şiddet dolu davranışlar, size fayda sağlamaz. Etrafa korku salacağınıza, gelin birlik olalım, tüm hayvanların dost olduğunu, hayvanların bile kardeş gibi barış içinde yaşayabileceğini gösterelim insanlara... Örnek olalım onlara" demiş. Yılan, Tintin' e hak vermiş ve arkadaşlarını yanına çağırıp, onlarla konuşmuş. Kısa süre sonra, ormandaki tüm hayvanlar da gelmişler ve artık barış dolu bir dünya için, dost olacaklarına dair söz vermişler hep birlikte....
 
Katılım
6 May 2006
Mesajlar
1,347
Tepki Skoru
0
Puanları
36
Yaş
41
Günlerden birgun ormanın derinliklerinde hayvanlar mutlu bir şekilde yaşarmış.Kimse kimseyi uzmez iyi geçinirlermiş.Taki yılanlar ormandaki hayvanların mutlulugunu bozana kadar.Ormandaki guzel sabahlardan birinde guzel bir gune merhaba demişler.Herkes gunluk işleriniyapmaya başlamış.ama yılanlar hayvanları rahat bırakmıyorlarmış. karıncaların yuvalarını dagıtıp kışlk yiyeceklerini dagıtıyor, serçelerin yavrularını olduruyor ve diger hayvanlara da çeşitli eziyetler yapıyorlarmış.ormandaki hayvanlar daha fazla zarar gormemek için yılanlardan uzak durmaya başlamışlar ve yavrularını da bu konuda uyarmışlar. '' eger karşılarına yılan çıkarsa hemen ordan ular hızla ordan kaçıp ailelerinin yanına doğruzaklaşın '' demişler...( sonunu bir yılanın ters dönmuş bir kaplumbaga yardım etmesne baglamak istiyorum ama sonunu nasıl getirecegimi bilemedim. yardımcı olur musunz ?))
Çoook eski zamanlarda buradan çok da uzak olmayan bir ormanda mutlu bir şekilde yaşayan çeşit çeşit renk renk hayvanlar varmış. Bu hayvanlar birbirlerini üzmez ; birbirleriyle iyi geçinirlermiş. Günlerden bir gün ormandaki hayvanlar güzel bir bahar sabahına uyanmışlar. Köstebekler , solucanlar toprak anneyi havalandırarak renk renk güzel güzel çiçeklerin ve bitkilerin yaşamasını sağlamışlar. Bitkiler güzel güzel kokular yayıp hayvanları neşelendirmişler. Sincapların , maymunların , kuşların , kelebeklerin , atların ve eşşeklerin hatta ve hatta aslan ve kaplanların çocukları bu güzel kokulu bitkilerin arasında neşe içinde kardeşçe oynarken anne ve babaları da işlerini yapıyorlarmış.

Her şey bu kadar güzel gelişirken ormana bir yılan sürüsü gelmiş. Bu sürüde zehirli yılanlar , çıngıraklı yılanlar , kobra yılanları , dev piton yılanları varmış. Zehirsiz ve küçük yılancıklar da varmış tabii. Fakat diğer yılanların arasında hiç de farkedilmiyorlarmış. Üzerlerine gelen yılanları farkeden yavru hayvanlar hızla ailelerine doğru koşmaya başlamışlar. En önden tavşan yüreği güp güp atarak koşuyormuş , arkasından çita , aslan , at , eşşek ve diğer çocuk hayvanlar da koşabildikleri kadar hızlı ailelerine doğru koşuyormuşlar. Fakat telaşlarından olacak kaplumbağanın geride kaldığını kimse farketmemiş. Kaplumbağa bağırarak kendisini unuttuğunu söylemek istese de sesini duyuramamış.

Yılanlar hızla yaklaşırken kaplumbağa da kaçabilmek için hızlanmaya çalışmış. Ama ne mümkün? Küçük kaplumbağa kaçamayacağını anlayınca yolun kenarındaki çukura inip oradan kaçmaya karar vermiş. Çukura adımını atmasıyla devrilmesi bir olmuş. Küçük kaplumbağa çok korkuyormuş. hemen kabuğunun içine girivermiş. Kendi kendine de "İnşallah yılanlar beni görmez" diyormuş. Tam bu sırada kabuğunun içinde bir yılanın kafasını görmüş. Korkudan neredeyse kalbi duruyormuş. Fakat yılan hiç te onun sandığı gibi korkulacak biri değilmiş. "Korkma küçük kaplumbağa şimdi seni düzelteceğiz" demiş. Dev piton yılanı kafasının ucuyla kaplumbağanın kabuğuna dokunduğu gibi kaplumbaya tekrar düzelmiş. Korka korka kafasını kabuğundan çıkarmış ve karşısında biraz önce kafasını gördüğü yılanı görmüş. Küçük yılan kendini tanıtmış. "Benim adım bay meraklı. Buraya uzaktaki bir ormandan geliyoruz. Oradaki hayvanlar bizden çok korkuyorlardı. Biz onlara kötü bir şey yapmadık ama yine de bizden korkuyorlardı. Biz de bizden korkmayan , bizimle arkadaş olmak isteyen hayvanlar bulmak ümidiyle başka ormanlar aramaya başladık. Fakat hangi ormana gitsek hayvanlar bizden korktular" demiş.

Bizim küçük kaplumbağa yılanlarla konuşadursun diğer yavru hayvanlar ailelerin yanına varmışlar ; onlara olanları anlatmışlar ; küçük kaplumbağanın kaybolduğunu farketmişler hatta küçük kaplumbağayı yılanlardan kurtarmak için olağanca hızlarıyla geri dönüyorlarmış. Kaplumbağanın ailesi ormanların kralı Aslanın sırtında oturuyor yelesine sıkıca tutunuyorlarmış. Bütün hayvanlar var güçleriyle koşarken bir de ne görsünler? Dev piton yılanının sırtında bizim küçük kaplumbağa. Aslan kral sırtında bizim küçük kaplumbağanın aillesiyle birden öne atılıp kükremiş. "Sizden korkmuyoruz. Hemen küçük kaplumbağamızı bırakıp ormanımızdan çıkın" demiş. Fakat bizim küçük kaplumbağa hemen söze karışıp bay meraklının kendisine anlattıklarını bir bir anlatmış. Yılanların kendisini yuvasına götürdüklerini söylemiş. Bütün hayvanlar yılanları yanlış anladıklarını farketmiş ve yok yere onları suçladıkları için kendilerinden utanmışlar. O günden sonra o ormanda yılanlarla diğer hayvanlar kardeşçe yaşamışlar. Ve bu kardeşlik zamanla bütün ormanlara yayılmış...



Ben sizin verdiğiniz paragrafı da değiştirdim ama umarım sorun olmaz. :D
 
Katılım
6 May 2006
Mesajlar
1,347
Tepki Skoru
0
Puanları
36
Yaş
41
Fazla uzun olmuş di mi? :( Bir ara boş vaktimde kısaltmaya çalışırım. :(
 
Katılım
3 Şub 2012
Mesajlar
38
Tepki Skoru
0
Puanları
0
iki hikayede çok güzel olmuş gerçekten ancak bence ikisi de uzun. ama başta çocuklara kısa şekilde anlatıp daha sonraki günlerde aşama aşama uzun hali okunabilir. çocuklar sevdikleri hikayeyi zevkle tekrar tekrar dinliyorlar.
 
Katılım
6 May 2006
Mesajlar
1,347
Tepki Skoru
0
Puanları
36
Yaş
41
Uygun resimler yapılırsa aslında ikisi de fazla uzun değil. 8 Sayfaya bölünerek anlatılabilir. Fakat bu haliyle sizin de dediğiniz gibi uzun ve sıkıcı olur.
 

Giriş yap

Okul Öncesi Forum TV

000
Gün
00
Saat
00
Dakika
00
Saniye
Canlı yayına kalan süre.

18 Yıldır Sizlerle

18 yıldır sizlerleyiz. Türkiye'nin ilk okul öncesi eğitim platformu
Üst