Her gün onlarca kişi ile bir şekilde iletişime girmekteyiz. Bu iletişim kimi zaman yüzyüze olduğu gibi, şuan da bu yazıyı okurken olduğu gibi bir bilgisayar karşısında, telefonun diğer ucunda da olabilmektedir. Uzmanlar sözel kelimelerin ötesinde beden duruşumuzun, ses tonumuzun, jest ve mimiklerimizin de iletişim kurduğumuz kişiye çok şey ifade ettiğini vurgulamaktadır.
Çocuklarla iletişime geldiğimiz de ise terazi pek de eşit değildir. Öncelikle fiziksel olarak onlardan farklı ve büyük olmamız, onlar için sıkıntı yaratabilmektedir. Bu yüzdendir ki onlarla konuşurken eğilerek, diz çökerek veya onları kucağımıza alarak göz seviyesini eşit kılmakta her zaman yarar vardır. Bu durum çocuğun kendisini daha rahat ifade edebilmesi için bir kapı açacaktır. Bir diğer eşit olmayan nokta ise çocukların bize aktarmaya çalıştığı hemen her konuda bilgi sahibi olmamız ve aslında çocuğa bunu aktarmasına izin vermeden hemen sonuca varmaya çalışmamızdır. Yani onu dinleyememiz. Bir çok yetişkinin başarmakta zorluk çektiği bir davranıştır ‘Karşısındakini sadece dinlemek’..
İletişim uzmanları çocuklarla iletişim kurmada dört önemli dinleme becerisinden bahsetmektedir. Bunlar;
1. Edilgin Dinleme (Sessizlik ) : Kısaca “sadece” dinlemektir. Eğer çocuk size bir sıkıntısı veya duygusunu paylaşmaya geldiğinde eğer sürekli konuşan sizseniz bu durum çocuğun kendisini rahatsız eden şeyi anlatmasını güçleştirecektir. Oysaki sessiz dinlemede çocuğun duygularını duymak istemenin, kabul etmenin, vereceği karara güvenmenin iletileri bulunmaktadır.
2.Kabul Ettiğini Gösteren Tepkiler ( Onay Tepkileri ) : Eğer çocuğunuzu tüm dikkatinizle dinlerken, ona dinlediğinizi ve en önemlisi söz ve duygularınızı veren tepkiler gösterirseniz çocuğunuz konuyu size aktarmakta kendini daha rahat hissedecektir. Bu tepkiler arasında; başı aşağı yukarı sallama, “ya”, “anlıyorum”, “hımm” “gülümse” sözleri ve davranışları bulunmaktadır.
3. Kapı Aralayıcılar ve Konuşmaya Davet : Çocuğunuzu konuşmaya yüreklendirmek için ona konuyu açmaya itici cümlelerden oluşmaktadır. Örneğin “Kardeşinle kavgan konusunda konuşmak ister misin?” “Ödev yapmak istememe konusunda düşüncelerini merak ediyorum.” vb..
4.Etkin Dinleme : Çocuğunuzun sözlerini tıpkı bir ayna gibi geri iletmenizden geçer. Onun sözlerini ona geri aktarmanız; çocuğun sizi dinlediğini ve doğru anladığınızı göstermenize yardımcı olur.
-“Okulda beni kimse sevmiyor” diyen çocuğa
- “Okulda hiçbir arkadaşının seni sevmediğini düşünüyorsun” iletisini vererek dinlemek gibi.
İletişim kişilerin birbirlerine duygu ve düşüncelerini aktardıkları bir süreçtir. Bu sürecin başarısı bireyin
mutluluğunu oluşturur. Bu sebeple çocuklarımı bir dinleyelim bakalım
Dilek EROL
Çocuklarla iletişime geldiğimiz de ise terazi pek de eşit değildir. Öncelikle fiziksel olarak onlardan farklı ve büyük olmamız, onlar için sıkıntı yaratabilmektedir. Bu yüzdendir ki onlarla konuşurken eğilerek, diz çökerek veya onları kucağımıza alarak göz seviyesini eşit kılmakta her zaman yarar vardır. Bu durum çocuğun kendisini daha rahat ifade edebilmesi için bir kapı açacaktır. Bir diğer eşit olmayan nokta ise çocukların bize aktarmaya çalıştığı hemen her konuda bilgi sahibi olmamız ve aslında çocuğa bunu aktarmasına izin vermeden hemen sonuca varmaya çalışmamızdır. Yani onu dinleyememiz. Bir çok yetişkinin başarmakta zorluk çektiği bir davranıştır ‘Karşısındakini sadece dinlemek’..
İletişim uzmanları çocuklarla iletişim kurmada dört önemli dinleme becerisinden bahsetmektedir. Bunlar;
1. Edilgin Dinleme (Sessizlik ) : Kısaca “sadece” dinlemektir. Eğer çocuk size bir sıkıntısı veya duygusunu paylaşmaya geldiğinde eğer sürekli konuşan sizseniz bu durum çocuğun kendisini rahatsız eden şeyi anlatmasını güçleştirecektir. Oysaki sessiz dinlemede çocuğun duygularını duymak istemenin, kabul etmenin, vereceği karara güvenmenin iletileri bulunmaktadır.
2.Kabul Ettiğini Gösteren Tepkiler ( Onay Tepkileri ) : Eğer çocuğunuzu tüm dikkatinizle dinlerken, ona dinlediğinizi ve en önemlisi söz ve duygularınızı veren tepkiler gösterirseniz çocuğunuz konuyu size aktarmakta kendini daha rahat hissedecektir. Bu tepkiler arasında; başı aşağı yukarı sallama, “ya”, “anlıyorum”, “hımm” “gülümse” sözleri ve davranışları bulunmaktadır.
3. Kapı Aralayıcılar ve Konuşmaya Davet : Çocuğunuzu konuşmaya yüreklendirmek için ona konuyu açmaya itici cümlelerden oluşmaktadır. Örneğin “Kardeşinle kavgan konusunda konuşmak ister misin?” “Ödev yapmak istememe konusunda düşüncelerini merak ediyorum.” vb..
4.Etkin Dinleme : Çocuğunuzun sözlerini tıpkı bir ayna gibi geri iletmenizden geçer. Onun sözlerini ona geri aktarmanız; çocuğun sizi dinlediğini ve doğru anladığınızı göstermenize yardımcı olur.
-“Okulda beni kimse sevmiyor” diyen çocuğa
- “Okulda hiçbir arkadaşının seni sevmediğini düşünüyorsun” iletisini vererek dinlemek gibi.
İletişim kişilerin birbirlerine duygu ve düşüncelerini aktardıkları bir süreçtir. Bu sürecin başarısı bireyin
mutluluğunu oluşturur. Bu sebeple çocuklarımı bir dinleyelim bakalım
Dilek EROL