Bankaları Değil Çocukları Krizden Koruyun!Finans krizi, yoksulluk demek, yoksulluk da en doğrudan çocukları etkiliyor. Ailenin koruma rolünün eksilmesi, sağlık, eğitim ve yiyeceğe erişimin azalması. Karatay, hükümetin sorunu gizlediğini, çocuk yoksulluğu üzerine veri ve politika olmadığını söyledi.
"Kriz dönemlerinde çocuklara yönelik hizmetlerin arttığına dair veri yok; bu da aslında sosyal hizmetlerin geri gittiğini gösterir. Tüm çalışmalar gösteriyor ki, artan yoksulluk doğrudan çocukların yoksunluğunun artmasına neden oluyor."
Sosyal hizmet uzmanı Abdullah Karatay ABD'de başlayan ve yayılan mali kriz üzerine tartışmalar esas olarak batan kurumların nasıl kurtarılacağına odaklanırken krizin çocuklara yönelik etkilerinin karşılanması için bir çaba bulunmadığını vurguladı.
İktisatçılar krizin yoksul ve çalışan kesimler için işsizlik ve artan yoksulluk anlamına geleceğini söylüyor. Bunun Türkiye'yi etkilememesinin olanaksızlığı üzerinde birleşiyor. Hükümetse henüz endişelenecek bir durum olmadığı görüşünde.
Yoksulluğun etkileri
Yoksulluğun çocukların yaşamsal ihtiyaçları üzerinde doğrudan etkisi var. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) verilerine göre her yıl beş yaş altında 9,7 milyon çocuk ölüyor. Ölümlerin üçte biri yetersiz beslenme kaynaklı.
Her gün 5 bin çocuğun hayatına mal olan ishal gibi kolaylıkla önlenebilir hastalıklar çocuk ölümlerinin bir diğer ana nedeni. Yaklaşık 1 milyar insanın temiz içme suyuna erişimi yok ve bütün bunlar yoksullukla doğrudan ilişkili.
Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu (SPF) Çocuk Yoksulluğu Çalışma Grubu "Yoksulluk tek başına bir risk durumu değildir" diyor.
"Beraberinde ailenin parçalanmasını ya da en azından koruyucu rolünü üstlenememesini, fiziksel ve ruhsal sağlık sorunlarını, eğitim sorunlarını, potansiyel taciz durumlarına karşı çocukların korunamamasını, riskli davranışların sergilendiği ortamlarda daha fazla bulunmayı beraberinde getiriyor."
Veri yok, politika da yok
Karatay'a göre Türkiye'de en önemli sorun çocuk yoksulluğu üzerine yeterli veri bulunmaması. "İhtiyaç sahibi çocukların sayısı ve onların ihtiyaçları bilinmiyor. O yüzden uygun politika üretmek için bir temel dahi yok ortada."
Veri olmasa da, Karatay şu konuda ısrarlı: Bugüne kadar hiçbir hükümet çocuklara yeterli kaynak ayırmadı. Bir hükümetten diğerine bir artış olabilir ama sonuçta mesele ihtiyacı karşılamaksa, bu hiçbir zaman olmadı.
İhtiyacı olan değil, yardım eden öne çıkıyor
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) de benzer şekilde davrandığını vurgulayan Karatay, çocukların korunmasıyla ilgili kapsayıcı bir kurum ve politika olmadığını ekledi.
"Örneğin okullar açılırken okul yardımı yapılıyor. Belediyeler, dernekler destek oluyor. İhtiyaçların karşılanması aileye ve cemaate bırakılırken sorun göz önünden kaçırılıyor. Kaç çocuğun muhtaç olduğunu bilemiyoruz ama hep kimin ne kadar yardım ettiğini duyuyoruz."
"Herşey kötüye gitmedi ama iki yüzlü bir politika uygulanıyor" diyen Karatay ekliyor: "Krizden çocukları koruyacak bir bakış hiç olmadı; 2001'de de yoktu, şimdi de yok.
Alıntı
"Kriz dönemlerinde çocuklara yönelik hizmetlerin arttığına dair veri yok; bu da aslında sosyal hizmetlerin geri gittiğini gösterir. Tüm çalışmalar gösteriyor ki, artan yoksulluk doğrudan çocukların yoksunluğunun artmasına neden oluyor."
Sosyal hizmet uzmanı Abdullah Karatay ABD'de başlayan ve yayılan mali kriz üzerine tartışmalar esas olarak batan kurumların nasıl kurtarılacağına odaklanırken krizin çocuklara yönelik etkilerinin karşılanması için bir çaba bulunmadığını vurguladı.
İktisatçılar krizin yoksul ve çalışan kesimler için işsizlik ve artan yoksulluk anlamına geleceğini söylüyor. Bunun Türkiye'yi etkilememesinin olanaksızlığı üzerinde birleşiyor. Hükümetse henüz endişelenecek bir durum olmadığı görüşünde.
Yoksulluğun etkileri
Yoksulluğun çocukların yaşamsal ihtiyaçları üzerinde doğrudan etkisi var. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) verilerine göre her yıl beş yaş altında 9,7 milyon çocuk ölüyor. Ölümlerin üçte biri yetersiz beslenme kaynaklı.
Her gün 5 bin çocuğun hayatına mal olan ishal gibi kolaylıkla önlenebilir hastalıklar çocuk ölümlerinin bir diğer ana nedeni. Yaklaşık 1 milyar insanın temiz içme suyuna erişimi yok ve bütün bunlar yoksullukla doğrudan ilişkili.
Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu (SPF) Çocuk Yoksulluğu Çalışma Grubu "Yoksulluk tek başına bir risk durumu değildir" diyor.
"Beraberinde ailenin parçalanmasını ya da en azından koruyucu rolünü üstlenememesini, fiziksel ve ruhsal sağlık sorunlarını, eğitim sorunlarını, potansiyel taciz durumlarına karşı çocukların korunamamasını, riskli davranışların sergilendiği ortamlarda daha fazla bulunmayı beraberinde getiriyor."
Veri yok, politika da yok
Karatay'a göre Türkiye'de en önemli sorun çocuk yoksulluğu üzerine yeterli veri bulunmaması. "İhtiyaç sahibi çocukların sayısı ve onların ihtiyaçları bilinmiyor. O yüzden uygun politika üretmek için bir temel dahi yok ortada."
Veri olmasa da, Karatay şu konuda ısrarlı: Bugüne kadar hiçbir hükümet çocuklara yeterli kaynak ayırmadı. Bir hükümetten diğerine bir artış olabilir ama sonuçta mesele ihtiyacı karşılamaksa, bu hiçbir zaman olmadı.
İhtiyacı olan değil, yardım eden öne çıkıyor
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) de benzer şekilde davrandığını vurgulayan Karatay, çocukların korunmasıyla ilgili kapsayıcı bir kurum ve politika olmadığını ekledi.
"Örneğin okullar açılırken okul yardımı yapılıyor. Belediyeler, dernekler destek oluyor. İhtiyaçların karşılanması aileye ve cemaate bırakılırken sorun göz önünden kaçırılıyor. Kaç çocuğun muhtaç olduğunu bilemiyoruz ama hep kimin ne kadar yardım ettiğini duyuyoruz."
"Herşey kötüye gitmedi ama iki yüzlü bir politika uygulanıyor" diyen Karatay ekliyor: "Krizden çocukları koruyacak bir bakış hiç olmadı; 2001'de de yoktu, şimdi de yok.
Alıntı
