Psikomotor davraniş özellikleri

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan ayşenur tunç
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Okuma süresi: 17:03
Puanları 0
Solutions 0
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
8
Tepki Skoru
0
Puanları
0
@ayşenur tunç
[FONT=&quot]Gelişim psikolojinin kapsamındaki konuları iyi anlayabilmek için belirli kavramları ve bu kavramların anlamlarını bilmek gerekir. Gelişim psikoloji alanında sıklıkla kullanılan temel kavramlar ve açıklamalar aşağıda verilmiştir.
Psikoloji: İnsan davranışlarını ve davranışı etkileyen etmenleri inceleyen bilim dalıdır. Psikolojinin klinik psikoloji, sosyal psikoloji, fizyolojik psikoloji, danışma psikolojisi, psikometri, gelişim psikolojisi ve öğrenme psikolojisi gibi birçok alt dalı vardır.
Gelişim Psikolojisi: Gelişim psikolojisi insan davranışında doğumdan ölüme kadar, tüm yaşamı boyunca gözlenen biyolojik ve psikolojik değişiklikleri inceler. Büyüme ve gelişme sonucu, davranış ve bilişsel sistemde ortaya çıkan değişimleri inceleyen psikoloji dalıdır. (Erden ve Akınan, 1995, Aydın 2002)
Davranış: Organizmanın yaptığı ve türlü eylemdir, başka bir deyişle, insanın zihinsel ve bedensel tavır ve hareketleridir. Bilişsel, duygusal ve psikomotor olmak üzere üç tür davranıştan söz edilebilir. Bilişsel davranış zihindeki bilgilerle ilgili olan bir davranıştır. Duygusal davranışlar duygularla ilgilidir. Psikomotor davranışlar ise insanın bedensel hareketlerini ifade eder. (Bacanlı 2002)
Gelişme: Gelişme, büyüme olgunlaşma ve öğrenmenin birbirini etkileyerek devam etmesiyle döllenmeden ölüme dek süren yaşam sürecinde bireyin geçirdiği fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal değişikliklerdir. Gelişme sürekli bir süreçtir ve sadece fiziksel büyümeyi değil görev ya da özelliklerdeki gelişmeleri de içerir. Olgunlaşma ve öğrenmenin etkileşimiyle oluşan gelişme sonucu birey içinde bulunduğu dönemde kendisinden beklenen gelişim görevlerini yapabilecek düzeye gelir.
Büyüme: Organizmanın boy ağırlık ve hacim olarak artmasıdır. Görüldüğü gibi büyüme bedenle ilgili değişimleri içerir.
Olgunlaşma: Organizmanın büyüyerek kendisinden beklenen bir işi yapabilecek düzeye ulaşması sürecidir. Olgunlaşma katılım ve çevre koşulları arasındaki etkileşim sonucu bireyin olguluk düzeyine ulaşmasını sağlayan biyolojik gelişimlerdir. Olgunlaşmada öğrenmenin etkisi yoktur. Örneğin çocuk yürüme veya koşma için yeterince olgunlaşmadan bunları başaramaz.
Hazırbulunuşluk: İnsanın belli bir gelişim görevini olgunlaşma ve öğrenme yoluyla yapabilecek düzeye gelmesidir. (Başaran 2000). Hazırbulunuşluk yeni bir öğrenme ortamında, bireyin önceden sahip olduğu özelliklerin tümünü kapsar. Bireyin yaşı, gelişimi, olgunluk seviyesi, tutumu, motivasyonu ve sağlık durumu yeni öğrenme ortamında etkili unsurlardır. (Aydın 2000)
Gelişimin Görevi: Her gelişim döneminde bireyin geliştirmek zorunda olduğu sosyal beklentiler ve davranış örüntüleridir. Gelişim görevini zamanında yerine getirmesi kişiyi mutlu eder. Örneğin bir yaşına doğru çocuktan beklenen görevler birkaç kelime söyleyebilmesi ve emekleyebilmesidir.
Kritik Dönem: Gelişimde belli davranışların kazanılması gereken dönemler vardır. İlgili davranış bu dönemde kazanıldığı zaman daha sonra kazanılması çok zordur. Bu dönemlere kritik dönem denir.
PSİKOMOTOR DAVRANIŞLAR
Ruhsal nedenler ile yapılan, motifleri ruhsal olan bütün hareket ve davranışlar, psikomotor kavramı içinde incelenirler. Bu hareket grubu içi*ne bir müzik aleti çalmaktan, yürümeye, resim yapmaktan konuşmaya kadar, birbirleri ilgili ya da ilgisiz, hareketler girer. Psikomotor hareketlerin bir kısmı, örneğin jestler ve mimikler, bilinçsiz olarak gerçekleşir. Bir kısmı ise, bilinçli ve istemlidirler. Bir diğer kısmı ise, başlangıçta bi*linçli olarak kazanılır, daha sonra, otomatikleşerek bilincin katılmasını gerektirmez. Örneğin araba kullanmaya başlayan bir sürücü adayı, baş*langıçta vites değiştirirken bilinçli hareket eder, ustalaştıktan sonra ise hareketleri tamamen otomatikleşmiştir. Psikomotor hareketlerin sporda*ki önemi, iki özelliğinden kaynaklanır. Birincisi, insanların bir kısmı bazı hareketler için doğuştan özel yeteneklere sahiptirler. Bazı insanlar, bir müzik aletini çalmayı, diğer insanlardan daha kolay öğrenir veya daha güzel resim yapabilirken, bazı daha uzağa atlayabilirler ya da daha hızlı koşabilirler. Bu yeteneklerin önceden saptanabilmesi, gençleri belli mesleklere veya belli spor dallarına yöneltmede çok önemlidir. Psikomo tor hareketlerin sporda önemli olan ikinci özelliği, bunların öğretebilmesi ve geliştirilebilmesidir: Burada elbette ki uygun yöntemlerin kullanılması çok önemlidir. Bir psikomotor hareketin ruhsal dayanağı ne kadar yük sekse, onun sporcuya kazandırılması ve geliştirilmesi olasılığı o kadar fazladır. Örneğin bir futbolcuya uygun yere pas atmayı öğretmek, ona çalım atmayı öğretmekten daha kolaydır.
Organizmanın Motor Zorlanma Şekilleri
Psiko-motor davranışlara ve bunların spor psikolojisi olan ilişkilerine geçmeden önce organizmanın motor (hareketsel) zorlanma şekillerini ta*nımak yararlı olacaktır. Organizmanın motor zorlanması 5 şekilde olur.
Koordinasyon (eşgüdüm): «İskelet kasının belli bir amaca yöne*lik bir hareketi gerçekleştirmesi esnasında merkezi sinir sistemi ile ahenk*li işbirliğidir.» (42). Koordinasyonunun mükemmelliğini sağlayan faktör*ler, bu hareketin akışı ile ilgili fizik yasalar, hareketi gerçekleştiren agonist ve antagonist (birbirleri ile zıt çalışan, yani birisi kasılırken, diğeri gevşeyen) kasların antrenmanlılık derecesi ve kulakta bulunan denge organının (vestibüler organ) adaptasyon (uyum) düzeyidir. Koordinasyo*nun mükemmelleşmesi antrenman ile gerçekleşir. Sonuç olarak, eşit de*ğerdeki bir performans, antrenmanlılarda daha az bir enerji sarfı ve dolayısı ile daha az yorgunluk ile gerçekleşir ve yaralanma tehlikesi daha azdır. Mükemmel bir koordinasyona, ancak sürekli bir yineleme ilkesine dayalı olarak yapılan antrenmanlar sonucu ortaya çıkan motorik-dinamik stereotipiler ile ulaşılır. Koordinasyonun gelişmesinde zihinsel antrenman yöntemi çok etkili olmaktadır.
Fleksibilite (Elastikiyet): «Bir veya bir kaç kasın iradi hareketlilik sınırıdır.» (42). Fleksibiliteyi belirleyen faktörler şunlardır: Eklemin yapısı, eklemi saran kas kütlesinin hacmi, kasların, tendonların, bantların, ek*lem kapsülü ve derinin gerilebilme sınırı. Fleksibilite germe antrenman*ları ile geliştirilir. Bu antrenmanlar aynı zamanda yaralanma tehlikesini (kas yırtılmaları, tendon kopmaları vs.) azaltırlar (42).
Kuvvet: «Bir kas ve kas grubunun uygulayabileceği maksimal kuv*vete kas kuvveti denir.» (6). Bir kas enine kesit alanının genişliği oranın*da güçlüdür (6). Yani harekete katılan kas fibrillerinin sayısı ne kadar çok ise, kas o kadar güçlüdür. Kas kuvvetinin artması, kuvvet antren*manları ile olur. Bu antrenmanlar ile kas kitlesinin % 300'e varan bir ge*lişmesi mümkündür (62).
Hızlılık: Organizmanın motor zorlanma şekillerinden biri olan hız*lılık aşağıdaki 4 faktör ile belirlenir: «Tepki süresi, tek bir hareketin hı*zı, hareketin frekansı ve hareketi sürdürme hızı.» (42). Hızlılık antren*manları ile sporcunun hızlılık kapasitesi % 17 oranında artırılabilir (62).
Dayanıklılık: Belli bir performans’ı mümkün olduğu kadar uzun sürdürebilme yeteneği olarak tanımlanır. (42)
Sporcu seçiminde bunların önemi şuradan ileri gelir:
1. Bu yetenekler antrenman ile geliştirilebilirler,
2. Ancak bu gelişme, sporcunun doğuştan kapasiteye oranla olur, yani sporcunun doğuştan sahip olduğu kapasite ne kadar yüksek ise, antrenman sonucu elde edilen kapasite artması o kadar yüksek olur,
3. Özellikle koordinasyonun gelişmesinde psikolojik antrenman yön*temleri son derece etkilidirler,
4. Bu yeteneklerin geliştirilmesi için yapılan antrenmanlar hem spor*cunun kişiliğine yakından bağımlıdırlar, hem de onun kişiliğini etkilerler
5. Bu yetenekleri bir takım testler ile önceden saptamak mümkündür. ,



Çocuk organizmasının en önemli özelliklerinden birisi de sürekli büyüme, gelişim süreci içinde olmasıdır. Bu süreç içerisinde çocuğun gelişimi görünen ve görünmeyen büyüme ile gelişmeyi de kapsar. Motor kelimesi anlam olarak ‘hareket’i ifade eder. Dünyaya gelen her birey, daha anne karnında iken fiziksel olarak gelişmeye başlar. Dünyaya geldiğinde de bu gelişim hızlanarak devam eder. Önceleri refleks olan bu hareketlerin bazıları, refleks olarak ömür boyu devam ederken, bazıları da zamanla organların bilinçli olarak kullanılması ile motor becerilere dönüşür. Nefes alıp vermek ya da göz kırpıştırmak ömür boyu bireyin istemi dışında da olsa devam eden refleksif hareketlerdir. Oysa tek ayak üzerinde sekmek ya da kâğıt kesmek, organların kullanımının bilinçli olması ile yapılan eylemlerdir ve ‘psikomotor gelişim’ içinde değerlendirilirler.
[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Psikomotor gelişim, yaşam boyu devam eden ‘motor’ becerilerde ortaya çıkan davranışların kontrol altına alınması sürecidir. Söz konusu olan davranışlar; duyu organları, zihin ve kasların birlikte çalışması ile ortaya çıkar. Bir anlamda bu davranışların kontrol altına alınmasını sağlayan süreç, ‘psikomotor gelişim’i ifade eder. Psikomotor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanması olarak tanımlanır.
[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir. Motor gelişim, düzenli bir sıra izler.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]1. Baştan Ayağa
2.İçten Dışa
3. Büyük kaslardan Küçük kaslara [/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Ve iki genel alanda incelemek mümkündür:
Büyük kas motor becerileri (Bedeni kullanma)
Küçük kas motor becerileri (El ve ayağı kullanma)[/FONT]
[FONT=&quot]
Büyük kas motor becerileri, aynı zamanda ‘kaba motor beceriler’ veya ‘geniş kasların kullanılması’ diye de anılmaktadır. Emekleme, ayakta durma, yürüme, koşma, salınım, dönme, yuvarlanma, zıplama, denge gibi hareketler üzerideki kontrolü anlatmak için kullanılmaktadır. Küçük kas motor gelişimi ise; aynı zamanda ‘ince devinimsel beceriler’ olarak da adlandırılabilmektedir. Eli ve ayağı kullanma becerileri ile nesne becerilerini kapsar. Tutma, kavrama, yazma, yırtma, çizme, yapıştırma, kesme gibi beceriler örnek olarak gösterilebilir. [/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]İnsanın gelişimi, sürekli olmakla birlikte bu sürekliliğin hızı her yaşta aynı değildir.[/FONT]
[FONT=&quot]
Örneğin döllenmeden doğuma kadar olan evrede çok hızlı bir büyüme süreci yaşanır. Her gelişim evresi, diğer evrelerden farklı bir hızda gelişir ve insanın değişik yaşlarını kapsar. Çocuk için yaptığı her motor hareket, sözsüz iletişim anlamındadır. Motor davranışlar yolu ile dış dünya ile iletişim kurar. Kazandığı her yeni beceri ile de kendi dünyasının genişlemesine ve yeni deneyler yapmasına yardımcı olur. Fiziksel gelişim, psikomotor gelişim ile paralel gitmektedir ve birbirinden ayrı düşünülemez. Bir çocuğun çevresini tanıması ve çevresini yönetme becerisine kavuşma sürecinde ‘motor gelişimi’ son derece önemlidir. Bu süreçte, çocuğun bağımsızlığını tanımasında ve yönetmesindeki rolü de göz ardı edilmemelidir. Bunun yanı sıra çevresine uyum sağlaması ve sosyal faaliyetlerde varlık göstermesi için de ‘psikomotor’ gelişim iyi anlaşılmalıdır. Psikomotor gelişimin sağlıklı olması, fiziksel gelişiminin yanı sıra zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimlerine de önemli katkı sağlar.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Psikomotor davranışların geliştirilmesi, tüm yaşam boyu sürer. Bu nedenle yüksek öğretime devam eden öğrenciler, devam etmeyen akranlarına göre daha çok yeni beceri kazanma ve daha önce kazandıkları becerileri geliştirme olanaklarına sahiptirler. Psikomotor beceriler, bir işin yapılması sırasında kullanılan bilinçli zihinsel etkinliğin yönlendirdiği koordineli kas etkinlikleridir. Örneğin el yazısı yazma, daktilo yazma, piyano çalma birer psikomotor beceridir. Motor yetenek, vücudun bir ya da birden fazla organının katıldığı kas
hareketi ya da işlemidir. Psikomotor öğrenme, çocuğun doğumundan sonra psikomotor yeteneklerin gelişmesine bağlı kalarak ve yaşı ilerledikçe hızlanarak devam eder. Çocuk doğduğu anda hareket edebilecek ve bazı psikomotor davranışları yapabilecek durumdadır. Hatta ana rahmindeyken bile bazı hareketler yaptığı, dış etkilere karşı bazı yalın tepkiler gösterdiği bilinmektedir. Buna bakarak eğitimciler, eğitim-öğretimin doğumdan önce başladığını söylerler. Doğumdan sonra psikomotor yetenekler hızla gelişir. Psikomotor
öğrenme, bu yeteneklerin gelişmesine bağlıdır. [/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Bu psikomotor yetenekler şunlardır: Dikkat, kuvvet, denge, tepki hızı, eş güdüm ve esneklik.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Dikkat, kelime anlamı ile ‘duygularla düşünceyi, bir olay ve bir nesne üzerinde toplama’ olarak tanımlanır. Çocuk; çoğunlukla ilk yıllardan itibaren çevresini tanıma, keşfetme duygusu içindedir. Çevresinde gördüğü, dokunduğu hissettiği her şeyi algılar. Bebek, önceleri tanıdık kişi ya da eşyayı gözü ile takip eder; sese tepki verir. Annesini tanır, dikkatle izler. Annesi yanından ayrılınca ağlar. Sonraları objeyi eli ile tutar, duyu organları ile tanır, algılar ve tanımlar. 9. aydan itibaren ise nesneye dikkatini yoğunlaştırabilir. Hızla çevreyi keşfetme isteği dikkatini kısaltsa da bu dikkat eksikliği, farklı ilgi alanlarına yönelmesi ile toparlanacak dikkat yoğunluğunu sağlayacaktır. 2-3 yaşlarında, duran topa tekme atabilir. 3-4 yaşlarda 3 tekerlekli bisiklete binebilir, makasla kesebilir. 4-5 yaşlarda düz çizgi üzerinde yürüyebilir, 6 yaşına geldiğinde ise topa sopa ile vurabilecek ve tek ayak üzerinde 10 saniye durabilecek dikkat olgunluğuna erişecektir. Ayrıca erken çocukluk döneminde,“okuma yazmaya hazırlık çalışmaları” gibi etkinlikler küçük kas motor gelişiminde kullanacağı birçok psikomotor öğrenme, bir olayın veya işin devamlı ve yoğun bir şekilde dikkatli olarak izlenmesini gerektirir.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Bütün psikomotor davranışların öğrenilmesi bir kuvvet gerektirir. Koşma, atlama, tırmanma, yürüme hatta bir parmağın kıpırdatılması bile kuvvet ister. Bütün vücudun genel bir kuvvetinin olması gerektiği gibi; gövdenin kol ve bacakların elin ve parmakların öğrenilecek psikomotor davranışları yapabilecek kuvvete sahip olması gerekir. Kuvvet; bir direnci yenebilme, karşı koyabilme becerisi olarak da tanımlanabilir. Motor davranışlarda kas ve sinir sisteminin gelişmesi önemli bir yer tutar. Kemiklerde ve iç organlardaki büyüme doğrultusunda kaslar, merkezi sinir sisteminin direktifleri ile istenilen davranışı yapar. Çocuklarda kas kuvvetinin yoğunlaşması yaşa, cinsiyete, olgunlaşma düzeyine, daha önceki fiziksel etkinlik aşamalarına ve bedensel ölçülere bağlıdır. Güce karşı koyabilmek ya da direnci yenebilmek için vücudunu etkin kullanan çocuk; yürüme, koşma, sıçrama, topa vurma, fırlatma gibi hareketleri kuvvetle ilişkili olarak gerçekleştirir. Motor davranışın türüne göre de kuvvet, değişiklik gösterir. 4-5 yaşlarından itibaren el arabası itebilir, halat çekme etkinliklerine katılabilir, kutu ve blok gibi eşyaları kaldırabilir, bunları bir yerden bir yere taşıyabilir.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Denge, belli bir yerde bir hareketi veya pozisyonu sürdürme durumunu devam ettirme olarak tanımlanabilir. İlk önemli denge biçimleri, oturma ve ayakta durabilmedir. Çocuklarda motor becerilerde denge, daima önemli bir güdü olacaktır. Vücut kısımlarını, vücudun ağırlık merkezine göre etkili olarak kullanmayı öğrenecektir. Denge; yürüme, koşma ve atlama becerilerinin kazanılmasında da çok önemli bir faktördür. Çocuk ileriki yıllarda dengesinin gelişimi ile iki tekerlekli araçların, tekerlekli patenin kullanılması gibi pek çok aktiviteye katılabilecektir. Yapılan araştırmalara göre çocuk iki yaşından önce denge becerisi kazanamamaktadır. Üç yaş civarında tek ayağının üzerinde 3-4 saniye durabilmekte, dört yaşından sonra ise dairesel bir çizginin üzerinde yürüme becerisi kazanabilmektedir. Denge yeteneğinin geliştirilebilmesi için psikomotor etkinliklerde denge ile ilgili çalışmalara ağırlık verilmelidir. [/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]İnsanların duyu organlarını harekete geçiren ve insanda bir tepkiye yol açan iç ve dış durum değişikliğine uyarıcı; dışarıdan ya da içeriden gelen uyarıcılara karşı organizmanın gösterdiği davranış tepki olarak tanımlanır. ‘Harekete hazır olma’ şeklinde ifade edilebilecek olan tepki hızı için vücudun, dışarıdan aldığı uyarıcılara karşı tepki göstermeye hazır olması gereklidir; Yani vücudun etkilere karşı tepki göstermeye hazır olması gereklidir, bir etki-tepki sürecidir. Etki ile bu etkiye yapılan tepkinin arasında geçen zaman, reaksiyon zamanıdır. Reaksiyon zamanı ne kadar kısa olursa psikomotor öğrenme de o kadar hızlı olur. Psikomotor öğrenmede genel olarak bütün vücudun tepkiye hazır olması gereklidir. Özellikle kolların, bacakların ve elin tepki yapabilecek olgunluğa ulaşması gerekir. Psikomotor davranışların, kendine özgü bir yapılış hızı vardır. Bir davranışın gerektiğinden az hızda veya çok hızda yapılması hâlinde organizma tehlikeye girebilir. Örneğin bir makinenin çalışmasını öğrenecek bir öğrencinin gereken hızda hareket edememesi onun kolunun veya hayatının tehlikeye girmesine sebep olabilir. Psikomotor öğrenmede özellikle kolun ve parmakların gereken hızı kazanması çok önemlidir.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Eş güdüm (koordinasyon), belli bir amaca ulaşmak için; bilinçli motor hareketlerin devamlılığı, ahenkli ve uyumlu çalışması olarak tanımlanabilir. Psikomotor öğrenmenin pek çoğu birden fazla organların çalışmasını gerektirir. En yalın bir davranışta bile göz, el, kol veya ayak, gövde ile ayağın veya iki elin bir düzen içinde çalışması oldukça zordur. Öğrenilecek davranışları yapacak organları arasında yeterli koordinasyonu kuramıyorsa çocuk, o davranışı öğrenemez. Bu nedenle organlar arasındaki yeterli koordinasyonun gelişimi, bedensel olgunluğa ve alıştırmalara bağlıdır. Organlar arasıdaki eş güdümün artması, bedensel olgunluk arttıkça ve etkinlikle ilgili alıştırmalar çoğaldıkça sağlanacaktır. Örneğin 5-6 yaşlarında yapılan ve basit bir etkinlik gibi
gözlenen sanatsal etkinliklerde gözün, parmakların, elin, bileğin ve gövdenin eş güdüm içerisinde çalışması organlar arasındaki koordinasyonun arttığını gösterir[/FONT]

[FONT=&quot]Vücudun gerektiği zaman öne, yana, geriye ve istenen yönlere eğilmesi; yani esnek olması gereklidir. Gövdenin, bacakların yeterli esnekliğe sahip olmadığı zamanlarda psikomotor davranışları öğrenmek mümkün değildir. Özellikle ilk çocukluk döneminde kemikler kıkırdaksı yapıda olduklarından vücut daha da esnektir. Kemikler geliştikçe vücut esnekliği azalır. Esneklik 5-8 yaşlarda sabit kalır. Özellikle 12-13 yaşlarda doruk noktaya ulaşır. Cinsiyet esneklikte önemlidir. Kız çocuklar, erkek çocuklara oranla daha esnektir.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Psikomotor yetenekler, bütünlük hâlinde bulunur. Çocuk, doğduğu zaman bu psikomotor yetenekleri ancak kendi gelişimi oranında yapabilir. Bu nedenle ancak kendine özgü bazı becerileri yapabilecektir.
[/FONT]
 

Hoşgeldin!

Sitemize hoşgeldiniz, avantajlardan yararlanmak için kayıt olabilirsiniz.

Kayıt Ol!

23 Yıldır Sizlerle

23 yıldır sizlerleyiz. Türkiye'nin ilk okul öncesi eğitim platformu
Geri
Üst