Öğretmenler Günü'nde Stajerlği Kalkacak Öğretmen Arkadaşlar İçin Konuşma Metni Örneği

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Nihal EROĞLU
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Okuma süresi: 3:00

Nihal EROĞLU

YÖNETİM EKİBİ
Yönetici
Puanları 38
Solutions 0
Katılım
25 Nis 2006
Mesajlar
5,063
Tepki Skoru
26
Puanları
38
Konum
www.balikesirpedagog.com
Web sitesi
www.balikesirpedagog.com
@Nihal EROĞLU
Öğretmenler Günü'nde Stajerlği Kalkacak Öğretmen Arkadaşlar İçin Konuşma Metİn

METİN 1

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ İLE İLGİLİ ÖĞRETMEN KONUŞMASI, KONUŞMA METNİ (3)
Öğretmen; öğretme işini görev edinen kişiye denir. Öğretmenlik bir meslektir. Kişinin öğretmen olabilmesi için öğretmen yetiştiren bir okulu bitirmesi gerekir. İlkokullarda öğretmen Sınıf Öğretmenidir. Sınıfın bütün derslerini aynı öğretmen okutur. Ortaokul ve Liselerde ders öğretmenliği vardır. Meslek okullarında dersler özel şekilde yetiştirilmiş meslek öğretmenleri tarafından işlenir.
Eskiden öğretmene "Muallim", öğretmen yetiştiren okula da "Muallim Mektebi" denirdi. Ülkemizde öğretmen okulu ilk kez 16 Mart 1848'de açıldı.
Az sayıda okul vardı cumhuriyetin ilanıyla birlikte yurdumuzun her yanına yeni yeni okullar açıldı. Okul çağında olanlar bu okullarda okumaya başladı.
Atatürk, eğitimin, öğretimin yayılmasından, yaygınlaşmasından yanaydı. 1928 yılında Arap harflerinin kaldırılıp yerine bugün kullanmakta olduğumuz Türk harflerinin kabulü tüm yurtta sevinç yarattı. Halkın yeni harfleri kısa sürede öğrenip daha çok yurttaşın okur - yazar olmasını sağlamak amacıyla yoğun bir çalışma başladı. Okuma - yazmayı yaygınlaştırmak için okul çağı dışındaki yurttaşlara okuma - yazma öğreten okullar açıldı. Bunlara Millet Mektepleri adı verildi.
Atatürk, Ulus Okulları dediğimiz Millet Mektepleri'nde yazı tahtasının başına geçerek dersler verdi. Bakanlar kurulu 11.11.1928 günü yaptığı toplantıda Ata'ya Ulus Okullar Başöğretmenliği sanını verdi. 24 Kasım Atatürk'ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
Öğrencileri, öğretmenleri, okulu çok seven Atatürk yurt gezilerinde okullara uğrardı. Sınıflara girer, sıralara oturur, ders dinlerdi. Öğrencilere sorular sorardı. Öğretmenlerle konuşur, her yerde öğretmenliğin üstün bir meslek olduğunu anlatırdı.
Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda nasıl canla başla çalıştıklarını yakından izlemiştir. Yurdumuzun düşman tarafından paylaşıldığı sırada öğretmenler Öğüt Kurulları oluşturarak halka ulusal bağımsızlık, Ulusal Kurtuluş Savaşı düşüncelerini yayıyordu. Öğüt Kurulları dışında öğretmenler 14 eğitim kuruluşu ile birlikte Milli Kongre Cephesini kurdular. Milli Kongre Cephesi, düşmanların İzmir'i işgal ettikleri günlerde Sultanahmet Mitingini hazırladı. Bu mitingin konuşmacılarından çoğu öğretmenlerdi.
Başöğretmen Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda gösterdikleri etkinliği hep övmüştür. Atatürk yeni Türkiye'nin yaratılmasında öğretmenlere büyük görevler düştüğü inancındaydı. Çağdaş bir ulus olmamız için eğitimin yaygınlaşması gereğine inanıyordu. Bu nedenle Atatürk "Ulusları kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir." Sözleriyle öğretmene verdiği önemi ve duyduğu saygıyı en güzel biçimde belirtmiştir.
Öğretmen; yapıcı ve yaratıcıdır. İnsan haklarına saygılıdır. Öğretmen özverili, çevreye güven ve inanç veren, içi insan sevgisiyle dolu bir kişidir. Atatürk; "Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." demekle öğretmene yüklediği sorumluluğu ve değeri anlatmıştır.
Öğretmenler sevgi dağıtır. İçimizi aydınlatır. Bizi doğruya yöneltir. Bilgili kişiler olmamız için çaba gösterir. Dünyayı tanıtır. Öğretmen her alanda yeniliği, yenileşmeyi savunur. Gerçekleri anlatır. Beceri ve yeteneklerimizin gelişmesine yardımcı olur. Kısaca analar doğurur, öğretmenler yetiştirir.
 
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ İLE İLGİLİ ÖĞRETMEN KONUŞMASI, KONUŞMA METNİ
Sayın……………………………………….
Bugün tüm öğretmenlerimizin hizmetlerine karşılık, unutulmadıklarını gösteren bir gündür. Bu günü bize armağan eden Ulu Önder Atatürk’e şükranlarımızı sunuyoruz.
Öğretmen, insanların kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlayan, yaşamları boyunca kendilerine gerekebilecek bilgileri kazanmalarına yardımcı olan ve topluma arkasını dönmeden toplumun sürekli önünden giden bir gönül eridir. Madem ki gönül eridir, öyleyse karşısına çıkabilecek zorluklar kendisini yıldırmayacaktır, yıldırmamalıdır. İşte gerçek öğretmen zorluklarla başa çıkabilen gerçek bir insandır.
Türk öğretmeni kesinlikle yaşamını öğrencilerine adamış, onların sorunlarını ortadan kaldırmak için elinden gelen her şeyi yapmış, öğrencisine balık vermeyip balık tutmasını öğretmiş, gerektiği yerde gerekli biçimde davranma bilincine erişmiş, her zaman iyinin ve güzelin peşinde koşmuş örnek bir öğretmendir. Ne mutlu ki bu bilince erişen öğretmenlerimizin sayısı günden güne artmaktadır.
Her öğrenci bizim için bir öğretmendir. Onlardan öğreneceğimiz çok şey var. Bunun içindir ki öğretmen öğretirken öğrenen insandır ve öğretmen için bu çok büyük bir nimettir. Yeter ki öğretmenlik mesleğine soyunan insan öğrencilerine kapılarını kapamasın, onlardan gelen eleştirileri kulak ardı etmesin. Öğretmen, kendini öğrencilerinde bulan, öğrencilerinin yanında kendini mutlu hisseden, sürekli geliştiren ve gelişen kutsal bir insandır.
Ne mutlu bizlere ki toplumu eğiten insanların arasına katıldık ve ne mutlu bizlere ki sizler gibi birikimli öğretmenlerle baş başayız. Bizler, işe yeni başlayanlar olarak sizlerden gelecek her türlü yardım ve desteğe açığız. Çünkü sizlere güveniyoruz ve öğretmenlik coşkusunu sizler gibi yüreğimizde taşıyoruz. Bizlerdeki bu güven ve coşkunun en büyük nedeni Türkiye’mizin günden güne daha iyiye gitmesinden başka bir şey değildir.
Tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlar, öğretmenlerimize yaşamları boyunca sağlık ve mutluluklar dilerim.
Saygılarımla…
 
Saygıdeğer Öğretmenlerim,
Osmanlı İmparatorluğunu parçalamaya yönelik 1.Dünya Savaşının ardından yok olan
İmparatorluğun üzerine eşsiz bir mücadele sonucu Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Cumhuriyetimizi kuran iradenin ortaya koyduğu devrimler ve ilkeler
incelendiğinde yeni Türk Devleti için üç hedefin belirlendiği görülür.
Bunlardan birincisi tam bağımsızlık ilkesi: Zaten verilen milli mücadelenin milli
mücadele özünde bir bağımsızlık savaşıdır.
İkincisi ise ulus devlet yapısıdır: Yani tek bayrak tek millet söyleminde
somutlaşan üniter devlet ve toplum yapısı.
Üçüncüsü ise çağdaş muasır medeniyeti yakalamak ve onu da aşmaktır.
Cumhuriyetimizin kuruluşu ile birlikte gerçekleştirilen devrimler ve ATATÜRK’ün
ilkeleri bu amaçları gerçekleştirmeye yöneliktir.
Bu üç temel hedefi Türk çocuklarının, Türk Gençliğinin ve nihai olarak Türk
Ulusunun bilincine yerleştirecek kurumlar eğitim kurumlarıdır. Osmanlı döneminde
çocukların büyük bir kısmı bir eğitim olanağından tamamiyle mahrum idi sadece belirli
bir elitin çocuklarının eğitim görebildiği medreselerde de çağdışı eğitim verilmekte
idi. Öte yandan ülkede yaşayan azınlık okulları veya başka ülkelerin misyonerlik
faaliyetleri amacıyla açmış oldukları okullar vardı. Böylesine çağdışı bir eğitimle
bir ülkenin ayakta kalabilmesi olanaksızdı ve de kalamadı. Bu tarihi gerçeğin çok iyi
farkında olan Cumhuriyeti kuran irade bu nedenle en büyük devrimlerden biri olan
öğretim birliği yasasını çıkararak çağdaş ve Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine
uygun bir gençlik yetiştirilmesi amaçladı.
80 yılı aşkın süredir devam eden Cumhuriyetimizin bu bağlamda katettiği mesafe
son derece önemli ve takdire şayandır, ancak yeterli değildir.
Okul öncesinde erişilen %15 civarındaki okullaşma oranı, Ortaöğretim düzeyinde %
50 civarındaki okullaşma oranı ve yükseköğrenim düzeyinde %25 civarındaki okullaşma
oranı henüz gelişmiş ülkelerin çok gerisindedir. Elbetteki az gelişmişlik zincirini
kırabilmemiz için bu sayısal değerlerin acilen düzeltilmesi gerekmektedir. Ancak
ülkemizde esas sorun nicelikten ziyade nitelik sorunudur. Üniversite sınavına giren
öğrencilerin %70’inin fenden, %30’unun matematikten sıfır puan alması uluslararası
düzeyde ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde öğrencilerin karşılaştırılmasında Türk
öğrencilerin hep son sıralarda yeralması üzerinde dikkatle durmamız gereken çok önemli
sorunlardır. Bunlarında ötesinde bir devrim yasası olan öğretim birliği yasasına
aykırı olarak oluşturulan eğitim kurumları diğer bir çok önemli sorunu
oluşturmaktadır. Yüce ATATÜRK’ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya yönelik
yeminlerin yapıldığı tamamiyle denetimsiz kuran kursları, laik Cumhuriyet karşıtı
siyasal yapıların oluşturduğu ve her türlü desteği verdiği “arka bahçemiz” diye
nitelendirdikleri imam hatip okulları, yine laik Cumhuriyet karşıtı özel okullar,
dershaneler, öğrenci yurtları ve ışık evleri öğretim birliği yasasından önemli bir
sapmayı gerçekleştirmiştir. Bu kurumlardan yetişen tamamiyle farklı bir dünya görüşüne
sahip insanlar bu farklılıklarını siyasal, sosyal, kültürel yaşamda ortaya
koymaktadırlar. Bu eğitim kurumlarından yetişen ve siyasal alanda önemli güce erişen
kişi veya gruplar Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesiyle ve çağdaş Cumhuriyetimizin
devlet organlarıyla açık bir biçimde savaşmaktadırlar.
Üniter devlet ve toplum yapımızın ve laik Cumhuriyetimizin bu denli tehdit
altında yaşandığı bir dönem olmamıştır.
Ülkemizin içinde bulunduğu durumu çocuklarımıza ve gençlerimize doğru bir şekilde
anlatmak hepimizin görevi ancak öncelikle de öğretmenlerimizin görevidir. Bu anlamda
öğretmenlerimizin her zamankinden daha fazla sorumluluk taşıdığı bir gerçektir.
ATATÜRK’ün öğretmenlerinin bu sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine
getireceğine inancımı belirterek tüm öğretmenlerimizin ve öğretmen adaylarımızın
Öğretmenler Gününü kutluyorum.
 
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ

İnsan, dünyaya geldiğinde, daha bebek iken gözlerini açar açmaz çevresindekilerini hissetmeye çalışır. Yemeği, içmeyi, emeklemeyi, yürümeyi, koşmayı ve konuşmayı öğrenir. Kendisini ve çevreyi algılamaya çalışır. Tüm bunlara karşın yine de yardıma muhtaçtır.

İnsanın yaşamdaki ilk yardımcıları anne, baba, abla, ağabey, nine ve dedesidir. Büyüyüp gelişen çocuk bilgilenme sürecine girer. Bu nedenle aile içi eğitim ve öğretim yetersiz kalır. Çocuğun bu döneminde ihtiyaç duyduğu bilgileri, ancak okulda öğretmen klavuzluğuda sistemli bir eğitimle olacağı ve yönlendirileceği somut olarak ortaya çıkmıştır.Okulun ve öğretmenin devreye girmesiyle ailenin de bu konuda sorunu çözülür.

Bir ulusun çağdaş ülkeler düzeyine erişebilmesi; eğitim ve öğretimin kaliteli ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi ile ancak mümkün olabilir.
Eğitim sorunlarını çözen uluslar; kültür, sanat, bilim, teknoloji, sosyo-ekonomik alanında da kalkınmış ve ilerlemiştir. Eğitime gereken önem ve ilgiyi göstermeyen uluslar, başka ulusların kölesi olmaya mahkumdurlar. Kalkınmanın temel şartı eğitim ve öğretimdir.

Öğretmen; insanları eğitmeyi ve öğretmeyi meslek edinen, eğitim kurumlarında çocuk ve gençlerin eğitim öğretimlerine rehberlik eden, yön veren ve yaşam hazırlayan kimsedir. Öğretmenler gününün amacı öğretmenin toplumdaki yeri ve rolü önemi ve değeri nedir, sorunlarını belirlemek ve öğretmeni olması gerekli yüce oruna oturtmaktır. Öğretmenlerin kendi aralarında bağı kuvvetlendirmek, öğrencileri ile aralarındaki sevgi, saygı ve dayanışmayı güçlendirmektir. Emekli olan öğretmenleri saygıyla anmak ve yeni atanmış öğretmenlere mesleklerinin kutsal bilincine varmalarını sağlamaktır. İşte, Öğretmenler Günü, bu fedakar öğretmenlerimizin kıymetini bir kez daha düşünüp anlamamızı sağlayan önemli bir gündür.

Öğretmenlerimize duyduğumuz saygı, sevgi ve şükranlarımızı dile getirmek için bu günü fırsat bilmeli ve bu duygularla, onların ellerini öpmeliyiz. Okulu bitirip hayata atıldığımız zaman, bizi bu günlere hazırlayan öğretmenlerimizi hatırlamak, ziyaret etmek ya da bir telefon, kart veya mektupla hatırlarını sormak onlar için en büyük ve en değerli armağan olacaktır.

Öğretmenler Gününün Kısa Tarihçesi
Türkler, ilk önceleri Göktürk ve Uygur alfabelerini kullanmışlardır.
8. Yüzyıldan itibaren, İslamiyetin kabul edilmesiyle birlikte Uygur alfabesi bırakılarak Arap alfabesine geçilmiştir.

Kurtuluş Savaşı'nı kazandıktan sonra, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'i kuran ulu önder Atatürk, askeri ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda birçok yeniliği başlatmıştır. Bu yeniliklerden biri de, 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı kanunla, Arap alfabesi yerine Latin alfabesinin kabulü olmuştur.
Bu tarihten itibaren yeni harflerin öğrenilmesi ve okur yazar sayısının artırılması konusunda büyük bir seferberlik başlatılmıştır.

24 Kasım 1928 tarihinde açılan, Millet Mektepleri'nde, yaşlı, genç, çocuk, kadın... herkese yeni harflerle okuma yazma öğretilmiştir.

Millet Mektepleri'nin açılışı ve Atatürk'ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.


meb.gov.tr
 

Hoşgeldin!

Sitemize hoşgeldiniz, avantajlardan yararlanmak için kayıt olabilirsiniz.

Kayıt Ol!

23 Yıldır Sizlerle

23 yıldır sizlerleyiz. Türkiye'nin ilk okul öncesi eğitim platformu
Geri
Üst