- Katılım
- 2 Kas 2012
- Mesajlar
- 18
- Tepki Skoru
- 0
- Puanları
- 0
AHLAK GELİŞİMİ:
Birlikte yaşadığımız insanlara karşı görevlerimizi, sorumluluklarımızı öğrenmek ahlaki gelişimin bir parçasıdır.
Ahlak gelişiminin birincil hedefi, bireyin evrensel ilkeler, yanlış-doğru, hak ve adalet
kavramları doğrultusunda kendi doğrularını ve ilkelerini geliştirmesidir.
Ahlak gelişimi; bireyin küçük yaşlardan başlayarak toplum tarafından beğenilen,
kabul edilen doğru davranışları yapmasıdır.
Ahlak Gelişimi ile İlgili Kavramlar:
Kohlberg; bireylerin ahlaki gelişim özelliklerini incelemiş ve üç düzey belirtmiştir:
1) GELENEK ÖNCESİ DÜZEY (İşlem öncesi dönem 7. yaşa kadar)
Bu düzeyde bireyin: cezadan kaçınma eğiliminde olduğunu, ödül sağlama güdüsüyle dışsal güdülere göre yargılarda bulunduğunu söyleyebiliriz. Yargıların niyete göre değil de, sonuçlara bağlı olarak yapılması da bu düzeyin özelliklerindendir. Bu düzeyin iki aşaması vardır:
A) İTAAT VE CEZA (Bağımlı Ahlak Aşaması) Cezalandırılmaktan korkulduğu için kurallara uyulur. Bir olayın iyiliği veya kötülüğü sonucun fiziksel özelliğiyle ilgilidir. Kısaca bu evrede dışardan dayatılan kurallar dikkate alınmaktadır.
B) KARŞILIKLILIK-DEĞİŞ TOKUŞ (Araçsal Amaç) Doğruyu veya yanlışı, kişisel ihtiyaçlar belirler. Karşılıklı menfaat söz konusudur. Al gülüm ver gülüm: Sen bana ben sana yaklaşımı ağır basar. Yani bu dönemde çocuklar, büyüklerin koyduğu kurallara kendilerine uygun bulduklarında uymaktadırlar.
2) GELENEKSEL DÜZEY (Somut İşlemler Dönemi 7–11 yaş arası)
Bu düzeyde kişi toplumsal beklentilere, geleneksel değerlere, toplumsal yasalara göre davranma eğilimindedir. Bu düzeyinde iki aşaması vardır =
C) KİŞİLERARASI UYUM (İyi Çocuk Evresi) “Aferin, iyi çocuk” dedirtmeye yönelik davranışlar sergilenir. Büyüklerini, otoriteleri memnun edecek şekilde davranırlar. İyi niyetlidirler. İyi davranarak tasvip (kabul) görme arzusu ağır basar.
D) TOPLUMSAL SİSTEM (Yasa ve Düzen Evresi) Yasalara ve düzene uymaya yönelik davranışlar sergilenir. Yasalar kesinlikle uyulmak içindir. Otoritelere uyulmalı ve sosyal düzen devam ettirilmelidir. İnsan görevini yaptığı sürece doğru hareket etmiş olur. Yani kanun kanundur. İnsanların büyük bir çoğunluğu bu aşamadadır.
3) GELENEK ÖTESİ DÜZEY (Soyut İşlemler Dönemi 11–16 yaşarası)
Bu düzeyinde iki aşaması vardır =
E) TOPLUMSAL SÖZLEŞME EVRESİ Þ Bu aşamada bireyler, kanunlar ve kuralları, insanların uyum içinde yaşayabilmeleri için üzerinde TOPLUMUN ANLAŞTIĞI araçlar olarak görürler. Bireyler bu dönemde kanunların ve kuralların, gereksinimlerini karşılamadığını hissederlerse onları demokratik işlemler ve ortak kararlar yoluyla her zaman değiştirebilirler.
F) EVRENSEL AHLAK İLKELERİ EVRESİ Þ Evrensel ahlaki ilkelere uyma eğilimi vardır. Haklar ve doğrular bilinçli olarak aranır. Bireysel haklar, özgürlükler savunulur. Eşitlik, adalet ve insan haklarına sıkı sıkıya bağlanırlar.
KOHLBERG ahlak gelişimini çözümü olmayan sorularla belirlemeye çalışmıştır. Onun en meşhur sorularından birisi şudur Þ
“ HANS’ın karısı ölümcül bir hastalığa yakalanmıştır. Doktorlar ancak bir eczacının geliştirdiği bir ilacın fayda edeceğini söylerler. Hans eczacıya gider. Eczacı oldukça yüksek bir fiyat ister. Hans istenen paranın ancak yarısını bulabilir. Eczacıya yarısını teklif eder, eczacı kabul etmez. Yarısını daha sonra ödemeyi teklif eder, eczacı yine kabul etmez. HANS’ta akşam eczaneye gizlice girip ilacı çalar. HANS SUÇLU MUDUR? Suçluysa nedenSUÇLUDUR? HANS SUÇSUZ MUDUR? Suçsuzsa neden SUÇSUZDUR?
* HANS SUÇLUDUR :Polisler onu yakalar ve cezalandırırlar. GELENEK ÖNCESİ I. Evre
* HANS SUÇSUZDUR :Karısı için böyle yapmıştır. İnsan karısı için böyle davranmalıdır. Karısı da onun için böyle yapardı. GELENEK ÖNCESİ 2. EVRE…
* HANS SUÇLUDUR : Toplumdaki insanlar onu ayıplarlar. GELENEKSEL. 3. EVRE…
* HANS SUÇLUDUR : Kanunlara aykırı davranmıştır. Kanunlar toplumsal düzeni sağlamaya yarar. Hans toplumsal düzeni bozmuştur. GELENEKSEL. 4. EVRE…
* HANS SUÇLUDUR : İnsanlar toplum içinde birbirlerinin eşyalarına (özel eşyalarına) saygı göstermek zorundadırlar. GELENEK ÖTESİ V. EVRE…
* HANS SUÇSUZDUR : İnsan hayatı her şeyden önemlidir. Bir insanın hayatı söz konusu olduğunda, hırsızlık “CAİZDİR”. GELENEK ÖTESİ VI. EVRE
-Çocukta ahlak gelişimi ne zaman başlar?
Ahlak dediğimiz şey, temellerini o ülkenin normlarından veya dinî öğelerinden alan bir üst yapıdır. Ahlak kuralları çok defa uluslararası kurallarla benzeştiği gibi, aynı zamanda üç büyük dinin içerisindeki öğelerle birleştiği için çok defa din kuralları ile ahlak kuralları birbiriyle paralel olarak devam eder. Bu açıdan bakıldığında bir çocuğun ahlak eğitimi dediğimiz şey aslında bir bakıma o toplumda kabul edilmiş olan normlara katkı eğitimi diyebiliriz.
Batı’da yapılan çalışmalar ahlak eğitiminin çocuklarda 7 yaşından sonra başladığını söylüyor olsa da, Anadolu Pedagojisi, çocuğun ahlakî gelişiminin anne karnından itibaren başladığını ifade eder. Çünkü ahlak eğitiminin önce bir zemin bulması gerekir. Çocuğun ruhunda bir zemin oluşturulup, o zeminin üzerine ahlakî öğretiler işlenmeli. Batı’da genellikle ahlak eğitimi, etik eğitimi, moral eğitimi diye bahsedilen eğitimler zihnidir. Yani anne-baba çocuğa hangi davranışın doğru, hangi davranışın yanlış olduğunu söyleyerek o davranışı uygulamasını bekler. Hâlbuki bizim toplumumuzda ise ahlak eğitiminin temelinde duygusal, duyusal eğitim yer alır. Yani önce çocuğun duygu dünyasının ahlakî kuralları alabileceği hazır bulunuşluk seviyeye çıkması, daha sonra çocuğa ahlak kurallarının izah edilmesi gerekir. Bu bir ev hanımının hamuru önce yumuşatıp mayalanması için bir kenara koyması gibidir. Mayalanmış hamurun daha sonra fırına verilip; pastaya, böreğe, çöreğe dönüşmesi gibidir. Önce çocuğun benliği yumuşak, algılayıcı ve aynı zamanda ebeveynle kurmuş olduğu güven duygusu inşası yapılmış olması lazım ki, bir süre sonra anne-babasının çocuğa vereceği ahlakî öğretiler çocuğun ruhunda karşılık bulsun.
Eğer çocuğa o ilk hazırlık aşaması yapılmazsa, yani çocuğun duygu dünyası anne-babayla güven duygusuyla birbirine bağlanmadıysa, çocuk ailenin yanında da kendini emniyette hissetmiyorsa o takdirde böylesi bir çocuğa sözel olarak din kuralları, ahlak kuralları, normatif kuralları söylüyor olmak o çocuğun o kuralları benimseyeceği anlamına gelmez.
Bu açıdan bakıldığında Anadolu Pedagojisi’nde anne-babalar çocuğun daha anne karnındayken çocuğun sükûn ve huzur halinde tutularak yani anne kendisini sükûn ve huzur halinde tutarak çocuğu kaygı ortamından, stresten arındırmaya çalışmalıdır. Bir anne hamilelik döneminde stres ve kaygı içerisindeyse, çocuğun duygu dünyasını etkileyecek bir takım travmatik olaylar yaşıyorsa, o takdirde anne karnındaki çocuğun ileride başlayacak olan ahlak eğitimi de zafiyete uğramıştır.
Birlikte yaşadığımız insanlara karşı görevlerimizi, sorumluluklarımızı öğrenmek ahlaki gelişimin bir parçasıdır.
Ahlak gelişiminin birincil hedefi, bireyin evrensel ilkeler, yanlış-doğru, hak ve adalet
kavramları doğrultusunda kendi doğrularını ve ilkelerini geliştirmesidir.
Ahlak gelişimi; bireyin küçük yaşlardan başlayarak toplum tarafından beğenilen,
kabul edilen doğru davranışları yapmasıdır.
Ahlak Gelişimi ile İlgili Kavramlar:
- Törel Davranış
- Bencillik
- Öykünme
- Vicdan
- Özgecilik
Kohlberg; bireylerin ahlaki gelişim özelliklerini incelemiş ve üç düzey belirtmiştir:
1) GELENEK ÖNCESİ DÜZEY (İşlem öncesi dönem 7. yaşa kadar)
Bu düzeyde bireyin: cezadan kaçınma eğiliminde olduğunu, ödül sağlama güdüsüyle dışsal güdülere göre yargılarda bulunduğunu söyleyebiliriz. Yargıların niyete göre değil de, sonuçlara bağlı olarak yapılması da bu düzeyin özelliklerindendir. Bu düzeyin iki aşaması vardır:
A) İTAAT VE CEZA (Bağımlı Ahlak Aşaması) Cezalandırılmaktan korkulduğu için kurallara uyulur. Bir olayın iyiliği veya kötülüğü sonucun fiziksel özelliğiyle ilgilidir. Kısaca bu evrede dışardan dayatılan kurallar dikkate alınmaktadır.
B) KARŞILIKLILIK-DEĞİŞ TOKUŞ (Araçsal Amaç) Doğruyu veya yanlışı, kişisel ihtiyaçlar belirler. Karşılıklı menfaat söz konusudur. Al gülüm ver gülüm: Sen bana ben sana yaklaşımı ağır basar. Yani bu dönemde çocuklar, büyüklerin koyduğu kurallara kendilerine uygun bulduklarında uymaktadırlar.
2) GELENEKSEL DÜZEY (Somut İşlemler Dönemi 7–11 yaş arası)
Bu düzeyde kişi toplumsal beklentilere, geleneksel değerlere, toplumsal yasalara göre davranma eğilimindedir. Bu düzeyinde iki aşaması vardır =
C) KİŞİLERARASI UYUM (İyi Çocuk Evresi) “Aferin, iyi çocuk” dedirtmeye yönelik davranışlar sergilenir. Büyüklerini, otoriteleri memnun edecek şekilde davranırlar. İyi niyetlidirler. İyi davranarak tasvip (kabul) görme arzusu ağır basar.
D) TOPLUMSAL SİSTEM (Yasa ve Düzen Evresi) Yasalara ve düzene uymaya yönelik davranışlar sergilenir. Yasalar kesinlikle uyulmak içindir. Otoritelere uyulmalı ve sosyal düzen devam ettirilmelidir. İnsan görevini yaptığı sürece doğru hareket etmiş olur. Yani kanun kanundur. İnsanların büyük bir çoğunluğu bu aşamadadır.
3) GELENEK ÖTESİ DÜZEY (Soyut İşlemler Dönemi 11–16 yaşarası)
Bu düzeyinde iki aşaması vardır =
E) TOPLUMSAL SÖZLEŞME EVRESİ Þ Bu aşamada bireyler, kanunlar ve kuralları, insanların uyum içinde yaşayabilmeleri için üzerinde TOPLUMUN ANLAŞTIĞI araçlar olarak görürler. Bireyler bu dönemde kanunların ve kuralların, gereksinimlerini karşılamadığını hissederlerse onları demokratik işlemler ve ortak kararlar yoluyla her zaman değiştirebilirler.
F) EVRENSEL AHLAK İLKELERİ EVRESİ Þ Evrensel ahlaki ilkelere uyma eğilimi vardır. Haklar ve doğrular bilinçli olarak aranır. Bireysel haklar, özgürlükler savunulur. Eşitlik, adalet ve insan haklarına sıkı sıkıya bağlanırlar.
KOHLBERG ahlak gelişimini çözümü olmayan sorularla belirlemeye çalışmıştır. Onun en meşhur sorularından birisi şudur Þ
“ HANS’ın karısı ölümcül bir hastalığa yakalanmıştır. Doktorlar ancak bir eczacının geliştirdiği bir ilacın fayda edeceğini söylerler. Hans eczacıya gider. Eczacı oldukça yüksek bir fiyat ister. Hans istenen paranın ancak yarısını bulabilir. Eczacıya yarısını teklif eder, eczacı kabul etmez. Yarısını daha sonra ödemeyi teklif eder, eczacı yine kabul etmez. HANS’ta akşam eczaneye gizlice girip ilacı çalar. HANS SUÇLU MUDUR? Suçluysa nedenSUÇLUDUR? HANS SUÇSUZ MUDUR? Suçsuzsa neden SUÇSUZDUR?
* HANS SUÇLUDUR :Polisler onu yakalar ve cezalandırırlar. GELENEK ÖNCESİ I. Evre
* HANS SUÇSUZDUR :Karısı için böyle yapmıştır. İnsan karısı için böyle davranmalıdır. Karısı da onun için böyle yapardı. GELENEK ÖNCESİ 2. EVRE…
* HANS SUÇLUDUR : Toplumdaki insanlar onu ayıplarlar. GELENEKSEL. 3. EVRE…
* HANS SUÇLUDUR : Kanunlara aykırı davranmıştır. Kanunlar toplumsal düzeni sağlamaya yarar. Hans toplumsal düzeni bozmuştur. GELENEKSEL. 4. EVRE…
* HANS SUÇLUDUR : İnsanlar toplum içinde birbirlerinin eşyalarına (özel eşyalarına) saygı göstermek zorundadırlar. GELENEK ÖTESİ V. EVRE…
* HANS SUÇSUZDUR : İnsan hayatı her şeyden önemlidir. Bir insanın hayatı söz konusu olduğunda, hırsızlık “CAİZDİR”. GELENEK ÖTESİ VI. EVRE
-Çocukta ahlak gelişimi ne zaman başlar?
Ahlak dediğimiz şey, temellerini o ülkenin normlarından veya dinî öğelerinden alan bir üst yapıdır. Ahlak kuralları çok defa uluslararası kurallarla benzeştiği gibi, aynı zamanda üç büyük dinin içerisindeki öğelerle birleştiği için çok defa din kuralları ile ahlak kuralları birbiriyle paralel olarak devam eder. Bu açıdan bakıldığında bir çocuğun ahlak eğitimi dediğimiz şey aslında bir bakıma o toplumda kabul edilmiş olan normlara katkı eğitimi diyebiliriz.
Batı’da yapılan çalışmalar ahlak eğitiminin çocuklarda 7 yaşından sonra başladığını söylüyor olsa da, Anadolu Pedagojisi, çocuğun ahlakî gelişiminin anne karnından itibaren başladığını ifade eder. Çünkü ahlak eğitiminin önce bir zemin bulması gerekir. Çocuğun ruhunda bir zemin oluşturulup, o zeminin üzerine ahlakî öğretiler işlenmeli. Batı’da genellikle ahlak eğitimi, etik eğitimi, moral eğitimi diye bahsedilen eğitimler zihnidir. Yani anne-baba çocuğa hangi davranışın doğru, hangi davranışın yanlış olduğunu söyleyerek o davranışı uygulamasını bekler. Hâlbuki bizim toplumumuzda ise ahlak eğitiminin temelinde duygusal, duyusal eğitim yer alır. Yani önce çocuğun duygu dünyasının ahlakî kuralları alabileceği hazır bulunuşluk seviyeye çıkması, daha sonra çocuğa ahlak kurallarının izah edilmesi gerekir. Bu bir ev hanımının hamuru önce yumuşatıp mayalanması için bir kenara koyması gibidir. Mayalanmış hamurun daha sonra fırına verilip; pastaya, böreğe, çöreğe dönüşmesi gibidir. Önce çocuğun benliği yumuşak, algılayıcı ve aynı zamanda ebeveynle kurmuş olduğu güven duygusu inşası yapılmış olması lazım ki, bir süre sonra anne-babasının çocuğa vereceği ahlakî öğretiler çocuğun ruhunda karşılık bulsun.
Eğer çocuğa o ilk hazırlık aşaması yapılmazsa, yani çocuğun duygu dünyası anne-babayla güven duygusuyla birbirine bağlanmadıysa, çocuk ailenin yanında da kendini emniyette hissetmiyorsa o takdirde böylesi bir çocuğa sözel olarak din kuralları, ahlak kuralları, normatif kuralları söylüyor olmak o çocuğun o kuralları benimseyeceği anlamına gelmez.
Bu açıdan bakıldığında Anadolu Pedagojisi’nde anne-babalar çocuğun daha anne karnındayken çocuğun sükûn ve huzur halinde tutularak yani anne kendisini sükûn ve huzur halinde tutarak çocuğu kaygı ortamından, stresten arındırmaya çalışmalıdır. Bir anne hamilelik döneminde stres ve kaygı içerisindeyse, çocuğun duygu dünyasını etkileyecek bir takım travmatik olaylar yaşıyorsa, o takdirde anne karnındaki çocuğun ileride başlayacak olan ahlak eğitimi de zafiyete uğramıştır.