- Katılım
- 12 Kas 2006
- Mesajlar
- 1,205
- Tepki Skoru
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 38
Bilirsiniz hepimizin başına gelmiştir yada birilerinin başına geldiğine şahit olmuşuzdur: Anne-çocuk yada baba ile çocuk yada anne-baba ve çocukları pür neşe gezmeye çıkarlar. Çocuk bu, birden, önce sızlanmaya, sonra ağlamaya sonra da avazı çıktığı kadar bağırmaya başlar. Her ne yaparsanız yapın bir türlü susturamaz, avutamazsınız küçük yaramazı. Siz çabaladıkça o işi çığırından çıkarmaya devam eder. Sonunda çaresiz, her dediğini yapmaya başlarsınız ama , bu da kar etmez.
Biraz utanarak biraz da kurtaracak birini bulma gayretiyle gözleriniz etrafta dolaşır, uygun birini bulunca da “hadi teyzesi sen söyle de ağlamasın artık” yada “bak amca kızacak şimdi” dersiniz. Amca-teyze , her kim ise kaşlarını şöylee bir çatarak heybetlice bakar. Veya sizin hiç yardım istemenize gerek kalmadan “gönüllü azarcılar” “şişt sus bakalım, koca adamsın, çok ayıp, insan hiç böyle ağlar mı” diyiverir. “Hiç olur mu, çocuk ağlar mı, olacak iş mi yani, bak etrafına a çocuk, ağlayan bir tane daha görebiliyor musun?”. Anneler, neye uğradığını şaşırıp susan çocuklarından hayli memnun, bu zor görevi yerine getiren kişilere teşekkürlerle yolarına devam ederler. Şimdi diyeceksiniz ki, sorun hallolmuş, çocuk susmuş, anne de bu sıkıntılı durumdan kurtulmuş, her şey yolunda.
Değil, değerli anneler ve babalar. Çocuğunuza, sizin değil, başkalarının sözüne değer vermesini öğrettiniz. Etrafındaki insanların düşüncelerine haddinden fazla önem vermesini de, ayrıca kişiliğini zedelediniz. Çocuğunuz başkalarının değil “sizin” sözünüzü dinlesin, ergenlik döneminde “bu çocuk sözümü neden hiç dinlemiyor” diye düşündüğünüzde, 3 yaşındayken ona kızmasını istediğiniz amcayı, teyzeyi hatırlayın. Bu gün ve bundan sonra lütfen, insanların çocuğunuzu kontrol etmesine, onu azarlamasına müsade etmeyin, kibarca “ben üstesinden gelebilirim, teşekkür ederim” deyin ve eğer susturamıyorsanız, bırakın çocuğunuz avazı çıktığı kadar bağırsın, ucu sadece size dokunur. Sizin biraz utanmanız, çocuğunuzun ömür boyu problemler yaşamasından çok çok daha küçük bir sorundur.
Ayrıca, ağlayan bir çocuk utanç kaynağı değildir. Onu insanların içinde azarlayacak ebeveynler utanç vericidir
Biraz utanarak biraz da kurtaracak birini bulma gayretiyle gözleriniz etrafta dolaşır, uygun birini bulunca da “hadi teyzesi sen söyle de ağlamasın artık” yada “bak amca kızacak şimdi” dersiniz. Amca-teyze , her kim ise kaşlarını şöylee bir çatarak heybetlice bakar. Veya sizin hiç yardım istemenize gerek kalmadan “gönüllü azarcılar” “şişt sus bakalım, koca adamsın, çok ayıp, insan hiç böyle ağlar mı” diyiverir. “Hiç olur mu, çocuk ağlar mı, olacak iş mi yani, bak etrafına a çocuk, ağlayan bir tane daha görebiliyor musun?”. Anneler, neye uğradığını şaşırıp susan çocuklarından hayli memnun, bu zor görevi yerine getiren kişilere teşekkürlerle yolarına devam ederler. Şimdi diyeceksiniz ki, sorun hallolmuş, çocuk susmuş, anne de bu sıkıntılı durumdan kurtulmuş, her şey yolunda.
Değil, değerli anneler ve babalar. Çocuğunuza, sizin değil, başkalarının sözüne değer vermesini öğrettiniz. Etrafındaki insanların düşüncelerine haddinden fazla önem vermesini de, ayrıca kişiliğini zedelediniz. Çocuğunuz başkalarının değil “sizin” sözünüzü dinlesin, ergenlik döneminde “bu çocuk sözümü neden hiç dinlemiyor” diye düşündüğünüzde, 3 yaşındayken ona kızmasını istediğiniz amcayı, teyzeyi hatırlayın. Bu gün ve bundan sonra lütfen, insanların çocuğunuzu kontrol etmesine, onu azarlamasına müsade etmeyin, kibarca “ben üstesinden gelebilirim, teşekkür ederim” deyin ve eğer susturamıyorsanız, bırakın çocuğunuz avazı çıktığı kadar bağırsın, ucu sadece size dokunur. Sizin biraz utanmanız, çocuğunuzun ömür boyu problemler yaşamasından çok çok daha küçük bir sorundur.
Ayrıca, ağlayan bir çocuk utanç kaynağı değildir. Onu insanların içinde azarlayacak ebeveynler utanç vericidir