Güneş ışınlarının en zararlı etkisi deri kanserine sebep olmasıdır. Yaz mevsimiyle birlikte insanlar bronz tene sahip olmak için kumsallarda sere serpe uzanırken kanser riskini de hatırlamaları gerekiyor. Çünkü deri kanserini durdurmak, oluşmasını engellemek ancak güneşten korunmak ile mümkün… Lipozom teknolojisiyle üretilen güneş koruyucularıyla hem bronz hem de sağlıklı bir vücuda sahip olabilirsiniz!!!
Uz. Dr. Seher Küçükoğlu
Cilt Hastalıkları Uzmanı
Bronz bir tene sahip olmak cilt kanseri riskini göz ardı etmeye değer mi? Uzmanların uyarılarına rağmen bilinçsiz güneşlenen insanlar, her yıl % 30 oranında artış gösteren cilt kanseri vakalarının da temelini oluşturdu.. Konu hakkında Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Seher Küçükoğlu sorularımızı yanıtladı.
-Güneş ve kanser ilişkisini açıklar mısınız?
Güneşin en zararlı etkisi kanser oluşturma özelliğidir. Doğal ya da yapay ultraviyole ışınlarına uzun süreli maruz kalma sonucu insanlarda ve deney hayvanlarında deri kanseri oluştuğu bilinmektedir. Deney hayvanlarında kanser oluşturan ultraviyole ışınının dalga boyu 280-320nm olan UVB olduğu gösterilmiştir. Uzun dalga boylu UVA (320-400nm) ışınları UVB ışınımına eklendiğinde deri kanseri oluşumu artar. Melanom gelişiminde uzun süreli temastan çok, yinelenen ve deride yanık oluşturacak şiddette UV ışınlarına maruz kalma önemlidir. Bir diğer zararlı etkisi ise fotoyaşlanmadır. (deri yaşlanması). Fotoyaşlanma sonucunda deride klinik olarak elastoz, ince ve kalın kırışıklıklar, kuruluk, gevşeme, kabalaşma, kılcal damar kümeleri, düzensiz pigmentasyon, yer yer sarımsı renk ortaya çıkar.
-Cilt kanserinden korunmak mümkün müdür?
3 çeşit deri kanseri bulunmaktadır. En tehlikeli olan malin melanomdur. Beyaz tenlilerde, yaşlılarda, güneşe fazla maruz kalanlarda sık görülür. Deri kanserini durdurmak, oluşmasını engellemek ancak güneşten korunmak ile mümkündür. Güneşe aşırı maruz kalma özellikle su toplamasıyla seyreden ikinci derece güneş yanığı deri kanserinin temel sebebidir. Açık tene sahip olup güneş yanığı ihtimali fazla olan, aile geçmişinde cilt kanseri vakası bulunan, bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde risk daha fazladır. Güneş ışınları deri kanserine sebep olan en önemli neden olduğundan en önemli koruyucu önlem güneşten kaçınmaktır. Çünkü ozon tabakasındaki hasarlarda cilt kanserinde artışı tetikliyor. Cilt kanserleri vücudumuzun her yerinde görülmekle beraber en sık güneşe maruz kalınan yüz, boyun, kol ve bacaklarda görülmektedir. Son yapılan çalışma sonuçları; her iki erkekken biri, her 3 kadından biri yaşamları boyunca 55 yaş sonrasında non melnom deri kanseri (NMDK) geliştireceğini ortaya koydu. Bu da yılda 2000-2500 ölüme neden olmaktadır.
- Cilt kanseri riski altında olanlar kimlerdir?
Uzun süre veya aralıklı olarak yoğun güneş ışığına maruz kalmış, ailesinde deri kanseri malin melanom olan, büyük doğumsal ve çok sayıda benleri bulunan, açık tenli, açık renk gözlü, kızıl-sarı saçlı veya kolaylıkla güneş yanığı gelişebilen deri tipine sahip kişilerde risk daha fazladır. Deri kanseri oluşu özellikle güneşe uzun süreli aralıklı maruz kalmalarda oluştuğu için güneşten korunmaya özellikle çocukluk çağlarında başlanması gerekmektedir.
- Güneşin zararlı etkilerinden nasıl korunuruz?
Güneşten korunma ve güneşten uzak durma programları önerilmektedir. Bunların arasında UVR’un dünyaya en yoğun geldiği gün ortası güneşinden uzak durulması, gölge aranması, koruyucu giysiler giyilmesi, düzenli olarak UVA ve UVB içeren güneş koruma faktörü (GKF) 15-30 olan güneş koruyucuların uygulanması gerekmektedir. Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için güneş koruyucusu kullanmak tek başına yeterli değildir. Güneş koruyucu sürmek kadar nasıl sürüldüğü de önemlidir. GKF 16-50 arası olan koruyucu ürünlerin güneşe çıkmadan 20 dakika önce sürülmesi ve düzenli kullanılması gerekmektedir. Bununla beraber güneşten uzak durulması, şapka, beyaz giysi gibi koruyucu giysilerin giyilmesi gerekmektedir. Ayrıca UV ışınlarına karşı korumalı güneş gözlükleri kullanmalıdır. Güneşin çok dik geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında güneş temasından kaçınılmalıdır.
-Güneş koruyucu seçiminde nelere dikkat edilmelidir?
Piyasada çok sayıda ve değişik özellikte güneş koruyucu ürün bulunmaktadır. İlk olarak dikkat edilecek nokta güvenilir bir ürün olmasıdır. Çünkü UVA blokajı için etiket iddialarında standartların olmaması sorundur. Bu yüzde UVA’yı daha üstün bloke eden güneş koruyucular önceliğimdir. Koruma faktörü en az 16 olmalıdır, Hastanın güneşe bağlı bir deri hastalığı bulunuyorsa koruma faktörü 50 tercih edilmelidir. Bunun ile beraber ürünün kişinin yaşam kalitesine uygun olması önemlidir. Suya dayanıklılığı, etkisinin uzunluğu, güneş korucuyu tercih ederken önceliklerim arasındadır.
- Güneş koruyucu tercihinde dikkat edilecek noktalar nelerdir?
Öncelikle güneş koruyucu kullanıcıların bilinçlenmesi gerekiyor. UVA’yı daha üstün bloke eden ürünlerin tercih edilmesi ve koruma faktörünün en az 16 olması, kullanıldığında etkisinin uzunluğu önemlidir. Güneş koruyucu ürünler ile ilgili çalışmalar sürekli yapılmaktadır. Burada amaçlanan hem UVB hem de UVA koruyuculuğun artması, suya ve terlemeye daha dayanıklı ürünlerin elde edilmesi ve koruculuk süresinin uzamasıdır. Son yıllarda lipozom teknolojisi ile güneş koruyucu ürünlerin etki süreleri uzatılmaya çalışılmıştır. Bu teknoloji de güneş koruyucu ürün kontrollü salınım ile derinin daha alt tabakalarına zaman içinde ulaşmaktadır.
Uz. Dr. Seher Küçükoğlu
Cilt Hastalıkları Uzmanı
Bronz bir tene sahip olmak cilt kanseri riskini göz ardı etmeye değer mi? Uzmanların uyarılarına rağmen bilinçsiz güneşlenen insanlar, her yıl % 30 oranında artış gösteren cilt kanseri vakalarının da temelini oluşturdu.. Konu hakkında Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Seher Küçükoğlu sorularımızı yanıtladı.
-Güneş ve kanser ilişkisini açıklar mısınız?
Güneşin en zararlı etkisi kanser oluşturma özelliğidir. Doğal ya da yapay ultraviyole ışınlarına uzun süreli maruz kalma sonucu insanlarda ve deney hayvanlarında deri kanseri oluştuğu bilinmektedir. Deney hayvanlarında kanser oluşturan ultraviyole ışınının dalga boyu 280-320nm olan UVB olduğu gösterilmiştir. Uzun dalga boylu UVA (320-400nm) ışınları UVB ışınımına eklendiğinde deri kanseri oluşumu artar. Melanom gelişiminde uzun süreli temastan çok, yinelenen ve deride yanık oluşturacak şiddette UV ışınlarına maruz kalma önemlidir. Bir diğer zararlı etkisi ise fotoyaşlanmadır. (deri yaşlanması). Fotoyaşlanma sonucunda deride klinik olarak elastoz, ince ve kalın kırışıklıklar, kuruluk, gevşeme, kabalaşma, kılcal damar kümeleri, düzensiz pigmentasyon, yer yer sarımsı renk ortaya çıkar.
-Cilt kanserinden korunmak mümkün müdür?
3 çeşit deri kanseri bulunmaktadır. En tehlikeli olan malin melanomdur. Beyaz tenlilerde, yaşlılarda, güneşe fazla maruz kalanlarda sık görülür. Deri kanserini durdurmak, oluşmasını engellemek ancak güneşten korunmak ile mümkündür. Güneşe aşırı maruz kalma özellikle su toplamasıyla seyreden ikinci derece güneş yanığı deri kanserinin temel sebebidir. Açık tene sahip olup güneş yanığı ihtimali fazla olan, aile geçmişinde cilt kanseri vakası bulunan, bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde risk daha fazladır. Güneş ışınları deri kanserine sebep olan en önemli neden olduğundan en önemli koruyucu önlem güneşten kaçınmaktır. Çünkü ozon tabakasındaki hasarlarda cilt kanserinde artışı tetikliyor. Cilt kanserleri vücudumuzun her yerinde görülmekle beraber en sık güneşe maruz kalınan yüz, boyun, kol ve bacaklarda görülmektedir. Son yapılan çalışma sonuçları; her iki erkekken biri, her 3 kadından biri yaşamları boyunca 55 yaş sonrasında non melnom deri kanseri (NMDK) geliştireceğini ortaya koydu. Bu da yılda 2000-2500 ölüme neden olmaktadır.
- Cilt kanseri riski altında olanlar kimlerdir?
Uzun süre veya aralıklı olarak yoğun güneş ışığına maruz kalmış, ailesinde deri kanseri malin melanom olan, büyük doğumsal ve çok sayıda benleri bulunan, açık tenli, açık renk gözlü, kızıl-sarı saçlı veya kolaylıkla güneş yanığı gelişebilen deri tipine sahip kişilerde risk daha fazladır. Deri kanseri oluşu özellikle güneşe uzun süreli aralıklı maruz kalmalarda oluştuğu için güneşten korunmaya özellikle çocukluk çağlarında başlanması gerekmektedir.
- Güneşin zararlı etkilerinden nasıl korunuruz?
Güneşten korunma ve güneşten uzak durma programları önerilmektedir. Bunların arasında UVR’un dünyaya en yoğun geldiği gün ortası güneşinden uzak durulması, gölge aranması, koruyucu giysiler giyilmesi, düzenli olarak UVA ve UVB içeren güneş koruma faktörü (GKF) 15-30 olan güneş koruyucuların uygulanması gerekmektedir. Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için güneş koruyucusu kullanmak tek başına yeterli değildir. Güneş koruyucu sürmek kadar nasıl sürüldüğü de önemlidir. GKF 16-50 arası olan koruyucu ürünlerin güneşe çıkmadan 20 dakika önce sürülmesi ve düzenli kullanılması gerekmektedir. Bununla beraber güneşten uzak durulması, şapka, beyaz giysi gibi koruyucu giysilerin giyilmesi gerekmektedir. Ayrıca UV ışınlarına karşı korumalı güneş gözlükleri kullanmalıdır. Güneşin çok dik geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında güneş temasından kaçınılmalıdır.
-Güneş koruyucu seçiminde nelere dikkat edilmelidir?
Piyasada çok sayıda ve değişik özellikte güneş koruyucu ürün bulunmaktadır. İlk olarak dikkat edilecek nokta güvenilir bir ürün olmasıdır. Çünkü UVA blokajı için etiket iddialarında standartların olmaması sorundur. Bu yüzde UVA’yı daha üstün bloke eden güneş koruyucular önceliğimdir. Koruma faktörü en az 16 olmalıdır, Hastanın güneşe bağlı bir deri hastalığı bulunuyorsa koruma faktörü 50 tercih edilmelidir. Bunun ile beraber ürünün kişinin yaşam kalitesine uygun olması önemlidir. Suya dayanıklılığı, etkisinin uzunluğu, güneş korucuyu tercih ederken önceliklerim arasındadır.
- Güneş koruyucu tercihinde dikkat edilecek noktalar nelerdir?
Öncelikle güneş koruyucu kullanıcıların bilinçlenmesi gerekiyor. UVA’yı daha üstün bloke eden ürünlerin tercih edilmesi ve koruma faktörünün en az 16 olması, kullanıldığında etkisinin uzunluğu önemlidir. Güneş koruyucu ürünler ile ilgili çalışmalar sürekli yapılmaktadır. Burada amaçlanan hem UVB hem de UVA koruyuculuğun artması, suya ve terlemeye daha dayanıklı ürünlerin elde edilmesi ve koruculuk süresinin uzamasıdır. Son yıllarda lipozom teknolojisi ile güneş koruyucu ürünlerin etki süreleri uzatılmaya çalışılmıştır. Bu teknoloji de güneş koruyucu ürün kontrollü salınım ile derinin daha alt tabakalarına zaman içinde ulaşmaktadır.
