HİKAYE
ATATÜRK İLE ÇOCUK
Bir sabah Çankaya sırtlarında beraberce gezmeye çıkmıştık. Gazi, yanımıza sokulan bir çocuğu yakaladı. Çelik bakışlarıyla gözlerini onun yüzüne dikip gülümseyerek sordu:
-Adın ne senin bakayım?
-Cemil.
-Çankaya’da mı oturuyorsun?
-Yok, Ayrancı’da.
-Okula gidiyor musun?
Çocuk başını hızlı hızlı salladı.
-E… Ne okuyorsun okulda?
-Her şeyi okuyoruz.
-Peki, ben kimim cemil?
Çocuk zeki bakışlarını Ata’nın üzerinde gezdirdi.
-Sen Gazi paşasın.
Ata gülümsedi:
-Olmadı. Ben Gazi Paşa değilim. Beni benzettin sen.
-Yok, benzetmedim, iyi biliyorum. Sen Gazi Paşasın.
-Nereden biliyorsun?
Çocuk kendinden emin bir tavırla:
-Çünkü dedi, kimse sana benzemez.
-Cemil sen büyüdüğün zaman ne olacaksın?
-Asker olacağım.
-Asker olup da ne yapacaksın?
-Düşman bu topraklara ayak basacak olursa, buralardan kovacağım.
Gazi, bir şey demedi, küçük Cemil’i kollarından kaldırdı, alnından öptü. Sonra onu oyununa geri gönderdi. Sonra bize dönerek başlangıcı kendi zihinde kalan cümleyi söyledi:
-Evet … öyledir. Milletin bağrında temiz bir kuşak yetişiyor. Bu eseri onlara bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak.