- Katılım
- 30 Nis 2006
- Mesajlar
- 3,038
- Tepki Skoru
- 47
- Puanları
- 48
İlk 1-1.5 yıl: Freud’un oral dönem diye adlandırdığı bu dönemde annesinin memesini emen bir bebği izleme fırsatı bulan herkes bunun ilk cinsel deneyim olduğunu hissedebilir.
Beslenme zamanı yaklaştığında, anne göğsüne yaklaştığı an bebeğin aktiviteleri amaca yönelik ve organize olur, ağlaması durur, yumruklarını sıkar, ağzını açar, meme ucunu arar, kuvvetlice emer, süt gelmeye başlayınca rahatlama başlar, yumruklar açılır, gözler açılır, kapanır ve annenin kucağına kendini bırakır. Annenin sıcak ve yakın tavrı bu erotik yaşantının önemli parçasıdır. Bebek büyümeye başlayınca baş parmağını emmeye başlar. Bu otoerotik yaşantı annenin uzun süre çocukla birlikte olduğu toplumlarda görülmeyebilir. İlk aylarda bebekler altları temizlenirken ona eşlik eden duyumları algılarlar ve bu dokunuş beklenilen keyif veren bir yaşantı olur. Bu sürenin devamında çocuk kendi cinsel organı ile oynamaya başlar.
Spitz ve Wolf (1949) bu dokunmaları aslında beden sınırlarını fark etmek için kullanılan bir yol olduğunu vurgulamışlardır. Kısa bir süre sonra keyif vermeey başlayan bu oyun, mastürbasyonun öncüsüdür.
Kadın ve erkek arası anatomik farklılığın, psikoseksuel gelişimde önemli rolü vardır, erkekler dokunabilir, görülebilir bir cinsel organa sahiptir; bu organ beden kavramı içinde daha çabuk yerini alır. Kadınlarda ise cinsel organ içte saklı olduğundan cinsel oryantasyonda daha çok içe yönelimlidir ve viseral duyumdan daha çok etkilenir. Erkekte ise cinsel uyurılma dışa oryantedir. Erkek cinselliği kolay, genital erotizme dayalı iken, kadın cinselliği sezgisel, içsel ve erkek pragmatizminden uzaktır.
1-3 yaş arası dönem: Sigmund Freud’un klasik analitik kuramına göre tuvalet eğitimi döneminde çocuk, anüs bölgesindeki gerilimi boşaltmadan duyduğu hazzı ertelemeyi öğrenmek zorunda kalır. Annenin bu dönemdeki tutumu ve dışkılama işlevine ilişkin kendi duyguları çocuğun ileride sahip olacağı karakter özelliklerini önemli oranda etkiler. Bu yaş grubu çocuklarda başkalarının tuvaletini izleme, kendi barsak harektlerine duyarlılık gösterme, inatçılık, negativizm sık görülür.
12-14 ay civarı üriner erotizm ve üç yaşlarında cinsiyet farkını algılama başlar ve bunu takiben kız-erkek davranışlarında farklılıklar ortaya çıkar. Bu dönemde cinsel oyundan mastürbasyona geçiş görülür ve iradi mastürbasyon 2 yaş civarında başlar. Bu yaşta mastürbasyon erkeklerde kızlara oranla daha fazladır. Buna yüz kızarması, haızlı nefes alma eşlik eder. İlk başta bu anlarda anne ile temas isterler, ancak ebeveynin rahatsız olduğunu hissedince kendi içlerine dönerler, bu mastürbasyon fantazisinin gelişimi için ilk adımdır.
Okul öncesi çocuk 3-5 yaş arası dönem: Klasik analitik kurama göre ödipal dönem diye adlandırılan bu dönemde çocuğun erotik ilgileri artmıştır; çocuk, anatomik farklılığı, doğumu, cinsel birleşmeyi merak edip sorabilir. Bu dönem çouklarında cinsel aktiviteler, cinsel organlara dokunma, kadınların göğüslerine dokunma, çıplık görülme isteği, vajene bir şeyler sokma şeklindedir.
Odipus karmaşası kavramını Sigmund Freud, mitolojide, bilmeden babasını öldüren ve bilmeden annesiyle evlenen Odipus’tan almıştır. Buna göre odipus karmaşası farklı cinsten olan ebeveyne karşı cinsel duyguların, aynı cinsten olana karşı ise düşmanca dyguların oluşmasıyla belirlenir. Erkek çocuk annesine sahip olmak ve babısını aradan çıkarmak, kız çocuk annesini uzaklaştırarak babasına yakınlaşmak ister. Erkek çocuğun annesine yönelik cinsel duyguları özellikle babasıyla olan ilişkilerinde çatışma yaratır. Babadan gelecek cezanın cinsel isteklerin merkezi olan organlarına yöneleceğini bekleyen çocuk, babasının kendisinin cinsel organlardan yoksun bırakacağından korkar. Ortaya çıkan bu hadımlık karmaşası anneye duyulan cinsel isteğin ve babaya yönelik düşmanlık duygularının bastırılmasına neden olur. Bu karmaşa aynı zamanda erkek çocuğun babasıyla özdeşleşmesine yardımcı olur, anneye yönelen tehlikeli cinsel isteklerin yerini sıcak sevgi duygularının almasını sağlar. Kız çocuklarda ise bu dönemde ilk sevgi nesnesi olan kişi yani annenin yerine giderek baba alır. Freud’a göre bu durum kız çocuğun penisten yoksun olduğunu fark etmesi ile başlar.
Kız çocuk eksiklik duyduğu bu durumdan kendine benzeyen anneyi sorumlu tutarak babasına yaklaşır, sevgisini paylaşmak istediği babasına karşı geliştirdiği bu yakınlık, aynı zamanda onun kendisinede olmayan bir organa sahip olmasını imrenme duygusu ile beraberdir. Penise imrenme adı verilen bu durum, erkekteki hıdımlık karmaşasının karşılığıdır. Bu karmaşa erkek çocukta olduğu gibi kız çocukta da bastırılır, bu bastırma anne ile özdeşime paralel gider. Bu dönemde babanın rolü hem erkek çocuğun maskülin özelliklerinin gelişmesinde, hem de kız çocuğun feminen gelişim göstermesinde önemlidir.
Okul çocukluğu döneminde, Freud latens dönem adını vermiştir (6 yaştan-puberteye sürer). Okula başlama, cinsel aktivitelerin azalması ve toplumsallaşma için gereklidir. Çocuklarda 8 yaş civarında doğum ve evlilik hakkında evrensel merak vardır. 9 yaşlarında cinsellik hakkında fikir sahibidirler. 10-13 yaşlara gelindiğinde prelatensi duygularını hücumuna uğrar, bununla başetmek için erkek çocuklar kızları devalüe eder, örneğin anal içerikli fıkralar anlatır. Kız çocuklarda ise menstrüel süreç ve fertilite ile ilgili yaralanma fantazileri, kirlenme ve pregenital temalar içerir. Bu yaşta bisexualitenin gerçekleşem fantazisi bilinç dışı yaşanır. Her iki cinste ikincil seks kalrakteristikleri görülmeye başlar. Bu dönemde hem süperego oturduğundan, hem de ego geliştiğinden mastürbasyon kontrol altındadır, insestiyöz bağlar çözülmeye başlar ve sonuçta ödipal dönemde ve ebeveynle ilişkide yaşadığı hüsranı telafi etmek için arkadaşlarına yönelir.
Kaynak :Ailem Dergisi...
Beslenme zamanı yaklaştığında, anne göğsüne yaklaştığı an bebeğin aktiviteleri amaca yönelik ve organize olur, ağlaması durur, yumruklarını sıkar, ağzını açar, meme ucunu arar, kuvvetlice emer, süt gelmeye başlayınca rahatlama başlar, yumruklar açılır, gözler açılır, kapanır ve annenin kucağına kendini bırakır. Annenin sıcak ve yakın tavrı bu erotik yaşantının önemli parçasıdır. Bebek büyümeye başlayınca baş parmağını emmeye başlar. Bu otoerotik yaşantı annenin uzun süre çocukla birlikte olduğu toplumlarda görülmeyebilir. İlk aylarda bebekler altları temizlenirken ona eşlik eden duyumları algılarlar ve bu dokunuş beklenilen keyif veren bir yaşantı olur. Bu sürenin devamında çocuk kendi cinsel organı ile oynamaya başlar.
Spitz ve Wolf (1949) bu dokunmaları aslında beden sınırlarını fark etmek için kullanılan bir yol olduğunu vurgulamışlardır. Kısa bir süre sonra keyif vermeey başlayan bu oyun, mastürbasyonun öncüsüdür.
Kadın ve erkek arası anatomik farklılığın, psikoseksuel gelişimde önemli rolü vardır, erkekler dokunabilir, görülebilir bir cinsel organa sahiptir; bu organ beden kavramı içinde daha çabuk yerini alır. Kadınlarda ise cinsel organ içte saklı olduğundan cinsel oryantasyonda daha çok içe yönelimlidir ve viseral duyumdan daha çok etkilenir. Erkekte ise cinsel uyurılma dışa oryantedir. Erkek cinselliği kolay, genital erotizme dayalı iken, kadın cinselliği sezgisel, içsel ve erkek pragmatizminden uzaktır.
1-3 yaş arası dönem: Sigmund Freud’un klasik analitik kuramına göre tuvalet eğitimi döneminde çocuk, anüs bölgesindeki gerilimi boşaltmadan duyduğu hazzı ertelemeyi öğrenmek zorunda kalır. Annenin bu dönemdeki tutumu ve dışkılama işlevine ilişkin kendi duyguları çocuğun ileride sahip olacağı karakter özelliklerini önemli oranda etkiler. Bu yaş grubu çocuklarda başkalarının tuvaletini izleme, kendi barsak harektlerine duyarlılık gösterme, inatçılık, negativizm sık görülür.
12-14 ay civarı üriner erotizm ve üç yaşlarında cinsiyet farkını algılama başlar ve bunu takiben kız-erkek davranışlarında farklılıklar ortaya çıkar. Bu dönemde cinsel oyundan mastürbasyona geçiş görülür ve iradi mastürbasyon 2 yaş civarında başlar. Bu yaşta mastürbasyon erkeklerde kızlara oranla daha fazladır. Buna yüz kızarması, haızlı nefes alma eşlik eder. İlk başta bu anlarda anne ile temas isterler, ancak ebeveynin rahatsız olduğunu hissedince kendi içlerine dönerler, bu mastürbasyon fantazisinin gelişimi için ilk adımdır.
Okul öncesi çocuk 3-5 yaş arası dönem: Klasik analitik kurama göre ödipal dönem diye adlandırılan bu dönemde çocuğun erotik ilgileri artmıştır; çocuk, anatomik farklılığı, doğumu, cinsel birleşmeyi merak edip sorabilir. Bu dönem çouklarında cinsel aktiviteler, cinsel organlara dokunma, kadınların göğüslerine dokunma, çıplık görülme isteği, vajene bir şeyler sokma şeklindedir.
Odipus karmaşası kavramını Sigmund Freud, mitolojide, bilmeden babasını öldüren ve bilmeden annesiyle evlenen Odipus’tan almıştır. Buna göre odipus karmaşası farklı cinsten olan ebeveyne karşı cinsel duyguların, aynı cinsten olana karşı ise düşmanca dyguların oluşmasıyla belirlenir. Erkek çocuk annesine sahip olmak ve babısını aradan çıkarmak, kız çocuk annesini uzaklaştırarak babasına yakınlaşmak ister. Erkek çocuğun annesine yönelik cinsel duyguları özellikle babasıyla olan ilişkilerinde çatışma yaratır. Babadan gelecek cezanın cinsel isteklerin merkezi olan organlarına yöneleceğini bekleyen çocuk, babasının kendisinin cinsel organlardan yoksun bırakacağından korkar. Ortaya çıkan bu hadımlık karmaşası anneye duyulan cinsel isteğin ve babaya yönelik düşmanlık duygularının bastırılmasına neden olur. Bu karmaşa aynı zamanda erkek çocuğun babasıyla özdeşleşmesine yardımcı olur, anneye yönelen tehlikeli cinsel isteklerin yerini sıcak sevgi duygularının almasını sağlar. Kız çocuklarda ise bu dönemde ilk sevgi nesnesi olan kişi yani annenin yerine giderek baba alır. Freud’a göre bu durum kız çocuğun penisten yoksun olduğunu fark etmesi ile başlar.
Kız çocuk eksiklik duyduğu bu durumdan kendine benzeyen anneyi sorumlu tutarak babasına yaklaşır, sevgisini paylaşmak istediği babasına karşı geliştirdiği bu yakınlık, aynı zamanda onun kendisinede olmayan bir organa sahip olmasını imrenme duygusu ile beraberdir. Penise imrenme adı verilen bu durum, erkekteki hıdımlık karmaşasının karşılığıdır. Bu karmaşa erkek çocukta olduğu gibi kız çocukta da bastırılır, bu bastırma anne ile özdeşime paralel gider. Bu dönemde babanın rolü hem erkek çocuğun maskülin özelliklerinin gelişmesinde, hem de kız çocuğun feminen gelişim göstermesinde önemlidir.
Okul çocukluğu döneminde, Freud latens dönem adını vermiştir (6 yaştan-puberteye sürer). Okula başlama, cinsel aktivitelerin azalması ve toplumsallaşma için gereklidir. Çocuklarda 8 yaş civarında doğum ve evlilik hakkında evrensel merak vardır. 9 yaşlarında cinsellik hakkında fikir sahibidirler. 10-13 yaşlara gelindiğinde prelatensi duygularını hücumuna uğrar, bununla başetmek için erkek çocuklar kızları devalüe eder, örneğin anal içerikli fıkralar anlatır. Kız çocuklarda ise menstrüel süreç ve fertilite ile ilgili yaralanma fantazileri, kirlenme ve pregenital temalar içerir. Bu yaşta bisexualitenin gerçekleşem fantazisi bilinç dışı yaşanır. Her iki cinste ikincil seks kalrakteristikleri görülmeye başlar. Bu dönemde hem süperego oturduğundan, hem de ego geliştiğinden mastürbasyon kontrol altındadır, insestiyöz bağlar çözülmeye başlar ve sonuçta ödipal dönemde ve ebeveynle ilişkide yaşadığı hüsranı telafi etmek için arkadaşlarına yönelir.
Kaynak :Ailem Dergisi...