Kalp, kalbim.. Huzursuzluğun sığındığı liman. Kaygının izinsiz, çat kapı geldiği yer. Sevgisini ne yapacağını bilemeyen kalp, Ağrısını dindirmeyi beceremeyen. Kalp..Benim kalbim... Sızılı, mutlu, mutsuz, umutlu, umutsuz kalp. Kabına sığmayan, yolunu doldurmayan, valizlere sığmayan, yaza yaza bitmeyen kalp, kopup düşecek sandığın ama sana bağlılıkta kusur etmeyen kalp. Kalp. Benim kalbim.
Aşk uzak diyarlarda, dağların arkasında saklıydı onun için. Yıllarca beklese gelmeyecek gibiydi. Tüm yüzlerde umutla aradı. Gelmedi, bekledi gelmedi.
Sonra bir gün ansızın çıktı karşısına. Sıralı olmadı hiç bir şey. Zamanında, arka arkaya olmadı. Karıştı kalbinin orta yeri. Düzetti , düzenledi. Ani değişimler onun için değildi. Hemen hasta olurdu.
Aşk, çatışmaymış bunu anladı, bazen onu neden sevdiğini, bazen neden öfke duyduğunu anlamaya çalışmakmış. Aşk, kendini feda etmekle korumaya çalışmak arasında giden gelen aşk. Beni dört yolun ortasında bırakan, seçim yapmaya zorlayan aşk..
Yalnızlık, işte benim en vefalı arkadaşım .Yıllarca yan yana yemek yedik, yan yana kitap okuduk, yan yana yürüdük, üşüdük sarıldık uyuduk. Beni hiç bırakmadı. Sonra bir gün dostluklar, arkadaşlıklar derken üzerine çıkıp gelen aşk artık onu hiç göremem diye düşünüyordum, bir baktım ki içimde, sımsıkı sarılıyor bana, nereye, kiminle gitsem o içimde. Galiba benim o, ya da o ben. Ben, ben olma hissini yalnızlıkla mı karıştırıyorum acaba diye çok düşündüm ama tatmin edici bir cevaba henüz içimde ulaşamadım.
İletişimsizlik işte bu çağın hastalığı. Ne kadar iyi niyetli olsanda zaman zaman seni de içine çekiyor. Karşındakine bir türlü istediğin gibi anlatamıyorsun kendini.. Öylece kelimeler yığılıyor içine, birikiyor bir yerlerde. zaman geçiyor, unutuluyor, anımsanıyor sonra tekrar unutuluyor.
Bu aralar hep böyle hissediyorum : Kalbim içinde aşk, etrafında yalnızlık, onu saran iletişimsizlik. Hepsi birbiriyle iç içe.
Bende direnmiyorum eskisi kadar, bıraktım kendimi ortalarına ne olacak göreceğiz.
__________________
HALEN?N HARES?
Aşk uzak diyarlarda, dağların arkasında saklıydı onun için. Yıllarca beklese gelmeyecek gibiydi. Tüm yüzlerde umutla aradı. Gelmedi, bekledi gelmedi.
Sonra bir gün ansızın çıktı karşısına. Sıralı olmadı hiç bir şey. Zamanında, arka arkaya olmadı. Karıştı kalbinin orta yeri. Düzetti , düzenledi. Ani değişimler onun için değildi. Hemen hasta olurdu.
Aşk, çatışmaymış bunu anladı, bazen onu neden sevdiğini, bazen neden öfke duyduğunu anlamaya çalışmakmış. Aşk, kendini feda etmekle korumaya çalışmak arasında giden gelen aşk. Beni dört yolun ortasında bırakan, seçim yapmaya zorlayan aşk..
Yalnızlık, işte benim en vefalı arkadaşım .Yıllarca yan yana yemek yedik, yan yana kitap okuduk, yan yana yürüdük, üşüdük sarıldık uyuduk. Beni hiç bırakmadı. Sonra bir gün dostluklar, arkadaşlıklar derken üzerine çıkıp gelen aşk artık onu hiç göremem diye düşünüyordum, bir baktım ki içimde, sımsıkı sarılıyor bana, nereye, kiminle gitsem o içimde. Galiba benim o, ya da o ben. Ben, ben olma hissini yalnızlıkla mı karıştırıyorum acaba diye çok düşündüm ama tatmin edici bir cevaba henüz içimde ulaşamadım.
İletişimsizlik işte bu çağın hastalığı. Ne kadar iyi niyetli olsanda zaman zaman seni de içine çekiyor. Karşındakine bir türlü istediğin gibi anlatamıyorsun kendini.. Öylece kelimeler yığılıyor içine, birikiyor bir yerlerde. zaman geçiyor, unutuluyor, anımsanıyor sonra tekrar unutuluyor.
Bu aralar hep böyle hissediyorum : Kalbim içinde aşk, etrafında yalnızlık, onu saran iletişimsizlik. Hepsi birbiriyle iç içe.
Bende direnmiyorum eskisi kadar, bıraktım kendimi ortalarına ne olacak göreceğiz.
__________________
HALEN?N HARES?